• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Gerçekten ruh hastası mıyım?

kendimi okudum desem yalan olmaz. neler hissettiğinizi, değişememeyi, çevrenize karşı yıkıcı tutumların yaşattığı çaresizliği.. hepsini yaşıyorum. ben bir süredir değişmeye çalışıyorum ama olmuyor. belki de tek farkımız ben sebebini biliyorum. travmatik ve birçok yıkıcı hatıraya sahip bir çocukluk.
 
Konuyu yok sayıp, ufak ufak kaymasını bekleyecektim ama seni görünce kayıtsız kalamadım :)

Oğlum bana benzemesin diye ben de çok çaba sarf ediyorum. Hayatımda seni seviyorum cümlesini kullandığım nadir görülmüştür. Lakin oğluma her gün söylüyorum. Anası gibi tepkisiz kalsa da söylemeye devam ediyorum.

Eşim zeki bir adamdır, zaaflarımı kullanmayı çok iyi bilir. İlk zamanlar taktik geliştirirdim, işe yarardı. Ama artık yoruldum bundan. Saldım gitti o yüzden. Nasıl bir salmak ise, b.k da çıkabilir uyarısına ihtiyaç duyuyorum şimdilerde :)

salmak iyidir arada, ama salarken kendini yıpratmamaya dikkat et.. çünkü karşıdakinin canını acıtmak için kendini yıpratıyorsun biliyorum, inan ki değmez.. susup bir köşeye çekilip düşünmek sana çok daha iyi gelecek, kendimden biliyorum çok benziyoruz.. çünkü emin ol küfür de etsen, hakaret de etsen tam olarak istediğin düzeyde yakamıyorsun canını, bu seni daha da hırslandırıyor.. ama en azından bir süre sessiz kaldığın zaman karşıdaki de neler olduğunu- ne düşündüğünü kestiremiyor.. işte ben o anı seviyorum :)
 
Zeki insanların kaçırdığı noktalardan biri de diğer insanların da kendileri gibi zeki insanları çekici bulup sırf zeki (onlardan üstün) oldukları için karşı tarafın sonsuza dek onlara katlanacağını sanmaktır.
Oysa bazen merhamet arar insan , sonuçta her şeyi biliyor diye bir bilgisayara aşık olmuyoruz.
Bazen sevdiğimizden mantıklı cümle yığınları duymak yerine sıcak bir kucaklama bekliyoruz.
Mükemmelliyetçiliğin altında çokça eleştiren ebeveynler vardır ki illa sizi eleştirmiş olmaları gerekmiyor. Alışık olduğunuz şablonu devam ettiriyorsunuz.

Okula erken başladığınız için sınıftaki diğer kişiler size hep çok salak görünmüştür muhtemelen; bir yandan da kas gelişimi sizden önde olduğu için siz yaşınızın gelişimde normal olmanıza rağmen hep küçük ve çelimsiz hissettirildiniz; belki dışlandınız, ortama uyum sağlayamadınız ve bu bir yaşam biçimine dönüşüverdi ve kendinizi bu aileye ait görmüyorsunuz belki.
Bir ekip ruhu taşımaktansa iki düşman gibi ilerliyor işler. Cepheyi kazansanız da savaşı kaybediyorsunuz. J.Swift duysa kıskançlıktan tekrar öleceği mükemmel sarkastik cümleler uğruna karşınızdaki kişide tamir edilmesi çok zor yaralar açmak sosyal zekanın kabul edebileceği bir şey değil. (tabi bunu bir çok deneyimden sonra farkedebiliyor insan.)
Bu adam bir gün yılacak.
Aşağılanıyor, eleştiriliyor, ne yapsa memnun edemiyor, dokunmak yok. Onu sevdiğinizi, onayladığınızu, arzu ettiğinizi belirtecek işaretler yok. Siz mutsuz, o mutsuz.
Bazen kazanmak için kaybetmek gerek der eşim. Bu sizi daha az zeki yapmaz. Çocuğunuzun kazanmasına izin verdiğinizde küçük bir çocuğa yenilen aptal bir yetişkin olmuyorsunuz değil mi?
Psikolog istemiyorum demişsiniz ama bence iyi bir tanesine denk gelmemişsiniz. Emdr'yi araştırmanızı öneririm.
Geçmişimizdeki pislikleri farketmekle onları temizlemek farklı şeyler.
Umarım her şey daha güzel olur.
 
