Evrenin saç baş yolduran espri anlayışı

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Ben size hak verdim. Ama neden haklı olduğunuz konusunda yorum yapmayacağım. Bi de beni linç etmekle uğraşmasınlar "dünyanın en iyi, en duyarlı anneleri" (!)

Ama şunu söyleyebilirim lohusa depresyonu falan yaşamadım. Kızıma karşı sevgisizlik, ilgisizlik bir yana sesimi bile yükseltmem. Anneliği hala sevmiyorum. Korkuyla, endişeyle, paranoyalarla yaşamak zor geliyor. Hatta bazen böyle leş bi dünyaya onu getirdiğim için suçluluk duyuyorum. Anneliği sevmiyorum ama kızımın saçının teline zarar gelse yaşayamam. Evet kesinlikle yaşayamam. Onunla geçirdiğim her an kıymetli. Zor ama kıymetli. Kendimi uçurumu bi ip üzerinde elimde kristal bi yumurta ile geçmeye çalışıyormuş gibi hissediyorum. Yumurtaya aşığım ama bu görevin korkusu ağır geliyor.

Neyse sizin için hayırlısı olsun.
Önyargılar bir kenara bırakılsa ve annelikle ilgili düşünceler açıkça konuşulsa ne güzel olurdu, anne olmak istemeyenler açık yüreklilikle düşüncesini yazdığında hakarete uğruyor, annelik nasıl sevilmez, bir bebek nasıl sevilmez deniyor.

Size açık yüreklilikle bir şey yazayım mı? İsteyerek hatta yıllarca özlemini çekerek anne olmak isteyenlerde, annelikten bir bebeğin sorumluluğunu almaktan korkanlarda çocukları olduğunda aynı korku ve endişeleri yaşıyor aslında ama bunu dile getirirse kötü anne, kutsal anneliğe laf getirmekten korkuyor.

Doğuma kadar karmaşık duygular içerisindeydim, korktum, panikledim, bir yanım sevdi, bir yanım ürktü, kendi sorumluluğumu almaya zorlanırken küçük bir bedenin sorumluluğu çok korkuttu, sevmedim mi çok sevdim ama korkularımda ağır bastı zira bir bebeğin hayatı boyunca tek ihtiyacı süt, bez, kıyafet değil, bebeğiniz sizin dizinizin dibindeyken, henüz kendi başına dış dünyaya açılmamışken ki tehlikeler başka, taciz, istismar, geçireceği hastalıklar, ona istediği mamayı alamama, bezini alırken zorlanma vs ama ne zaman ki büyüyor ve sizden bağımsız olmaya başlıyor tehlikelerin adı da büyüklüğü de değişiyor, görmediğiniz bilmediğiniz insanlara karşı koruyamama korkusu kaplıyor içinizi, sapkın düşünceli bir aşıkla çakışırsa yolu, uyuşturucu batağına düşerse, okulda herşeyden bi'haberken gözü dönmüş birileri okulu basar da çocuğunuz dahil tüm çocuklara ateş ederse, sokakta bir kör kurşun isabet ederse, eşi kötü biri olursa, şiddet görürse, boşanmak isterken öldürülürse, tarafı olmadığı bir kavgayı ayırırken 20 yerinden bıçaklanırsa, bu düşüncelerin paniklerin sonu gelmiyor, böyle yaşanmaz bunları düşünerek hayat geçmez, bunları düşününce kimse çocuk sahibi olmasın denebilir ama anne olmak böyle bir şey işte, siz ne yaparsanız yapın ömrü billah bu korkular peşinizi bırakmıyor, bu sorumluluk sürekli yoruyor sizi, beyniniz bedeniniz yoruluyor, evliliği sorunlu olan kadınlar bile ne diyor? Çocuklarım olmasaydı bu adamı bir dakika çekmezdim, anne hep önce evladı için korkuyor, önce evladın istekleri için yaşıyor, zira size emanet edilen bir çocuğu en iyi şekilde yetiştirip koruyup kollamanız gerekiyor, ben tek olsam belki dünyaya meydan okurum ama evladım aklıma gelince duraksıyorsam, attığım adım bana zarar verirden önce evladıma zarar verirse diye düşünüyorsam, zaman zaman annelikten yoruluyorsam kötü bir anne miyim, hangimiz kötü anne ki? Bile isteye açlıktan öldürmediğimiz, doğurup çöp konteynerine, ormana atmıyorsak hiçbirimiz kötü anne olamayız, bir kadının bundan korkması ya da bunları hiç düşünmeden direkt sorumluluk almak istememesi çok anlaşılmaz bir durum mu?

