Hayat hep calisarak hep yetersizlik duygusuyla mi gececek?

Sadece senin işarkadaşları değil, bence genel olarak toplumda böyle bir sorun var. Sokaktaki sıradan insan evladının burnu bile kaf dağında kendini bir nane sanıyor sanırsın atomu parçalıyor, sanırsın dünyanın tek sahibi ... Herkes aşırı hadsiz ve terbiyesiz.
Maalesef bu var. Katılmayan taş olur
 
6 yaşında okumayı soktugumden beri çalış çalış sürekli bir sınav sürekli bir yarış rekabet. Asla yeterli olmuyorsun hep birileri seni eleştiriyor hep birileri senden daha fazla bir şeyler bekliyor asla yeterli değilsin mesai yapıyorsun eve geliyorsun ama mesai bitmiyor, daha da okuman gerekiyor, çalışman, ufkunu açman, yoksa hemen elestiriliyorsun begenilmiyorsun performansına düşük veriyorlar uyariyorlar. Birçok kişiye göre şanslı ayrıcalıklı bir insanım gelirim fena değil ailem var dostlarim var ama bu da ne biçim bir yaşam bilemiyorum yani haftasonlari bazen hiçbir şey yapmadan uyuyarak geçiyor evimi bile toplayasim yok, toplasam da temiz evden zevk de almıyorum, hiçbir şeye vakit yok yapayalnız bir yaşamım var arkadaşlarım var ama çoğu uzakta, bu şehirde en fazla tanıdıklar var. Bazen insanlarla buluşmak külfet gibi geliyor zevk alamıyorum. İnsanlara çok ofkeleniyorum hele hadsiz hadsiz salak salak konuşmalara tahammülüm kalmadı ama belli de etmiyorum duygularımı. Doktor gizli depresyondasin dedi ilaç başladı. Dertleşmek istedim sadece.
Salin kendinizi ya nasip deyip akışına birakin kimseyi mutlu etmeye çalışmayın kimseden beklentiniz olmasın bak nasıl mutlu olacaksınız...
 
Bilirim diyen iş kurtarırmış, bilmem diyen baş kurtarıŕmış. Hangi iş yeri olursa olsun doğru ve özellikle hızlı çalıştığınızı gösterirseniz, insanları buna alıştırırsanız izinde, yemekte, tatilde, mesai dışında ya da başka bir görevle meşgulken hiç fark etmez, insanlar sizden daima eski hızınızı bekler. O yüzden doğru ama hızını normal tutarak çalışmak gerekiyor. Şimdi alışkanlıkları tersine çevirmek çok daha zaman alacak ancak her daim ulaşılabilir, hızlı olmadığınızı yavaş yavaş göstermeniz lazım. Aksi takdirde insan kendini banka girişindeki gişe makinesi gibi hissetmeye başlıyor. Tükendiğinizi artık son noktanızda fark ediyorsunuz. Sizi robotlaştırmalarına izin vermeyin.
 
Bu hayatta öğrendiğim tek şey varsa o da hayatın mücadeleden ibaret olduğudur.Hepimiz kendi mücadelemizi farklı yollarda veriyoruz maalesef ve bu hiçbir zaman bitmeyecek.Ta ki öleceğimiz gün gelene kadar
 
başkalarını memnun etmek için değil kendini memnun etmek için yaşaman, çalışman lazım ablam. net. emin ol yani. o ne demiş bu ne düşünmüş boşver. iş ortamında hep daha fazlasını isterler. ben eski iş yerimde kendimi paralıyor, resmen %200 performans ortaya koyuyor, mesai dışı bile çalışıyordum ona rağmen laf söyleye söyleye, haksızlık ve yanlışlar yapa yapa beni orada bitirdiler ve verimin düştü deyip çıkardılar mesela. asla yaranamadım. bir sene çalıştım. 2.5 sene oldu ayrılalı oradan, hala bakıyorum arada yaptıkları işlere, benden sonra benim yerime, benim pozisyonuma adam gibi birini bulamadılar. benden sonra ekip dağıldı, deneyimsiz kişileri aldılar, yetiştirmeyi de beceremediler yani gider ederi gelir beteri gibi oldu onlar için. ben ayrıldıktan 4 ay sonra bana teknik bir konuyu danışmak için telefon ettiler, düşün. beni beğenmeyen yer benden minicik bir bilgi kırıntısı almak için aradı beni. ben de tam anlamıyla bilgi vermedim, bir iki şey söyledim sonra uzmanınız sizi detaylı yönlendirir, dedim. ''hııı, öyle mi tamam wurstria'cım'' derken ses tonundaki hayal kırıklığı hoştu...