Ahanda eski sevgilim. O da bayilirdi kendini boyle saatlerce anlatsin tartissin. Bi turlu karar veremezdi psikopat mii fazla mi zekii hep bisey bisey hep o hep o. O oyle bi insan diil bi kere. Duygularini fazla belli edemez cunku cocukluk travmasi ( 33 yasinda kazik kadardi ) . Ben onu yapamam cunku ben oyleyim. Ben bunu diyemem cunku ben soyle bir insanim. Senelerce kendini bana yutturdu. Sonunda ne oldu. Ugrasmaktan yoruldum. simdi geriye donup baktigimda senelerce benim zayifligim yuzunden beni kullanmis bi adam goruyorum. Ve aslinda kendine atfettigi hicbisey degil şımarigin tekiymis.
 
Sanki roman yazıyormuşçasına farklı bi üslubunuz var yazıda hoşuma gitti.
Ruh hastalığı değil de sanırım genetikten gelen kişilik olsrak bu sevgiyi belli edememe huyunuz olabilir.
Kendinize neden belli edemiyorum edersem ne kazanırım etmezsem ne kaybedrim diye sorun ve o soruların cevaplarına göre kendinizi yönlendirin .
Ki cevaplar olumlu olursa kazanacaklarınız eminim sevgiyi gösterince daha fazla olacağından sonçta sevgiyi gösterirseniz karşınızdski mutlu olur.
Sevdiğiniz insanı mutlu etmek için bunu deneyebilirsiniz. Içinizddn gelmesini beklemeden sdece onun mutluluğunu görmek için mesela eşinizin yanına gidip öpebilirsnz .
Tüm sorunlarınız hallolabilir .
Öfkenizi içe atmayıp o an bağırın Ki birikmesin .. Ve uzatmamaya çalışın ..

Bağıran bir insan değilim pek. Ses yükselmesine de tahammül edemiyorum. Eşim bazen keşke avazın çıktığı kadar bağırıp küfür etsen de böyle konuşmasan der. Durr ben bağırmayı deneyeyim bir de :)
 
Ayyy cok sevesim geldi yerim sizi yaa:) kimileri vardır ısrarla kötü huylarini kabullenmez kendini savunur kendini heeep hakli görür. Ne guzel ki kötü yanlarnizida görüp öz elestiri yapabiliyorsunuz bu gercekten harika bisey. Ruh hastası konumuna gelince keske herkes sizin gibi bi hasta olsa :KK66: takılacak hicbir durum yok esler arasında uyumsuzluk karakter zıtlığı olabiliyor huylarinizin dusuncelerinizin uyusmamasi sizin hasta oldugunuzu gostermez. Ve yetiskinlerle araya bi mesafe koymaniz hatta en yakininiz dahi olsa anneniz esinizle araniza bi sınır koymanz en iyisi bence fazla yakınlık iyi degil bu kim olursa olsun.

Teşekkür ederim güzel düşünceleriniz için. Annem 4 yılda hiç müdahil olmadı evliliğime, müsaade etmem de. Bu sefer istemesem de şahit oldu kavgaya. Sonrası malum :)
 
Diğerleri gibi bu da bende bulunan hatta dozajı kaçan bir özelliktir.
Oğlum sizinki gibi oldukça zor bir çocuk, ne ağlaması biter ne inadı.
Dediği yapılana kadar sinir krizi geçirir ve geçirtir doğal olarak.
Hemen herkese hayıflanırım ama çocuğuma karşı en ufacık ‘off, yapma, oğlum düzgün dur’ gibi hiçbir hakaret içermeyen ama alt metninde duyulan rahatsızlığın fazlaca koktuğu cümlelerde bile ortamı terkederim.
Anlıyorum, eşinizi burada hele de başkalarına şikayet etmek ya da size yanlış gelen şeyleri söylemek zordur ama kendiniz bir düşünün.
Nasıl bir insandı ve nereye geldi.
Daha öfkeli, sabırsız, monoton, çözümden çok sorun odaklı bir adama da dönüşmüş olabilir ya da daha önceden size ters gelen şeyler törpülemiş ama yine de sizden bir adım gelmeyince buna sinirleniyor olabilir.
Ben yine de her şeyin temelinde çocuğunuz olduğunu düşünüyorum, merak edip okudum konunuzu ve sizinkinden bir iki doz daha aşağısını yaşıyoruö.
Bu durum insanın hayat enerjisini emen bir şey.
İnsan ne yemekten zevk alıyor ne gezmekten ne sohbetten.
Çünkü hepsinde bir kaos var ve daha eylem başlamadan kafamızda sahneler canlanıyor.
Bunu dizginlemek, tetiklememek adına diken üstünde yaşamaya benziyor bizim hayatlarımız.
İçtiğimiz kahveden zevk alamazken, özellikle eş ilişkilerini karşılıklı sorumluluk paylaşımına döndürmek olağan bir durum bana göre.