Annelik kolay mı? Annelik kolay diyebilecek bir anne var mı gerçekten?


 
Hı hı evren size espiri yapıp, bebeği ışınladı karnınıza.
Kendinizden bu kadar emin ve nettiyseniz madem, 10 kat korunacaktınız.
Korunamadınız, e aldırma da seçenek değilmiş madem o zaman cümlelerinizi yumuşatmayla başlayıp kendinizi çok komik olan bu Espiriye hazırlayın. Kabullenmeye başlamanız işinizi daha çok kolaylaştıracaktır
 
Şu kafayı anlamıyorum anlayamayacağım da hiçbir zaman; her kadın anne olmak zorunda değildir, annelik hissiyatı taşımayan kadın eksik ya da anormal kadın da değildir. Annelik duygusu doğanın bahşetmiş olduğu birşey de değildir öyle olsaydı çocuğunu doğurup çöpe atanlar, çocuğunu tandırda öldürenler, evde aç susuz bırakıp gezip tozmalara giden kadınlar olmazdı değil mi? Demek ki annelik doğuştan getirilen bir duygu değil de tamamiyle öğrenilmiş subliminal mesajlarla kazanılmış bir duygu..

Bir kadının anne olmak istemesi ya da hamileliğe sevinmesi nasıl normal bir duygu ise sevinmemesi ve istememesi de bir o kadar normal.

Hayatta tek doğru yoktur, kendi doğrularınızı empoze etmeye çalışıp kadınları anne olanlar ya da olmayanlar diye kategorize etmeyin. Anne de olsanız bir kadın bir birey olduğunuzu unutmayın. Ve evladınız da olsa önce kendinize değer verin ve sevin, sevin ki yetiştireceğiniz çocuğunuza daha faydalı olun..
 
Bu kadar istemiyorken, önlemini almayıp hayat adil değil demek de ne bileyim..

Yıl olmuş 2019 zibilyon tane korunma yöntemi var. He canım Murphy kanunları. Hep ondan oluyor.

Kadın mesajın neresinde korunmadam seviştik demiş
Ben göremedim de
Ben kondom ile korunduklarını okudum
 
Konu Sahibi sizin için de şunu söyleyeceğim aynı şeyi çok yakın bi arkadaşım da yaşadı, ilk öğrendiğinde psikolojisi alt üst oldu, hayata dair bütün planlarını artık gerçekleştiremeyeceğini düşündü, annelik duygusu olmadığından bahsederdi. Hamileliği de öyle havalara uçarak ya da karnında oynadığında mutluluktan gözyaşları içinde geçmedi. Sadece zamana bıraktı, bişeyler için kendini kasmadı yaşanması gerekiyormuş dedi ve öyle devam etti yaşantısına.

Şuan çocuğu 3 yaşında ve iyi de bir anne oldu korkuları azaldı. Yani diyeceğim o ki zamana bırakın kendinizi, hayıflanmayın, ya da kendinizi sorgulamayın.

Hayatta hemen hemen herşeyin bir nedeni muhakkak vardır, ufaklık da belki sizin bilmediğiniz, sizin dışınızda gelişen göremediğiniz bir nedenden dolayı geliyordur. Bundan sonra hakkınızda hayırlı olanı dilerim..
 