şu anki iş yerimde de kendim için çalışıyorum, asla hak ettiklerinden bir gram fazla performans göstermiyorum, kendimi paralamıyorum, sadece yapmam gerekeni en iyi şekilde yapıp şirkete faydalı olup paramı alıp geçiyorum. arada eleştiriliyorum tabii ki ama asla takmıyorum. çünkü mantık belli yani ben 99 düzgün iş yapmışım, birinde hata olmuş sanki hep hatalıyım gibi tavırlar geliyor. eski iş yerim olsa kendimi anlatmak, ispatlamak için uğraşırdım, şimdi yok. bakıyorum, sahiden hatalı isem kusura bakmayın dikkat edeceğim diyorum hiç uzatmıyorum. toyken uzatırdım :) arkadaşlarımı da kendi çapımda daima motive ediyorum, takdir edilmesi gereken bişey gördüğümde atlamıyorum söylüyorum bunu, bir hata gördüğümde sanki pislikmiş gibi davranmayıp hatasını insanca söylüyorum, çözüm üretiyorum vs. her mesleğin kariyer basamakları vardır, ileride yönetici vs olursam daima motive eden, pozitif bir yönetici olmayı istiyor ve düşünüyorum.

mesai sırasında da işleri bitirdikçe kendimi takdir edip aferin diyorum, bugün zor bir raporu tamamladım ve çok mutlu oldum, süpersin sen yaa dedim kendime ve gittim bi sigara molası verdim mesela :) kendine ufak hediyeler ver. bi kahve olur, çay olur, istediğin bir ürünü almak olur, bunlar bile işe yarıyor. kimse mükemmel değil, bazı işlerde daima gelişmek ve öğrenmek zorundasın benim işim tam da böyle bir iş ve hiçbir zaman zaten %100 olamayacağım işin dinamiği gereği. o yüzden yapabildiğimin en iyisi, öğrenebildiğimin en fazlası ile yola devam ediyorum.

ek olarak önemli bişey var ki işin yapılma sürelerine dikkat et bence, olması gerektiğinden daha hızlı yapınca çok yüz bulup aynı hızda istiyorlar. ben daima 10 dk'lık rapor sanki yarım saat sürüyor gibi davranıyorum, mesai dışı basit bişey bile isteseler dönmüyorum mesaja, birkaç saat sonra dönüyorum, yeni gördüm mesajı falan diyorum :KK70: eski iş yerimde gece 23'te maille gelen işi sabah ofise gidince yaptım diye laf yemişliğim var, düşün. niye yapmadın dediler, gece 23te istemişsiniz uyuyordum, dedim. buna rağmen söylendiler zaten bende film kopmuştu kafamda, bu da böyle bir anı.
 
Konu sahibesi yurtdışı deneyiminiz var, yabancı diliniz zaten var eğitminiz var siz yeterli değilseniz kim yeterli söyler misiniz?:bicak:En Büyük TÜRKİYE

İşyeriniz 5 para etmez öncelikle bunu söyleyeyim, yani ben o işi gayet nitelikli şekilde yaptığınıza eminim ama bir bk beğenmemek ülkemizin milli sporlarından. O sizi beğenmeyenler sizden daha nitelikli mi, verseniz o işi daha iyi mi yapar? Hiç sanmıyorum.

Hayatlarımız ve eğitimlerimiz benzese de ben asla yetersiz hissetmedim çünkü işyerim destekleyici bir işyeri. Siz yetersiz değilsiniz, iş arkadaşlarınız b.k gibi maalesef.
ben onun bir konusunu hatırlıyorum, yıllık izin mi ne almıştı izindeyken bile iş istemişlerdi tatili zehir olmuştu kızın yani. ve istedikleri işi de yaptı diye hatırlıyorum, büyük günahlardan biri bence yıllık izindeyken iş yapmak.
 
