Merhaba hanımlar. Biri 15 aylık, iki çocuklu, çalışan, aynı zamanda yüksek lisans yapan hayatı oldukça yoğun geçen birisiyim. Eşimde çok yoğun çalışıyor. Hafta sonları, gece gündüz çalışan, aynı zamanda doktora yapan birisi. Eşim sadece benim yüksek lisansa gittiğim akşamlar erken geliyor. O da 7.30. Onun dışında genelde 9.30 da... İnanın geceleri minimal uykuyla idare ediyorum. Uyandıkça oğlumu emzirip pışpışliyor tekrar uyutuyor, gece yarılarına kadar sınavlara hazırlanıyorum. Sabah kalkıp, büyük oglumu okula yollayıp ise gidiyorum. İşden geliyorum büyük oğlumun dersleri, yemeği; küçüğümün maması, bezi, oyunu; mutfak, tezgah derken saatler bir koşuşturma içinde akıp gidiyor. Çocuklar uyuyor. Bu sefer gece rutinim basliyor. Bakıcımın destegi ve haftada bir temizliğe gelen yardımcım da olmasa bu tempo kaldırılır gibi değil. Ama yanlış anlaşılmasın. Ne çocuklarıma ayırdığım zaman, ne de yaptığım yüksek lisans bana yük geliyor.İkisi de benim yaşam enerjim. Ama çok yorucu.
Aslında çok sevdiğim, iyi de anlaştığım bir görümcem var. Arada sırada eğitim için İstanbul'a gelir kendi başına. Bizde kalır ve bizde bundan mutluluk duyarız. Hicbir zaman gelmek için müsait olup olmadığım bana sorulmamıştır. Ben bunu şimdiye kadar hiç sorun etmedim. Ancak görümcem bu sefer iki kızı ile ara tatilin bir haftasını bende geçirmeye karar vermiş. Eşimde kabul etmiş. Tabii bana soran yok.
Ancak benim tatilimin ilk haftasında zaten finallerim var. Onun dışında o kadar çok yorgunum ki çocuk gürültüsünü, kavgasını, yatak yorgan, yemek, tezgah telaşesini hiç kaldirabileceğimi sanmıyorum. Bir evde dört çocuk, üç yetişkin ile bir hafta! Bu yorgunluğun üzerine tekrar bu ağır tempoya başlayacağım. Eşime bunu kaldiramayacağımı söyledim. Ben ona gelme nasıl diyebilirim diyor.
Görümcemin onu istemediğimi düşünmesini istemem. Çünkü böyle birsey yok. Ancak benim durumumu düşünmeden ve bana danısmadan böyle bir karar alması, iyi niyetimin suistimal edildigini düşünmeme sebep oluyor. Bir de asıl suçlu eşim tabii. İlk önce onun beni düşünmesi gerekirdi. Böyle bir şeye evet demeden önce bana sorması gerekirdi. Belki de en suçlu benimdir. Kim olursa olsun ne kadar sevip, hakkında olumlu düşünsem bile kesin net cizgimi koymam gerekirdi.
Merhaba hanımlar. Biri 15 aylık, iki çocuklu, çalışan, aynı zamanda yüksek lisans yapan hayatı oldukça yoğun geçen birisiyim. Eşimde çok yoğun çalışıyor. Hafta sonları, gece gündüz çalışan, aynı zamanda doktora yapan birisi. Eşim sadece benim yüksek lisansa gittiğim akşamlar erken geliyor. O da 7.30. Onun dışında genelde 9.30 da... İnanın geceleri minimal uykuyla idare ediyorum. Uyandıkça oğlumu emzirip pışpışliyor tekrar uyutuyor, gece yarılarına kadar sınavlara hazırlanıyorum. Sabah kalkıp, büyük oglumu okula yollayıp ise gidiyorum. İşden geliyorum büyük oğlumun dersleri, yemeği; küçüğümün maması, bezi, oyunu; mutfak, tezgah derken saatler bir koşuşturma içinde akıp gidiyor. Çocuklar uyuyor. Bu sefer gece rutinim basliyor. Bakıcımın destegi ve haftada bir temizliğe gelen yardımcım da olmasa bu tempo kaldırılır gibi değil. Ama yanlış anlaşılmasın. Ne çocuklarıma ayırdığım zaman, ne de yaptığım yüksek lisans bana yük geliyor.İkisi de benim yaşam enerjim. Ama çok yorucu.