Mevzu bir kadinin cocuk istememesi yahut kazara hamile kalip soke olmasi degil sevgili Mune Mune mevzu bir kadinin icindeki canliya icine yolunu sasirip düşmüş bir uzayli gibi yaklasip bunu tuhaf bi anlatimla sanki cok basitmis gibi lanse etmesi. Oysa durum cok ciddi. Ortada bahcede rastgele cikmis bir salatalik mevzu bahis degil. Bir cocuk söz konusu olan. Ben de o nedenle kizdim acikcasi. Yoksa bebek sahibi olmak elbette ne kadar hazir olsaniz da ruhen ve bedenen yipratici. Ancak söz konusu cocuklar ve onlarin sevilmeme ihtimali olunca sinir uclarim uyariliyor benim de. Hakaret etmem haddim degil ama gülerek de karsilayamam. Ülkemizde ve dünyada sevgisizlikten solup giden bu kadar cocuk varken böyle düşünmemin de normal oldugu kanaatindeyim. Sevgiler😍
Bu anlatımda olup bebeği doğduktan birkaç ay sonra anneliğine asla laf söylenmeyecek hale gelen çok kadın var bu sitede, biri Koalina.
Çok ağır bir şekilde yaşadığı lohusalık depresyonu sonrası kaleme aldığı yazıda beddua dahi edildi ama şimdi bir bakın evladından kimse ayırabilir mi onu?

Kadın olduğumuzu unutuyoruz, bizdeki hormonlar gebelikte de lohusalıkta da hatta menopoz döneminde bile ağır depresyona sürükleyebiliyor, lohusayken intihar vakalarına bir bakmalısınız, gebeliği çok ağır geçirip depresyon sonucu yaşananları da incelemek lazım.

Hormon dengesinin alt üst olduğu dönemlerde bir kadının yapabileceklerine akıl sır erdiremezsiniz, çocuk istemiyordum diyenlerin çoğuna bakın kürtaj da olmuyorlar, konu kavun kokusunun olduğu için onun üzerinden yazıyorum, eğer bebeği kesinlikle sevmeyecek olsa buraya konu açar mıydı? Bize mi danışacaktı? Kürtaj olurdu hiçbirimizde bilmezdik ama sevebilme ihtimaline tutunmak istiyor, ilk mesaja bakınız Koalina'yı etiketlemiş, duyguları karışık, şimdi yardım mı edelim yoksa taşlayalım mı bu kadını?

Ben hep karşımdakini kazanmaktan yanayım, düşünceleri bana aykırı da olsa, hiçbir konuda anlaşamasam dahi onu anlayabilmek için aklımı sonuna kadar zorlarım, çünkü biliyorum hayat benim düşüncelerimden ibaret değil, benim her düşüncem de doğru değil, hepimizin doğruları başka zira.
 
Koalina Koalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.

Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.

Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!

Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.

Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.

Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.

Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.

Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.

Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.

Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.

Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.

Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?

4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.

Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.

Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?


Zamanla alışır, alıştıkça değişebilirsiniz.
 
Bir arkadaşım aynen yaşadı bu kafayı. O bebeğine bağlanamadığı gibi bebeği de ona bağlanamamıştı ve kendiliğinden düşük yaptı. Belki de zaten kaybedeceği içine doğduğu için bağlanamamıştı bebeğe kimbilir. Her şeyin hayırlısı, her şey nasip kısmet
 
Annelik duygusu yok sizde çünkü daha minigi kucagina almadin çok dogal ama bi sakin ya canavar veya yaratiktan hamile kalmadin sonucta sevdigin adamdan bir parca var karninda sana destek lazim
 
Bu anlatımda olup bebeği doğduktan birkaç ay sonra anneliğine asla laf söylenmeyecek hale gelen çok kadın var bu sitede, biri Koalina.
Çok ağır bir şekilde yaşadığı lohusalık depresyonu sonrası kaleme aldığı yazıda beddua dahi edildi ama şimdi bir bakın evladından kimse ayırabilir mi onu?

Kadın olduğumuzu unutuyoruz, bizdeki hormonlar gebelikte de lohusalıkta da hatta menopoz döneminde bile ağır depresyona sürükleyebiliyor, lohusayken intihar vakalarına bir bakmalısınız, gebeliği çok ağır geçirip depresyon sonucu yaşananları da incelemek lazım.

Hormon dengesinin alt üst olduğu dönemlerde bir kadının yapabileceklerine akıl sır erdiremezsiniz, çocuk istemiyordum diyenlerin çoğuna bakın kürtaj da olmuyorlar, konu kavun kokusunun olduğu için onun üzerinden yazıyorum, eğer bebeği kesinlikle sevmeyecek olsa buraya konu açar mıydı? Bize mi danışacaktı? Kürtaj olurdu hiçbirimizde bilmezdik ama sevebilme ihtimaline tutunmak istiyor, ilk mesaja bakınız Koalina'yı etiketlemiş, duyguları karışık, şimdi yardım mı edelim yoksa taşlayalım mı bu kadını?

