Ausencia, aslinda olaylarin gidisatini anlatmissin ama atladigin yerler olmus bence. Olaylarin baslangicina dair Gezi Parki göstericilerine yapilan bir sabah müdahalesi vardi. Hani tüm dünyayi dehsete düsüren cinsten. Orantisiz bir güc söylemleri de aslinda bos yere durduk yere yayilmadi etrafa. Bir de sunu hatirlatmak isterim ki, o parktaki insanlar daha sayilari bir avucken Basbakan su söylemi kullandi: " onlar ne yaparsa yapsin, biz karar verdik." Bu cümle artik insanlari cigrindan cikarmaya yetmisti bence. Cünkü Basbakan Gezi Parki olaylarina gelene kadar pek cok konuda, "biz karar verdik" tavrini sürdürdü. Fasizm nedir? Bu sorunun cevabini bu forum üzerinde tartismak mümkün degil bence. Üstelik sirf bu konu üzerine kücük capta bir tez bile yazilabilir. Sen de siyaset bilimi okuyorsun. Fakat günümüzde fasizm genel anlamda "baskici, otoriter, ötekilestirici" rejimler icin kullanilir hale gelmistir en basit deyimi ile.
"Onlar ne yaparsa yapsin, biz karar verdik."
"Capulcu bunlar, bunlar alkolik, bunlar ayyas, bunlar vandal" ve en son "teröristler" dahi denildi.
"twitter denilen bir bela var. yalanın daniskası burada. sosyal medya denilen şey aslında şu anda toplumların baş belasıdır."
"olay tamamen ideolojik. istanbulda yaklaşan büyükşehir seçimleri var. biz bunu ak partide nasıl alacağız diye yapılıyor."
"ben şimdi istesem onlar taksim'e 20 bin kişi mi çıkardı ben de 200 bin, 250 bin, 500 bin kişiyi kazlıçeşme'ye çıkarırım. ben de bunu yaparım. bir partim, tabanım var. böyle bir imkanımız, gücümüz var."
"evet cami de yapacağız. ben bunun iznini gidip de chp genel başkanından alacak değilim, birkaç çapulcudan alacak değilim. bize oy verenler bunun yetkisini verdi zaten.
"birileri çıkıyor. sayın başbakan bunlar çok tahrik edici oluyor diyor. benim tahrik etmek gibi bir derdim yok. iki kere iki dört eder, yazın da dört kışın da dört. bunun adı hakikattir gerçektir. hakikatleri gerçekleri ters yüz etmeye kimsenin gücü yetmez. biz onlar adına koşuyoruz. bu neyi gerektiriyorsa onu yapacağız."
"ben yüzde 50 ile ezmeyi düşünmüyorum, ama sen yüzde 7 ile, yüzde 13 ile, yüzde 21 ile ezmeye çalışıyorsun."
"buralarda belli bir ideolojik grup, verdiğinn hizmete rağmen her türlü hakareti yapıyorlar. onların güç aldığı siyasiler, köşe yazarları da 'başbakan artık diktatör olmaya başladı' diyor. kusura bakmayın, siz her şeyi yazarken biz de bırakın da sesimizi çıkaralım. siz her türlü şeyi yazacaksınız, biz de sessiz duracağız. ben dilsiz değilim. tabii ki konuşacağız."
"dinin emrini yerine getiriyor diyorlar. din, toplum için, insan için hayırlı bir şey emrediyorsa bunun gereğini yapmak zararlı ve kötü mü?"
"her yerin kendine ait kuralları vardır. devletin metrosunda da ahlak kuralları vardır. bu ahlak kruralları aşılırsa buna karşı anonsa yapılmasının nesi yanlış. sonra da bir grup geliyor, ellerinde alkoller malkoller. şimdi soruyorum, bir anne baba kızının afedersin birinin kucağına oturmasını ister mi? biz de diyoruz ki buna dikkat edin. birisiyle bir bankta oturursun sohbet edersin, bunu saygıyla karşılarsın. tayyip erdoğan olarak ben bunu saygıyla karşılamam ve toplumun büyük kesimi de saygıyla karşılamaz."
