Hiçkimsenin olmadığı bir şehirde iki çocuk büyütmeye çalışıyorum. 1 tanesi 1. Sınıfa başladı , diğeri hareketlenmeye ve ben buradayım demeye basladi(15 aylik) ve tam da bu dönemde eşim 9 aylık bir yatılı eğitim almak uzere yanımızdan ayrıldı. Kendinize lütfen çok çalışıyorum çok yoruluyorum yanllnizim gibi sebeplerle acımayın. Her zaman etrafta bizden çok daha büyük yüklerin altından kalkmaya çalışan insanlar var. Size şunu söyleyeyim; bir erkek eğer bir ortamı, yuvayı, işi, kadını terketmek istiyorsa onu 3-5 aydan fazla hiçbir guc orada tutamaz. Kadın başkadır, rol yapabilir, icine atabilir, susabilir, katlanabilir. Hele cocuk için işkence olsa durur sabreder. Erkek ise cocuk için bile kalamaz. Esin seni seviyor, gidebileceği daha güvenli bir limanı olmadığını da çok çok iyi biliyor. Asla bitirmek istemiyor ama mutlu olmak ve mutlu etmek için gerekli olan yasam enerji icin de yok. Hayatin anlamını unutmuş durumda tat almıyor hiçbir şeyden. Onu sorgulamayın. Sorular sorup durmayın. Yoklugunuzla veya sevgi selinizle sorunu çözmeye çalışmayın. O zayıf karakterli/ psikolojili biri. Ben de simdi tam olarak boyleyim. Ama benimki esimin etrafima kurdugu koruma kalkani yuzunden bu noktaya geldi biraz da. Surekli gozu uzerimde, hem hareketlerimi kontrol ediyor hem beni ve çocukları surekli koruyor, kolluyor kendince. Kalın giy, bunu giyme, oraya gitme, yalnız yapma, erken uyu, şunu unutma, bunu unutma, geç gitme, erken gel, hava karardi cikma... cok bunaltti ve sogutuyor beni. Sizde bunlar var mi? Bilinç altı terapileriyle, accessbars seanslarıyla eski enerjimi, istegimi, gücümü, içimdeki ışığı yeniden harekete geçirmeye çalışıyorum.