Hayat kadınlarına duyulan tepki

Kınayan arkadaşlar kusura bakmayın da çok biliyonuz beee....sanki o hayat kadınlarının olduğu ortamları biliyomuş gibi konuşmayın..çaresiz kadınların mekanını sadece genelevle sınırlamayın....kimbilir ne koşullar ne durumlar var duysak inanamayacağımız....bize göre hava hoş..sıcacık evlerimizde yemeğimizi yapıyor ailemizin dizinin dibinde oturuyoruz...ŞANSLIYIZ şükredelim..ben zaten çaresiz kadınları savunuyorum,hayatı elinden çalınmış hayatSIZ kadınları..elinizi vicdanınıza koyun biraz allah aşkına...bi arkadaş da demiş kınamayın kınanacak hale gelirsiniz....bu hayatta gerçekten kınadığınız şeyler sizi bulur...ha allah düşmanımın başına vermesin böyle birşeyi..........biraz da erkeklere yüklenin onların namusu yok mu onlar yapınca o... olmuyomu....benim gözümde ar damarı çatlamış bi erkek bir hayat kadınından çok daha fazla o....dur... erkeğin de o...su olur... ayrıca tecavüzleri genelevler azaltıyor diyenlerde var bu zihniyet kötü niyetli değildir belki ama bana göre yanlış...Ben olsam tecavüz eden adamı(!) HADIM ederim..el mi yamaaan bey mi yaman...herşeyde erkek kadın eşitse bu durumda da eşit olmalı...biraz da erkekleri kınasın şu diliniz...
ayrıca televizyonlarda da sayısız ahlaksız var hepimiz görüyoruz...evlenmeden beraber yaşamalar,tek gecelik ilişkiler.... o zaman bunlara da alkış tutmayın,yaylım ateşine tutun o ahlaksızları (sözüm yapana)
bu konuda biraz empati kurun arkadaşlar....hiç baskı tehdit altında kalmayan o ruh halini ne bilsin...............
 

aynen katılıyorum sana arkadaşım
 
baskı tehdit altında olanlara lafım yok ama olayın diger boyutlarıda var ...isteyerek bunu yapıyorsa ve sıgındıkları şeyler açım işsizim vb bahanelerse kınıyorum kınıyorum kınıyorum
 
Son düzenleme:
hayat kadınlarına, zevkleri ugruna hayatına giren her erkegin altına yatan modern aşıklardan daha çok saygı duyarım ben

imzamı atıyorum bu yoruma :))

AYRICA ; Neden Hayat kadınlarına tepki gösteriliyor ya ? O kadınları o hale düşüren erkeklere hiç pay çıkarılmıyor bizim toplulumuzda .. Hangi kadın gunde bilmem kaç erkekle ( hiçbir duygu,his , şevkat barındırmadan ) keyfi yatsın ...

Bir arkadaş burda '' kolay yoldan para kazanmak '' için demiş ..
Kolay mı yani bu yol ? bu kadınların başına binbir türlü şey geliyor..

Çoğu insana uzaktan geliyor davulun sesi .. Kimse kınan,ayıplanan,doğru olmayan bişeyi keyfi yapmaz .. ben bunu dusunuyorum
 
" O Çocukları " filmini izlediğimde içim sızlamıştı.. evet mide bulandırıcı bir şey ama onların bulanmadığı ne malum..
ensest ilişkinin,kadının mal gibi satılmasının hayatın bir parçası olduğu görülen günümüz toplumunda hayat kadınları neden dışlanıyor.. tecavüzcüler dışlanmazken hayat kadınları dışlanıyor.. tecavüzcüler de dışlanıyor demeyin,dışlanmıyor.. ensest ilişkiler zoraki evliliklerle saklanıyor.. baba kızına senelerce tecavüz ediyor ama kız kuyruk salladı oluyor.. baba yaa baba ! ama hayat kadınları sorgulanmadan namussuz,tiksinç varlıklar oluyor..
çok mu istiyolar bakalım günde bilmem kaç erkeğin altına yatmayı.. çok mu istiyolar ekmeklerini kendilerini satarak kazanmayı.. gerçekten bu işi yapmaya mecbur olanlar var.. gidecek evi,yiyecek ekmeği olmayanlar var.. ya aç kalıp ölcek,ya da kendini satcak.. Allah kimseyi bu duruma düşürmesin a
ma zor bi durum.. herşeye rağmen.. bütün iğrençliğine rağmen.. katillerin bile cinayet işlerken bir sebebi vardır.. suç kendi başına ortaya çıkmaz o suçu yaşam koşulları ortaya çıkarır.. hayat kadınlarının da kınanması taraftarı değilim ben,onların anlaşılması taraftarıyım..
 