Ben hep karşımdakini kazanmaktan yanayım, düşünceleri bana aykırı da olsa, hiçbir konuda anlaşamasam dahi onu anlayabilmek için aklımı sonuna kadar zorlarım, çünkü biliyorum hayat benim düşüncelerimden ibaret değil, benim her düşüncem de doğru değil, hepimizin doğruları başka zira.

Şu an 6 aylik hamile öncesinde alabildigine özgür cocuk istemeyen ve bunu epey ertelemis ve bu süreci de cok zor geciren hatta zaman zaman acaba dogru mu yaptim annelik yapabilecegim bir sey mi diye dusunen bir anne adayi olarak cok iyi anlayabilirdim. Beni irrite eden uslup oldu. O kadar insan isterken evren bana nanik yapip istemeyen bana verdi falan bu cümleleri sevemedim ve şımarıkça buldum sanırım.yoksa ruh haline bir sey söyleyen taş olur🙄
 
Koalina Koalina lütfen gel ve yorum yaz, lütfen.

Ağlamak ile çığlık atmak arasında gidip geliyorum.
Erken yaşta evlendim, evlenirken amacım üremek değil, sevdiğim adamla aynı evde olmaktı. Hatta üniversiteyi bıraktım evlendiğim için, sonra beni eşim okuttu.
10 küsur yıldır da evliyim.

Kendimi bildim bileli emin olduğum tek şey çocuk istemediğimdi. Hatta bir tık üstü, çocuk sevmem. Bir çocuğa tebessüm etmem için çok sevimli ya da güzel olması gerekir. Ağladığı anda araziyim.
Bunca yıl gayet güzel korun, bir kere bile kürtaj ya da hamilelik deneyimin olmasın, sonra pat!

Yıllardır deli gibi uğraşanlar, ilaçlar kullananlar, çocuk diye yalvaranlar varken elbette çocuk istemeyen birisi hamile kalacaktı, çünkü hayat böyledir. Murphy kanunları geçerlidir.

Önce evde test yaptım, 2 tane. 5 dakika bile beklemeye gerek kalmadı, anında iki çizgi.
Testler aynı markaydı, bozuktur dedim, ama içten içe hissediyorum, zaten hayatımda ilk defa test yapma gereği duydum.

Koştur koştur git sağlık ocağına. Sabah 10a kadar kan alıyorlarmış. Devlete gidersem mesai bitimine çıkarmış. (saat daha 11)
Koş özel hastaneye. Sonuç? Beta denilen bir şey varmış 4000e yakınmış, gözüm aydınmış. Ama kese diye bir şey varmış, o olmazsa dış gebelikmiş yani gebelik yokmuş. Randevu al, ultrasona gir.

Bir gözünüz aydın silsilesini de orada ye. Nasıl bir suratım varsa artık
"şoktasınız galiba"
"istenmeyen gebelik galiba"
"3. çocuğunuz falan mı çok mu geldi"
gibi laflar duydum sık sık.

Bunlar söylenirken eşim ayağıyla beni dürtüyor. Benim yerime cevap veriyor. Ben hayatım boyunca uğramayacağıma emin olduğum kadın doğum bölümünde irite bir şekilde etrafa bakıyorum, kadınlar birbirlerini anlayan, onaylayan bakışlarla bakıyor. Yanımda bir çocuk olmadığına göre karnımda var demek, ben de onlardanım demek, herkes mutlu, ben içime böğürüyorum.

Tek kalmış bir prezervatif, kutusu olmayan, tek duran, onun yanında da jelatini daha açılmamış yeni kutu. Sevişme anında kim jelatini, arkasından kutuyu, arkasından da prezervatifi sırasından koparır? Tek başına duran varken kimse yapmaz işte. Yapmazsan böyle oluyor demek. Yırtıldı belki de.

Keyfi kürtaja karşıyım, haliyle benim için seçenek değil.

Zaten bütün bunlar olurken eşin ne alemde derseniz, eşim çocuk istiyordu ama ben istemediğim için ve çocuk %99 annenin alanı olduğu için baskı yapmıyordu. Şu an çok mutlu ama mutsuz olduğum için anlık mutluluk yaşayabiliyor. Adama yine huzur yok yani.

