Herkesin beyni bel altı çalışıyor demişsiniz ama.. Konudaki erkek evliliğin sorumluluğunu üstlenmek istemiyor, ama aynı evde yaşayıp aktif cinsel hayat istiyor. Ve kız zor durumda kaldığı için kabul ediyor.
Bizler de kullanıldığını düşüdüğümüz için karşı çıkıyoruz. Aklı bel altında olan sadece konudaki erkek bence.
Size harfiyen katılıyorum. Benimde eklemek istediklerim var.
Birincisi "nasılsa evlilik hayatı yaşıyor neden evlensin ki" meselesi. Bu cümle de bazı hanımlar tarafından yanlış anlaşılmış. Adam sevdiği insanla aynı evi paylaşıyor, ev hallerini görüyor, arada resmiyet olmasa bile aynı hayatı paylaşıyor. el ele tutuşup alışverişe gidiyor. Hatta evlilerden daha rahat, karışan yok, işin içinde aileler yok, anneme saygısızlık yaptı annesi beni her hafta çağırıyor muhabbetleri yok. Kısacası rahat yani, şimdi genç yaşında bu rahatlıktayken neden evlilik konusunu açsın ki? Neden sorumluluk alsın ki? (Seven insan sorumluluk alır almak ister)
İkinci konu da, "seven erkek sevdiği kıza dokunmaya kıyamaz" muhabbeti. Evet doğru, evlendikten sonra dokunduktan sonra sevgileri de bitmez. Ama evlenmeden ola ki ayrıldılar, erkek bir kızın günahına girmek istemez. Bekaret kavramının ne yazık ki önemli olduğu toplumumuzda "aramızda resmi nikah yokken ola ki ayrıldık ola ki ben öldüm, geride kalan bu kız ailesine mahcup olabilir, sonra evlenmek istediğinde sorun yaşayabilir" diyedir.
Konu sahibine gelirsek, belkide erkek arkadaşının bile göğüsleyemeyeceği bir sorumluluğu almış durumda. Ailesi duymasın diye çabalıyor, aldatmasın diye birlikte olmuş. Sevdiğini kaybetmemek için birşeyler yapmaya çalışıyor ve evlilikle sonuçlansın istiyor. 24 yaş genç bir yaş ama evlilik kelimesinin uzak olduğu bir yaşta değil. Kız arkadaşla gizli saklı aynı evde yaşamak biliniyorsa evlilik hayalleri de kurulabilir.
Bu arada herkesin görüşüne saygım var, konu birlikte yaşamış yaşamamış değil, konu sahibinin evlilik konusunda beklediği davranışı görememesi. Mesele bu.