Bu gezi parkı için daha olaylar olmadan bir doktor tanıdığımız destek veriyordu. Kendisi 40 yaşında ufak çocuğu var. Yorumum şuydu "Ne gereği var bu yaşta işinle meşgul ol". Sonra olayın mahkemeye taşındığını yürütmeyi durdurma kararı alındığını ancak başbakanın hala "yapılacak" dediğini duydum. İşte orada ben ve benim gibi halkın apolitik ve insanı kesimi de ayaklandı. "Ben yargıyı tanımıyorum" mesajı verecek kadar arkasındakilere güvendiğini düşünüyorum. Nihayetinde insanlar istediği kadar çırpınsın, uğraşsın "milli parkların imara açılması" ile zaten istediklerini yapacaklar.
Üzülüyorum ki bu eylem olması gerektiği gibi ilerlemedi, terör örgütleri ve sol kesim fırsat bilerek darbe yapma hayallerine daldılar. Ancak bu destek verenlerin suçu değil çünkü orada kimsenin alnında barkod yok ki neci olduğunu tanısın. Orada yalan haber paylaşılmış da acaba karşıt görüşte paylaşılmamış mı? Camide içki içildiği yalanlandı, bayrak yakılan gösterinin geçmiş yıllardaki pkk eylemi olduğu öğrenildi vs vs...
Kamu malına zarar verenleri savunamam , onlar düpedüz vatan hainidir ve gereği yapılması şarttır.
Ancak böyle bir yönetimi de savunamam.
Ben dinimi özgürce yaşamak istediğim gibi Atatürk ilkelerine de sadık kalınmasını isterim.
Kimsenin rakı, bira içmesine KARIŞAMAYACAĞIM gibi, alkollü halleriyle bayrağıma dokunmalarını da istemem, o bayrak tekbir sesleri ve imanın gücü ile kazanıldı.
Ya bunun bir ortası yok mu arkadaşlar?
Mecbur muyum ya siyah ya beyaz olmaya, gri olamam mı ben?
Gezi parkı eyleminin sonuçları;
-Anayasal hak olarak başlayan protesto, polisin orantısız saldırısı ile "direniş"e dönmüştür.
-Çevik kuvvet; hiç bir taşkınlığı olmayan, amacı sadece gezi parkı ile ilgili alınan yürütmeyi durdurma kararına uymayan hükümeti protesto etmek isteyen halka, öldürmek istermişçesine biber gazı bombalarıyla ve tazyikli sularla saldırmıştır.
-Bu noktada gezi parkı protestosu, zorbalığa, zulme ve faşizme karşı yapılan ülke çapında bir direnişe dönmüştür.
-Halk patlamıştır.
-Hükümetin 12 yıldır dokunduğu değerler, halka yapılan inanılmaz tahrik ve saygısızlık bu direnişin çığ gibi büyümesine sebep olmuştur.
-Halkın asla geri adım atmamasının sebebi bundandır. Ha bir de sayın başbakanın "3-5 çapulcu, %50 yi bir salarsam görürsünüz bak" gibi dahiyane ve halkçı açıklamalarının da bu direnişin tam gaz sürmesinde etkisi vardır elbet.
Bu direniş neden tadında bırakılmıyor diyenler, iktidarın tavrını gözden kaçırıyor olsa gerek.
Adam fasa kaçtı yahu, halkına orantısız şiddet uygulanırken, onlarca yaralı, kim bilir kaç(?) ölü varken, insanlar gazdan, tazyikten önünü göremezken, başbakan yurt dışı ziyareti yaptı. Hem de gayet nahoş ve uygunsuz bir tavırla halkı tahrik ettikten sonra.
Soruyorum burada direnişin uzamasını desteklemeyenler(!)e, hiç mi rahatsız değilsiniz bu durumdan?
Bu direniş neden bitsin? Hükümet "halk lehinde" yola gelmeden neden bitsin bu direniş?
Ekonomi mi?
imf mi?
Olimpiyatlar mı?