Gerçekten anlamıyorum. Çocuk isteyenlerin beni anlamayacağını da biliyorum. Peki ben sizden ne istiyorum?

4 haftalık mıymış neymiş, 2-3 hafta sonra bir şey için gidecektik unuttum ne için olduğunu da, ben (olumsuzluk harici) hiçbir şey hissetmiyorum. Annelik mannelik yok içimde. Ben nasıl alışacağım? Bana tavsiye verin.

Arkadaşım "kızım-oğlum" diyerek karnını sev dedi. Ben karnımı ellediğimde tek düşündüğüm "zaten 8-9 kilo fazlam vardı, bir de bu çıktı" oluyor. Diyetisyene gideceğim, neden? En faydalı besinler nedir diye değil, en az kiloyu alarak nasıl atlatırım onu öğrenmek için.

Çok mutsuzum. Umutsuzum. Hayatın artık bittiğini düşünüyorum. İpoteklendi hayatım.
Bu yazdıklarımı okumak zorunda olan, tedavi gören arkadaşım senin için de mutsuzum. Benim bunları yazmam yerine senin mutlulukla "hamileyim" diye konu açman gerekiyordu. Lütfen bana kızma. Hayat adil değil, bunu bilmiyor muyduk zaten?
7 aydır anneyim ve çok daralttığı anlarda aynı senin şu an hissettiğin gibi hissediyorum. Elimde değil.. çok istedim ve bekledim onu ama uyumamak için delice direndiğinde camdan atlamak istiyorum mesela. Yoksa annelik bana göre değil miydi diye düşünüyorum.

Ama sonra birlikte saçma sapan bir hareketime ya da bir sese dakikalarca güldüğümüzde, minicik elleriyle suratımı burnumu tutmaya çalıştığında, neşelendiğinde öyle bir pişman oluyorum ki hissettiklerimden. Bir gülücükle çiçek kokar mı her taraf❤️ Eşime aşırı düşkünüm. 8 senedir bu böyle. Onunla eskisi gibi vakit geçirememek kendime vakit ayıramamaktan daha zor geliyor. Ama onun başka biriyle öpüşüp koklaşmasını izlemekten bu denli keyif alabileceğimi de hayal edemezdim.

Bol stresli bol ağlamalı gülmeli bol koşturmacalı günlere sen de hoşgeldin🌸

Bu arada karnın büyüyüp hareketlerini hissetmeye başladığında daha iyi hissedeceksin :)
 
Sırf annemler mutlu olsun, babam başkasının torunlarına içi geçe geçe bakmasın benden başka seçenekleri de yok zaten -kardeşim üremeye karşı- diye hamile kalmaya karar verip sonrasında hamile kalamayınca doktor doktor gezip hırs yapıp sonunda hamile kalan biri olarak bile ilk öğrendiğimde ne yani şimdi ne olcak ? Diye dövündüm.

E nolucak biz karı koca canımız istediğinde istediğimizi yapıp gecenin körlerinde yola çıkarken şimdi aman dur bir dk doktora soralım mı dicez ?
Ee sex hayatı desen sallantıya giricek hep genç diri ve eğlenceli evlilik hayallerimiz ne olucak ?
Seri katil belgeselleri, mükemmel suçlar gibi sayko şeyler izlerken etkilenir misin şimdi sen ?

Gibi uzun uzadıya şeyler düşünürken hareketlerini hissetmeye başladıkça içimde büyüdüğünü hissettikçe daha da yumuşuyorum ve bencilliğimden uzaklaşıyorum.
Sabahları uyanır uyanmaz hissetmeyince istemsizce konuşuyorum biraz canlan diye.
Hatta bazen keşke hemen gelsen de sana saçma sapan şeyler anlatsam da beraber benim bile gitmediğim yerleri ilk beraber görsek diyorum.
He hali hazırda hala endişelerim ve kaygılarım tavan ama gün geçtikçe kendimiz için olan korkularımı Onun için yaşadığımı hissediyorum. Sanırım beraber büyümeye başladıkça zaman zaman salak kafam dicek olsam da bu modumdan da kurtulurum.