Hayatını bir amaca bağlamalısın En buyuk kk En buyuk kk Bu bir sevgili olabilir, Çocuk, evcil hayvan, kariyer, eğitim, gelir... ama her gün seni hayata çelik halatlarla bağlayacak bir sebebin olmalı.
İşini sevmiyorsan istifa et. Hürriyetin seyahat Eki oluyor. Bazen bakıyorum. Metropol hayatlarını terk edip, sırt çantasıyla dünyayı gezen insanların hikayeleriyle dolu. Bana böyle radikal bir karar verdikleri için çok cesur geliyorlar. Geçen TV.de bir program gördüm. "Başka bir hayat mümkün" adı. Küçük sahil kasabalarına yerleşen beyaz yakalıları konu ediyor. İş hayatının kaosu bizi hayattan keyif almayan insanlar haline getirebiliyor. Belki de tek ihtiyacımız olan biraz frene basmak 🤷🏻‍♀️
 
Eee yani şantiyeye gitmiş birine acil yazıp mail atmak cidden kafasızlık, mail attığın kişi ne yapsın ofiste değil ki sana istediğin şeyi bulsun yollasın Allahın dağında :KK51: Bu kadar kafasız bir insan zaten hadsizdir de geçer karşına seni eleştirir. O zaman sen de karşısına geçip diceksin ki

sen canım kardeşim kör müydün şantiyeye gittiğimi bilmiyor muydun? ben sana dağın başından nasıl yardımcı olayım??

Yani insan hakları örgütündeki Avrupalı kibar, zamanına saygılı işarkadaşını burda bekleme. Burdaki iş arkadaşların ünv mezunu hödükler gördüğüm kadarıyla. Madem saygısızlık yapıyorlar birine haddini bildir, 3ye haddini bildri 3. cevap veremez. Sürekli birilerin had bildirmek çok yorucu biliyorum, ama böyle çok mütevazisin o yüzden insanlar kendilerini bir halt sanıyor. Son cümledeki hıyara misal ben ünv sınavı 47.siyim sen ne haltsın ki benim başarıma laf ediyorsun demeliydin.

Sadece senin işarkadaşları değil, bence genel olarak toplumda böyle bir sorun var. Sokaktaki sıradan insan evladının burnu bile kaf dağında kendini bir nane sanıyor sanırsın atomu parçalıyor, sanırsın dünyanın tek sahibi ... Herkes aşırı hadsiz ve terbiyesiz.

Türkiyeyi özledin biliyorum bir noktadan sonra vatan özlemi çok geliyor ama bu kaba ve saygısız insanlar seni ilk yılında bıktırmış. Ben de dönücem ama bakalım ne yapıcam :KK51:

Bunu yapan is arkadaşım yabancı bir kadın (Avrupalı değil). Normalde çok kibar, çok iyi davranan filan biri. Zaten ertesi gün de ofiste yüzünde gülücüklerle benimle sohbet etti öyle olunca tepki veremedim. Sonra dedim ki acaba ben mi yanlış anladım. Ama hep böyleler ofisteki çalışma ortamı üslup bu. Sürekli bir teamsten HELLOOOOO. CAN YOU RESPOND THIS IS URGENT!!!??? yazan yazana. Bütün birimler böyle iletişim kuruyor. Insanlar arasında rekabet var sanki biraz ve bazen kendimi salak gibi hissediyorum. Sadece kendi birimim kendi şefim çok iyi. Birkaç tane sevdiğim insan var. Onun dışında hepsi çöp gibi geliyor. Sanki ben copmusum ve yerime hemen başka birini alırlarmis ben de işi hak etmek için günde 7764 saat calismaliymisim gibi geliyor. Kilicdaroglu gibi herkes bana sende liderlik vasfi yok filan diyor bir de. Böyle olunca yeni bir şehir yeni bir ortam hiçbir şeyin tadını çıkaramadım. Tek düşündüğüm is is is.
 
Hayatını bir amaca bağlamalısın En buyuk kk En buyuk kk Bu bir sevgili olabilir, Çocuk, evcil hayvan, kariyer, eğitim, gelir... ama her gün seni hayata çelik halatlarla bağlayacak bir sebebin olmalı.
İşini sevmiyorsan istifa et. Hürriyetin seyahat Eki oluyor. Bazen bakıyorum. Metropol hayatlarını terk edip, sırt çantasıyla dünyayı gezen insanların hikayeleriyle dolu. Bana böyle radikal bir karar verdikleri için çok cesur geliyorlar. Geçen TV.de bir program gördüm. "Başka bir hayat mümkün" adı. Küçük sahil kasabalarına yerleşen beyaz yakalıları konu ediyor. İş hayatının kaosu bizi hayattan keyif almayan insanlar haline getirebiliyor. Belki de tek ihtiyacımız olan biraz frene basmak 🤷🏻‍♀️
kusura bakmayın araya giriyorum ama bağlayan şey sevgili olmasın bence. yani bir insan olmasın. hayvan olabilir, kariyer, eğitim, para gibi amaçlar olabilir fakat aman diyelim sevgili denen şey insanı göklere çıkarır yere de fena çakar, duygusal çöküntüsü daha ağır olur.
 