Bunlar kendisinin gazetelerden derledigim cümleleridir. Daha fazlasi da var ama hepsini ekleyemiyorum. Yani aslinda olay baski rejimindir. Yani aslinda olay insanlarin dinci, dinsiz, AKP`li AKP karsiti, alkolik, Sunni vs. diye ayrilmasidir. Bak aklima gelmisken, Reyhanli`da dogmus büyümüs, bir dönem AKP`ye destek vermis arkadasim aynen sunlari söyledi bana:
"Lambrusco, Basbakan`in sadece kendine oy verenlere özgürlük anlayisi artik insanlari cileden cikarmistir. Ben zamaninda basörtüsüne özgürlük gelsin diye cok savastim, simdi de baskalarinin özgürlüklerini savunmak icin, onlarin da ötekilestirilmemesi icin eylemlere katiliyorum. Benim temam özgürlük. Basbakan balkon konusmasindan cok uzaklasmistir. Reyhanli`da biz Kürt, Türk, Alevi, Cerkez, Sünni hep birlikte kardesce yasiyorduk. Basbakan en son konusmasinda benim orada 52 Sünni vatandasim öldü dedi. "Sünni" kelimesini kullanmasinin nedeni nedir? Ayristirmak."
O kadar cok örnek var ki, bunlar konusulmadigi zaman elbette Basbakan cok yardimsever, cok anlayisli bir havaya büründürülüyor. Olay baska yerlere tasmasin bence, insanlarin sinirlarini zorlayan hükümetin sadece kendi vatandaslarina calismasi, sürekli "basörtüsü" magduriyeti üzerinden ve din üzerinden insanlari birbirine düsürmesidir. Olay özgürlüklerin kisitlanmasidir yani, dünya basin özgürlügü listelerinde son siralarda yer almamizdir. Basinin zaten yanli oldugunu CNN TÜRK penguen belgeseli olayindan da biliyorsunuz. Yani Türkiye`de büyük bir olay yasanirken, insanlar sadece yerel ve ulusal kanallar üzerinden dünyaya dertlerini anlatabilmislerdir. Hatta öyle ki bir fotograf vardi, bütün AKP tekelindeki medyada ayni gün ayni mansetler vardi. Bu da tesadüf müdür? Degildir.
Basbakan kendine karsi olanlari asagilamaktan baska hicbir sey yapmadi. Ses tonu hic degismedi. Görüntüde aradan gecen uzun bir zaman sonra görüsme yapmaya calisti. Görüsmeye Hülya Avsar, Necati Sasmaz cagirildi. Bunlar midir muhattap? Daha sonra günlerdir Taksim`de olan sanatcilarla toplanildi. Cami`de icki icilmedi efendim, imam dahi bunu acikladi, siz hala mitinglerde sürekli bunu söylüyorsunuz lafina, Basbakan`in tepkisi " BANA YALANCI MI DIYORSUNUZ?" oldu.
Kisacasi, bir Basbakan`a yakismayacak üslup, ton ve muamele bitmek bilmedi. Bak Abdullah Gül de AKP`li ama onun konusmalarina bakarsan yeri geldi Tayyip Erdogan`a göndermelerde bulundu. AKP icerisinde AKP`yi elestiren insanlar olustu. Bu insanlar daha sonra parti toplantisinda konusturulmadilar vs.
Yazimi bir Can Dündar yazisiyla bitireyim:
Hava döndü - Can Dündar - Milliyet
Aslinda daha nice yazilar var da su an direk bunu bulabildim.
Derdimiz aslinda kisaca "Cogulcu" demokrasi. Cogunlugun demokrasisi degil. Basbakan`in sürekli bizi halk secti, hobaaa durun bakalim kibirli tavriydi günlerdir elestirilen. %50 evde zor tutulmamali bu ülkede, bir Basbakan böyle söylemlere gitmemeli.
Demokrasi bilinci benim ülkemde oturmali artik. Cogulcu olanindan.
Bunun icin de secim baraji düsmelidir.