Geleceğime not...

Bu konuyu okurken hep içim daralıyor. Konu sahibi belki istemiyorsundur cevap vermek ama yazsan ne durumdasın. 🥺
 
Konu hortlamış.
Malum seneler önce, ben de vayy be dedim.
Ne kadar da kapana kısılmış, çaresiz hissetmişim kendimi.
Üzerinden koca bir pandemi geçti, o süreçte boşanmaya tam karar verip avukatımla görüşmüşken evlere tıkıldık ve her şey değişti.
Kendisi sorunlarının olduğunu kabullenip değişim ve iyileşme yönünde adımlar attı, inanmasam da uçup gitti her şey.
Sıkıntı yaşadığım her konuyu tek tek çözdü, kendini düzeltti, 15 sene önceki adam oldu ve bu bir günlük değil yıllar aldı.
Arada delirmiyor değilim hatta artık sorunlu olan benim muhtemelen çünkü sinirimi ve ağzımın ayarını çözemedim.
Bu arada 4 çocuğum yok, Allah isteyene versin.

Kimseye bir şey yedirme gibi derdim yok A aburcuburcuburcu7 eğer öyle olsaydı bu konuyu hiçbir zaman açmazdım ya da ikinci üyelik alırdım.
 
Aynen bende. Sasirmadim da. Bazı seyler kendini belli ediyor zaten. Anonim nasıl olsa. Kim yerse
Yanlışınız var ya da biriyle karıştırıyorsunuz galiba, Filmdelisi öyle harika kocası ve kusursuz hayatı ile öne çıkan biri değil. Kadını hiç de böyle harika kocam var böyle bir hayatım var diye ahkam keserken görmedim. Öyle biri değil kendisi.
 
Bu bir serzeniş, bir ağıt, bir iç dökme sadece ve tarihe ve kendime en önemli not!

Oysa ne büyük hayaller vardı bu yola başladığımda.

Aklımda, yüreğimde uçuşan kelebekler ve sonunda diye haykırışlarım çınlıyor kulaklarımda.

İnsanın yıllarca her gece onunla ve mutlu bir yuvaya diye açtığı avuçlar, şimdi duanın sadece hayırlısını dilemek olduğunu, göz yaşlarımı silerken anlıyor.

Bedenimin her yeri ayrı acıyor, üzüntü değil bu.
Sadece öfke, bitmek bilmeyen.

Kendine, seçimine, yıllarına, zerre zerre parçalanan benliğine, ben bunları nasıl yaptıma gelen en ufacık düşüncelere....

Ne güzel bir hayatım var, halbuki.
Dışarıdan bakıldığında her şeyin tastamam olduğu aşık, beraber büyümüş bir çift.

Olmazı oldurmuş, iki zıt kutup nasıl da düşüvermiş birbirinin yüreğine.
İki tane dünyaya bedel, Allahın bağışladığı erkek evlat.

Maddi sıkıntı desek, güzel bir evimiz, lüks bir arabamız, iyi yaşam koşullarımız, ülke dışı seyehatlarimiz, marka çanta ve saatlerimiz, mücevherlerimiz var.
1 yıldır işi yok şahısın ama yine de alıştığımız hayata devam edebiliyoruz, ya daha ne!

Aileler desek, köstek bir kenara hep destek, iki zıt olsalar da bu yuvaya bir fitne sokmazlar, en azından bilinçli olarak.

Ama taa en başında sokuldu bekar görümcem ile.Ya da sürüneyim, gebereyim, bir kadın olarak erkeğe kulluğu köleliği benimsemiş bir aile ne kadar bile isteye zehir saçmazsa, o kadar işte bizimkisi de.

Ama kendi ablaları el üstünde tutulmalı, sabah akşam gezmeli, arabaları daima kapıda olmalı, kuaförden çıkmamalıdır.
Benim senede 3 kere saç boyatmam kavga sebebidir bu yaşadığımız hayatta.

Siz anlayın saçmalıkları...
Neyse, meseleler bunların hiçbiri değil aslında.
Ben narsist, empati duygusundan yoksun, vicdansız, dili zehir saçan, hayatı sadece kendi ve ailesi ile örülü, güçsüz, erkek olmaktan bihaber bu adama evet demişim zamanında.
En güzeli onun olmalıdır, en iyisi, herkesin imrendiği, kolay ulaşılamayan şeyler.
Millet bakıp vaayy demelidir edindiklerine.
Şimdi anlıyorum ki, bu yüzden kurbanım ben bu evlilikte.