Kendinize biraz zaman verin, akışına bırakın istemsizce o sizi dönülmez ve keyif verici muhteşem bir duygu seline sokucak.. 🎈🎈🎈
 
Şu an 6 aylik hamile öncesinde alabildigine özgür cocuk istemeyen ve bunu epey ertelemis ve bu süreci de cok zor geciren hatta zaman zaman acaba dogru mu yaptim annelik yapabilecegim bir sey mi diye dusunen bir anne adayi olarak cok iyi anlayabilirdim. Beni irrite eden uslup oldu. O kadar insan isterken evren bana nanik yapip istemeyen bana verdi falan bu cümleleri sevemedim ve şımarıkça buldum sanırım.yoksa ruh haline bir sey söyleyen taş olur🙄
Bazılarımız hislerimizi aklımızdan geçtiği gibi yazıyoruz, daha yumuşatarak yazsaydı da kafası karışık denmeyecekti, bir kadın nasıl bebek istemez denecekti, kavun kokusu için demiyorum ama genel olarak bazen beklemediğimiz bir durumla karşılaşınca afallayıp ne oluyoruz diyerek içimizdekileri olduğu gibi aktarıyoruz, şöyle bir örnek vereyim çok güvendiği, asla yapmaz dediği eşi tarafından aldatıldığını öğrenen bir kadın konu açtığında aklından geçen tüm küfürleri ettiğinde ve küfürden banlandığında aldığımız tepki "kadın üzüntüden içinden geldiği gibi yazmış, o üzüntü içinde konu açarken bir de sözlerine mi dikkat edecekti" velhasıl her iki durumda beklenmeyen ani gelişen bir durum ve o an ki ruh haliyle ağzınızdan çıkanları kontrol edemiyorsunuz.

Bebek istememek? Vıyyy bir kadın nasıl bebek istemez, aldatılmayla aynı şey değil bu nasıl örnek denirse, eylemden değil yaşanan duygu karmaşası üzerine aklınızdakileri kontrolsüz aktarımınızdan bahsediyorum:)

Şuraya da notumu düşeyim, eğer bu bebeğin yiyecek ekmeği varsa ve sağlıklı bir şekilde doğacaksa kavun kokusu çok iyi bir anne olacak, bizde buna şahit olacağız zira dediğim gibi eğer bilerek aç bırakacak kadar kötü, ölsün diye sokağa atacak kadar cani değilsek, isteyerek veya baştan istemeyerek bebek sahibi olan hiçbir kadın kötü anne değildir, bocalarız, ne yapacağımızı bilemeyiz, hatalar yaparız ama bebeklerimize elimizden gelen en iyi anneliği yapmaya çalışırız.

Sizinde bebeğiniz sağlıkla doğsun inşaallah:nazar: Allah isteyen her kadına da anneliği nasip etsin.
 
Üffffffff... bu ne ya??

Evet, okuyunuca ilk dediğim söz bu oldu.

Bu ne şımarıklık. Ne diyeyim inşallah tam çocuğa alınmışken evren size bir şaka daha yapıp da o çocuğu elinizden almaz. Bu kadar istemediğinize göre... Bu arada istersem banlanayım ama söylemeden edemeyeceğim, burada binlerce insan çocuk sahibi olmak için üzüntüden kahrolurken böylesi bir içerikte ve de böyle bir üslupla bir konu açmak cidden büyük bir zeka geriliği işareti. Ve üstü kapalı ego.
 
Son düzenleme:
Önyargılar bir kenara bırakılsa ve annelikle ilgili düşünceler açıkça konuşulsa ne güzel olurdu, anne olmak istemeyenler açık yüreklilikle düşüncesini yazdığında hakarete uğruyor, annelik nasıl sevilmez, bir bebek nasıl sevilmez deniyor.

Size açık yüreklilikle bir şey yazayım mı? İsteyerek hatta yıllarca özlemini çekerek anne olmak isteyenlerde, annelikten bir bebeğin sorumluluğunu almaktan korkanlarda çocukları olduğunda aynı korku ve endişeleri yaşıyor aslında ama bunu dile getirirse kötü anne, kutsal anneliğe laf getirmekten korkuyor.