Oğlum, eşimin ve benim değişmemizde en büyük etken zaten. İlişkimizin değişmesinde de. Bunu kabul ediyorum lakin bu değişmeyecek bir durum olduğu için üzerinde durmadım. En nihayetinde büyüyüp daha sakin bir çocuk olana dek bu kaos sürecek. Daha az zararla atlatmaya çalışıyoruz sadece.

Oğlumu koruma konusunda en az sizin kadar tetikteyim ben de. Eşime karşı böyleysem, oğluma nasılım siz hayal edin :)
 
Zeki insanların kaçırdığı noktalardan biri de diğer insanların da kendileri gibi zeki insanları çekici bulup sırf zeki (onlardan üstün) oldukları için karşı tarafın sonsuza dek onlara katlanacağını sanmaktır.
Oysa bazen merhamet arar insan , sonuçta her şeyi biliyor diye bir bilgisayara aşık olmuyoruz.
Bazen sevdiğimizden mantıklı cümle yığınları duymak yerine sıcak bir kucaklama bekliyoruz.
Mükemmelliyetçiliğin altında çokça eleştiren ebeveynler vardır ki illa sizi eleştirmiş olmaları gerekmiyor. Alışık olduğunuz şablonu devam ettiriyorsunuz.

Okula erken başladığınız için sınıftaki diğer kişiler size hep çok salak görünmüştür muhtemelen; bir yandan da kas gelişimi sizden önde olduğu için siz yaşınızın gelişimde normal olmanıza rağmen hep küçük ve çelimsiz hissettirildiniz; belki dışlandınız, ortama uyum sağlayamadınız ve bu bir yaşam biçimine dönüşüverdi ve kendinizi bu aileye ait görmüyorsunuz belki.
Bir ekip ruhu taşımaktansa iki düşman gibi ilerliyor işler. Cepheyi kazansanız da savaşı kaybediyorsunuz. J.Swift duysa kıskançlıktan tekrar öleceği mükemmel sarkastik cümleler uğruna karşınızdaki kişide tamir edilmesi çok zor yaralar açmak sosyal zekanın kabul edebileceği bir şey değil. (tabi bunu bir çok deneyimden sonra farkedebiliyor insan.)
Bu adam bir gün yılacak.
Aşağılanıyor, eleştiriliyor, ne yapsa memnun edemiyor, dokunmak yok. Onu sevdiğinizi, onayladığınızu, arzu ettiğinizi belirtecek işaretler yok. Siz mutsuz, o mutsuz.
Bazen kazanmak için kaybetmek gerek der eşim. Bu sizi daha az zeki yapmaz. Çocuğunuzun kazanmasına izin verdiğinizde küçük bir çocuğa yenilen aptal bir yetişkin olmuyorsunuz değil mi?
Psikolog istemiyorum demişsiniz ama bence iyi bir tanesine denk gelmemişsiniz. Emdr'yi araştırmanızı öneririm.
Geçmişimizdeki pislikleri farketmekle onları temizlemek farklı şeyler.
Umarım her şey daha güzel olur.

İkinci paragrafın başında bir aydınlanma yaşadım :) ve hatta neden bunu hiç düşünmedim diye hayıflandım. Zira dediğiniz gibi ilkokul yıllarında özellikle uyumsuz bir öğrenciydim. Uyumsuzluktan kastım, çevreye yahut arkadaşlara zarar veren cinsten değil. Neredeyse asosyaldim ve evet dışlanırdım. Birçok savunma mekanizması geliştirdim bu yüzden. Ezildim diyemem ama yalnız kaldım.

Belki bu travmatik bir duruma dönüşmüş ve aidiyet hissine zarar vermiştir. Elbette çocuklukta yaşananların kişiliği etkilediğini düşünüyorum ancak bu durumun böyle kalıcı bir hasara sebep olacağına ihtimal vermedim hiç. Teşekkür ederim dikkate alıp okuduğunuz ve özellikle bu hususa değindiğiniz için.
 
