Hadi bir hikayemiz olsun :)

Emily telefonu masaya bıraktı ve etrafını incelemeye başladı mutlaka bir çıkış yolu olmalıydı. Tam o sırada masanın ustunde duran telefon çalmaya başladı ama emily daha az önce kontrol etmişti, çalışmadığından emindi.içi iyice urperdi masaya doğru urkek adımlarla ilerledi.telefonu açıp kulağına dayadi....
 
artık karşısına çıkan odaya girmekten başka şansının olmadığını bilerek odaya girdi.Bir tane yatak yerde ayı postundan yapılmış bir halı ve bir kitaplıktan başka hiçbirşey yoktu. Cılız sönmek üzere olan mumu izledi bir süre sonra daha fazla dayanamayarak yorgunluktan uykuya daldı...
 
ama ses yoktu alo alo demesine karşı sadece sesini dinleyen biri vardı nefes sesi geliyordu hırıltılı şekilde...karşı odaya girmeye karar verdi..
 
devam sabah olsun
 
Kuş civiltilari odanin heryeri kaplamis adeta Emily uyansin diye oda da yankilaniyordu.Yüzüne vuran gunesle uyanan Emily panikle doğruldu neden buradaydi kapiyi kim kilitlemisti bunlari dusunurken ayağa kalkti evde gezindi gece gordugu kan izleri kurumus korkusu iuice artmisti evde kimse yoktu.Tekrar uyudugu odaya dondu karşısında duran Kitaplığı inceledi oradan eline geçen mor kaplı kitabı hızlı şekilde karıştırmaya başladı sayfaların arasından dusen sayfayi eline aldığında Emily yazısını gördü ....
 
Günaydın kızlar çok güzel olmuş ama bir çelişki var..küçük bir kulübe sonunda bildiğin 4 odalı uzun koridorlu bir eve dönüştü hadi merakla bekliyorum

sorma canım ben bu konularda pek becerikli değilimdir küçük bir kulübeden baya çıktı bir şeyler amaaaa Kozlenmis patates canım anlamadığım bu emily 6 yaşında değil miydi
 
sorma canım ben bu konularda pek becerikli değilimdir küçük bir kulübeden baya çıktı bir şeyler amaaaa Kozlenmis patates canım anlamadığım bu emily 6 yaşında değil miydi
tatlım o kucuklugunu hatırladı sonra normale döndü kapı açılırken ....
 
Bir ses duydu ve elindeki kitap ve sayfayi hızlıca Kitaplığı yerleştirip cama koştu .Uzağa parkedilmis siyah eski bir model arabanin içinden inen uzun boylu iri yapili simsiyah giyen adam ona doğru yaklaşıyordu. Emily babasını düşündü aci bir sekilde gulumsedi .uzun boylu iri yapılı esmer bir adam di babası Onun yanında kendini hep güvende hissederdi .....8 yaş dogum gunu pastasini uflemek icin babasini bekliyordu .Saclarini iki yana ayirmis kirmizi kurdaleleri ,kirmizi elbisesi ile oradan oraya kosturuyordu heyecanla hersey hazirdi babasi disinda o gün saatlerce beklemesi rağmen babası gelmemişti. ...adamın yüzünü artık secebiliyordu ama kimdi neden buraya doğru geliyordu tedirgin şekilde diğer odaya koştu. Adam gittikçe yaklaşıyordu..
 
adam Emily'nin babası değildi.Emily,saklanıp,saklanmama konusunda,bir an tereddüt etti.sonra bir an da yerde gördüğü kapak gibi bir şey dikkatini çekti.kapağı kaldırıp,içine girdi.burası çok soğuk ve küf kokuyordu.nefesini tutarak bekledi.
 
ne kadar zaman geçtiğinin farkında bile değildi.dışarıdan hiç ses gelmiyordu.karnı da çok acıkmıştı.yaklaşık 24 saattir,kursağından tek lokma geçmemişti.usulca kapağı araladı.karanlığa alışan gözleri,dışarıdan süzülen ışıktan, bir anda kamaştı.bir kaç saniye nefesini tutarak bekledi.dayanamıyordu,çıkacaktı dışarı.
 
Emily dışarı çıktı,gözleri siyah paltolu adamı aradı ama yoktu.peki tekrar gelecek miydi?
Emily bu evden uzaklaşması gerektiğinin farkındaydı.koşar adımlarla kapıya doğru koşuyordu,kapı açık bırakılmıştı.Emily buradan kurtulacak olmanın verdiği heyecanla daha da hızlandı. Tam kapıya varmıştı ki kapı kapandı.kapının arkasında öfkeli gözlerini ona yöneltmiş biri vardı.Emily nin az evvel camda girdiği siyah paltolu adam!şimdi onu daha yakından görme şansı vardi,
Ancak evin loş aydınlığından yüzü sezilmiyordu güneşin ışıkları ancak boynuna kadar ulaşıyordu.uzun boylu,iri yapılı,siyah paltolu bir adam!
Emily yüzünü seçmeye çalışıyor, bir yandan da geri geri ufak adımlar atıyordu.Emily başına geleceklerden endişeliydi ,çok korkuyor,soğuk terler dökülüyordu yüzünden.....
 
Siyah paltolu adam yavaşça Emily'ye doğru eğildi.. "Merhaba küçük kız. Burada ne arıyorsun?" dedi sert bir şekilde.. Emily çok kormuştu. "bee bee beeenn buraya nasıl geldiğimi bi bi bilmiyorum" dedi sesi titreyerek.. Adam korkmaması gerektiğini o kulübenin kendisine ait olduğunu ve bir avcı olduğunu anlattı. yabani hayvanları avlayan bir avcıydı kendisi.. duvardaki kan izleri de bu yüzdendi aslında. Avladığı hayvanları kulübeye getiriyordu. Adam kendisini tanıttı "benim adım Alex ya senin ?" dedi.. " Emily benim adım" dedi küçük kız.. Adam ona aç olup olmadığını sormuştu.. Emily çok açtı.. Korkmasına rağmen evet diyerek Alex ile birlikte yemek yedi. Tam yemeklerini bitirmişlerdi ki korkunç bir gürültü duydular.. Alex pencereden dışarı bakmak için ayağa kalktı. O sırada kapı çok güçlü bir şekilde çalmaya başladı..kapıyı çalan "imdat! kimse yok mu? yardım edin." diye bağırıyordu.. kim olabilirdi ki bu gelen.. neyden kaçıyordu? Alex, Emily'ye yerinden kalkmamasını söyledi..Kapıya doğru yöneldi ve..............
 
kapıyı açtı.. Gelen Alex'in küçük oğlu 10 yaşındaki Leoydu... Telaşla oğlunu içeriye aldı.... Neler olduğunu sordu.. Duydukları karşısında dehşete kapıldı...
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…