Hayatında başına gelebilecek en güzel piyangoyu, başkasına yar etmemek için çıkmışız bu yola.
Her kavgada bu evi babam aldı defol git sadece kıyafetlerini alabilirsin diyen, çalışmak istediğimde yine para ve iş yüküyle tehdit eden, düğün takılarımızı taa en başta satıp getirme koşuluyla alıp senelerdir ne yaptığı bile belli olmayan, yaşadığımız hayata göre bana adeta sadaka verir gibi ihtiyaçlarımı karşılayan, ailesine kul köle olsam ‘mecbur yapacaksın zaten’ anlayışı ile beni paramparça eden, evlendiğimiz günden beri uykuyu sevişmeye tercih edip, ayda en fazla 3 kere hanımına yaklaşan ama el içinde görseniz ‘aşk böceği’ olan, dağa taşa elaleme bana aşkını ilan eden, öven bu adam; evde senin bedeninin her yerinden iğreniyorum, gözlerimi kapayıp başkasını hayal ediyorum diyor.

Sanki beni çöplükten çıkarmış da, hayır işlemiş bir görüşe sahip.
Oysa ki, maddi, manevi, fiziki, kültür, görmüş geçirmişlik olarak beni o adamla kıyaslamak, hayatta yapabileceğiniz en büyük adaletsizlik olur.

İkimiz de eğitimli, düzgün çevre ve meslekleri olan, baktığınızda ‘insan’ denilecek kişilikleriz.
Ama beraberken yaşadıklarımız gerilim filmi sahneleri, zihnimden silinmeyen.
Benim dilim çok sivri ve kışkırtıcıdır, can acıtacak noktayı bilirim ama asla yalan bir şey söylemem.

Adama erkek misin diyorum, bu yaşta hala babanın parasıyla bu evi geçindirip, ev alışverişini bile babana hallettirip, başkalarının her türlü işine koşup, evde biri hasta olunca hastaneye götürmeye bile üşenip, karına bir erkek olarak yaklaşmayıp bir de kocalık taslıyorsun diyorum, seni görünce midem bulanıyor, evi temizlemeyi, çocuk bakmayı beceremiyorsun, ayı gibi oldun yata yata, şuna bak insan mısın sen, kadın diye seni seçen kafama sıkayım, birkaç sene şu çocuklar için sana tahammül ediyorum sadece diyor.


Söylenen sözler o kadar bayağı, bel altı ki; yazarken bile elim gitmiyor.
Ama benim sözlerim yalan değil, tam tamına gerçekler.

Onunkiler ise köleliğe başkaldıran birini psikolojik olarak bitirip, boyunduruk altına alma çabası.
Ne kadar sağlam bir psikolojim varmış ki, bir ruh hastasına tahammül edip hala akıl sağlığımı koruyabiliyorum.


Ne duruyorum daha değil mi?
Nasıl içim alıyor bu hayatı...
Ben olgunlaşmayı bekliyorum herhalde.

Çocuklarımın biraz büyümesini, kendime ayırdığım zamanın artarak bir şekilde hem mesleki hem de ruhen olgunlaşabildiğim günlerde, tırnağını istemeden bu işi 2 dakikada bitirebileceğim günleri bekliyorum.

Çünkü öyle utanıyorum ki yaşadıklarımdan.
Başkası olsa çeker, kurtarır evimi açarım ona.

Benim gibi bir kadın, bunları yaşamaya ve dillendirmeye hazır olamıyor ne yaparsa yapsın.
Babam, ailem öğrenirse kahrolurlar üzüntüden.
Sosyal çevremiz, arkadaşlarımız...
İnsan içine çıkacak yüz kalmalı bende.
Çünkü başı bu kadar dik bir kadının, böylesine iğrenç hayata nasıl tahammül ettiğinin konuşulması, beni hepsinden daha fazla yorar.

Şuan açarsam o davayı, çocuklarımın hakkı için işler iğrençleşecek, yatak odasına kadar kusur göstermek zorunda kalacağım diye çok korkuyorum.


Elalem meselesi değil bu.
Çünkü yaşadıklarımı dillendirmek, gerçek olduğunu yüzüme vuracak ve en kötüsü ben kendime acıyacağım.