Bu saydıklarınızdan çok daha fazla zarar görüyor ve tepkisiz kalmaya devam edildikçe de görecek bu ülke ve halk.
Hiç bir sivil direniş yoktur ki, içine provakasyon karışmasın.
Ya da direnişten nemalanmaya çalışan çeşitli örgütler olmasın.
Bugün o meydanlarda, bunların hepsinin farkında olarak direniyor halk. Kimsenin bundan şüphesi olmasın.
Siz bakın hükümet o provakasyonlardan nemalanmasın.
Bugün taksim grubu, arınça isteklerini bildirdi.
Hak ve özgürlük dışında hiç bir anormal istek olmayan bu listeyi incelemenizi öneririm.
Bugün ekonomiye, ülkenin yurt dışındaki imajına, ülkenin korku ülkesi olmasına-yani sizin saydıklarınıza- direnişçi halk değil, iktidarın faşizmi ve zorbalığı zarar vermiştir.
Halk zerre umursanmadığı bir yönetim altındayken, halkın kendini umursatmaya çalışması direnişinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Bu arada samimiyetle belirtmemde fayda var, bu zorbalığın ve faşizmin satır aralarında arkasında duranlara saygı duymuyorum.
Çünkü ben demokrat değilim.
İçinde insan barındırmayan her türlü denklem, benim için demokrasiyi bitirir.
artık bence her şeye bi son verip sonuç alınacak mı diye beklenmeli. eğer gereken olmazsa kanun kural çerçevesinde tekrar hak aranabilir. ama şu anda bu durum bu kadar farklı yönlere çekilmiş ve amacından şaşmışken her şeyin rayına oturmasını beklemek lazım olayları tırmandırmak yerine. inceldiği yerden kopsun gibi bi üslupla konuşmak böyle bi tavırla yaklaşmak işleri kötüleştirir. aksine daha çok sakinleştirici ve sağduyuya davet eden bi tavırda olmalıyız. zaten birileri inceldiği yerden koparmaya çalışıyor arkadaşlar.
Ayrıca şunu da anlamam kamu malına zarar verenler, sağı solu kıranlar, yakanlar terörist, işbirlikçi olabileceğini inanabiliyorum da kamu mallarını neredeyse bir senelik cirosuna veya bir kaç yıllık kârına satanların vatansever olduğunu anlayamıyorum...
.
Yabancı ülkeler sistemi, düzenimi, yapılanları övdüklerinde göğsümüz kabarırken ve bunu başarı olarak halka sunarken; yabancılar ülkemizde yapılanları eleştirdiklerinde neden işbirlikçi veya ülkemizi yıkmaya çalışıyorlar yorumunu yapıyoruz.
Böyle yani, akşam saatleri sıcak gelişmelerle karşınızda olacağız
Gezi parkı eyleminin sonuçları;
-Anayasal hak olarak başlayan protesto, polisin orantısız saldırısı ile "direniş"e dönmüştür.
-Çevik kuvvet; hiç bir taşkınlığı olmayan, amacı sadece gezi parkı ile ilgili alınan yürütmeyi durdurma kararına uymayan hükümeti protesto etmek isteyen halka, öldürmek istermişçesine biber gazı bombalarıyla ve tazyikli sularla saldırmıştır.
-Bu noktada gezi parkı protestosu, zorbalığa, zulme ve faşizme karşı yapılan ülke çapında bir direnişe dönmüştür.
-Halk patlamıştır.
-Hükümetin 12 yıldır dokunduğu değerler, halka yapılan inanılmaz tahrik ve saygısızlık bu direnişin çığ gibi büyümesine sebep olmuştur.
-Halkın asla geri adım atmamasının sebebi bundandır. Ha bir de sayın başbakanın "3-5 çapulcu, %50 yi bir salarsam görürsünüz bak" gibi dahiyane ve halkçı açıklamalarının da bu direnişin tam gaz sürmesinde etkisi vardır elbet.
Bu direniş neden tadında bırakılmıyor diyenler, iktidarın tavrını gözden kaçırıyor olsa gerek.
