Neresinden tutsak elde kalan bir konu...
Öncelikle, başkasına güvenerek hayal kurulmaz. Kimse bir diğerinin hayalini gerçekleştirmek için para kazanmıyor bu hayatta. Çok mu hayalindi? O zaman çalışıp didinecektin, hayalini gerçekleştirecektin. Öyle bedavaya gelmiyor bu işler. Baban da keza bu kadar hayaline kıymet veriyorduysa kendi gerçekleştirseydi hayalini, sonuçta kendi kızı. Kayınaile parayı veren tarafsa bir bakıma istediği yere verir parasını. Parayı veren düdüğü çalar demişler.
Bir diğer konu, iki işsiz güçsüz insan neye güvenerek evlenir, benim aklımın almayacağı bir şey. Bu yola işsiz çıktıysanız, " yeri geldi ekmek param olmadı" diye sızlanıp başkasını suçlamayacaksınız. 2+2=4 Hayır, siz ne bekliyordunuz ki? Kimse size ev, eşya vesaire vermek zorunda değil. Evlenmeyi biliyorsan geçinmeyi de bileceksin. Zaten milyonlarca insan kira ödeyerek yaşıyor, abartmışsın kira meselesini. Sen bedava yaşamak istiyorsun, ama öyle bir hayat yok.
Eşinin ailesinde problem yok. Sorun ne biliyor musun? Kocanla senin daha kendine yetemeyen bireyler olmadan evlenmeye kalkmanız. Evcilik sanmışsınız ama gerçek hayat yüzünüze bir şeyleri çarpmaya başlayınca suçlayacak adam arıyorsunuz.
Ek olarak, üzgünüm ama bir gram katkın olmadan, başkasından beklenerek yapılan düğün hayalindeki gibi olmadı diye düğünde ve şimdiye kadar hala ağlaman trajikomik bir olay. Yaşlarınız küçük sanıyorum, zira olgun insan davranışları değil hiç bir anlattığın.