Doğuma kadar karmaşık duygular içerisindeydim, korktum, panikledim, bir yanım sevdi, bir yanım ürktü, kendi sorumluluğumu almaya zorlanırken küçük bir bedenin sorumluluğu çok korkuttu, sevmedim mi çok sevdim ama korkularımda ağır bastı zira bir bebeğin hayatı boyunca tek ihtiyacı süt, bez, kıyafet değil, bebeğiniz sizin dizinizin dibindeyken, henüz kendi başına dış dünyaya açılmamışken ki tehlikeler başka, taciz, istismar, geçireceği hastalıklar, ona istediği mamayı alamama, bezini alırken zorlanma vs ama ne zaman ki büyüyor ve sizden bağımsız olmaya başlıyor tehlikelerin adı da büyüklüğü de değişiyor, görmediğiniz bilmediğiniz insanlara karşı koruyamama korkusu kaplıyor içinizi, sapkın düşünceli bir aşıkla çakışırsa yolu, uyuşturucu batağına düşerse, okulda herşeyden bi'haberken gözü dönmüş birileri okulu basar da çocuğunuz dahil tüm çocuklara ateş ederse, sokakta bir kör kurşun isabet ederse, eşi kötü biri olursa, şiddet görürse, boşanmak isterken öldürülürse, tarafı olmadığı bir kavgayı ayırırken 20 yerinden bıçaklanırsa, bu düşüncelerin paniklerin sonu gelmiyor, böyle yaşanmaz bunları düşünerek hayat geçmez, bunları düşününce kimse çocuk sahibi olmasın denebilir ama anne olmak böyle bir şey işte, siz ne yaparsanız yapın ömrü billah bu korkular peşinizi bırakmıyor, bu sorumluluk sürekli yoruyor sizi, beyniniz bedeniniz yoruluyor, evliliği sorunlu olan kadınlar bile ne diyor? Çocuklarım olmasaydı bu adamı bir dakika çekmezdim, anne hep önce evladı için korkuyor, önce evladın istekleri için yaşıyor, zira size emanet edilen bir çocuğu en iyi şekilde yetiştirip koruyup kollamanız gerekiyor, ben tek olsam belki dünyaya meydan okurum ama evladım aklıma gelince duraksıyorsam, attığım adım bana zarar verirden önce evladıma zarar verirse diye düşünüyorsam, zaman zaman annelikten yoruluyorsam kötü bir anne miyim, hangimiz kötü anne ki? Bile isteye açlıktan öldürmediğimiz, doğurup çöp konteynerine, ormana atmıyorsak hiçbirimiz kötü anne olamayız, bir kadının bundan korkması ya da bunları hiç düşünmeden direkt sorumluluk almak istememesi çok anlaşılmaz bir durum mu?

Annelik kolay mı? Annelik kolay diyebilecek bir anne var mı gerçekten?
:) Konu sahibine "Neden haklı olduğunuz konusunda yorum yapmayacağım" demiştim ama siz çok güzel ifade etmişsiniz o yazmadığım kısmı. Yüreğinize sağlık.

Çocuksuzluk; çelik bi zırhla korunmaksa, çocuk sahibi olmak tüm kötülüklere "bakın benim yaram burada" demek gibi bir şey. Özellikle bizim gibi eril egemen toplumlarda kadının rolü temizlik, yemek ve çocuk bakımı olunca anne olmayı istemeyen kadınları anlamakta zorlanıyoruz. İstememek ile sevmemek arasında uçurum bi fark var. Hatta belki çok sevmekten korktuğu için istemiyordur. Çok iyi bi anne olmaya çalışmaktan korktuğu için, her an yanında olmak isteyeceğini, ona bi şey olursa yüreğinin kavrulacağını bildiği için istemiyordur. Yazdığınız çoğu ihtimali hayal edip durduk yere ağladığım çok olmuştur. Anne olmak asla kolay değil. Hele de bu kadar kötülüğün, kötünün olduğu bi dünyada...
 
Bu anlatımda olup bebeği doğduktan birkaç ay sonra anneliğine asla laf söylenmeyecek hale gelen çok kadın var bu sitede, biri Koalina.
Çok ağır bir şekilde yaşadığı lohusalık depresyonu sonrası kaleme aldığı yazıda beddua dahi edildi ama şimdi bir bakın evladından kimse ayırabilir mi onu?

