içinden çıkamadım...

Konunu ve yorumları okudum bende aynı dertten muzdaribim ama senin kadar değil.
hafta da 2 gün bile bana çok geliyor.
senin ailene ne sıklıkta gidiyosunuz.
madem öyle sıraya koy bi akşam onunkine bi akşam senin ailene bakalım o kaldırabilecek mi?
kaldıramadığı noktada aynı şey olduğunu anlat.
sakın ama sakın aynı apartmana,aynı eve gitme.
belli anası göz bebeği. bırak öyle kalsın.
sen git de gelmicem de. zorla sürükleyerek götüremeyecek ya.
gitme mecbur değilsin.bu arada kaynanan sana karşı nasıl?
 
ya nasıl da güzel özetlemişsin durumu... aynen dediğin gibi, bütün kadınları böyle sanıyor ve kendini de elini sallasa ellisi gibi görüyor. herkes diyor ona, artık öyle kayınvalideyle oturan, hatta yakın bile oturan yok diye ama anlamıyor. ben ona göre hiç bir şey yapmıyorum. zaten böyle olması gerekiyor. hatta ben dedim ki "millet kayınvalidesiyle görüşmüyo bile bırak her gün görmeyi" o da dedi ki "ben de öyle biriyle evlenmezdim zaten". yani bu fedakarlığım ona göre normal, olması gerekn bişey. boşanmayı göze aldım zaten. sadece giderken haksızlık yapmak istemem kimseye. yani ben evlenirken bu adamla evlenmedim. evine düşkün, bağlı, saçma sapan istekleri olmayan bi adamla evlendim. şimdi izliyorum sadece, eğer gerçekten değiştiyse, bencilleştiyse, ben ona haksızlık yapmış olmam ve ayrılmak içimi acıtmaz.

Evlendiğimiz erkekler bugünkü erkekler değillerdi çünkü onları biz şımartarak tepemize çıkardık. Ben kusurum olmadığı halde k.validemden özür diledim hemde kimse bir hatamı söyleyemezken, karşılığında hakaret gördüm, oğlundan ayıracağına yeminler etti. bu olaydan bir yol sonra boşandım. herkes beni neden özür diledin diye kınadı. Kınasınlar iyi ki yapmışım. Şu anda hem vicdanım rahat, hemde aradan geçen zamanda eşimin değişmediğini gördüm ve içimdeki sevgiyi yavaş yavaş bitirdim. Tek yanlış yaptım. Eşime güvenmediğim halde bu 1
yıllık zaman zarfında hiç para biriktirmedim. para biriktirmek yerine 6 ay içinde eşime playstation, en kaliteli yerden en pahalı deri mont, üstüne pek çok giysisini alıp onu mutlu etmeye çalıştım. Giderkende aldığım ne varsa sinir krizi geçirip kırıp döküp, başına geçirerek gittim. En azından içim rahatladı. O yüzden vicdanın sana yeter tamam dediği yere kadar kal, sevgim bitti artık üzülmem dediğin noktya kadar git. ama kendini maddi açıdan sağlama al.
Erkeklere en büyük cezayı para ile verebilirsin çünkü pek çoğu statü, mal mülk düşkünü. Kendileri düşkün olmayanlar da annesigile yedirebilmek için bunlara düşkün. Devam et ama kendini koru. Hepsi bitti ben içimi tükettim diyorsan da bırak git
 
Konunu ve yorumları okudum bende aynı dertten muzdaribim ama senin kadar değil.
hafta da 2 gün bile bana çok geliyor.
senin ailene ne sıklıkta gidiyosunuz.
madem öyle sıraya koy bi akşam onunkine bi akşam senin ailene bakalım o kaldırabilecek mi?
kaldıramadığı noktada aynı şey olduğunu anlat.
sakın ama sakın aynı apartmana,aynı eve gitme.
belli anası göz bebeği. bırak öyle kalsın.
sen git de gelmicem de. zorla sürükleyerek götüremeyecek ya.
gitme mecbur değilsin.bu arada kaynanan sana karşı nasıl?

Canım benim ailem uzakta o yüzden öyle söyleme gibi bir şansım yok maalesef zaten benim ailem yakında olsa da bi şansım olmazdı çünkü en büyük mesele babasının olmayışı ve annesinin ona çok ama çok bağımlı oluşu. benim annem zaten o şekilde olmaz ki. aynı ev kesinlikle olmaz aynı apartmanı derse de derim gitmem diye napayım dediğin gibi sürükleyecek hali yok. kaynanam bana karşı çok iyi aslında. dediğim gibi sorun eşimle, onunla değil. onunla ancak şu şekilde sorunum olabilir; oğluna bu kadr bağımlı olmasa, kendi işini yapabilse biraz ve biraz kendini ve kızlarını oyalayabilse biz olmadan, çok güzel olacak.
 
