HİÇ BİR ŞEY BENİ MUTLU ETMİYOR...

Evet var eşyalarımı bulamıyorum bi an beynim gidiyor sanki
Yolda gidiyorum evin oralarda olmama rağmen bi an beynim duruyor ve yol filan hatırlamıyorum
Durup biraz düşünüp öyle ilerliyorum
Sosyal medya yok
Psikolog pek işe yaramiyo ilaç yazip gönderiyor
Ailemle yaşıyorum çünkü tek yapamam ve ailem izin vermez tek yaşamaya ve ben tek yaşasam bile nasıl kendime bakicam
 
Aslında tek sorunum çok saplantılı olmam
Beynimi boşaltabilsem belki herşey yoluna girer
Ama bir türlü beynim boşalmiyor inanırmısın gecr uykumda bile düşünüyorum diğer konumda görebilirsin
 
MaşaAllah annenize
Tüketti zaten
çabaliycam
 
Evet seviyorum yemeyi
B12 baktırdım tam çıktı
Hedefim belli ama bilmiyorum çok saplantı yapıyorum
Sürekli düşünüyorum
 
20 yasindasin, post ergenligi kabul etmiyorsun ama kendine de bakamazmissin. Nasıl oluyor?
16 yasinda oglum var, okuldan gelince kendi kendine birseyler yapip karnini doyuruyor ben işte iken. Cok mu prenses yetistin nedir anlamadim.
Bu arada 50 yasindayim ama yaşlı degilim. 60 yaş artik tıpta orta yaş sinifinda yer aliyor, cunku insan omru uzadi.
Hersey eline hazir verilmis, bir seyleri basarmanin hazzini tatmamissin, bu nedenle de mutluluk ne bilmiyorsun.
 
Aslínda yaparim ama sorumluluk almak istemiyorum yani 1 gn annem evde olmayinca sıkılıyorum ev bomboş geliyor
Ve ailemde izin vermez zaten tek tehlikeli olduğunu söylerler
 
Aslínda yaparim ama sorumluluk almak istemiyorum yani 1 gn annem evde olmayinca sıkılıyorum ev bomboş geliyor
Ve ailemde izin vermez zaten tek tehlikeli olduğunu söylerler
Tehlikeli mi peki yuva kurdugunda işleri kim yapacak.
Insanin başına ne gelirse bosluktan gelir derler. Sanirim cok bossun, ki yapacak iş de olmayinca kafada kurup duruyorsun.
Annenler iş yapmamana izin verneyerek sana iyilik yapmamış aslinda. El melekelerin gelisirdi. Ne ogrenirsen kendi kârına. Hata yapa yapa buyur insan.
 
Hayatında bir kere psikoloğa gitmediğine eminim,çünkü psikolog ilaç yazıp yollamaz. Tıp okumadigi için ilaç yazma yetkisi yoktur. "Pasiflora iç" onerisinde bile bulunmazlar. Benim de kendi terapistim var, sadece seni konuşturur,sorular sorar - farklı şekilde bakmani sağlar ve yeri gelir ödev verirler.
Ha,psikiyatre gittim dersen devlet Hastanesi'nde adam ne yapsın, beş dakika muayane süresi var, yazıp ilacı yolluyor. made. Haftada bin lira harcayacak bütçeniz var, gidin adam gibi bir psikiyatre, saatiniz dolana kadar sizinle konuşsun, oradan girsin buradan çıksın, gerekirse ilaçlı bir tedavi planı olustursun.

Konuya gelince de, benim çevremde de çok var sizin gibi insanlardan, o yüzden çok farklı gelmedi.
Bu yazdıklarım sadece genellemeyle yapilan bir tahmin;
Uzaktan bakınca size çok düşkün, paradan kismayan, muhafazakar,ataerkil bir aileniz var. Sizi paraya doyuruyorlar ama bu paranızla bilet alıp katmanduya gidecek olsanız ayilip bayılırlar. Katmandu uzak,Kıbrıs'a gideyim deseniz,sizi salmazlar. Ünide kızlarla eve cikacagm deyin, izin vermezler. Kazansaniz Erasmus'a bile gondermezler.
Aslında sonsuz özgürlük gibi görünen bir kafeste yaşıyorsunuz, kendi hayatinizi yaşamanıza,limitinizi zorlamaniza izin çıkmayacağını biliyorsunuz .
Ömür boyu böyle yetistiginiz için siz de ailenize 'ekstra' gelecek,ama çoğu insan için normal şeyleri yapmayıp, onların kurallarına göre yaşıyorsunuz. Bu sebeple içinizdeki boşluğu kıyafet alarak falan doldurmaya çalışıyorsunuz. aileniz de destekçiniz,çünkü bu boş yaşam tarzında onların canını sıkacak,endiselenmelerini gerektirecek bir durum yok .
Cesur Yeni Dünya kitabındaki distopyada gibi, sizi coooook seven , bir dediğinizi iki etmeyen aileniz yüzünden bir hayatınız bile yok,ama bunu büyük bir sevgi seli içinde yaptıklarından dolayı sorgulamak aklınıza gelmiyor . Eskaza sorgulasaniz 'bir onların yaptıklarına bak bir su düşündüklerine' diye kendinize kızıyorsunuz. Farkında olmasaniz da ailenizin cizgisinden bir adım öteye gitmeden,onların uygun gördüğü hayatı yaşayıp, onların uygun gördüğü insanla evlenip , tahmin edilir bir hayat yaşayacaksın. Ama bu yaşanan senin hayatın olmadığı için ömür boyu bir seyleri eksik hissedeceksin,çünkü eksik olan kendi hayatını yaşaman.