ünlü bir düşünür kadınlar hakkında şöyle demiş:
Kadınların serveti iki bacağının arasındadır...
insanların ne durumlarda ne yaptıklarını bilemeyiz. zorla mı yapıyorlar kaçırıldılar mı tehtid mi ediliyorlar kolay yoldan para mı kazanmak istiyorlar bilinmez. ben öylelerini görünce olduğum ortamda utanıyorum. nerde görüyorsun diyeceksiniz . bizim ilçeye gelen dolmuşlar tam onların otellerinin önünden kalkıyor. trabzonda çömlekçi denince akla iki şey gelir: ilçelere giden dolmuşlar ve hayat kadınları...
 
Kadınların gittiği bir genelev hayal edin....
Olabilirmiydi böyle birşey... Neden olmasın... Sadece erkekler mi tatmin olmak istiyor, kadınların cinsel dürtüleri yok mu?
Ama maalesef erkek egemen bir toplumda böyle birşeyin olması mümkün değil.
Demek ki fuhuş sektörünün oluşmasında ki etken erkek. Erkeler istediğikleri için böyle bir sektör var.
Kızalacak birisi varsa bu da erkekler olmalıdır.
Yaptığı işle kişinin ahlak değerlerini yargılamayı doğru bulmuyorum.
Kişinin ahlaksız yada oro...pu olması için illa o işi yapıyor olmasına da gerek yok zaten.
Ruhu, karakteri öyle olanlardan korkarım.....
 
kadınlar zevk alsın diye erkeklerin böyle şeyler yapmadıklarını mı sanıyorsunuz?
evlere çağırılan erkek masörler, striptiz yapan erkekler daha neler neler... hayat kadınları kadra yoğun olmasada erkeklerde yapıyor bu pis işleri
 


a.s
jigolo tutan kadınlarla geneleve vs.. yere giden erkekler arasında bir fark göremiyorum..
 
hayat kadınlarına, zevkleri ugruna hayatına giren her erkegin altına yatan modern aşıklardan daha çok saygı duyarım ben

Tabi ki güzel ve doğru bir yorum. yine de Allah kimseyi şeytana uydurmasın... ve kimse kimseyi kınamasın. bu dünya da kim kimin ayıpı örterse onunda ayıbı örtülür.. Ama sen ben ayıp der dile getirirsek dedikosunu yaparsak bu ayıp dediğimiz mutlak bizi bulur.. Mazallah diyorum....



saat geç oldu of ya açıktıım... cokacimcoook
 
Kimimiz için beş para etmez insanlar topluluğu, kimimiz için ise ahlaksızlığın daniskası.Bana göre ise zavallı insanlar onlar.

Kimisi genç yaşta bu bataklığa saplanıyor.Kimisi ise yaşamak için başka çaresi olmadığı için bunu yapıyor.

Genelevlerdekiler bir günde 25-30 erkekle ilişkiye giriyor hemde dini bayram tatil demeden.Sürekli borçlandırılıyorlar ve ödemek için mecburen ilişkiye giriyorlar.Öyle böyle değil.Pis pis ter kokan ağzı kanalizosyondan beter kokan adamlarla yatıyorlar.Hastalık kapmaları an meselesi...

Kimileride serbest çalışıyor.Geceliği 100 lira alanda var 1000$ alanda.Bazı erkekler fantezilerini ancak para karşılğı gerçekleştirebildiklerinden serbset çalışan kadınlara servet ödeyenler bile var.İki kadının sevişmesinden hoşlanan erkekler sırf onları sevişirken izlemek için servet ödüyor bu kadınlara.Peki bir insan para karşılığı kendi cinsinden biri ile nasıl sevişir diye sormak geliyor içimden.Bilmiyorum.Belki o kadar nefret etmişlerki erkek milletinden kendi cinsleri ile ilişki kurmak midelerini bulandırmıyor.

Onlar birer seks işcisi.Kimilerinin fantezilerini gerçekleştiren, kimilerinin ise öz annesi.

