Merhaba herkese, artık yaşadığım şeylerden dolayı o kadar doluyum ki kaldıramıyorum artık psikolojik destek almaktan başka çarem kalmadığını anladım. İşimi, ailemi, arkadaşlarımı bırakıp evlenip geldiğim şehri sevmeye çalışmama rağmen nefret ediyor olmam, eşimle çocuğumuzun olamayacağı psikolojisini kabullenme sürecim, eşimin ailesi ne kadar iyi olsa da zırt pırt görüşmekten bunalmam, sosyal hayatımın sıfırlanması ve belki de beni en çok yıpratan şey diktatör bir anneyle ablaya sahip olmam. belkide annemin yıllar önce bi tartışmada dediği gibi ‘gaddarım’dır belki de bilemiyorum. Ben tartışmaktan nefret eden, sinirli olan insanların olduğu ortamı hemen terk eden bir insanım. Ama hem babam hem ablam hayatımız boyunca yüksek sesle konuşan insanlar oldu, babam artık eskisi gibi değil ama ablam kızdığında herkes susar çünkü baş edemiyorlar. Herneyse üniversitede çok iyi bir puanım vardı itü, odtü gibi yerlere girebilecekken ailemin aşırı isteğiyle yanlarında kaldım, çalışma hayatında istediğim şehirde çalışmak şartıyla. Pişman değilim ama belki kariyerim daha farklı olurdu. Üniversiteden sonra Ankara’yı çok sevdiğim için orda çalışmak istedim. Yine onlar istedi diye yanlarında kaldım. 2 sene çalıştıktan sonra karşıma eşim çıktı ve evlendik. Beni nasıl evlendirdiler bazen hayret ediyorum. Zaten annem laf arasında basiretim bağlanmış diye laf sokmuştu. Çocuğumuzun olmayacağını öğrenene kadar hiçbir sorun yoktu. Sonra annem eşime de eşimin ailesine de düşman oldu sanki. Ufak tefek sıkıntılar oldu tabi ki. Eşimin babasının bir ortamda selam vermemesi, eşimin teyzesinin bakışlarından rahatsız olması, eşimin babaannesinin annemin telefonlarını açmaması gibi. Eşim annemle konuşup özür de diledi onlar adına. Bilmiyorum bunlar çok büyütülcek şeyler asla değil bence. Anneme hep, “benim kayınpederimden, eşimin teyzesindan, babaannesinden bu kadar beklentim yokken senin bu kadar olması normal mi? Bırak boşver mesafe koy arana önemli olan eşimin beni mutlu etmesi olmalı” diye bin defa dedim. Ama annem eşimle her yaptığımız hareketi sorgular, neden böyle yaptınız der, eşime trip atar. Annem her telefonda mutlaka eşine çok güvenme, eşinden gizli paran olsun, kendi adına hiçbirşey için kredi çekme, ailesine çok gitme senin en değerlin benim gibi laflar eder. Çok sevdiğim eşimi bile ister istemez sorgular oldum. Çok uyarmama, mesafemi koymama rağmen tamam konuşmıcam bir daha demesine rağmen değişmiyor. Ve ben çok yoruldum, artık hiçbir şeye gücüm kalmadı. Dün yine bir ağlama krizinde eşime biraz çıtlattım, zaten az çok tanıyor annemi. Ve bana, “ben anneni çok seviyorum, bana trip atsa da benim sevgim saygım değişmez bunu asla sorun etme kendine yük yapma, onlar bizim annelerimiz bizden büyük olmalarına rağmen bazen çocuk kalpleriyle hareket ediyorlar, herşey düzelir ama bu kadar kendine yük edersen ruh sağlığın düzelmez”, gibisinden o kadar güzel konuştu ki. Beni el üstünde taşıyan, benimle ağlayan, sabahlara kadar iyi olayım diye konuşan, gözyaşımın akmasına dayanamayan, mutluluğumu hayatının amacı edinen, senin istediğin şehre taşınalım ben bir şekilde iş bulurum diyen, benim için cabalayan eşim. Bir yanda beni doğuran, beni bugünlere getiren, bizim için cefalar çeken fedakarlık timsalı, beni canından çok seven annem. Bir annemin söylediklerine baktım bir eşimin. Annemin bu kadar ileri gitmesini konduramadığım için bu haldeyim sanırım.. Arada kalmak ne zormuş, Biliyorum çok uzattım, yine ağlarken not defterimle dertleşmek yerine sizle etmek istedim, teşekkür ederim..