Hayatını bir amaca bağlamalısın En buyuk kk En buyuk kk Bu bir sevgili olabilir, Çocuk, evcil hayvan, kariyer, eğitim, gelir... ama her gün seni hayata çelik halatlarla bağlayacak bir sebebin olmalı.
İşini sevmiyorsan istifa et. Hürriyetin seyahat Eki oluyor. Bazen bakıyorum. Metropol hayatlarını terk edip, sırt çantasıyla dünyayı gezen insanların hikayeleriyle dolu. Bana böyle radikal bir karar verdikleri için çok cesur geliyorlar. Geçen TV.de bir program gördüm. "Başka bir hayat mümkün" adı. Küçük sahil kasabalarına yerleşen beyaz yakalıları konu ediyor. İş hayatının kaosu bizi hayattan keyif almayan insanlar haline getirebiliyor. Belki de tek ihtiyacımız olan biraz frene basmak 🤷🏻‍♀️

Sorunlardan kaçılmaz ki... Nereye gidersen git o kafa da seninle gelecek. Mutlu değilsen cennete de gitsen aynı.
 
6 yaşında okumayı soktugumden beri çalış çalış sürekli bir sınav sürekli bir yarış rekabet. Asla yeterli olmuyorsun hep birileri seni eleştiriyor hep birileri senden daha fazla bir şeyler bekliyor asla yeterli değilsin mesai yapıyorsun eve geliyorsun ama mesai bitmiyor, daha da okuman gerekiyor, çalışman, ufkunu açman, yoksa hemen elestiriliyorsun begenilmiyorsun performansına düşük veriyorlar uyariyorlar. Birçok kişiye göre şanslı ayrıcalıklı bir insanım gelirim fena değil ailem var dostlarim var ama bu da ne biçim bir yaşam bilemiyorum yani haftasonlari bazen hiçbir şey yapmadan uyuyarak geçiyor evimi bile toplayasim yok, toplasam da temiz evden zevk de almıyorum, hiçbir şeye vakit yok yapayalnız bir yaşamım var arkadaşlarım var ama çoğu uzakta, bu şehirde en fazla tanıdıklar var. Bazen insanlarla buluşmak külfet gibi geliyor zevk alamıyorum. İnsanlara çok ofkeleniyorum hele hadsiz hadsiz salak salak konuşmalara tahammülüm kalmadı ama belli de etmiyorum duygularımı. Doktor gizli depresyondasin dedi ilaç başladı. Dertleşmek istedim sadece.
Sizi mutlu eden seylerı yapın paranızda var bırazda terapi alın .Bence ılactan daha ıyı gelıcek .Bana da oluyor .boşandım çalışıorum çocugum yok bazen bırıkım yapıorum neye bırıktırıorum acaba dıorum
 
Mavi oda diye bir bölüm var ben şu an ona devam ediyorum ayda 15 TL ama her şeyi en baştan sistematik bir şekilde anlatıyor. Sırasıyla gidiyor her şeyde. Yine de aklınızda bulunsun derim ben.
Bu konu hakkında bılgı alabılırmıyım
 