Kendinizi çok güzel ifade ediyorsunuz .bazen yorumlarınıza rastladığımda beğeniyordum. Bu konuyu okumadan önce çocuğunuzla alakalı konuyu okumuştum çoğu kişi otizm mi derken ben çocuğunuzun normal sizin sorunlarınız olduğunu düşündüm..kusura bakmayın. oraya yorum yazacaktım ama içimden de gelmedi ezbere konuşmak.elestirmek. siz öz eleştiri yapmaya başlamışsınız ınsallah kendiniz ve ailenizle ilgili sorunlarınızın üstesinden gelirsiniz.
 
Ahanda eski sevgilim. O da bayilirdi kendini boyle saatlerce anlatsin tartissin. Bi turlu karar veremezdi psikopat mii fazla mi zekii hep bisey bisey hep o hep o. O oyle bi insan diil bi kere. Duygularini fazla belli edemez cunku cocukluk travmasi ( 33 yasinda kazik kadardi ) . Ben onu yapamam cunku ben oyleyim. Ben bunu diyemem cunku ben soyle bir insanim. Senelerce kendini bana yutturdu. Sonunda ne oldu. Ugrasmaktan yoruldum. simdi geriye donup baktigimda senelerce benim zayifligim yuzunden beni kullanmis bi adam goruyorum. Ve aslinda kendine atfettigi hicbisey degil şımarigin tekiymis.

Ahshsh ama şimdi siz niye eski sevgilinize olan öfkenizi bana yönelttiniz ki :) ben kendimi anlatmayı pek sevmem aslında. Burası sanal dünya, daha rahat yazıyoruz. Bu yüzdendir ki acaba hakkımda yanlış düşünülür mü diye tartmadan, olduğu gibi özgürce anlatabildiğim bir alan. Gerçek hayatta pek sakin sessiz bir tipim. Kendimi de anlatmam, kendini anlatanı da dinlemem. O yüzden benzemiyorum bence o pis kaka sevgiliye :)
 
Kendinizi çok güzel ifade ediyorsunuz .bazen yorumlarınıza rastladığımda beğeniyordum. Bu konuyu okumadan önce çocuğunuzla alakalı konuyu okumuştum çoğu kişi otizm mi derken ben çocuğunuzun normal sizin sorunlarınız olduğunu düşündüm..kusura bakmayın. oraya yorum yazacaktım ama içimden de gelmedi ezbere konuşmak.elestirmek. siz öz eleştiri yapmaya başlamışsınız ınsallah kendiniz ve ailenizle ilgili sorunlarınızın üstesinden gelirsiniz.

Çok teşekkür ederim. Birçok arkadaş benzer yaklaşımda bulundu. Zannediyorum evdeki gergin ortam sirayet ediyor oğluma. Ben kavga etmeyip bağırmayınca anlamaz sanıyordum, anlıyormuş.
 
Konuyu okuyunca ilk aklıma gelen : ebeveynlerle olan ilişki...Ebeveynlerden biri çok katı ve mükemmelliyetçi olabilir diye düşünüyorum.
Biraz kendimi de gördüm diyebilirim, çok sevdiğim adamlara bile hep mesafeli durdum sevdiğimi söyleyemem, kırıldığımı "sana kırgınım" diye ifade ettiğimde bile karşı taraf inanmaz ve ciddiye alınmam ama bendeki babamın otoriterliği, sert duruşu, duygusal tepkilere olan katılığıdır. Kendim tek yaşamaya başlayınca biraz olsun aştım ama insanız ve alışkanlıklar kolay değişmiyor.
Buraya yazdıklarını eşinle paylaşamaz mısın? Bence insan eşine şeffaf olmalı (evli değilim )
 
İşte bulsam ne çare. Atamıyorum o adımı. Kaskatı kesiliyorum, geriliyorum fazlasıyla. Hatta yapamadığım için kendime kızarken, "böyle olmasının sebebi eşim. O şöyle yapmasaydı sorun olmazdı. Kavga çıkmazdı" diyerek bahaneler buluyorum kendime.
Ben de bir zamanlar bu kadar olmasa da böyleydim eski eşime.Sonra onu mumla aratacak adamlar cıktı karşıma.Keske dememek icin eşine karşı yumuşamali burnunu indirmelisin.Neden böyle oldun sence.Ben sebeplerimi biliyordum.
 
