evliler ♡

güldüm gerçkten öyle.bak bu gruba o zamnki pembe hayallerime ben de dahilim
 
çok tatlı maşallah
 
Abarttıklarını düşünüyorum yada herkesin kendine göre haklı sebepleri vardır. Nasıl onlar yaşamadan bilemediyse bizde bilemeyiz ki iyimi kötümü .. Bende yakında evleniyorum abim sürekli takılıyor bana aklın varsa evlenme gençliğini tüketme diye ortalıkta geziniyor
 

Sanki erkekler evlendikten sonra farklı kadınla karşılaşmıyor. Evlenmeden önce bir dediğini iki etmeyen, sakin, munis, kayınvalidenin peşinde annecim diye fır dönen, saçı bakımlı, yüzü makyajlı ince belli kadınlar evlendikten sonra her şeye sinirlenen, adamın her şeyine karışan, sürekli telefon bilgisayar kurcalayan, huzursuzluk çıkaran, kayınvalideden nefret eden, bakımsız, dombili kadınlara dönüşmüyorlar mı çoğu zaman?

Herkes olduğu gibi görünse ve karşısındakini kusurlarıyla kabul etse zaten mutsuz evlilik sayısı oldukça düşer.
 
Benim şuanki hayatıma göre sonsuz özgürlüktü bekar günlerim.
Ben lisede yatılı okumuş, üniversite zamanı ailesiyle yaşamış bir kadınım ama, evimiz ve hayatımız o kadar bireyseldi ki, özlememek imkansız.
Sorumsuz yaşamak başka, başkalarının sorumluluğunu yüklenmek başka bir şey.
Evlenmeden önce sadece kendimden sorumluydum ama şuan bahsettiğiniz gibi eş ve ailesi kısmı olarak bile öyle değil, her yerde otosansür var.
Ki bu halime bile sivridilli, sağı solu belli olmayan bir tip olarak görülüyorum.
Umrumda mı tabi ki değil.

Velhasıl kelam, eşim de içine dede kaçmış, ataerkil bir aile yapısından geldiği için saat 11 onun için uyku demek vs.
Tabi ki sevgiliyken böyle değildi, ama evlilikle beraber onun da ev geçimi, üzerine düşen sorumluluklarla 80 yaş dedeye bağladı.
Beni bu kadar kurumdan soğutan şey, eşimin gençliğini unutması ve kendine pay biçtiği hayat da olabilir.
Anası, ablası, danası, tanası vs.
Sürekli iletişim, akıl danışma, yumruk gibi sımsıkı bir aile ve dışarıda bırakılan ben ve çocuklarım.
Onlar gezmeye gidecekken bile arar eşime haber verir, beni bunlar boğuyor yahu.
Bize ne arkadaş!
Ha, çocuklar olana kadar yılda en az 10 tatil yapardık yurtiçi yurtdışı farketmeksizin, haftanın zaten 3 akşamı kesin dışarıdaydık, çocuklarla en aza indirgendi ama ben, canım çekti diye üşenmeden arabaya atlayıp şehir değiştirip orada yemek yiyen bir tipim.
Eş kişisi ve hayatı, uyum sağlamak bir kenara dursun, kendi kıstaslarını normal, beni anormal olmak olmakla suçluyor.
Bana ev ve evlilik hayatı bu sebeple zor geliyor.
Aşağı çekiliyorum, ruhum yaşlanıyor.
 

Çok sıkı aile baglari bana gore de cekilir şey degil bak o varsa coook haklisin. Kaynim gelip emrivaki gecelere kadar salonuma kuruldugu bir aksam benim bile eşimi boşamak aklimdan geçmişti.
Ama o düzenin dişina esimle beraber cikmayi başardik eninde sonunda. Yoksa cidden sadece bosanmayi dusunmez bosanabilirdim ben.

Cocuk konusu, cocugum yok benim. Cocuklarindan kimse pisman degildir ama bana gore insanin hayatini evlilikten daha cok kisitlar cocuk hatta evlilik bittiginde bile kisitlayan birsey.
Kedimiz var ve kedi dahi insani kisitliyor bizde kafamiza gore eskisi gibi tatil plani yapamiyoruz, zart diye uzun sureli biyere gidemiyoruz. Kim bakacak kediye? :)))
Ama kedi en azindan 1-2 guncuk yalniz basina durabiliyor, cocuk durmuyor.
 