Hayat ne kadar acımazsız oysa.Anne karnından dünyaya merhaba dediğimizde hepimiz eşittik oysa.Fakat eşitlik bozuldu...
 
aslında ben o kadınlara acıyorum. kimileri ne ümitlerle geliyorlar ülkemize, ancak sarışın uzun bacaklı görünce bir de yabancı uyruklu olunca onlara farklı gözle bakılıyor. Burada kimseleri yok, para kazanmak için, belkide ailelerine para göndermek için bu işi yapmak zorunda kalıyorlar.
Bir belgeselde izlemiştim, bu işle ya da erotik filmlerde, programlarda çalışan kadınlar mutlu değiller. Yani zevk bile almıyorlar artık. Çünkü onlarınki yalandan bir dünya.
Ama dediğim gibi ben üzülüyorum onların hallerine. Kendileride istemezlerdi bence böyle ayaklar altında yaşamayı. Ayrıca sağlık olarak aşırı tehlikeli bir durum, bir ton erkekle birlikte oldukları için hastalık kapmaları an meselesi.
Bu kadınları kurtarmak için sivil toplum örgütü var mı bilmiyorum ama varsa kesin bağış yaparım.
 
Bnde üzülüorum açıkcası. Geldikleri yerde üniverste bitirip burda hayat kadını olan çok kız war. Ama böyle bi işi kimse istemez sanırım demekki zorunlu kaldıkları için çalışıolar.
 
bütün yazılanları okumadım ama bu arkadaş çok güzel dile getirmiş. ne yazık ki çoğu kadın çok acımasız düşünüyor. hayat kadınlarının ellerine düştükleri mafyatik yapılardan kurtulma şansı yok!! çoğu organize şebekelerin ağlarına düştüğü için o bataklıktan çıkamıyor.
 
Bu isi meslek olarak yapanlara hicbir sozum olamaz ..
Nedenmi ..?
En azindan nekadar zor olsada ,nekadar incitici olsada , onlar bunu alanen yapiyor, kimse onlari yargilayamaz ,coguda cocuguna ekmek goturmek icin binbir cesit insanin yukunu cekiyor,onlari asla kinamam ,dunyanin en zor meslegini yapiyorlar ve coguda bunu istemiyor ama kimbilir baslarindan neler geciyor ..
Ammaaaaa..
Ya bu isi gizli kapakli yapanlara nedemeli..
Bunlar televizyonlarda ,magazinlerde ,cevremizde ,heryerde ,en namuslu modunda ama ,bir telefon icin ,bir elbise icin,bir araba icin vs..
Kimlerin yuvasini yikiyorlar ,hayatini karartiyorlar,en yakin arkadasim dediginiz insan bile yeri geliyor esinizi bastan cikarmaya calisiyor..
Bence asil kotuler onlar..
Hicbir hayat kadinini bunlar kadar asalik olamaz ,onlar namusluyum diye gecinip bin turlu namususzdan binkere namuslu...
Kimse kinamasin..
 
ONLAR FUHUŞUN SOKAĞA YAYILMASINI ÖNLEYECEK MUHAFIZLARDI ÖYLE Mİ…

ONLAR SİZLERİN EŞLERİNİZİN KIZLARINIZIN NAMUS TEMİNATI REHİNELERDİ ÖYLE Mİ…

e niye azalmıyor o zaman taciz, tecavüz?
çünkü, o toplumun akli dengesi dumura uğramıştır.çünkü o toplum, hiç bir boku hak etmeyen bir toplumdur. çünkü o toplum, dinine halel gelmesin diye her an teyakkuzda iken, para karşılığında insanlara tecavüz etmeye göz yummuş bir toplumdur. o toplum o hale gelmiştir ki, kimse kimsenin yüzüne bakamaz olmuştur. o toplumda suçsuz kimse yoktur. ve "orospu", "kahpe" olanlar genelev zindanındakiler değil ,başkalarıdır. HAYATI ÇALINMIŞ,HAYAT KADINI..HAYATSIZ KADIN
SİZ ŞEHİTLERİMİZİN EMANET ETTİĞİ

NİNELERİN TORUNLARISINIZ ÖYLE Mİ…..

SİZLERE, HAKKINI HELAL ET DEMEYE

YÜZLERİ TUTAN VAR MIDIR ACABA...
 
