güldümevlenmemiş birinin bu tespitleri doğru değil
sen bekarken hergünün mutlu geçmiyor değil mi
evlenincede farklı olmuyor
kimisi evlendikten sonra boyut atlayacağını zannediyor birsürü beklentisi oluyor sonrasında ne mi oluyor? hep hayal kırıklıkları üzüntüler
birçok kişi bilinçsizce evlenip çocuk yapıyor yetemiyor ne çocuğuna ne kendisine nede kocasına/karısına
80 yaşındaki nineyi anlarım çünkü ninemin zamanında ninenin fikrini hayata bakışını soran olmamıştı önüne ne konulmuşsa onu yaşamış mutsuz olmuştu
şimdi böyle mi değil ama gene bilinçsizce evllikler yapıyoruz
çok tatlı maşallah29 yaşında evlendim eşim de 30 Du .keşke daha önce evlenseymisim. Hatta keşke onu daha önce tanisaymisim ...üniversiteyi birlikte okuyabilseymisiz mesela ...bazen annesine onun kucuklugunu sorup saatlerce dinlemek istiyorum . Onun eski fotoğraflarına bakmak, benden önceki anılarını sabahlara kadar dinlemek istiyorum. ... umarım siz de böyle birini bulursunuz
bak bence de öyle en az 25Yasin 25 ve altiysa evlenme
Ye, ic, yat, gez gencligini yasa..
O gunler bir daha geri gelmiyor
Evlilik sanırım bir kadın için;evlenmeden önce tanıdığı kişinin evlenince tamamen farklılaşması sonucu yaşadığı hayal kırıklığı veya zaten o kişinin öyle olduğunu görmek istemeyip evlendikten sonra muhteşem bir eş olacağını beklemesi sonucu yaşadığı durum yada hayallerindeki erkek ve evliliği yaşamayamanın garip bir üzüntüsü olabilir...Birde işin içine sorunlu bir aile sülale eklendi mi tadından yenmez...
Benim şuanki hayatıma göre sonsuz özgürlüktü bekar günlerim.Nereye kadar sorumsuz yaşanacakti ki?
Ben evlenirken annemin evinde mutfaga girmis insan degildim, yeri gelirdi babam yiyecek hazirlardi bana yaptirmazdi. Bir bardak suyunu bile kimse benden istemez birbirlerinden isterlerdi.
Oldukcada özgür yetistim gezme, tozma kisitlamam olmadi. Ama ne zamana kadar ev işlerine elini surmeyip, sorumluluk paylaşmadan yaşanabilir ki?
Ha kendin ayri evine cikarsin 7/24 hizmetlin olur onu bilemem. :) Bunu bekarken yapan evliyken de yapar tabi.
Sonsuz bir ozgurluk yoktur toplum icinde yasiyorsak kendimizi bir sekilde sansurlemek zorunda kaliyoruz. Iş yerinde de istedigimde cikayim, istedigimi soyleyeyim, istedigim gibi davranayim yok.
Arkadaslarina bile her aklina geldigi gibi konuşamazsin bazen.
Butun hayat çok özgür ve sifir sorunsuz degil ki bekarken...
Ben anlayamadim ne ozgurlugu?
Evliligin en nefret ettigim kismi eş ailesi oldu. Tanimadigin insanlarla sözde akraba olup gorusmek durumunda olmak filan asiri berbatti. Hayatimin en igrenc şeylerinden biri bu olabilirdi.
Ama ben hallettim. Evime gelenim gidenim pek olmuyor artik. Ayda 1 kere annesine filan biz gidiyoruz o kadar. Onun disinda ozgurluk kisitlayici birsey yok bence.
Benim şuanki hayatıma göre sonsuz özgürlüktü bekar günlerim.
Ben lisede yatılı okumuş, üniversite zamanı ailesiyle yaşamış bir kadınım ama, evimiz ve hayatımız o kadar bireyseldi ki, özlememek imkansız.
Sorumsuz yaşamak başka, başkalarının sorumluluğunu yüklenmek başka bir şey.
Evlenmeden önce sadece kendimden sorumluydum ama şuan bahsettiğiniz gibi eş ve ailesi kısmı olarak bile öyle değil, her yerde otosansür var.
Ki bu halime bile sivridilli, sağı solu belli olmayan bir tip olarak görülüyorum.
Umrumda mı tabi ki değil.
Velhasıl kelam, eşim de içine dede kaçmış, ataerkil bir aile yapısından geldiği için saat 11 onun için uyku demek vs.
Tabi ki sevgiliyken böyle değildi, ama evlilikle beraber onun da ev geçimi, üzerine düşen sorumluluklarla 80 yaş dedeye bağladı.
Beni bu kadar kurumdan soğutan şey, eşimin gençliğini unutması ve kendine pay biçtiği hayat da olabilir.
Anası, ablası, danası, tanası vs.
Sürekli iletişim, akıl danışma, yumruk gibi sımsıkı bir aile ve dışarıda bırakılan ben ve çocuklarım.
Onlar gezmeye gidecekken bile arar eşime haber verir, beni bunlar boğuyor yahu.
Bize ne arkadaş!
Ha, çocuklar olana kadar yılda en az 10 tatil yapardık yurtiçi yurtdışı farketmeksizin, haftanın zaten 3 akşamı kesin dışarıdaydık, çocuklarla en aza indirgendi ama ben, canım çekti diye üşenmeden arabaya atlayıp şehir değiştirip orada yemek yiyen bir tipim.
Eş kişisi ve hayatı, uyum sağlamak bir kenara dursun, kendi kıstaslarını normal, beni anormal olmak olmakla suçluyor.