Yaşadığım psikolojik, ekonomik şiddetten dimdik hem de kendi imkanlarımla çıkma arzusu benimkisi.
O günleri anmayıp, sadece sonradan olmayı hayal ettiğim kadın olarak bu saçma düzene nokta koymak bir nevi.


Ve yine belirtiyorum, sizlerden bir yorum, düzeltmek için fikirler beklemiyorum çünkü düzelmez.
O bir ruh hastası, şekerliğin kapağı açıktan beni kadın olmamakla suçlayacak kadar.

Bu yazı bir duygu dökümüdür, her anlamda dik bir kadının bile böyle bir şeye tahammül edebilmesinin altında yatan sancıları kendine açıklamasıdır.
Ve eğer bir gün sağlıklı irdeleme yeteneğimi kaybeder, o adamın beynimde açmaya çalıştığı hasarlara yenilirsem, kendime kanıtımdır bu yazı.

Kusurumun, o adama kusursuzluğumu hatırlatmaktır.
İki ayrı hikaye okudum, konu sanki. Hangisi gerçek evlilik, es... Bu arada gurur böyle birşey değil her evlilik,aşk bitebilir elalem ne derse desin. Bunu kendine yapma giden senden gidiyor kimseden değil yazık değil mi ? Canina
 
Konu hortlamış.
Malum seneler önce, ben de vayy be dedim.
Ne kadar da kapana kısılmış, çaresiz hissetmişim kendimi.
Üzerinden koca bir pandemi geçti, o süreçte boşanmaya tam karar verip avukatımla görüşmüşken evlere tıkıldık ve her şey değişti.
Kendisi sorunlarının olduğunu kabullenip değişim ve iyileşme yönünde adımlar attı, inanmasam da uçup gitti her şey.
Sıkıntı yaşadığım her konuyu tek tek çözdü, kendini düzeltti, 15 sene önceki adam oldu ve bu bir günlük değil yıllar aldı.
Arada delirmiyor değilim hatta artık sorunlu olan benim muhtemelen çünkü sinirimi ve ağzımın ayarını çözemedim.
Bu arada 4 çocuğum yok, Allah isteyene versin.

Kimseye bir şey yedirme gibi derdim yok A aburcuburcuburcu7 eğer öyle olsaydı bu konuyu hiçbir zaman açmazdım ya da ikinci üyelik alırdım.
Konudaki yorumlarını başından itibaren merakla okudum. O süreçte ben de kkda aktiftim ama bu konuyu görmemişim. Evlilikler maalesef stabil giden ilişkiler değil, maddi manevi her şeyden hele aileye katılan evlatlardan inanılmaz darbeler alabiliyor. Benim de güzel bir evliliğim var ama hep gül bahçesi değildi. Yaşadıklarınıza benzemese de çocuklarımın küçük olduğu sürede ciddi zedelenmeler yaşadı evliliğim, pandemi dönemi bizim için tam bir ilişki onarma süreci oldu. O arada çocuklar da bağımsız yaşayabilir hale geldi ve biz yeniden toparlandık. O sürede birbirimize derdimizi açıklamak konuşmak hesaplaşmak beklentilerimizi anlatmak için çok zamanımız oldu. Öz eleştiri yapabilmeni ve tüm suçu ona yüklemek yerine kendini de düzeltmeye çalışmanı takdir ettim. Allah bundan sonra huzurunuzu bozmasın.
 
Konudaki yorumlarını başından itibaren merakla okudum. O süreçte ben de kkda aktiftim ama bu konuyu görmemişim. Evlilikler maalesef stabil giden ilişkiler değil, maddi manevi her şeyden hele aileye katılan evlatlardan inanılmaz darbeler alabiliyor. Benim de güzel bir evliliğim var ama hep gül bahçesi değildi. Yaşadıklarınıza benzemese de çocuklarımın küçük olduğu sürede ciddi zedelenmeler yaşadı evliliğim, pandemi dönemi bizim için tam bir ilişki onarma süreci oldu. O arada çocuklar da bağımsız yaşayabilir hale geldi ve biz yeniden toparlandık. O sürede birbirimize derdimizi açıklamak konuşmak hesaplaşmak beklentilerimizi anlatmak için çok zamanımız oldu. Öz eleştiri yapabilmeni ve tüm suçu ona yüklemek yerine kendini de düzeltmeye çalışmanı takdir ettim. Allah bundan sonra huzurunuzu bozmasın.
Zemheri sen forumdaki en olgun kadınlardan birisin 😍❤️
 