Aslında çok sevdiğim, iyi de anlaştığım bir görümcem var. Arada sırada eğitim için İstanbul'a gelir kendi başına. Bizde kalır ve bizde bundan mutluluk duyarız. Hicbir zaman gelmek için müsait olup olmadığım bana sorulmamıştır. Ben bunu şimdiye kadar hiç sorun etmedim. Ancak görümcem bu sefer iki kızı ile ara tatilin bir haftasını bende geçirmeye karar vermiş. Eşimde kabul etmiş. Tabii bana soran yok.
Ancak benim tatilimin ilk haftasında zaten finallerim var. Onun dışında o kadar çok yorgunum ki çocuk gürültüsünü, kavgasını, yatak yorgan, yemek, tezgah telaşesini hiç kaldirabileceğimi sanmıyorum. Bir evde dört çocuk, üç yetişkin ile bir hafta! Bu yorgunluğun üzerine tekrar bu ağır tempoya başlayacağım. Eşime bunu kaldiramayacağımı söyledim. Ben ona gelme nasıl diyebilirim diyor.
Görümcemin onu istemediğimi düşünmesini istemem. Çünkü böyle birsey yok. Ancak benim durumumu düşünmeden ve bana danısmadan böyle bir karar alması, iyi niyetimin suistimal edildigini düşünmeme sebep oluyor. Bir de asıl suçlu eşim tabii. İlk önce onun beni düşünmesi gerekirdi. Böyle bir şeye evet demeden önce bana sorması gerekirdi. Belki de en suçlu benimdir. Kim olursa olsun ne kadar sevip, hakkında olumlu düşünsem bile kesin net cizgimi koymam gerekirdi.
Merhaba hanımlar. Biri 15 aylık, iki çocuklu, çalışan, aynı zamanda yüksek lisans yapan hayatı oldukça yoğun geçen birisiyim. Eşimde çok yoğun çalışıyor. Hafta sonları, gece gündüz çalışan, aynı zamanda doktora yapan birisi. Eşim sadece benim yüksek lisansa gittiğim akşamlar erken geliyor. O da 7.30. Onun dışında genelde 9.30 da... İnanın geceleri minimal uykuyla idare ediyorum. Uyandıkça oğlumu emzirip pışpışliyor tekrar uyutuyor, gece yarılarına kadar sınavlara hazırlanıyorum. Sabah kalkıp, büyük oglumu okula yollayıp ise gidiyorum. İşden geliyorum büyük oğlumun dersleri, yemeği; küçüğümün maması, bezi, oyunu; mutfak, tezgah derken saatler bir koşuşturma içinde akıp gidiyor. Çocuklar uyuyor. Bu sefer gece rutinim basliyor. Bakıcımın destegi ve haftada bir temizliğe gelen yardımcım da olmasa bu tempo kaldırılır gibi değil. Ama yanlış anlaşılmasın. Ne çocuklarıma ayırdığım zaman, ne de yaptığım yüksek lisans bana yük geliyor.İkisi de benim yaşam enerjim. Ama çok yorucu.
Aslında çok sevdiğim, iyi de anlaştığım bir görümcem var. Arada sırada eğitim için İstanbul'a gelir kendi başına. Bizde kalır ve bizde bundan mutluluk duyarız. Hicbir zaman gelmek için müsait olup olmadığım bana sorulmamıştır. Ben bunu şimdiye kadar hiç sorun etmedim. Ancak görümcem bu sefer iki kızı ile ara tatilin bir haftasını bende geçirmeye karar vermiş. Eşimde kabul etmiş. Tabii bana soran yok.
