• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gerçekten pisboğaz mıyım?

Eşiniz cimri benim eşimde tutumludur fakat o kadar değil.Annem haftaiçi çocuguma bakıyor bizde o yemek yapıyor haftasonuda zaten cocuktur ev işidir zaman geç,iyor genelde ya eve söyluyoruz ya da dışarıda yiyoruz.Ev siparişlerinde genelde ödeyen taraf benim dışarı çıktığımızda da ben eşime diyorum bu sefer senden diye o da ödüyor.Bu tarz şeylerde benden daha çok para çıkıyor ama eşim sizinki gibi sorun çıkarmıyor faturaları fln o ödediği için bu tarz seyleri de ben ödüyorum fakat tatil konusundada eşime kalsa daha uygun bir yere gideriz ben daha iyi bir yer istediğimden o yüzden ben alırım istediğim olsun diye
evet tam da benzer durum.
 
benim takıldığım nokta da bu zaten. ben bir bardak çayı onunla içmeye can atarken onun hiç umrunda değil. Sonuç olarak sevmediği sonucuna varıyorum. Seven insan eşiyle paylaşım yapmaktan kaçmaz.
Buna sevgisizlik denir mi bilmiyorum da, insan birini mutlu etmek için sürekli olmadığı bir insan gibi davranamaz, bu yorucu bir şey. Bir süre uğraşırız ama nihayetinde aslımıza geri döneriz. Eşinizle nişanlılık döneminiz oldu mu, o zamanlar nasıldı bilmiyorum ama aslı buymuş demek ki.
 
bende ona isim olarak "ot"koydum zaten. bizimki aşk evliliği değildi, mantık evliliğiydi. Hayattan beklentilerimi açıklıkla anlatmıştım. Evlilik bekarlıktaki hayat standardımı yükselmiyorsa anlamı yok açıkçası. Bekarken kardeşimle annemle çok çıkardık dışarı.


o zaman cocuk niye?
 
Mutfaktan kısma konusunda da çok bonkör olmasa da orta halli. Çoğunlukla ben alışveriş yapıyorum. Ama ona da şu eksik desem alır sorun yapmaz. Evet bizim ailede böyle şeyler yok diyor. ama artık biz başka bir aileyiz, eskiyi unutmak zorundasın diyorum. Lafta tamam, uygulamada bir şey yok. Tamam deyip geçiştiriyor beni.

Eskilerde kimsede yokmuş

40 yaşındayım benim anne çalışıyordu

O Zamanlarda çalışan kadın azdı maddi durumumuz da iyiydi ama dışarıda yemek yeme kültürü yoktu daha doğrusu yemek yiyecek yer yoktu

Biz ilçede otururduk iki üç tane bakkal vardı tavuk vs satılmazdı şimdiki gibi canlı tavuk alınırdı vs

Annem hazır yemek yemeye çıkamasa da pratik yemekleri vardı standart üstü maliyetli vs idi ama o çalışıyordu yaşam kalitesini yükseltirdi

Şimdi dışarıda yemek çok neden bu nimetten yararlanmayayım

Eşinin ailesi bunu yapmamış olabilir de şimdi Nasıl giyim kuşam değişti ise hayat da değişti

Paralar destelemek için değil kullanmak için

Net olun isteklerinizi dile getirin

Yemeğe gidin o yemezse yemesin bakalım ne yapacak
 
Gerçekten ayıp belki bunu söylemek ama geçen yıl tatile arabamızla gittik. Sabah erken yola çıktık. Mola yerinde durdurup da kahvaltı yapmak için tartışma çıkarmak zorunda kaldım. 8 saatlik mesafe otel. Oraya gidince yeriz ne acele ediyorsun diyor.


Çok yakından tanıdığım bir aile geldi aklıma bu yazdıklarınızdan sonra. Kadın kuaföre gidip saçını dahi boyatamaz, abartmıyorum evde boyamak istese boya almak için izin alır. Misafire hazırlanan ikramın lafını eder adam.
Bu kadın evliliği boyunca çalışmış, ilk evlilik yıllarında eşinden daha yüksek maaş almış, eşinin şimdi ki işini kurması için gerekli yatırımı yapmasına neden olmuş, babadan kalan mirasını, emeklilik tazminatını bile adamın eline saymış. Biraz pasif bir kişilik, başka şansı da yok zaten.