GENELEVLER kadınlara (devlet kontrolünde) korkunç bir aşağılamanın, zulmün, tecridin reva görüldüğü, aynı kadınların (çoğu zaman) irade dışı tıkıldıkları halde insanlığık tarafından dışlanmalarına yol açan merkezlerdir. kadınların mal olarak para karşılığında erkeklere satılmasının çirkefçe bir rutine bindirilerek uygulandığı yerlerdir buralar. hakkında konuşmak istendiğinde insanın nutkunun tutulduğu bunun kadar korkunç çok az şey var. tarih boyunca rutin bir "iş merkezi" haline getirilmiş, insanların (yani erkeklerin) "ekmek kapısı" olarak kurumlaştırılmış, bu korkunç erkeklik mabedindeki ihlale, tecavüze, skandala, sistemik bir karşı çıkışın neden olmadığını, bunun neden bu kadar "normal" algılandığını, maalesef anlayamıyorum. bu durum, insanlığın (erkek egemenliğin) tecavüzü içkinleştirmiş olmasından başka bir şey değil . binlerce insanın bunu günlük yaşamının bir parçası haline getirmiş olması, savaşta her gün ölü bedenler gören bir caninin duyarsızlığına benzer bir duyarsızlıkla kuşatılı olmaktan başka bir şey değil. bunun da ötesine geçip, bir insana sistematik biçimde, her gün onlarca insanın tecavüz etmesini sağlamak, bunu kurumsallaştırmak, insan olmaya dair herhangi bir ahlaki duyarlığının kalmadığını göstermekten başka bir şey değil. savaşı yaşamış insanlar kaotik-sarsıntılı durumları şaşkınlıkla karşılamazlar, bunu çok yaşamışlardır çünkü. peki, savaşın olmadığı, "aile" kurumunun kutsal addedildiği, namus bekçilerinin cirit attığı bir toplumda, genelev neden NORMALDİR ?
 
Hayatsiz Kadinlar

‎"Genelevde 24 saatte 70 adama satıldım"

9 yaşında tecavüze uğradı. Kocası tarafından 240 YTL’ye geneleve satıldı.

En sonunda kaçıp kurtulmayı başardı. 22 Temmuz’daki genel seçimlerde İstanbul 2’nci Bölge’den bağımsız milletvekili adayı.

Temmuz’daki genel seçimlerde İstanbul 2’nci Bölge’den bağımsız milletvekili adayı olan eski hayat kadını Ayşe Tükrükçü’nün yaşamını özetleyen en acı cümlelerden biri bu... Kabus dolu günlerin başlangıcı ise 1976 yılı. Yani Ayşe henüz 9 yaşındayken. Amcasının tecavüzüne uğrayan Tükrükçü o günleri gözleri yaşlı şöyle anlatıyor: “Amca dahi demek istemediğim Ali Rıza isimli kişi evdeydi ve içki içiyordu. Sarhoş olduktan sonra beni bir odaya getirdi ve (sakın korkma) diyerek tecavüz etti. 3.5 ay süreyle her gece odamda tecavüze uğradım. Ölümle tehdit ettiği için kimseye anlatamıyordum. Bebeklerle oynayacağım yaşta kadın oldum. İşte ben o gün öldüm.” Sonrası ise... Kardeşleri kanala düşüp öldüğü için alkolik olan ve sürekli dayak atan bir baba... 22’sinde ilk evlilik... Yine dayak... İkinci koca, yine dayak... 240 milyon liraya satıldığı genelevde geçen acı dolu yıllar. Üçüncü evlilikle bir umut ama yeniden genelev hayatı... 2.5 yıl içinde 6 ayrı şehirde hiç istemediği halde bedenini satmak zorunda kalması... “Diri diri mezara girmesi.” En sonunda kendine uzanan bir yardım eli... Şimdilerde ise kendisi gibi yardım bekleyen kadınlara yardım eden olmak istiyor.

