- 6 Mart 2007
- 2.549
- 115
- 323
- Konu Sahibi BEYAZ MELEK
- #341
günaydınnnn....
ne günaydını diceniz bu saatte ama erken yattım ya bana bu kadar işte. çok bile uyudum.
cimcimem bişey dediğim yok kız Müge ablana. ama çocuğada izletcem dersen bak orda karşında dururum işte.
tamam hayatın gerçekleri buna atılıyorum ama çocukların izlememesi gereken bi program.bak daha bir kaç gün önce bi kanalda bi ocuk psikoloğunun konuşmasını dinledim. annesiyle birlikte bir diziyi izleyen bir çocuk ( 8 yaşında bir kız çocuğu konu ) dizide gördüğü tecavüz sahnesinden o kadar etkileniyoki günlerce evden çıkaramamışlar.kim bilir ne kadar etkilenmişki bu sadece bir dizi. ama o programlarda iş gerçek bide. ben bazı şeyleri duyarak değil yaşayarak öğremesi taraftayım valla. ayrıca kız sıktığım falan yok o saatte bizim sabah kahvaltımız oluyo yedikten sonra geçiyoruz tv başına yuvarlanıyoz yere eğleniyoz birlikte.
ahyatu gerçekten zor bir durum. bu konuyla ilgili daha öncede yazmıştım hatırlıyorum. ama madem sordun söyliim. ben doğurma taraftarı olmazdım. evet bi yönden insan kendi elimle nasıl yaparım diyo ama diğer yönden.düşünsenize ufacık bir hastalıkları bile bizi nasıl kahrediyor ki onlar çok özel çocuklar. bakımı çok farklı, algıları çok farklı bu yüzden bize normal gelen pek çok şey onları ürketebiliyo, yıpratabiliyo. ama asıl sorun daha ötesi. başların baki değiliz, yarınımız belli değil hiçbirimizin. iki gün sonra anne babaya bişey olursa ne olacak kim annesi gibi koruyacak, sevecek yada off demeden ilgilenecek. bide yine bunlar iyi tarafı sayıyorum. ya bide kız olursa. 17-18 yaşlarında başında anne baba olmadığını düşün Allah yazmamış olsun başına neler gelebilir. he bu tabi hepsi için geçerli ama normal bir çocuğun, normal bir bireyin bazı şeylerden sakınması kaçması daha kolay. tabi bide işin başka bir yüzü var. bi kaç yıl önce acemlerdeki rehabilite merkezinde çalışmıştım o zaman çok yakındım onlarla ve orda gördüklerimden bir örnekle açıklıycam. normal okullara gidebilen pek çok şey yapabilen kişileri baz almaya başlıyor bir süre sonra anneler (özellikle anneler babalar daha klay kabulleniyor ) ve onların durumunu unutarak zorlamaya başlıyorlar ki o durumda daha beter hale geliyo bu çocuklar. içlerinde biri vardı biraz sesini yükseltsen kafasını duvarlara vurmaya başlıyordu. başının her yeri morluk içinde bazı yerlerde yaralar böle bi zamanda annesinin bağırmasıyla başlamış durumu. yani düşünsene bunlar çok daha büyük vicdan azabı gibi geliyo bana. boşuna dememişler canım evladında olsa insan eti ağırdır diye. belki ilk başlarda değil, 10 sene 20 sene değil ama gün gelicek of diyecek o yüzden şimdiden iyice ölçüp tartsın bence. gün bi gün değil, evlat evcil havyan değil.yine yaşadığım bir örnek biliyorsunuz kayınvalidem emes hastası 10 yılı geçti bi tarafı tutmuyo yaklaşık 5 yıldırda gözlerde % 80 oranında görme yetisini kaybetti ve gün geçtikçe kötüye gidiyor. önce kayınpederim bıraktı, sonra görümcem adeta kaçtı şimdi başka bir şehirde okuyo ve geri dönmeyeceğini onunla hayatını karartamayacağını söylüyo ( bahsettiği kişi annesi ) en sonda kendi annesi bakmaya başlamıştı sadece bir yıl dayanabildi. kendi gözlerimle şahit oldum insanın kendi annesine bile ağır geldiğine geber artıkta hepimiz kurtulalım dediğine. ( tamam kabul ediyorum benim kuyu cadıları viddandan yoksun insanlar ama ) tüm bunları o arkadaşına anlatman için yazdım canım. yanlızca artılarıyla değil eksileriylede baksın duruma ondan sonra kararını versin.