Konudaki yorumlarını başından itibaren merakla okudum. O süreçte ben de kkda aktiftim ama bu konuyu görmemişim. Evlilikler maalesef stabil giden ilişkiler değil, maddi manevi her şeyden hele aileye katılan evlatlardan inanılmaz darbeler alabiliyor. Benim de güzel bir evliliğim var ama hep gül bahçesi değildi. Yaşadıklarınıza benzemese de çocuklarımın küçük olduğu sürede ciddi zedelenmeler yaşadı evliliğim, pandemi dönemi bizim için tam bir ilişki onarma süreci oldu. O arada çocuklar da bağımsız yaşayabilir hale geldi ve biz yeniden toparlandık. O sürede birbirimize derdimizi açıklamak konuşmak hesaplaşmak beklentilerimizi anlatmak için çok zamanımız oldu. Öz eleştiri yapabilmeni ve tüm suçu ona yüklemek yerine kendini de düzeltmeye çalışmanı takdir ettim. Allah bundan sonra huzurunuzu bozmasın.
Madem hortladı, oradan buraya merak edenler oluyor, bildirim geliyor asabım bozuldu, açıklayayım.

Bir gün ki pandemiden önce idi bu da, o iki yılı bekleyemeden 8 9 ay sonra gittim ben.
Giderken yine çocuklarım ve varlıklarımla tehdit edildim, sahip olduğum her şeyi kafasına atarak, cüzdanımdaki 5 kuruşa kadar öyle diyeyim, çocuklarımı da bırakıp öyle ayakkabılarımla gittim.
Her şeyin değişime başlaması o oldu zaten, çocukları falan gözü görmeyip aileme gidip her şeyi anlatınca yangın yerine döndü ev.

Sonrası işte malum sözler ağlamalar bla blalar, o süreç içinde ablam dahil çevremdeki avukat arkadaşlarımın desteğiyle bir planlama yaptık, süreci başlatmaya hazırlandık derken pandemi patladı.
Muhtemelen haberi vardı ya da oldu benim kararlılığımdan, öncelikle psikolojik sorunlarını kabul edip benden yardım istedi bir uzman bulmam, ona destek olmam konusunda.
Sonra zamanla ev içi ilişki, iş problemi derken kendine geldi.
Ha ben nasılım, yüzde 20 hala yokum bu evde ve evlilikte.
Bütün yaz adamın ensesinde boza pişirip, birkaç hafta önce cinnet geçirip son şansının birkaç damlası kaldığını haykırdım.
Elinden geleni yapıyor mu evet, hakkını yiyemem ama kendim için bunu diyebilir miyim, asla.
Bilinçli bir şekilde yapmıyorum hem de, artık o düşünsün😂
 
Zemheri sen forumdaki en olgun kadınlardan birisin 😍❤️
Çok incesin sağ ol. Her zaman öyle olamıyorum ama elimden geldiği kadar yapıcı olmaya çalışıyorum. Bu konuyu ilk açıldığında görsem ben de boşan diyenlerden olurdum yalnız. Gerçekten çığrından çıkmış evlilikleri, toparlamış olmaları harika.
 
Gelen giden bize boşancı diyor ama bu evlilik boşanma aşamasında kurtulmuş. O kapının eşiğinden bi geçeceksin işte, gidişini bi görecekler. Resmen gitmez sanmış, çocuk doğurttum, imkan verdim, kadın bir ömür beni çekmeye mecbur sanmış. Mecbur kalacak son kadın da gidince gelmiş aklı başına.
 
Çok incesin sağ ol. Her zaman öyle olamıyorum ama elimden geldiği kadar yapıcı olmaya çalışıyorum. Bu konuyu ilk açıldığında görsem ben de boşan diyenlerden olurdum yalnız. Gerçekten çığrından çıkmış evlilikleri, toparlamış olmaları harika.
Çığrından çıkan evlilik değil ki, karakterler.
O bir ruh hastası, ben sinir hastası e öyle olunca tımarhane kaçınılmaz son.
Şuan gülüyorum çünkü çok daha iyi anlıyorum aslında benim meselem yüzde elli koca iken yüzde elli de yapamadıklarımın olduğu.
Robot gibi bez mama yemek ağlayanı kucakla uyut uyandır geri uyut gibi insanlıktan çok uzak yıllar geçirdim.
Hayatıma ‘a’ olacağım diye başladığım ergenlik kafamla, 30 yaşında ‘z’yi yaşamak ve bunun tek sorumlusu onu görmek vs.
İğneyi de kendime batırıyorum yani😂
Ben çok erken girdim çevremde iki çocuk olayına, şuan kimi görsem bizim o hallerimiz gibiler ve mümkün mertebe kadını anlamaya, nefes aldırmaya, onun sadece bir anne olmadığı anlar yaşatmaya çabalıyorum.
 