Adam fasa kaçtı yahu, halkına orantısız şiddet uygulanırken, onlarca yaralı, kim bilir kaç(?) ölü varken, insanlar gazdan, tazyikten önünü göremezken, başbakan yurt dışı ziyareti yaptı. Hem de gayet nahoş ve uygunsuz bir tavırla halkı tahrik ettikten sonra.
Soruyorum burada direnişin uzamasını desteklemeyenler(!)e, hiç mi rahatsız değilsiniz bu durumdan?
Bu direniş neden bitsin? Hükümet "halk lehinde" yola gelmeden neden bitsin bu direniş?
Ekonomi mi?
imf mi?
Olimpiyatlar mı?
Bu saydıklarınızdan çok daha fazla zarar görüyor ve tepkisiz kalmaya devam edildikçe de görecek bu ülke ve halk.
Hiç bir sivil direniş yoktur ki, içine provakasyon karışmasın.
Ya da direnişten nemalanmaya çalışan çeşitli örgütler olmasın.
Bugün o meydanlarda, bunların hepsinin farkında olarak direniyor halk. Kimsenin bundan şüphesi olmasın.
Siz bakın hükümet o provakasyonlardan nemalanmasın.
Bugün taksim grubu, arınça isteklerini bildirdi.
Hak ve özgürlük dışında hiç bir anormal istek olmayan bu listeyi incelemenizi öneririm.
Bugün ekonomiye, ülkenin yurt dışındaki imajına, ülkenin korku ülkesi olmasına-yani sizin saydıklarınıza- direnişçi halk değil, iktidarın faşizmi ve zorbalığı zarar vermiştir.
Halk zerre umursanmadığı bir yönetim altındayken, halkın kendini umursatmaya çalışması direnişinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Bu arada samimiyetle belirtmemde fayda var, bu zorbalığın ve faşizmin satır aralarında arkasında duranlara saygı duymuyorum.
Çünkü ben demokrat değilim.
İçinde insan barındırmayan her türlü denklem, benim için demokrasiyi bitirir.
bence yabancılar öncelikle bizi pek öyle kolay kolay övmüyor. ancak çok bariz herkesin kabul etmek zorunda kaldığı durumlarda haaa evet diyorlar.
bugüne kadar hangi yabancı devlet bize yardımcı oldu destek oldu ki? her zaman çıkarına göre davrandılar. tarihte bir tane bile göremiyorum. bu sadece Türkiye için değil genel olarak dünyada durum böyle. herkes ben buradan ne kazanırım diye bakıyor olaya. ben hiçbir zaman gerçekten iyi niyetli yaklaştıklarına inanmıyorum inanmayacağım. kaldı ki provokatörlerin arasından yabancı uyrukluların çıkması, en ufak sıkıntıda hemen reklam, yatırım vs. desteklerini çekmeleri her şeyi gösteriyor zaten. şunu kesin bilmek gerekir ki bizim bizden başka dostumuz yok arkadaşlar. kimsenin eline koz vermeyelim.
dahasını bilmek isterseniz dönüp tarihimize bakabilirsiniz... örneğin Kıbrıs'ta yaşananlar. Amerikanın hemen İnönü'ye NATO'nun destek olmayacağını bildirmesi. Amerika'dan alınan silahların bu olayda kullanılmamasını istemesi. o güne kadar yandaştı ama destekti. birden iş Türkiye'ye gelince renk değişti. bu sadece bir örnek daha niceleri var. üzerinde düşünmemiz gereken...
Benim söylemek istediğim şu birileri bizi överken mutlu oluyoruz ama aynı kişiler yererken birden haksız oluyor. Madem yabancılar bu kadar kötü ve fırsat kolluyorlar, neden her yerde (ormanlar ve denizler dahil) petrol arama ve işletme izni çıkartarak onlara fırsat veriyorsun? Ülke bizim ama maşallah bütün yer altı kaynaklarımız yabancıların elinde
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?