üzgünüm. olmadı. sevemedim seni. zorlamanın alemi yoktu, bana da iyi bir ders oldu. erkek sevse kadın da elbet sever demişliğim var bi kaç kere, yanlışmış öğrendim. sevilmiyomuş zorla.
zaten ilk önce "pek kitap okuyamam hep yarım bırakırım" dediğinde ben aşağı yukarı kararımı vermiştim. mantık kararı gibi gözükse de aslında tamamen duygusal bişi. isteyerek olmadı. devamında ne kadar çok sevildiğimi yüzüme söylesen de inandırıcı gelemedi bi türlü. sen sevmeye başlayıp bana söylemeye karar verene kadar bissürü şey yaşamışsın, ölçüp tartmışsın kafanın içinde. ama orda ben yoktum. o yüzden inandırıcı gelmedi. sanki senin kafanda kurduğunda bana gerek yoktu, sen herşeyi ayalamıştın ve ben tek eksik aksesuardım. hiçbişi yapmama gerek yoktu, sen zaten seviyodun. sen yapacağın herşeyi yapmıştın, sıranı savmıştın. bana yapacak tek bir şey kalmıştı sana göre, sevmeliydim. çok saçma. çok ama çok saçma. anlatmaya çalışsam da anlatamadım. yapacak bişeyim yoktu, yorulmayacaktım daha ne istiyordum belki de böyle düşündün içinden. ama şahit olmadığım havadan inme bu şeylere nasıl inanmamı bekledin. yorulmadan kim kazanmış ki. defalarca düşündüm. nankörlük mü yapıyorum diye. ama her işte bir hayır var. aynı beni sıkıştırıp söylemek zorunda bıraktığın gibi, sana hiç erkek gözüyle bakamadım. zerre kadar bakamadım. inan nankörlük değildi, gerçekten gayret ettim. ama benim tanıdığım sevgi, sevda zordu hep. kolayına alışkın değilim. hani sınavda hoca çok basit bi soru sorar, sen de "hoca kesin aldatmaca için böyle sormuştur, kesin cevabı zordur" diyip altmış formülle soruyu yanlış çözersin ya, benimki de o hesaptı biraz. altmış formül yazdım, yine çözemedim. havadan inme sevdanın bir gün tekrar geldiği gibi havaya uçmasını istemedim. katkım olmayan bişeyi istemedim. istemiyorum da. olmadı. sevemedim. üzdüğüm için üzgünüm. inşallah, benden sonra hiçbir kadından çıkarmazsın sana yaşattıklarımı.
bi de çok acaip bişey söyledin bana ayrılırken. "bu işin olmayacağını hiç düşünmemiştim" dedin. nasıl ya. sevilmek güzel bişey, ama bu kadar benmerkezci bi adam tarafından istemiyorum ya. iki ego nasıl çarpışır, seven taraf alttan almaya çalışırken nasıl beceriksizce yüzüne gözüne bulaştırır gördüm hep. inşallah nankörlük değildir yaptığım. ama üstümden bi yük kalktı. hoşlanamadığım bi adamla karşı karşıya oturmak zordu. iyi bi insandın, defalarca reddettim yine teklif ettin, aradakiler çok sevdiğim insanlardı, mantıken bir sürü kriterime de uyuyodun o yüzden kabul etmiştim. ama yanlış yapmışım. göründüğüm kadar mantıklı bi kadın değilim ben. duygusalım da. olduğum gibi görünmediğim için üzgünüm. ama hafifledim ne yalan söyleyeyim. hafiflerken de üzüldüm. neyse.