Kadın olduğumuzu unutuyoruz, bizdeki hormonlar gebelikte de lohusalıkta da hatta menopoz döneminde bile ağır depresyona sürükleyebiliyor, lohusayken intihar vakalarına bir bakmalısınız, gebeliği çok ağır geçirip depresyon sonucu yaşananları da incelemek lazım.

Hormon dengesinin alt üst olduğu dönemlerde bir kadının yapabileceklerine akıl sır erdiremezsiniz, çocuk istemiyordum diyenlerin çoğuna bakın kürtaj da olmuyorlar, konu kavun kokusunun olduğu için onun üzerinden yazıyorum, eğer bebeği kesinlikle sevmeyecek olsa buraya konu açar mıydı? Bize mi danışacaktı? Kürtaj olurdu hiçbirimizde bilmezdik ama sevebilme ihtimaline tutunmak istiyor, ilk mesaja bakınız Koalina'yı etiketlemiş, duyguları karışık, şimdi yardım mı edelim yoksa taşlayalım mı bu kadını?

Ben hep karşımdakini kazanmaktan yanayım, düşünceleri bana aykırı da olsa, hiçbir konuda anlaşamasam dahi onu anlayabilmek için aklımı sonuna kadar zorlarım, çünkü biliyorum hayat benim düşüncelerimden ibaret değil, benim her düşüncem de doğru değil, hepimizin doğruları başka zira.
Mune ben şuna inanıyorum; aldırmak bir seçenek olmadı çünkü merhamet ve evrenin mesajı olduğu hissi... Açıkçası buraya gelip asıp kesip beddua edenlerden milyon kat merhametli olduğuma ve daha iyi bir anne olduğuma inanıyorum. Çünkü bodoslama dalmadım bu işe, yaşayacaklarımın gayet bilincinde ve farkındaydım ve sevmiyor olmak beni ürküttü. Evet hayatımın değişmesi de çok korkutucuydu ama sevmeden bir canlıyı yetiştirmek bilemiyorum çok ağır bir travmaydı benim için. Gerekli fedakarlıkları yapıyor ama mutsuz oluyordum çünkü sevemiyordum. Ne zamanki o hisler oluşmaya başladı ben uykularımın bölünmesini, planlarımın bozulmasını felaket olarak algılamamaya başladım.
Kavun kokusu da merhametli bir insan yoksa bu kadar istemediği halde konu açmaz, direk gider aldırırdı. Yaşadığı ve yaşayabileceği her hisse o kadar aşinayım ki.
Bir de böyle "heee canım evren sürpriz yaptı, korunsaydın, canavarsın" tarzı ağzını yaya yaya konuşanların boş konuştuğunun en büyük örneği benim. Bence daha fazla moral bozmasınlar. Eğer o kadar bebek sevgisiyle dolularsa annenin canını daha fazla sıkıp bebeği de strese sokmasınlar da bari bir zararları dokunmasın; faydaları yok madem.
Kavun kokusunun da iyi olacağını biliyorum ama zamanla...
 
Üffffffff... bu ne ya??

Evet, okuyunuca ilk dediğim söz bu oldu.

Bu ne şımarıklık. Ne diyeyim inşallah tam çocuğa alınmışken evren size bir şaka daha yapıp da o çocuğu elinizden almaz. Bu kadar istemediğinize göre... Bu arada istersem banlanayım ama söylemeden edemeyeceğim, burada binlerce insan çocuk sahibi olmak için üzüntüden kahrolurken böylesi bir konu açmak cidden büyük bir zeka geriliği işareti. Ve üstü kapalı ego.
Asıl ego şu yazdığınız yorumda
Allah size akıl fikir versin :olamaz:
 
Hatta belki çok sevmekten korktuğu için istemiyordur. Çok iyi bi anne olmaya çalışmaktan korktuğu için, her an yanında olmak isteyeceğini, ona bi şey olursa yüreğinin kavrulacağını bildiği için istemiyordur.

Çok haklısınız, bu o kadar doğru ki.
Sırf bu sebeplerle doğduğu gün hüngür hüngür ağladım, ben şimdi ne yapacağım diye. Mükemmel anne değilim ama, artık iyi anne olduğumu düşünüyorum. Çünkü kızımı çok seviyorum o da beni seviyor, beraber büyüyoruz, birbirimizi tanıyıp öğreniyoruz. Bence kavun kokusu kavun kokusu da böyle olacak.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X