Hafif Hasar Raporu Verilen Ev ve Konteyner Meselesi

Bakın, insanların neden bana ben sanki kurulu düzeni olan, geliri bol bir iş insanıymışım gibi yorum yazdığını anlayamıyorum. Geçmişi bir kenara bırakıyorum ben de cüzdanımı bile almadan gecelik ile sokağa fırladım. Normal akışta kılavuzun gelmiş olması gerekiyordu ama gelmedi. Ben de yani desteğe ihtiyaç duyan konumdayım.
 
Mesajı dışarıdan okuyan biri olarak hoş bulmamanızı ve tepki göstermenizi anlıyorum, hak veriyorum. Ancak zamanında biz de onu ve ailesini çok ağırladık. Çok hizmet ettik. Kimseye de bir saygısızlık yapmadık. Bir insana yardım etmenin bir adabı vardır. Annem o kadının teyzesi mesela, oturup anneme "Teyze şurayı sil. Teyze şunu yap. Teyze çay koy. " tarzı bir seviyesi var. Çok hakaret ve küfür içerikli konuşuyor kimse yadırgamıyor çünkü öyle kötü yetişmiş. Bana durup dururken ağzına geleni sayıyor. İstanbul 'da ki o şaşalı hallerim olsaydı asla haddine düşmezdi, bunu biliyor. Onun o kültürsüzlüğünü, saygısızlığını on saat aralıksız aşağılardım asla susmazdım. Bana hadsizlik yapmasına asla müsaade etmezdim. Maalesef insan ne olacağını hiç bilmiyor, hayat insanı her duruma sokuyor. Beğenmiyorsan git, ifadesine de katılıyorum. Keşke gidebilsem. Cüzdanımı bile alamadan gecelik ile sokağa fırladım. Bir yere gitmek istesem kimliğim, kıyafetim bile yok. Bunu bildiği için bu kadar yükleniyor.
 
yanlış anlamayında bi arkadaş demi depremden önce haklıydın ama ya şimdi vicdanın rahat edecekmi merak ettim biz burda hiç tanımadığımız insanlara kucak açıyoruz evinde bakanımı dersin evini bedelsiz verenimi dersin çeyizlik yorganlarımızı tencerelerimizi neler nelere topladık ayarladık bin kere helal olsun insan kanlı bıçaklı olsada durum toplanana kadar ailene sahip çıkman gerekir
 
Şu kısım neden anlaşılmıyor, yardıma benim de ihtiyacım var. Evini, düzenini kurmuş yüksek gelirli bir iş insanı değilim. Ben de kimliğim, üstüm, çorabım bile olmadan sokağa fırlamış bir depremzedeyim. Normal akışta bu ay kılavuz gelecekti ancak bu olağanüstü durum ortaya çıkınca o bile gelmedi. Ne zaman gelir belli değil. Burası kıyamet yeri gibi. İnanın normal şartlarda olsaydım tanımadığım insanlara ben de yardım ederdim.
 
Yani onlara kalsa belki lisede okulu bırakıp kendimi onlara adamam gerekirdi.
 
Yani onlara kalsa belki lisede okulu bırakıp kendimi onlara adamam gerekirdi.
 
Konu sahibine ben de yukarıda tepki gösterdim, hatalı olduğu noktalar var. Ama bizim hiç tanımadığımız insanlara yaptığımız destekle bu konudaki bir değil. Biz gücümüz yetmediği noktada “kusura bakma” diyip bırakabiliriz. Ama konu sahibi alıp atandığı yere götürse 6 ay sonra misafirlik uzadı hadi diyemez. Pratikte “durum toplarlanana kadar”ın karşılığı yok maalesef. Çünkü annesine destek olan diğer insanlar da depremzede artık. Ben konu sahibine de suç bulamıyorum çünkü o da oldukça sıkışmış ve çaresiz.
 