Tahminlerim bitti:)
Bence çoğu doğru, çünkü bu tarz kizlari iki cümlesinden tanıyorum artık. Malesef o kadar çoklar ki...
 
Evet :) beni anlattınız ben bile kendimi bu kadar dikkatli düşünmedim yapacak birşeyim de yok yani ailemin istemediği birşeyi yapsam beni silerler direk
 
Yani diyolar ki tek yaşasan başına bişey gelir zaman kötü bilmem ne
Evlenince eşin olur tek olmazsin
Diyorum çalışayım paran bol harca neye çalışcan diyolar
Yani hiçbiri olmuyo
Doğuluyum
Millet kızını çalıştırıyor der bilmem ne...
Evliliğe gelirsek evlenmiycem kötü evlilik
 
Ne yani 55-60 yaşlı değil de ne ? Bir insan en fazla ne kadar yaşıyorlar ki zaten? En fazla 70
50 Deniz sonra sağlam bieyerleri kalıyor mu
Ben de 20 yasındayım ama 60 yaşındaki babam benden daha enerjik, yürüyüşe falan çıkar her gün. Bazı şeylerin yaşla ilgisi yok hatta önceki nesiller bizim kuşağa göre şu an bile daha çalışkanlar.

Bu arada ben aslında seni anladım, rahat batma olayı bende de var kısmen. Ben de kendimi sürekli mutsuz etmeyi başarabilen bir insanım. Yani aileme çoğu zaman benim de enerjim kalmıyor, mesela aşk acısı çekiyorum belli bir dönem sonra o bitince yerini gelecek kaygısı dolduruyor onu da kısmen atlatınca görünüşüme takıyorum. Olduğundan yaşlı hissetme durumu bence su an herkeste var, özellikle şu sıralar ben aşırı mutlu insan görmüyorum etrafta. Geçen sene pandemiden dolayı herkes evlerdeydi normalde bu sene insanlarda enerji patlaması olması lazım ama ekonomik kriz vs insanlarda depresyon yarattı herhalde.

Kin tutma olayına gelince bu yaşta bu kadar saplantılı olmak hic dogru değil, hayatının kalanında çok zorlanırsın. Kendine hayatı zorlaştıran yine sen olduğun için kimsenin yapabileceği bir şey yok bu durumda.
 