Ben de hic sevmem oyle sarilmayi opmeyi. Annemle babamla kardesimle sarilmam pek..esimle olan iliskimizde de sarilan eden taraf olmam. Cinsel seylerde de of pof olurum sklrm yani.. bence yapi meselesi benim gibi olan insanlar var cunku..sarilmayi sevgi sozcukleri etmeyi sevmeyen insanlar var.. Kizima karsi oyle degilim bi tek.
Ha icten degil miyim..bence fazlasiyla ictenim. Canim manim demem kimseye samimiyetsiz buluyorum mesela kadinlar hep birbrlerine der ya hic sevmem ne bilym pof..
Hatta sanirim insan sevmyorum. Biyerde birisi gelcek laf atcak sohbet etmek zorunda kalcam dye kacacak yer ararim. Sevmiyorum. Sosyal degilim..
Ruh hastasi degilsin olmaya da... senin su hastane isi ne oldu bu arada?
 
Yorumların hepsini okumadım ama okuduklarıma katılıyorum. Çok güzel yazıyorsunuz uzun olsa da sıkmıyor hoş bir gülümseme bırakıyorsunuz yüzümde :)
Ne güzel hatalarınızı ya da sorununuzu biliyorsunuz. O geçmişten gelen öfke bütün ilişkilerinize etki etmiş olabilir.Tabi karakter meselesi de var işin içinde, hepimiz nirvanada değiliz. Kendi başınıza değiştirmek istemeniz de çok olumlu ama bence bu kadar yol katetmiş ve eşinizle de yüzleşmişken kesinlikle psikoloğa gitmelisiniz.Önceden gitmişsiniz ama kendi içinize ilk defa bu kadar yaklaşmışken, daha doğru ifade edersiniz kendinizi ve verimli olur görüşmeniz.
 
B
Yapı olarak sizinle aynıyım neredeyse, aileme sevdiklerime karşı hep bir duvar örerim hepsini severim bir an olsun aklımdan çıkmazlar ama öyle arayıp sormam mesela değer verdiğimi hissettirmem, eşimle normal basit bir konuyu bile çirkefe bağlayarak tartisma havasında konuşurum sakinligim yoktur ve sürekli kabarıp duran bir öfkeye sahibimdir, bu durumun esimi ciddi anlamda yıprattığını gördüm ve ufak ufak kendimi frenlemeye başladım tam başarılı olmis değilim hatta daha kat edeceğim çok yolum var ama en azından deniyorum. Bunun kaynağını da çok iyi biliyorum, küçüklükten beri aile içi kavgalar gürültülerle büyüdüm değer görmek ve sevmek sevilmek hissetirilmedi bana hiç, sevgi sözcükleri havada uçuşmaz hep bağrış çağrış sesleri yankılanırdı evde. Tamamen ailemden kaynaklı olduğunu düşünüyorum geçmişe olan öfkem ve kinim beni bu hale getirdi, uzunca zaman karakterime yerleşmiş ruhuma işlemiş bir duygu bir davranış biçim var ve bunu üzerimden söküp atmam kolay olmuyor. Sizinkinin de öyle olduğunu düşünüyorum geçmişten gelen bir öfke olabilir. Bunu kendimiz yeneceğiz yoksa etrafımızdaki herkes bilhassa eşimiz yok olup gidecek yalnızlığa mahkum olacağız.
Bende de aynı sebepten vardi.Kavga normaldi bende.O ise hic ailesinde yasamamis.
 
Esasında başkalarına mevcut durumu anlatırken eşime eleştirel yaklaşmıuor oluşum, eşime has bir durum değil. Kendim her daim eleştirirken, bir başkasının eleştirmesine asla müsaade etmem. Sevdiğim insanları koruma içgüdüm çok fazla. Babamla ilgili zamanında çok sıkıntı yaşadığım halde biri "babanın da şu huyu çok kötü" dese, hemen savunmaya geçer iyi yönlerini anlatırdım. Eşime karşı da öyleyim. Asla bir başkasının kötü yönlerini söylemesine izin vermem. Bilmelerini de istemem. Bu yüzden annem tartışmamıza tanık olunca şaşırıp gelmek istedi bana.

Kendim ne kadar eleştirip yoruyorsam sevdiğim kişiyi, dışarıya karşı da bir o kadar korumacıyım.
Enistem boyle.Ve bence narsist bir insan o.Cok uzer elestirileriyle cok da sever.Tabi ayni diyemeyiz o mesela sıcaktır sevdiklerine hem de çok eleştirel.Bir oyle bir boyle yani.Ayrilmak istemez hic ama.
 
Back
X