Ancak benim tatilimin ilk haftasında zaten finallerim var. Onun dışında o kadar çok yorgunum ki çocuk gürültüsünü, kavgasını, yatak yorgan, yemek, tezgah telaşesini hiç kaldirabileceğimi sanmıyorum. Bir evde dört çocuk, üç yetişkin ile bir hafta! Bu yorgunluğun üzerine tekrar bu ağır tempoya başlayacağım. Eşime bunu kaldiramayacağımı söyledim. Ben ona gelme nasıl diyebilirim diyor.
Görümcemin onu istemediğimi düşünmesini istemem. Çünkü böyle birsey yok. Ancak benim durumumu düşünmeden ve bana danısmadan böyle bir karar alması, iyi niyetimin suistimal edildigini düşünmeme sebep oluyor. Bir de asıl suçlu eşim tabii. İlk önce onun beni düşünmesi gerekirdi. Böyle bir şeye evet demeden önce bana sorması gerekirdi. Belki de en suçlu benimdir. Kim olursa olsun ne kadar sevip, hakkında olumlu düşünsem bile kesin net cizgimi koymam gerekirdi.
İlk evlendiğimizde benim eşimin bana danışmadan her gelmek isteyene ‘gelin’ demesi sonucu bir gün , isyan bayraklarını çektim . Eğer bir defa daha böyle birşey olur ve kapıya gelirlerse , ben de o anda ‘aaaa keşke bana haber verseydiniz , ben de tam çıkıyordum ‘ der ve çıkarım . Arkasını toplamak sana kalır dedim . O oldu .
Yok yani , erkeğe sormak ne oluyor ? İlgilenen kadın, pişiren , temizleyen kadın . Eşinizden çok , görümcenizin düşüncesizliğine şaşırdım . Sonuçta o da bir kadın , nasıl düşünmüyor hayret ...
Bence o mu kırılır , bu mu üzülür diye düşünmeyin . Eğer ille de kırılsın istemiyorsanız , ‘abinle (ya da kardeşinle) görüşmüşsünüz canım ama benim ilk hafta vizelerim var , o benim tempomu pek ciddiye almıyor ama çok yoğunum, (eğer 2.hafta sizin için uygunsa ) 2.hafta gelebilirseniz (değilse) ya da başka bir zaman benim için daha uygun olur’ diyebilirsiniz
Siz demediğiniz sürece bu böyle sürer de gider ...
En güzeli. Benim annem de komşularini hiç sevmez. İsrarla gitmediği ve çağırmadigi halde bir gün toplasip ellerinde kek,kapımızı çaldılar. Annem de 'keske haber verseydiniz,tam da cikiyordum' dedi,kapattı kapıyı.Eğer bir defa daha böyle birşey olur ve kapıya gelirlerse , ben de o anda ‘aaaa keşke bana haber verseydiniz , ben de tam çıkıyordum ‘ der ve çıkarım . Arkasını toplamak sana kalır dedim . O oldu .
Konu sahibi devlette öğretmen ...yani görümce ve çocukları gelmese tüm gün evde olacaktiEn güzeli. Benim annem de komşularini hiç sevmez. İsrarla gitmediği ve çağırmadigi halde bir gün toplasip ellerinde kek,kapımızı çaldılar. Annem de 'keske haber verseydiniz,tam da cikiyordum' dedi,kapattı kapıyı.
Bu sayede 20 yıldır ne gelen var ne giden :))
Konu sahibi ben olsam krizi fırsata çevirirdim. Somestrda gelsin, hem büyük oğlanı oyalar. Ben de aksamlari kütüphaneye giderdim.
Sonuçta çalışan kadınsıniz. Evde yalnız kalmayı göze alarak gelecek. Sadece 'azicik daha' yalnız kalacak^^
Anladım. Ben olsam kütüphaneden çıkmam, her fırsatta da görümceme teşekkür ederim 'ne iyi oldu da geldin somestrda,oğlan gezmiş oluyor sayende içim rahat' derdim .Konu sahibi devlette öğretmen ...yani görümce ve çocukları gelmese tüm gün evde olacakti
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?