Evet :) beni anlattınız ben bile kendimi bu kadar dikkatli düşünmedim yapacak birşeyim de yok yani ailemin istemediği birşeyi yapsam beni silerler direk
İşte mutsuzluğunun ve tatminsizliginin sebebi tam olarak bu.
Nasil tatmin olabilirsin ki? İnsanın bir şeyden tatmin olabilmesi için kendisini gerçekleştirmesi gerek. Bu da genelde konfor alanının dışına çıkarak yapılır.
Sende bunların hiç biri yok. Ne bir şey başarmanın hazzina sahipsin,ne para kazanmanin-yettirmenin verdiği hazza, ne şehir şehir gezmenin hazzina, ne ilk aşklarla yapılan cilginliklarin hazzina...
Sana izin verdikleri tek haz; alışveriş yapmak.
Kendini gerçekleştirmenin imkanı bile yok .
Neyin planını yapip mutlu olacaksin ki? Çizilen sınır belli.
Kendine bir hedef koysan önce aileni ikna etmen gerekecek. Onlara uymayan şeyde de seni silecekler...
Dünyada tek yakın olduğun ve sığındığin insanlar ailen, onların sevgisinden de emin değilsin, çünkü seni "eğer" sevgisiyle seviyorlar. "Eğer isteidgim gibi yaşarsan seni pamuklara sarmalar sararız,ama kendi hayatini yasamak istersen ittir git gözümüze gozükme"
Bu mu aile?? Sorsan seni herkesten çok severler.
İşte senin gibi, benim tanık olduğum çok sayıda piremses gibi, bir evin bir kızlarını öyle yetiştiriyorlar ki özgüven sıfır, kendi hayatini eline alma cesareti olmadan, ailesine baskaldirmayi aklına bile getirmeden...
Öyle ezbere yaşayıp gidiyorlar.
Evlense,aynı düzen devam ediyor bu sefer eşin istedigu hayat yasaniyor, bekar kalsan evlenene kadar hiç azalmadan bu devran dönüyor. Yakın bir arkadaşım 30 yaşında , uzak mesafeden sevgilisi gelecek. Havaalanına çocuğu almaya gdiecek, nasıl gideceğini bilmiyor. Tabii ki bilmez,gitmediyse. Ama uygulama kullanıp adres tarifi bakmayı bilmeyecek kadar dunyadan bihaber. Güzelce tarif ettim, evden x otobüsüne binip y durağında inip z arabasina bin,gidiyor havaalanina diye. Ona o kadar korkunç geldi ki söylediklerim, benim dediğimi yapip 12 liraya sadece 1 buçuk saatte girmek varken , evden Taksim'e gdieyim, oradan havaalanina giden özel otobüslere bineyim diye toplam 2 buçuk saatine ve 60 liraya mal olacak yolu seçti .
Çünkü bilmediği durakta bilmediği otobüsü beklemek bile onun için memleket meselesi. .yine aynı şekilde sevgilisiyle sadece iki gün dolaşacak, aileme ne yalan soylesem de evden çıksam diye günlerce karın ağrısı çekti . Hayata dair deneyimi o kadar az ki, çoğu durumda ne yapacağı hakkında bir fikri yok. Pratik değil, güzel şeyler olurken bile aklı hep ailesinde, ailesinin izin vermeme ihtimali ona hep ket vuruyor. Bu arada bu bahsettiğim kız üni okumuş birisi (ailesi ayrı eve izin vermedi diye her gün yan şehre gider gelirdi). Bir evin bir kızı, ailesi üstüne düşer, kötü sözü sakınır...baksan harika bir ailede yaşıyor, ama aslında hapisten farksiz hayatı. Aile deneyim kazanmasına izin vermedikçe,bir şeyleri yasakladikca kız iyice kendine olan güvenini kaybetti. Hayattaki tek zevki alışveriş yapmak. Çünkü izin verikecek,hoş karşılanacak tek şey bu...
Senin yolun da aynı bu yol, doyumsuz vs demişler ama bu doyumsuzluk değil bence.
Kendini gerceklestirememenin ve kendini gerçekleştirmeyecek olmanin verdiği ıstırap az buz bir şey değil. İnsana özgürce hayal bile kurdurmaz çünkü "baban izin vermez"
 
Bence vitamin değerlerinizede bir baktırın. Bazi vitamin değerlerinin düşüklüğü insanı yorgun, halsiz, mutsuz, hayattan bezmiş hissettiriyor. En baslicasi vitamin D ve B12 eksikliği.
 
Oyy kıyamam fenalaşıyomuş. Piremses seni :)
 
Keşke konuyu tüm anneler babalar okusa ,yapılan yanlisi görse...
Çocuklarına görev vermemek, onların her işini yapmak, onların küçük basarillarina engel olmak, sınırlarını zorlamadan yaşamlarını sağlamak aslında öyle yanlış ki, çocuklarına iyilik yaptıklarını sanıyorlar ama onların hayatından çok kiymetl şeyleri çalıyorlar
Netflixi olan lütfen izlesin,çoğu 8-10 dakika zaten bir program var.
Japonya'da uzun yıllardır gelenek gibi süren bir program.İsmi büyüdüm artık.
Yaşları 2,5 - 5 arası degisen çocuklara görevler veriliyor. Kıyafeti kuru temizlemeye ver dönüşte de marketten elma al , balık pazarından yengeç al,dönüşte de eczaneden ilaç al falan gibi görevler. Tüm yol boyunca da gizli kameralı ekip onları izliyor. Tabii ki çocuklar tek başına şehre gitmek, dağ tepe aşmak, otobüse binmek istemiyorlar, haliyle korkuyorlar. Ama anne babalari bir şekilde ikna eidyor. Çocuklar bazı görevlerde zorlanıyorlar ,markete gidip utanıp bir şey soramadan çıkıyorlar ama yaptıkça Yaptikca günün geri kalanindaki seyleri daha bir ozguvenle hallediyor. Ve hepsi eve öyle büyük bir mutlulukla geliyor ki 'anne başardım, hepsini yaptım' derken,izleyince diyorsun ki korumak isterken bu bir şeyi başarmanın hazzını alıyoruz günümüz çocuklarından..
Yani sizi aileniz el bebek gül bebek,sorumluluk vermeden büyüterek hiç iyi yapmamış aileniz. Tam tersi ozguvensiz ve doyumsuz olmanızın sebebi bir şey basarmanin hazzından geri kalarak yaşamanız zaten.
O yüzden siz siz olun bari cocugunuz için şu cümleyi kurmayın
bende ilerde kendi çocuguma yaparım yani
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…