- 3 Mart 2016
- 18.150
- 76.570
- 598
- Konu Sahibi Yokuspokus
- #1
Selam hanımlar, nasılsınız, nasıl gidiyor hayat? 
Beni sorarsanız, öyle aman aman dertlerim yok şükür ki ama kendi kendime sarıyorum sanırım şu ara. Ben beyaz peynir kıvamında, göbeğimi avuçlayarak evde otururken (ki çıkabilirsek bi tatile çıkacağız), herkesler bronzlaşmış, bikinili-mayolu pozlar instalarda, facelerde paylaşılmış bile. Zaten yazın geldiğini oradan anlıyorum ben, bi de karpuzdan.
Güzel bi kadındım yav ben, hani fena değildim öyle, kendimi beğenirdim. Şimdilerde, nedendir bilinmez (Belki de birazdan sayacağım şeylerden ötürü), bende bir şey havası var, böyle "Çöktüm mü ne ya?" havası; aynada kendime bakarken, ilk dikkatimi çeken şey, gözümün altındaki minik şişlikler oluyor. Önceden yoktu onlar.
Yıllardır azılı bir insomniyadan mustarip ben, yaşımın otuzu gördüğü geçen sene itibariyle, sanırım ufaktan şirin mi şirin göz altı torbaları ediniyorum kendime, biraz da mor gibiler. Abartıyor da olabilirim, bilmiyorum, suratımdaki her şey bazı bazı abartı gelir zaten gözüme (Mesela bir ara burun deliklerime bakıyordum, büyük mü diye)... Ama bu kez, baya canım sıkıldı kızlar. Ya daha bunun kırkı var, ellisi var, botoksu var, yüz gerdirmesi var... Henüz otuz iken, daha fresh bir görünümde olmalıyken, niye böyle çöktüm?
Benim adama soruyorum "Nasılım, güzel miyim hala?" diye, o da "İdare edersin" diyor, insan hiç karısına "İdare edersin" der mi, olacak iş mi? Güzel olmasa da güzelsin, bitanesin, aşksın filan der. Sonradan suratım düşünce gülüp sırnaşıyor da ama işte, espri anlayışı biraz öküzce olunca, ben de son öküz bükücü gibiyim zaten, neyse ne diyordum, off... Yüzüm diyordum. Göz altlarım diyordum... Zaten küçük çekik gözlü bi tipim, göz altım şiş gibi olunca yaşlı samuraylara benziyorum, Miyagi San gibi evin içinde... Allah'ım ya, ben sanırım bu yaşlanma işini kaldıramıyorum.
Kremler, bakım maskeleri filan, pek benlik değil, sıkılırım, belli bir düzende yapamam. Aslında yapmak lazım, kendimize bakmak lazım güzel yaş almak için. Bense oturup kahve içeyim, selülitlerime selülit eklemeye devam edeyim anca. Ne güzel spor yapıyordum, yediğime içtiğime dikkat ediyordum. Aniden sporu bırakınca da böyle olmuş olabilir, çünkü kendimi zorlayarak belli bir düzene sokmuş, uykumu bile ilaçla düzenlemiştim. Şimdi yansın geceler... Oturup saatlerce ışık altında çizim-boyama yaptığım oluyor, bu da mahvediyor gözlerimi.
Düşündükçe, yazdıkça çıkıyor sanki bir bir. Ya bu bilim insanları, gençleşmenin formülünü bulmadılar mıydı? Öyle haberler çıkıyordu arada, detoks, metoks, örümcek ağı yüz gerdirme filan... Canım da tatlı ha, acısız filan diyorlar bazı minik dokunuşlar için, yine de videolarını izleyince kafam bi hafifliyor, "Nasıl acımasın?" diyorum, vudu bebeğine iğne saplayan vicdansız kabile reisi gibi çat çat her yerini iğneliyorlar suratın.
Hep genç kalsaydık ne güzel olurdu. Artık bir yerim yaralansa bile daha geç iyileşiyor, kardeşim topuk taşı hediye ediyor, göbeğimi eritmek artık ciddi bir mesele, kilolar kolay gitmiyor, eşim göbeğime sesleniyor arada "Nasılsın?" diye (Tabi ben de onun dökülen saçlarına sesleniyorum "Sıkı tutunun, sahip çıkın birbirinize" diye). Bilemiyorum Altan, bilemiyorum. Böyle sanki konu açmak için konu açmış gibi gelebilir üstünden okuyunca, gırgıra vuruyorum ama gerçekten canımı sıkıyor aynadaki görüntüm kızlar.
Siz neler yapıyorsunuz, zamanın yüzünüzdeki yansımaları karşısında? Bazen "Enee alnımda çizgi olmuş" ya da "Biraz çökmüş müyüm ne?" filan diyor musunuz? Kendinize uyguladığınız bir şeyler var mı bakım adına? Nelere dikkat edersiniz, yoksa saldım çayıra mı takılırsınız?

