Bence haksızlık ve ayrımcılık yok. En azından araya kalp kırıklığı ve soğukluk girecek kadar yok. O yüzden içinizi ferah tutmanızı, aldığınız kadarıyla annenize teşekkür edip, evlerinizde güle güle huzur içinde oturup, anne babanıza da her daim dua etmenizi öneririm.
Para eşit miktarda değil, bu görülüyor. Ama normalde erkek, kız arasında öyle ayrımcılıklar oluyor ki, bu çok büyük bir ayrım değil.
Sonuçta anneniz üçünüze de ev alacak kadar bir para Temin etmiş.
Toplumda erkek ve kadın rollerinde, düğün yaparken ve ev geçindirmekte ayrım var, bunu kabul etseniz de, etmeseniz de. Ev almak, evi geçindirmek erkeğin sorumluluğu olarak görülüyor.
Kız isterken evi var mı denmiyor, ya da kadının çalışması bir zorunluluk değil, artı bir durum olarak bakılıyor. Yeri gelip de çocuk olunca işi bırakma esnekliği tanınıyor ama erkek için durum bu değil.
Düğün yaparken de erkek tarafı mümkünse ev, ve büyük harcama olan mobilya, halı, perde gibi demirbaş eşyaları alıyor.
Bu sebeple anneniz, sizi de ev sahibi yapmış. erkek kardeşinize de, ileride düğününde Büyük bir artı sağlamış. Evet, üçünüze de 50 milyar şeklinde dağıtabilirmiş o parayı ama en azından gayet ev alınabilecek bir miktarda dağıtmış herkese.
Ayrımcılık benim yaşadığımdır ama ben bile bu konuda söz hakkına sahip görmüyorum kendimi.
Babamın 30 kadar evi var (evet, gayrimenkul zengini :) iki erkek kardeşim evlenirken kendi sitesinden onlara da ev aldı. Havuzlu, Bahçeli, evlerin 1 milyon değerinde olduğu lüks bir site.
İlk evlenen bendim ve ben hala İstanbul un gayet varoş bir semtinde, tekstil atölyelerinin üstünde bulunan, oldukça kötü bir evde kirada oturuyorum. Öyle ki kendi tarafımdan misafir çağırmak, ya da eve eşya almak dahi istemiyorum. Çünkü ne alsam bu evin içinde göstermiyor kendini. Aşağıdaki atölyelerin sesleri ve makina titreşimleri devamlı evin içinde ve evdeki elektrik atölyeler devamlı çektiği için gidip gelme halinde.
Ayrıca ablanızın boşanması gibi, biz de eşimle bir iflas süreci geçirdik birkaç yıl önce.Eve haciz geleceği için babamın boşta olan bir evinde oturmak için izin istedik. Bize evi gösterdi, oturursunuz, kira ödeyebilecek duruma gelince çıkarsınız dedi. İnsanın durumu olmayınca çok dokunuyor böyle sözler. Biz de kaç aydır kira vermesek de, en azından ev sahibimiz bile durumumuzu bildiği için evden çıkın demiyor dedik ve oturduğumuz evde kaldık. Sonuçta 2 ay sonra, Doğum yaptığımda evde buzdolabı, çamaşır makinesi, tv, bulaşık makinesi, para edecek ne varsa toplanıp götürülmüştü.
Bunları yaşadım. Kardeşlerimin düğünlerini de ben yaptım, evlerine de en güzel eşyaları aldım. güle güle otursunlar. Benim yaşadıklarımı yaşamasınlar. Ancak iyiliklerini isterim. Para da babamın parası, vermiyorsa benim yapabileceğim bir şey yok bu konuda. Keşke böyle yapmasalardı, gönül bunu isterdi ama onun parasında bir tahakkümüm olamaz.
Biz de kendi paramızı biriktirip stüdyo tipli, bahçe katı küçük bir daire aldık. Oturduğumuz evin yarısı büyüklüğünde olduğu için, kiraya verdik. Şu anda
tüp bebek harcamalarımız var ama İleride mümkün olursa kredi çekip kendimize yetecek kadar bir ev almayı ümit ediyoruz inşallah. Ama bu konuda babama tek bir lafım olmamıştır şu ana kadar. Konusu açılsa, kalbimi kırar ancak bunu da iyi biliyorum.
Bu sebeple annenizin yine de uygun davrandığını düşünüyorum.