Çocuk konusu gerçekten hem şükür hem de şnssız bedevi meselesi.
Allaha bin şükür, öyle iki afacanım var ki bebek diyene taş çıkarır, her şeyleri sorundur falan filan ama dediğiniz gibi beni yoran bu bağımlı hayatlar.
Çocuklarımı dünyaya ben getirdim, elbette hayatım kısıtlanacak, totomu devirip yatamayacapım ama, bunu normal gören ‘ah sizin nesil şımarık bizler neler çektik siz buna iş yorgunluk mu diyorsunuz’ diyen zihniyetle her gün muhattap olmak çok can sıkıcı.
E öyle konuşula konuşula koca da dolup geliyor eve, arıza oradan çıkıyor.
Ya da çocuksuz günlerimi hatırlıyorum, tatil programımızı eşin son gece söylerdi ailesine, çekinirdi bir şey derler diye.
Yahu bu adam 4 sene aynı şehirde olan ailesiyle bekar evinde yaşadı öğrenciyken, hiçkimse zırt pırt aramaz, gelmezdi.
Gider ben toplar yemek yapardım.
O zaman oğlunuz değil miydi?
Evlenince ne oluyorsa kıtmete bindi niyeyse! İçtiği suya kadar merak edilir, günde 10 kere aranılır ve hayata müdahale edilir, iş gördürülür, kendi işlerini kocama kakalar oldular.
Ben de gerizekalı değilim sonuçta, tam bağımsız bir insan olarak, bu kadar vıcık vıcık bir aileye gelin olayım ama öylelermiş maalesef...
8 sene ortada olmayan, haftada 2 gün beraber zaman geçiren aile, düğün gecesi hortlayıverdi!
Ahh kardeşim, ahh oğlummm gidiyor diye.
Bir de bekar görümce vardı ki senelerce bende yaşayan, kardeşini kıslanan vs.
Ay anlatsam neler neler de, ben ki dişli bir kadın olarak bunları yaşıyor ve geri püskürtüyorum, Allah sessiz ve ılımlıya sabır versin.

Aslında evlilik denge işi.
Ve o dengeyi kadın da erkek de kurmak zorunda.
Çiftlerden biri aile kayırıyor, diğerinin her türlü önünü kesip ‘ama onlar ailem lafını bil, yapacak bir şey yok çekeceksin’ diyorsa; bundan kimse zevk alamaz herhalde.
 

Aynen o kiymete binme işini bizzat yaşadim. Esimle basbasa dogum gunu kutlayamadik içine sicmislardi ellerinde pasta herkes esimin dogum gunu derdine dusmustu yine emrivaki tabiki. Hicte dogum gunu kutlayan bir aile degiller ustelik. Suan 4,5 yillik evliyim 3 senedir esimin dogum gununde annesi aramiyor bile :) küs filanda degiliz...
 
Evlenince sadece sorumluluklar artmış oluyor.belki de yaş ilerliyor herseyin farkına variyoruz.her türlü sıkıntı olacak hayatımızda.ama insan sevdiği ile beraber ise daha kolay basedebilir,güç alabilir.yeter ki doğru insanla olalım.
 
Işte aynen bu durumdan bahsediyorum. Evlililerin bir çoğu aman evlenme ye iç gez biz evlendikte ne oldu modunda :)
 
Doğru kişi ile bu yola girdiğimi düşündüğüm için asla 1 gün bile neden bu adamla evlendim diye pişman olmadım. Eğer sorumluluklarını bilen bir eşiniz varsa sorumluluk artmak yerine paylaşılıyor. İki çalışanız, akşam ufak tefek yemekte de yardım eder, haftasonu temizlikte de yardımcı olur. Maaşları ihtiyaçlara göre planlayıp harcarız. Benim param senin paran diye bir tabir olmaz. Mesela o arabaların, faturaların, ve bunun gibi şeylere harcama yaparken ben de ev ile ilgili alışveriş, mutfak olarak harcama yaparım. Artanı dilediğimiz miktarda birikim ve eğlence için kullanırız.

Böyle bir düzen ve sorumluluk paylaşımı içerisine girerseniz hem düzenli bir yaşamınız hem de sorumluluklar devasa başlığı altında konuşmaya gerek kalmaz. Ve tabii ki pişman olmamanın yolu doğru bir kişiden de geçiyor :)

Her ailede ufak tefek tartışmalar, atışmalar, anlaşmazlıklar olur tabii ki. Önemli olan bunları saygı çerçevesini aşmadan konuşup, anlaşabilmek.
 
Evet bu tür kadınlarda var ne yazık ki...Herkes samimi olsa keşke ama olmuyor ama şu değişmiyor hiç ne olursa olsun gerçekten el diye bir gerçek var elin oğlu yani kendi ailen gibi olmuyor...
 
Evet bu tür kadınlarda var ne yazık ki...Herkes samimi olsa keşke ama olmuyor ama şu değişmiyor hiç ne olursa olsun gerçekten el diye bir gerçek var elin oğlu yani kendi ailen gibi olmuyor...

Olur mu öyle şey, yeni bir aile kuruyorsunuz. Elin oğlu denir mi?
Babanız annenize ya da anneniz babanıza böyle söylese hoşunuza gider mi? Bakış açınıza göre onlar da el.
Evliliğe ve aileye bu şekilde bakarak mutlu olamazsınız ki.
 
Ben bu şekilde bakıyorum gerçekten
 
Evlendigim icin pisman degilim ama yasamak istediklerimi yasamadan evlenmek icimde ukteler birakti. Duygularin ve mantigin tamam bu dogru insan deyince beklemeye alamiyorsun tabi.. ama esimle biraz daha gec tanismis olsaydik dedigim oluyor. Evliliginde, bekarliginda lezzeti baska.
 
Uyum önemli. 3.5 yıldır evliyim, keşke evlenmeseydim demedim hiç çok şükür.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…