Bana ev ve evlilik hayatı bu sebeple zor geliyor.
Aşağı çekiliyorum, ruhum yaşlanıyor.
Çocuk konusu gerçekten hem şükür hem de şnssız bedevi meselesi.Çok sıkı aile baglari bana gore de cekilir şey degil bak o varsa coook haklisin. Kaynim gelip emrivaki gecelere kadar salonuma kuruldugu bir aksam benim bile eşimi boşamak aklimdan geçmişti.
Ama o düzenin dişina esimle beraber cikmayi başardik eninde sonunda. Yoksa cidden sadece bosanmayi dusunmez bosanabilirdim ben.
Cocuk konusu, cocugum yok benim. Cocuklarindan kimse pisman degildir ama bana gore insanin hayatini evlilikten daha cok kisitlar cocuk hatta evlilik bittiginde bile kisitlayan birsey.
Kedimiz var ve kedi dahi insani kisitliyor bizde kafamiza gore eskisi gibi tatil plani yapamiyoruz, zart diye uzun sureli biyere gidemiyoruz. Kim bakacak kediye? :)))
Ama kedi en azindan 1-2 guncuk yalniz basina durabiliyor, cocuk durmuyor.
Çocuk konusu gerçekten hem şükür hem de şnssız bedevi meselesi.
Allaha bin şükür, öyle iki afacanım var ki bebek diyene taş çıkarır, her şeyleri sorundur falan filan ama dediğiniz gibi beni yoran bu bağımlı hayatlar.
Çocuklarımı dünyaya ben getirdim, elbette hayatım kısıtlanacak, totomu devirip yatamayacapım ama, bunu normal gören ‘ah sizin nesil şımarık bizler neler çektik siz buna iş yorgunluk mu diyorsunuz’ diyen zihniyetle her gün muhattap olmak çok can sıkıcı.
E öyle konuşula konuşula koca da dolup geliyor eve, arıza oradan çıkıyor.
Ya da çocuksuz günlerimi hatırlıyorum, tatil programımızı eşin son gece söylerdi ailesine, çekinirdi bir şey derler diye.
Yahu bu adam 4 sene aynı şehirde olan ailesiyle bekar evinde yaşadı öğrenciyken, hiçkimse zırt pırt aramaz, gelmezdi.
Gider ben toplar yemek yapardım.
O zaman oğlunuz değil miydi?
Evlenince ne oluyorsa kıtmete bindi niyeyse! İçtiği suya kadar merak edilir, günde 10 kere aranılır ve hayata müdahale edilir, iş gördürülür, kendi işlerini kocama kakalar oldular.
Ben de gerizekalı değilim sonuçta, tam bağımsız bir insan olarak, bu kadar vıcık vıcık bir aileye gelin olayım ama öylelermiş maalesef...
8 sene ortada olmayan, haftada 2 gün beraber zaman geçiren aile, düğün gecesi hortlayıverdi!
Ahh kardeşim, ahh oğlummm gidiyor diye.
Bir de bekar görümce vardı ki senelerce bende yaşayan, kardeşini kıslanan vs.
Ay anlatsam neler neler de, ben ki dişli bir kadın olarak bunları yaşıyor ve geri püskürtüyorum, Allah sessiz ve ılımlıya sabır versin.
Aslında evlilik denge işi.
Ve o dengeyi kadın da erkek de kurmak zorunda.
Çiftlerden biri aile kayırıyor, diğerinin her türlü önünü kesip ‘ama onlar ailem lafını bil, yapacak bir şey yok çekeceksin’ diyorsa; bundan kimse zevk alamaz herhalde.
Işte aynen bu durumdan bahsediyorum. Evlililerin bir çoğu aman evlenme ye iç gez biz evlendikte ne oldu modunda :)Abarttıklarını düşünüyorum yada herkesin kendine göre haklı sebepleri vardır. Nasıl onlar yaşamadan bilemediyse bizde bilemeyiz ki iyimi kötümü .. Bende yakında evleniyorum abim sürekli takılıyor bana aklın varsa evlenme gençliğini tüketme diye ortalıkta geziniyor
Evet bu tür kadınlarda var ne yazık ki...Herkes samimi olsa keşke ama olmuyor ama şu değişmiyor hiç ne olursa olsun gerçekten el diye bir gerçek var elin oğlu yani kendi ailen gibi olmuyor...Sanki erkekler evlendikten sonra farklı kadınla karşılaşmıyor. Evlenmeden önce bir dediğini iki etmeyen, sakin, munis, kayınvalidenin peşinde annecim diye fır dönen, saçı bakımlı, yüzü makyajlı ince belli kadınlar evlendikten sonra her şeye sinirlenen, adamın her şeyine karışan, sürekli telefon bilgisayar kurcalayan, huzursuzluk çıkaran, kayınvalideden nefret eden, bakımsız, dombili kadınlara dönüşmüyorlar mı çoğu zaman?
Herkes olduğu gibi görünse ve karşısındakini kusurlarıyla kabul etse zaten mutsuz evlilik sayısı oldukça düşer.
Evet bu tür kadınlarda var ne yazık ki...Herkes samimi olsa keşke ama olmuyor ama şu değişmiyor hiç ne olursa olsun gerçekten el diye bir gerçek var elin oğlu yani kendi ailen gibi olmuyor...
Ben bu şekilde bakıyorum gerçektenOlur mu öyle şey, yeni bir aile kuruyorsunuz. Elin oğlu denir mi?
Babanız annenize ya da anneniz babanıza böyle söylese hoşunuza gider mi? Bakış açınıza göre onlar da el.
Evliliğe ve aileye bu şekilde bakarak mutlu olamazsınız ki.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?