6 yaşında okumayı soktugumden beri çalış çalış sürekli bir sınav sürekli bir yarış rekabet. Asla yeterli olmuyorsun hep birileri seni eleştiriyor hep birileri senden daha fazla bir şeyler bekliyor asla yeterli değilsin mesai yapıyorsun eve geliyorsun ama mesai bitmiyor, daha da okuman gerekiyor, çalışman, ufkunu açman, yoksa hemen elestiriliyorsun begenilmiyorsun performansına düşük veriyorlar uyariyorlar. Birçok kişiye göre şanslı ayrıcalıklı bir insanım gelirim fena değil ailem var dostlarim var ama bu da ne biçim bir yaşam bilemiyorum yani haftasonlari bazen hiçbir şey yapmadan uyuyarak geçiyor evimi bile toplayasim yok, toplasam da temiz evden zevk de almıyorum, hiçbir şeye vakit yok yapayalnız bir yaşamım var arkadaşlarım var ama çoğu uzakta, bu şehirde en fazla tanıdıklar var. Bazen insanlarla buluşmak külfet gibi geliyor zevk alamıyorum. İnsanlara çok ofkeleniyorum hele hadsiz hadsiz salak salak konuşmalara tahammülüm kalmadı ama belli de etmiyorum duygularımı. Doktor gizli depresyondasin dedi ilaç başladı. Dertleşmek istedim sadece.
Siz mükemmel, tam, eksiksiz olunca ne olacak. İnsanlar sizi eleştirmeyince, kusursuz görünce ne hissedeceksiniz. Çözüm bunun cevabında. Mükemmeliyetçi ebeveyniniz vardı muhtemelen. Sizde de mükemmeliyetçilik var. Çocuğunuz olmadan muhakkak yardım alın bu duygular ona da geçmesin. Yapınızin tam tersi arkadaşlıklar edinin. Rahat, komik, dünya yansa umrunda olmayan. Onlardan rahat olmayı öğrenin çaktırmadan.
 
6 yaşında okumayı soktugumden beri çalış çalış sürekli bir sınav sürekli bir yarış rekabet. Asla yeterli olmuyorsun hep birileri seni eleştiriyor hep birileri senden daha fazla bir şeyler bekliyor asla yeterli değilsin mesai yapıyorsun eve geliyorsun ama mesai bitmiyor, daha da okuman gerekiyor, çalışman, ufkunu açman, yoksa hemen elestiriliyorsun begenilmiyorsun performansına düşük veriyorlar uyariyorlar. Birçok kişiye göre şanslı ayrıcalıklı bir insanım gelirim fena değil ailem var dostlarim var ama bu da ne biçim bir yaşam bilemiyorum yani haftasonlari bazen hiçbir şey yapmadan uyuyarak geçiyor evimi bile toplayasim yok, toplasam da temiz evden zevk de almıyorum, hiçbir şeye vakit yok yapayalnız bir yaşamım var arkadaşlarım var ama çoğu uzakta, bu şehirde en fazla tanıdıklar var. Bazen insanlarla buluşmak külfet gibi geliyor zevk alamıyorum. İnsanlara çok ofkeleniyorum hele hadsiz hadsiz salak salak konuşmalara tahammülüm kalmadı ama belli de etmiyorum duygularımı. Doktor gizli depresyondasin dedi ilaç başladı. Dertleşmek istedim sadece.
Bende depresyonda olabilir misiniz acaba diyecektim. Vallahi zorla çıkın gezin. Arkadaş şart değil sabah çıkın yürüyün. Sahile karşı bir kahve için.. Sokağa çıkıp insana karışmak için çaba sarfedin. Başka türlü gitmiyor o meret.
 
dedikleriniz çok anlaşılır ama sizin de dilnlenmeye ihtiyacınız var ve boş anınızda da kendinize çok sorumluluk yüklemeyin bence. artı olarak kendinize en büyük kötülüğü başkalarının ne düşündüğünü önemseyerek yaparsınız. ben bunu bırakmaya ve azaltmaya calısıyorum inanın cok fark ediyor. siz ne kadar( iyi, etik saygılı siz ne eklerseniz bunlara artık )olmaya çalıştıkça diğer insanlar düşünmeden konuşacak ya da dilediklerini hiç süzgeçten geçirmeyerek davranacak. ahmakları umursarsanız, onlarla bir olursunuz unutmayın. kendinize iyi davranmaya çalışın şefkat anlamında. ve kendinize nasıl davranılmasını istiyosanız o kadar iyi olun diğer insanlara bu yeterli. öfkeli davrandıkça o enerjiyi tutarsınız.
 
Siz mükemmel, tam, eksiksiz olunca ne olacak. İnsanlar sizi eleştirmeyince, kusursuz görünce ne hissedeceksiniz. Çözüm bunun cevabında. Mükemmeliyetçi ebeveyniniz vardı muhtemelen. Sizde de mükemmeliyetçilik var. Çocuğunuz olmadan muhakkak yardım alın bu duygular ona da geçmesin. Yapınızin tam tersi arkadaşlıklar edinin. Rahat, komik, dünya yansa umrunda olmayan. Onlardan rahat olmayı öğrenin çaktırmadan.
çok doğru demişsiniz, zıt arkadaşlıklar edinmek kuruntularınızı fark edip uzaklaşmanıza çok yardımcı olur..
 
Back
X