Maaş kartı kocasının cebinde durur, kendisi eşinden aylık/haftalık harçlık alır. Ortak tanıdık olan başka arkadaşlarla dışarı çıktığımızı duyarlar bizi neden çağırmıyorsunuz derler. Defalarca çağırmışızdır reddedilmişizdir gerçi.
Birdefa es kaza fix menü şartı olan bir restoran teklifimizi kabul edip geldiler. Çıkışta biz bu kadar ne yedik, bu parayla evde masa kursan 50 kişi doyarsın diye kafamızı şişirdi adam.

Gel gelelim kadın mutsuz, hayata karşı isteksiz. Üzülüyorum ama bazen de biraz karşı çıksaydı, bu kadarını yaşatamazdı adam diyorum. Hayatta istemediğimiz şeyler yaşayabiliyoruz, ama yaşanan her şeyde bizim gösterdiğimiz tavır çok önemli. Bu yüzden de herkes hakettiğini yaşar, denmez mi zaten.
 
benim takıldığım nokta da bu zaten. ben bir bardak çayı onunla içmeye can atarken onun hiç umrunda değil. Sonuç olarak sevmediği sonucuna varıyorum. Seven insan eşiyle paylaşım yapmaktan kaçmaz.


ben esinizin evlenmek icin evlendigini düsünüyorum. mantik evliligide olsa insan esiyle paylasmak ister biseyleri eglenmek ister.
 
Maddi imkanlarımız iyi olmasına rağmen dışarıda yemek yemeğe 2-3 ayda bir zorla gidiyoruz. Her gidişimiz de benim zorumla oluyor. Bu durumun beni yıprattığını defalarca anlatmaya çalışmama rağmen eşim beni pis boğazlıkla itham ediyor. Ben de onu cimrilikle suçluyorum. Yılda 2 ya da 3 kez yine benim zorumla sinemaya gidiyoruz. Tatile gitmek istememi çok abartılı buluyor,
Saydığınız mal varlığı aileden kalma değilse yani eşinizle siz biriktire biriktire mal sahibi olduysanız eşinizin böyle davranması çok doğal çünkü insanlar kendinden, eşinden, çocuğundan kısa kısa böyle zengin oluyor.
Yaşamak bu mu derseniz bence değil ama garantici insanlar genelde böyle yaşıyor.
 
Buna sevgisizlik denir mi bilmiyorum da, insan birini mutlu etmek için sürekli olmadığı bir insan gibi davranamaz, bu yorucu bir şey. Bir süre uğraşırız ama nihayetinde aslımıza geri döneriz. Eşinizle nişanlılık döneminiz oldu mu, o zamanlar nasıldı bilmiyorum ama aslı buymuş demek ki.
Ben de yoğunum zaten istesem de çok sosyal olma imkanım yok. Kısıtlı zamanda az da olsa birşeyler yapabilme derdindeyim. Nişanlılığımız 3 ay sürdü. Fakültede dönem çok yoğundu. Sadece düğün hazırlıkları için koşturuyorduk. Bu dönemde de ipuçlarını gördüm. Ama anlayamadım ya da anlamak istemedim. Bu kadar bunalacağımı bilemedim. O dönemde de kendi evden yemek yiyip geliyordu :-)
 
Saydığınız mal varlığı aileden kalma değilse yani eşinizle siz biriktire biriktire mal sahibi olduysanız eşinizin böyle davranması çok doğal çünkü insanlar kendinden, eşinden, çocuğundan kısa kısa böyle zengin oluyor.
Yaşamak bu mu derseniz bence değil ama garantici insanlar genelde böyle yaşıyor.
Yok aileden kalma değil. Bir kısmını bekarken biriktirmiş. Benim de bekarken arabam vardı. Evin birini de evliliğimizde aldık.
 
Çok yakından tanıdığım bir aile geldi aklıma bu yazdıklarınızdan sonra. Kadın kuaföre gidip saçını dahi boyatamaz, abartmıyorum evde boyamak istese boya almak için izin alır. Misafire hazırlanan ikramın lafını eder adam.
Bu kadın evliliği boyunca çalışmış, ilk evlilik yıllarında eşinden daha yüksek maaş almış, eşinin şimdi ki işini kurması için gerekli yatırımı yapmasına neden olmuş, babadan kalan mirasını, emeklilik tazminatını bile adamın eline saymış. Biraz pasif bir kişilik, başka şansı da yok zaten.

