Sizi anlıyorum, aynı şekilde görümcenizi de anlıyorum.
Biz hayatımızda bir kayıp yaşadığımızda, yahut acı bir tecrübeyi henüz hazmederken, herkesin her yaptığı batar.
Hüzünde, mutluluklar batar, kahkahalar batar insana, "Niye gülüyorlar ki, gülünecek ne var ki bunda?" halinde oluruz.
Bu gayet insani bir durum.
Kimi bunu çok takar kafasına (Deneyimlediği şeyler ağırdır - yapısı böyledir) , kimi de "Ben mutsuzum-yaralıyım diye herkes her an beni düşünmek zorunda değil, elbet gülecekler" der, geçer.
Bunları bir kıskançlık olarak değerlendirmeyin, evliliğinizin görümcenizin hatırında derin bir yer etmesi normal; çünkü o yuvası dağılırken, siz yuva kuruyordunuz, o gözyaşlarını silerken, siz gülüyordunuz ve görümceniz sizin mutluluğunuza negatif tesiri olmasın diye hüznünü gülücükleri ile gizliyordu belki de.
O nasıl ki bunu böyle atlattı, sizden de kendi davrandığı gibi davranmanızı beklemesi gayet olağan.
Üstelik bir bebek bekliyorsunuz, teselliniz de var.
Belki şu an görümcenizin başka sıkıntıları var ve kızında teselli buluyor,
belki siz de bebek sahibi olacaksınız diye artık eskisi kadar kasmıyor, yanınızda daha rahat sevebiliyor çocuğunu.
Dünya sizin etrafınızda dönmüyor, biraz daha geniş bakın olaylara.
Ve "Benim acım daha büyük" fikriyle acılarınızı kıyaslayıp yarıştırmayın.