Genelevde neler yaşadınız?
Genelev, kedinin köpeğin bile orada kalmaması gereken bir yer. Sabah 09.00’da uyanırsınız. Saat 10.00’da kapılar açılır. Bu süre içerisinde süslenirsiniz. En “albenili” biçimde saat 10.00’da salona inersiniz. Mesainiz gece 23.00’e kadardır, yemek yemek için 15-20 dakikalık vaktiniz vardır. Çayı, kahveyi ayakta içersiniz. Kasaptan et alırken hani, ete bakılır ya öyle bakıp seçip, beğenilirsiniz. Günde 30’a yakın insan gelip paranızı verdiği için sizle birlikte olur. Bayram günleri ve asker sevkiyat dönemlerinde bu sayı 50’lilere yaklaşır. Hatta bir bayram gününde 70 erkekle birlikte olmak zorunda kaldım. Hasta olmanız diye bir şey mümkün değildir. Kürtajdan üç saat sonra işe dönersiniz.

Dinlenme günü, izin diye bir şey yok mu?
Genelevde çalışanlar yaşayan ölülerdir ve hiçbir hakkı yoktur. Gün içinde birçok kez baygınlık geçiriyordum. Gelip kolonya döküyorlar, “Hiçbir şeyin yok, hadi devam et” diyorlardı. Üzerinizden tren geçmiş gibi oluyorsunuz. Oraya gelenler önce güdülerini tatmin edip sonra “Neden o... oldun?” diye sorar. Dışarı çıkamazsınız, çıkarsanız da firar etmemeniz için mutlaka yanınızda birkaç kişi olur. Şunu herkes bilsin, geneleve düşen kadınların yüzde 90’ı tecavüze uğrayıp ailesi tarafından satılan kadınlardır. Ben de, o kadınlar da analarının karnından vesikayla doğmadı. Bu hayatı seçmedi.

Nasıl bir dayatma bu?
Bakın, ben genelevden çıktım ve vesikamın iptal edilmesi için Ahlak Masası’na bağlı Sağlık Komisyonu’na başvurdum. Bu başvuruda bulunan binlerce kadından birisi olarak vesikam iptal edilmedi. Bunun anlamı “Sen o... ve o.... yapmaya devam et” demektir. Bu sırada Konya’da bulunan Şefkat-Der Kadın Sığınma Evi’nin Genel Başkanı Hayrettin Bulan beni aradı. Telefonun ucundaki sesin, “Benim bir ablam var, gel buraya sen de benim ablam ol” cümlesi hayatımı yeniden şekillendirdi. Ancak beş çocuk sahibi ve baş örtülü bir kadının getirilip geneleve satıldığına da tanık oldum, kendini satmamak için patronuna direnen bir arkadaşımın ayağından vurulduğuna da. Kim çocuk sahibi olup evinin anası olmak istemez, ancak maalesef yasalarımız da toplum da genelevlerdeki kader kurbanlarını düşünmüyor.

Genelevler kapatılmalı mı?
Bu sorunun yanıtını erkekler vermelidir. Hangi erkek yakınının o koşullara düşmesini ister, hiç kimse istemez değil mi? Ama oraya düşenleri et olarak görüp bu sektörü ayakta tutan erkeklerdir. Benim üzerimde babam yaşında üç insan kalp krizi geçirip öldü. Tam ilişkiye girmiştik, bu sırada kalp krizi geçirmiş. Konuşmuyor ve üzerimde yatıyor. Meğer birkaç dakika bir ölüyle sevişmişim. Polisler geldi birkaç soru sordu. Cesedi alıp, gittiler. Hangi kadın bunu ister ve hangi kadın böyle bir şeye layıktır? Sadece insanımızın değil devletin de artık bu konuya eğilmesi gerekiyor.

Devlet ne yapmalı?
Genelevlerde çalışan kadınlar etlerini satarken, rahmetli Manukyan’a madalya veren devletimin mahkemeleri geneleve 18 yaşında düşen genç bir kıza 21 yaş belgesi vererek onun hayat kadını olmasına göz yummamalı. Devleti yönetenler, devletin emniyet güçleri geneleve gidip orada tutulanların kendi rızalarıyla mı baskıyla mı kaldıklarını sormalı. Devletin polisi, bekçisi genelevlerin kapısında vatandaşlarının satılmasına tanık olmamalı. “Sahipsiz bir kadın ceseti bulundu” diye haberler yaparsınız, o kadınların birçoğunun genelevden kaçmak istediği için öldürüldüğünü biliyor musunuz? Ben, Diyarbakır’da uyuşturucuya alıştırılan üç arkadaşımı kurban verdim. Onlar hayata o... olmak için mi gelmişti?
Yalvarıyorum, bataktan çıkmak
isteyenlere yardım eli uzatın