ne günaydını diceniz bu saatte ama erken yattım ya bana bu kadar işte. çok bile uyudum.
cimcimem bişey dediğim yok kız Müge ablana. ama çocuğada izletcem dersen bak orda karşında dururum işte.

ahyatu gerçekten zor bir durum. bu konuyla ilgili daha öncede yazmıştım hatırlıyorum. ama madem sordun söyliim. ben doğurma taraftarı olmazdım. evet bi yönden insan kendi elimle nasıl yaparım diyo ama diğer yönden.düşünsenize ufacık bir hastalıkları bile bizi nasıl kahrediyor ki onlar çok özel çocuklar. bakımı çok farklı, algıları çok farklı bu yüzden bize normal gelen pek çok şey onları ürketebiliyo, yıpratabiliyo. ama asıl sorun daha ötesi. başların baki değiliz, yarınımız belli değil hiçbirimizin. iki gün sonra anne babaya bişey olursa ne olacak kim annesi gibi koruyacak, sevecek yada off demeden ilgilenecek. bide yine bunlar iyi tarafı sayıyorum. ya bide kız olursa. 17-18 yaşlarında başında anne baba olmadığını düşün Allah yazmamış olsun başına neler gelebilir. he bu tabi hepsi için geçerli ama normal bir çocuğun, normal bir bireyin bazı şeylerden sakınması kaçması daha kolay. tabi bide işin başka bir yüzü var. bi kaç yıl önce acemlerdeki rehabilite merkezinde çalışmıştım o zaman çok yakındım onlarla ve orda gördüklerimden bir örnekle açıklıycam. normal okullara gidebilen pek çok şey yapabilen kişileri baz almaya başlıyor bir süre sonra anneler (özellikle anneler babalar daha klay kabulleniyor ) ve onların durumunu unutarak zorlamaya başlıyorlar ki o durumda daha beter hale geliyo bu çocuklar. içlerinde biri vardı biraz sesini yükseltsen kafasını duvarlara vurmaya başlıyordu. başının her yeri morluk içinde bazı yerlerde yaralar böle bi zamanda annesinin bağırmasıyla başlamış durumu. yani düşünsene bunlar çok daha büyük vicdan azabı gibi geliyo bana. boşuna dememişler canım evladında olsa insan eti ağırdır diye. belki ilk başlarda değil, 10 sene 20 sene değil ama gün gelicek of diyecek o yüzden şimdiden iyice ölçüp tartsın bence. gün bi gün değil, evlat evcil havyan değil.yine yaşadığım bir örnek biliyorsunuz kayınvalidem emes hastası 10 yılı geçti bi tarafı tutmuyo yaklaşık 5 yıldırda gözlerde % 80 oranında görme yetisini kaybetti ve gün geçtikçe kötüye gidiyor. önce kayınpederim bıraktı, sonra görümcem adeta kaçtı şimdi başka bir şehirde okuyo ve geri dönmeyeceğini onunla hayatını karartamayacağını söylüyo ( bahsettiği kişi annesi ) en sonda kendi annesi bakmaya başlamıştı sadece bir yıl dayanabildi. kendi gözlerimle şahit oldum insanın kendi annesine bile ağır geldiğine geber artıkta hepimiz kurtulalım dediğine. ( tamam kabul ediyorum benim kuyu cadıları viddandan yoksun insanlar ama ) tüm bunları o arkadaşına anlatman için yazdım canım. yanlızca artılarıyla değil eksileriylede baksın duruma ondan sonra kararını versin.