Maaş kartı kocasının cebinde durur, kendisi eşinden aylık/haftalık harçlık alır. Ortak tanıdık olan başka arkadaşlarla dışarı çıktığımızı duyarlar bizi neden çağırmıyorsunuz derler. Defalarca çağırmışızdır reddedilmişizdir gerçi.
Birdefa es kaza fix menü şartı olan bir restoran teklifimizi kabul edip geldiler. Çıkışta biz bu kadar ne yedik, bu parayla evde masa kursan 50 kişi doyarsın diye kafamızı şişirdi adam.

Gel gelelim kadın mutsuz, hayata karşı isteksiz. Üzülüyorum ama bazen de biraz karşı çıksaydı, bu kadarını yaşatamazdı adam diyorum. Hayatta istemediğimiz şeyler yaşayabiliyoruz, ama yaşanan her şeyde bizim gösterdiğimiz tavır çok önemli. Bu yüzden de herkes hakettiğini yaşar, denmez mi zaten.
Ben maaşımı kendim alıyorum, kartım da ben de. evet hesabımı gizlemem, giderleri ortak karşılarız. ama ortak hesabımız yok. Zaten öyle olsa ben bu kadar rahat hareket edemezdim. Kendim rahat yaşıyorum zaten.
 
Yok aileden kalma değil. Bir kısmını bekarken biriktirmiş. Benim de bekarken arabam vardı. Evin birini de evliliğimizde aldık.
Anladım.
Yani bazı insanlar cimri yani huy gibi ama bazıları da daha da zengin olabilmek için varyemezlik yapıyor böyle bir hayatı tercih ediyor.
Hem burada okudum hem de bir iki kez denk geldim.
Bu insanlar genelde evi, arabası, parası olduğu halde baya zor bir hayat yaşıyormuş gibi davranıyor çevrelerine.
 
Ben de yoğunum zaten istesem de çok sosyal olma imkanım yok. Kısıtlı zamanda az da olsa birşeyler yapabilme derdindeyim. Nişanlılığımız 3 ay sürdü. Fakültede dönem çok yoğundu. Sadece düğün hazırlıkları için koşturuyorduk. Bu dönemde de ipuçlarını gördüm. Ama anlayamadım ya da anlamak istemedim. Bu kadar bunalacağımı bilemedim. O dönemde de kendi evden yemek yiyip geliyordu :-)
İşte ince eleyip sık dokumak lazım, aceleye getirmemek lazım bu evlilik işlerini. Ne desek boş şimdi...Ya eşinizden bağımsız olarak, kendi istediğiniz gibi yaşayacak, bozulmalarını umursamayacak ve alışmasını umacaksınız, ya sürekli onu harekete geçirmek için uğraşacaksınız, ya da diğer ihtimal boşanıp, kendinize yeni bir şans vereceksiniz. Umarım size en iyi gelecek yolu bulursunuz.
 
Anladım.
Yani bazı insanlar cimri yani huy gibi ama bazıları da daha da zengin olabilmek için varyemezlik yapıyor böyle bir hayatı tercih ediyor.
Hem burada okudum hem de bir iki kez denk geldim.
Bu insanlar genelde evi, arabası, parası olduğu halde baya zor bir hayat yaşıyormuş gibi davranıyor çevrelerine.
Gerçekten çözemedim. Kavgacı despot biri değil. Kişiliği sakin. Ahlaklı ama gel gör ki cimri.
 
İşte ince eleyip sık dokumak lazım, aceleye getirmemek lazım bu evlilik işlerini. Ne desek boş şimdi...Ya eşinizden bağımsız olarak, kendi istediğiniz gibi yaşayacak, bozulmalarını umursamayacak ve alışmasını umacaksınız, ya sürekli onu harekete geçirmek için uğraşacaksınız, ya da diğer ihtimal boşanıp, kendinize yeni bir şans vereceksiniz. Umarım size en iyi gelecek yolu bulursunuz.
Ben hiç acele istemedim çok direndim yaz düğünü olsun diye. Ama eşim de ailesi de çok ısrar etti. Sanırım anlarım diye adam elini çabuk tutmuş :-)
 
Back
X