İstanbul 2’nci Bölge’den bağımsız adayım. Benim savaşım Meclis’e gidip bir koltuğa sahip olmak değil. Ben, benim gibi geçmişi çalınan binlerce kadının geleceğini istiyorum. Elbette seçilemeyebilirim ancak o yüce kapıdan girecek olan tüm milletvekillerine yalvarıyorum, bu hayattan kurtulmak isteyenlere yardımcı olsunlar. Ben 11 yıldır alnımın akıyla ayaktayım ve devletim, benim o hayata dönmemi beklercesine vesikamı iptal etmiyor. Ben vesikalı bir biçimde gömülmek istemiyorum. Bunu isteyen binlerce kadın var, bu sorunu çözmek, çözemesem bile duyurmak için öncelikle kadınlarımızdan sonra da kadına değer veren erkeklerimizden desteklerini bekliyorum. Bence burada en büyük görev erkeklere düşüyor çünkü. Ailemle görüşmüyorum ancak şunu söyleyebilirim, hayatımı ben karartmadım. Kurtuluşumu kendim seçtim. Ne olursa olsun, ölüm pahasına bile olsa Allah’ın izniyle bir daha o batağa geri dönmeyeceğim. Ve hayatımın geri kalanında da girdiği bataktan çıkmaya çalışan kadınlara yardım etmeye çalışacağım. Bir kadını bile kurtarsak kârdır. Herkesi, daha duyarlı olmaya çağırıyorum. Kimse bizlerin neler yaşadığını tahmin edemez ama en azından anlamaya çalışabilir.

3-4 milyar dolarlık
fuhuş sektörü

Türkiye’de kadın nüfusunun yaklaşık 35 milyon civarında olduğu hesaba katılırsa her 350 kadından biri fuhuş batağında.
Türkiye’de faaliyet gösteren 56 genelevde kayıtlı 3 bin hayat kadını bulunuyor.
Türkiye’de tescilli hayat kadını sayısı 15 bini geçiyor. Vesikasız olarak çalışanların sayısı ise yaklaşık 100 bin.

Genelevde çalışmak için gerekli olan vesika, taksi plakasından farksız. Üç büyük ilde, yaklaşık 30 bin kadın genelevde çalışmak amacıyla vesika bekliyor.

Fuhuş sektöründe bir yılda dönen paranın asgari 3-4 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Bu paradan, patron, bar, pavyon, disko, gece klüpleri, otelci, taksici, eğlence yeri sahibi gibi onbinlerce insan pay alıyor. Pasta bu kadar büyük olunca devreye fuhuş mafyası giriyor. Fuhuş mafyası, küçük kız çocuklarını kaçırmaktan tutun da zorla fuhuş yaptırmaya kadar her yola başvuruyor.

Kadınların yüzde 30’u kocası, yüzde 10’u baba, anne, ağabey gibi diğer yakınları, yüzde 3.4’ü de beraber oldukları erkekler tarafından satılıyor. Para karşılığı cinsel ilişkiye girenlerin yüzde 63.4’ü resmi, yüzde 12.2’si ise imam nikahlı olarak evli kadınlardan oluşuyor.
 
Hayat kadınlarının UMUTunun resmini çizeyim mi size ? ^^Susuzluktan yanmışsın. Dağları delip bir yudum su çıkarıyorsun, başka da imkansız, Herkes onun için savaşıyor , bu yüzden gizlice ve ürperti ile içmek zorundasın. Hayattaki en güzel şey o bir yudum suya bakmaktır. Kana kana içmek yahut kurumuş dudaklarını ıslatmak değil , sadece hayalini görmek...
 
şimdi ben şöyle düşünüyorum şu hayatta hiç bir şey başımıza gelmicek diye bir şey yok yani
diğer bir düşüncemde hiç bir kadın isteyerek bu yolu seçmez belkide itildi mecbur bırakıldı ne bilim bi şekilde düştü o yola yani
davulun sesi uzaktan hoş gelir ama pisi var hayvanı var ne işgenceler uygulayanları var bir kadın isteyerek bunları kabul etmez ki
ALLAH düşürmesin düşmüşleride kurtarsın o yoldan
herşeyin bir sebebi vaar sonuçta gidip bir konuşsan kimbilir neler geçti başlarına
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…