Çok yakından tanıdığım bir aile geldi aklıma bu yazdıklarınızdan sonra. Kadın kuaföre gidip saçını dahi boyatamaz, abartmıyorum evde boyamak istese boya almak için izin alır. Misafire hazırlanan ikramın lafını eder adam.
Bu kadın evliliği boyunca çalışmış, ilk evlilik yıllarında eşinden daha yüksek maaş almış, eşinin şimdi ki işini kurması için gerekli yatırımı yapmasına neden olmuş, babadan kalan mirasını, emeklilik tazminatını bile adamın eline saymış. Biraz pasif bir kişilik, başka şansı da yok zaten.
Maaş kartı kocasının cebinde durur, kendisi eşinden aylık/haftalık harçlık alır. Ortak tanıdık olan başka arkadaşlarla dışarı çıktığımızı duyarlar bizi neden çağırmıyorsunuz derler. Defalarca çağırmışızdır reddedilmişizdir gerçi.
Birdefa es kaza fix menü şartı olan bir restoran teklifimizi kabul edip geldiler. Çıkışta biz bu kadar ne yedik, bu parayla evde masa kursan 50 kişi doyarsın diye kafamızı şişirdi adam.
Gel gelelim kadın mutsuz, hayata karşı isteksiz. Üzülüyorum ama bazen de biraz karşı çıksaydı, bu kadarını yaşatamazdı adam diyorum. Hayatta istemediğimiz şeyler yaşayabiliyoruz, ama yaşanan her şeyde bizim gösterdiğimiz tavır çok önemli. Bu yüzden de herkes hakettiğini yaşar, denmez mi zaten.