Madem hortladı, oradan buraya merak edenler oluyor, bildirim geliyor asabım bozuldu, açıklayayım.

Bir gün ki pandemiden önce idi bu da, o iki yılı bekleyemeden 8 9 ay sonra gittim ben.
Giderken yine çocuklarım ve varlıklarımla tehdit edildim, sahip olduğum her şeyi kafasına atarak, cüzdanımdaki 5 kuruşa kadar öyle diyeyim, çocuklarımı da bırakıp öyle ayakkabılarımla gittim.
Her şeyin değişime başlaması o oldu zaten, çocukları falan gözü görmeyip aileme gidip her şeyi anlatınca yangın yerine döndü ev.

Sonrası işte malum sözler ağlamalar bla blalar, o süreç içinde ablam dahil çevremdeki avukat arkadaşlarımın desteğiyle bir planlama yaptık, süreci başlatmaya hazırlandık derken pandemi patladı.
Muhtemelen haberi vardı ya da oldu benim kararlılığımdan, öncelikle psikolojik sorunlarını kabul edip benden yardım istedi bir uzman bulmam, ona destek olmam konusunda.
Sonra zamanla ev içi ilişki, iş problemi derken kendine geldi.
Ha ben nasılım, yüzde 20 hala yokum bu evde ve evlilikte.
Bütün yaz adamın ensesinde boza pişirip, birkaç hafta önce cinnet geçirip son şansının birkaç damlası kaldığını haykırdım.
Elinden geleni yapıyor mu evet, hakkını yiyemem ama kendim için bunu diyebilir miyim, asla.
Bilinçli bir şekilde yapmıyorum hem de, artık o düşünsün😂
Gemileri yakmadan olmadı yani 🤣 iyi yapmışsın. O süreçte ne kadar üzüldüğünü her yazdığın cümlede gördüm. Boşanma her zaman cepte durmalı, tehdit etmek için dile dolanmamalı tabi ki ama bir kadın asla kocası dünyadaki tek dayanağıymış gibi hissetmemeli ve hissettirmemeli. 'Sensiz de var olabilirim'in farkında olmalı erkek. Evet evin yöneticisi gibi hissetmek istiyorsa hissettirilmeli ama bunu hissetmesinin de ona bir lütuf olduğunu bileceği hareketler de alttan alta yapılmalı. Başımızdan bir trafik kazası geçti bizim geçen hafta, eşimi acile kaldırdılar, bütün hengame benim üzerime kaldı. Çekicisinden ifadesine kaskosuna her şeyi yönetmek zorunda kaldım ve gözümden bir damla yaş akamadan yanımda kaburgası kırık kocamla eve döndüm. Yardım aldım tabi ki ama yapılması gerekenleri hep ben yaptım ve yönettim. Bu bile senin aslında senin ona muhtaç olmadığının bir kanıtıdır karşısında. Güçlü durmak çok önemli. Kadınların en zayıf zamanı çocuklarının ona muhtaç olduğu 0 3 yaş arası onun dışında kişiliği sağlam bir kadının kimseye eyvallahı olmaz ama o dönemde çok sağlam evlilikler bile çatırdar.

Sana naçizane tavsiyem önce sen dili ve ben dili kavramlarını iletişime faydalarını bir gözden geçirmen ve sivri dilin için yardım alman. Evlilikte Bazı şeyler düzeldiyse onlarla ilgili defterleri tekrar tekrar açılmamalı. karşımızdakinin aslında dünyada en kibar davranmamız gereken insan olduğunu unutmamalıyız çünkü evlatlarımız bile hayatımızdan çıkacak ama eşimiz hep yanımızda olacak. Patronumuza arkadşımıza gösterdiğimiz sabır ve nezaketi eşlerimizden esirgemek onlara büyük haksızlık. Hepimiz zaman zaman cinnet geçiriyoruz evde ama bu cinneti konudan uzaklaştırıp biriktirdiğimiz bütün kîni kusma aracı olarak kullanmamalıyız.
 
X