Bunu anlatamıyorum işte. Yukarıda da dediğim gibi ben de felaketin tam ortasında kalmış bir depremzedeyim. Çocukluğumdan beri hep kendi kendime uğraştım. Bir şekilde başarı bursları kazandım. Bunlarla kendi kendime hesap kitaplar yaptım. Kimseden bir kitap bile istemeden çok şükür bu yaşa kadar geldim. Ama ilk defa elimi cebime attığımda bir lira param bile yok. Ev ağır hasarlı ama galiba duruma göre yarım saat, bir saat falan izin verilecek. Kısmet olur eve gidersem ne ile karşılaşacağım belli değil. "Deprem bitti, biz sağ kaldık." diyemiyorum. Çünkü öyle bir şey ki sürekli sallanıyoruz. Deprem bitmiyor, büyüklüğü değişiyor sadece. Buraya birkaç ay önce geldim. Bilmediğim bir memleket. Ve ben bana yabancı gelen bu memlekette tırlarla kefen taşındığına şahit oldum. Maddi ve manevi anlamda çökmüş haldeyken daha da berbat bir haldeyim şu an. Sadece oturup "Sağım şimdilik, sağlıklıyım şimdilik, çok şükür." diyebiliyorum. Bu ay kılavuz gelecekti, olağanüstü bir durum ortaya çıktı, gelmiyor. Ne zaman geleceği belli değil. Tam şimdi şu an sağ kalıp atansam bile kendi kendime bakacak durumda değilim yani. Üç beş ay diye akıl verenleri hiç anlayamıyorum. Yabancı depremzede bir aile olsa ya da depremzede bir akraba olsa tamam, kimse kimsenin yanında ömür boyu kalamayacağını bilir. Şimdi biz cümbür cemaat gittik diyelim, üç beş ay sonra ne olacak yani? Annem "Tamam beş ay seninle kaldık. Bize yeter. Biz yeni bir yer arayalım. Sen yalnız yaşarsan daha mutlu olursun, daha rahat edersin." yani böyle bir konuşma yapıp kalkıp gidecekler mi? Yapılan birtakım kıyaslamaları asla anlamıyor ve asla mantıklı bulmuyorum. Şu an şartları elverişli biri olsam ben de herkes gibi elimden geleni yapardım zaten .
 
Şimdilik kendinizi doldurmayın. Zorla gelecek değiller. Heleki büyükşehire atanırsanız bir hemşire maaşı zaten ev tutup döşemenize yetmeyecek. Bence ilk aşamada eşyalı bir eve ev arkadaşı olarak girin ya da apart tutun. Yani ben ev tutmaya gücünüz olmayacağı için zaten birlikte yaşama imkanınızın olmayacağını düşünüyorum. Şu an boş yere endişe ediyor gibisiniz.
 
İşte etraf cahil kaynadığı için bir hemşire maaşı ile artık yaşamın mümkün olmayacağını bilmiyorlar ya da biliyorlar ancak bu şekilde konuşmak elbette işlerine geliyor. Konuda bu herkesin yabancılara bile yardım ettiği ile üç beş ay mevzusu nasıl türedi, buna anlam veremediğim için bu kadar uzun uzun açıklamak istedim.
 
Yani onlara kalsa belki lisede okulu bırakıp kendimi onlara adamam gerekirdi.
Salla gitsin
Annemde de babamda da hatta eşimin sülalesinde gördüğüm, istisnalar güzel kardeşlikler hariç kimsenin iyilikten bilmediği.
 
Annesinin çalışma kendi düzenini kurma durumu yok anladığım kadarıyla. Yeğeninde sonsuza kadar kalamayacağına, ona maddi destek veren insanların da destek verecek durumu kalmadığına ( onlar da depremzede) göre bu problemin bir çözümü yok bence. Gittiği şehirde oda veya apart tutmadığı tüm senaryolarda ailesinin onun yanında kalmaktan başka şansı yok. O nedenle tek kişilik bir yer ayarlamalı.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…