Beni sorarsanız, öyle aman aman dertlerim yok şükür ki ama kendi kendime sarıyorum sanırım şu ara. Ben beyaz peynir kıvamında, göbeğimi avuçlayarak evde otururken (ki çıkabilirsek bi tatile çıkacağız), herkesler bronzlaşmış, bikinili-mayolu pozlar instalarda, facelerde paylaşılmış bile. Zaten yazın geldiğini oradan anlıyorum ben, bi de karpuzdan.
Güzel bi kadındım yav ben, hani fena değildim öyle, kendimi beğenirdim. Şimdilerde, nedendir bilinmez (Belki de birazdan sayacağım şeylerden ötürü), bende bir şey havası var, böyle "Çöktüm mü ne ya?" havası; aynada kendime bakarken, ilk dikkatimi çeken şey, gözümün altındaki minik şişlikler oluyor. Önceden yoktu onlar.
Yıllardır azılı bir insomniyadan mustarip ben, yaşımın otuzu gördüğü geçen sene itibariyle, sanırım ufaktan şirin mi şirin göz altı torbaları ediniyorum kendime, biraz da mor gibiler. Abartıyor da olabilirim, bilmiyorum, suratımdaki her şey bazı bazı abartı gelir zaten gözüme (Mesela bir ara burun deliklerime bakıyordum, büyük mü diye)... Ama bu kez, baya canım sıkıldı kızlar. Ya daha bunun kırkı var, ellisi var, botoksu var, yüz gerdirmesi var... Henüz otuz iken, daha fresh bir görünümde olmalıyken, niye böyle çöktüm?
Benim adama soruyorum "Nasılım, güzel miyim hala?" diye, o da "İdare edersin" diyor, insan hiç karısına "İdare edersin" der mi, olacak iş mi? Güzel olmasa da güzelsin, bitanesin, aşksın filan der. Sonradan suratım düşünce gülüp sırnaşıyor da ama işte, espri anlayışı biraz öküzce olunca, ben de son öküz bükücü gibiyim zaten, neyse ne diyordum, off... Yüzüm diyordum. Göz altlarım diyordum... Zaten küçük çekik gözlü bi tipim, göz altım şiş gibi olunca yaşlı samuraylara benziyorum, Miyagi San gibi evin içinde... Allah'ım ya, ben sanırım bu yaşlanma işini kaldıramıyorum.
Kremler, bakım maskeleri filan, pek benlik değil, sıkılırım, belli bir düzende yapamam. Aslında yapmak lazım, kendimize bakmak lazım güzel yaş almak için. Bense oturup kahve içeyim, selülitlerime selülit eklemeye devam edeyim anca. Ne güzel spor yapıyordum, yediğime içtiğime dikkat ediyordum. Aniden sporu bırakınca da böyle olmuş olabilir, çünkü kendimi zorlayarak belli bir düzene sokmuş, uykumu bile ilaçla düzenlemiştim. Şimdi yansın geceler... Oturup saatlerce ışık altında çizim-boyama yaptığım oluyor, bu da mahvediyor gözlerimi.
Düşündükçe, yazdıkça çıkıyor sanki bir bir. Ya bu bilim insanları, gençleşmenin formülünü bulmadılar mıydı? Öyle haberler çıkıyordu arada, detoks, metoks, örümcek ağı yüz gerdirme filan... Canım da tatlı ha, acısız filan diyorlar bazı minik dokunuşlar için, yine de videolarını izleyince kafam bi hafifliyor, "Nasıl acımasın?" diyorum, vudu bebeğine iğne saplayan vicdansız kabile reisi gibi çat çat her yerini iğneliyorlar suratın.
Hep genç kalsaydık ne güzel olurdu. Artık bir yerim yaralansa bile daha geç iyileşiyor, kardeşim topuk taşı hediye ediyor, göbeğimi eritmek artık ciddi bir mesele, kilolar kolay gitmiyor, eşim göbeğime sesleniyor arada "Nasılsın?" diye (Tabi ben de onun dökülen saçlarına sesleniyorum "Sıkı tutunun, sahip çıkın birbirinize" diye). Bilemiyorum Altan, bilemiyorum. Böyle sanki konu açmak için konu açmış gibi gelebilir üstünden okuyunca, gırgıra vuruyorum ama gerçekten canımı sıkıyor aynadaki görüntüm kızlar.
Siz neler yapıyorsunuz, zamanın yüzünüzdeki yansımaları karşısında? Bazen "Enee alnımda çizgi olmuş" ya da "Biraz çökmüş müyüm ne?" filan diyor musunuz? Kendinize uyguladığınız bir şeyler var mı bakım adına? Nelere dikkat edersiniz, yoksa saldım çayıra mı takılırsınız?