Evlendiğimiz erkekler bugünkü erkekler değillerdi çünkü onları biz şımartarak tepemize çıkardık. Ben kusurum olmadığı halde k.validemden özür diledim hemde kimse bir hatamı söyleyemezken, karşılığında hakaret gördüm, oğlundan ayıracağına yeminler etti. bu olaydan bir yol sonra boşandım. herkes beni neden özür diledin diye kınadı. Kınasınlar iyi ki yapmışım. Şu anda hem vicdanım rahat, hemde aradan geçen zamanda eşimin değişmediğini gördüm ve içimdeki sevgiyi yavaş yavaş bitirdim. Tek yanlış yaptım. Eşime güvenmediğim halde bu 1
yıllık zaman zarfında hiç para biriktirmedim. para biriktirmek yerine 6 ay içinde eşime playstation, en kaliteli yerden en pahalı deri mont, üstüne pek çok giysisini alıp onu mutlu etmeye çalıştım. Giderkende aldığım ne varsa sinir krizi geçirip kırıp döküp, başına geçirerek gittim. En azından içim rahatladı. O yüzden vicdanın sana yeter tamam dediği yere kadar kal, sevgim bitti artık üzülmem dediğin noktya kadar git. ama kendini maddi açıdan sağlama al.
Erkeklere en büyük cezayı para ile verebilirsin çünkü pek çoğu statü, mal mülk düşkünü. Kendileri düşkün olmayanlar da annesigile yedirebilmek için bunlara düşkün. Devam et ama kendini koru. Hepsi bitti ben içimi tükettim diyorsan da bırak git

Canım geçmiş olsun ama bak kendini kurtarmışsın sen ve haksızlık yapmamak için üstüne düşen ne varsa yapmışsın. Allah haksızlık yapanı sevmez ben de bunu yapmamamk için bekliyorum zaten. yapmadığımdan emin olduğumda gitcem zaten. dediğinde de çok haklısın, biz şımartıyoruz ve kendilerini bişey sanıyorlar sonra. ben de kendime almadım, ona en kaliteli kıyafetler üst baş aldım ve aldırdım. hediyeler aldım ama aklım başıma geldi yeni yeni. kendime neden almıyorum ucuzuna kaçmaya çalışıyorum hep dedim, ben yemesem başkaları yiyecek dedim ve ben de gittim aldım bu yaz. para biriktirmeye çalışacağım artık çünkü benim de içim soğudu. ne zaman bilmiyorum ama sonu yaklaşıyor gibi...
 
Erkeklerin geneli böyle sanırım, anneci ve evlendikten sonra daha da anneci...Ayrı bir aile olduğunu kabul etmiyorlar, böyle birşey yok...Evlenen bireyler ayrı bir ailedir sonuçta...Sen çok klasik bir durumu daha yoğun yaşıyorsun. Bence eşinin sana boşanmayı ima ettiği falan yok, sadece seni daha fazlasına hazırlamaya çalışıyor. Kimbilir annesi de nasıl davranıyordur, oğlunu kaybetmemek için...Seninle ilgili bir sorun yok, eşinin değişmesi gerekiyor. Sonuçta seninde özel hayatın var, saat 23.00 eve geleceksin, ertesi gün işe gidiyorsun, ne sohbet edebilirsin ne film izleyebilirsin. Ayrıca kayınvalidenin yanında rahat hareket edilmiyor, mesela tv izlerken uzanamazsın en basiti:) Özgüvenini kaybetmemek adına tek başına evlilik terapistine gitmeni, danışmanı ve sonrasında da eşini ikna etmeni tavsiye ederim. Bu erkekler biraz odun olduğundan, uzman birinden bişeyler duymayı kabul ederse ve uzman anlatırsa bazı şeyleri anlama ihtimali doğar. İnan bana, yaşadığın sorunu çoğu kadın yaşıyor, senin ki biraz daha fazla...Kendine çok yüklenme..
 
Merhaba, keşke size yardımcı olabilecek en doğru çözümü bilsemde söylesem. Peki siz bu durumu değiştirmek için hangi çözüm yollarını denediniz? Belkide burada hep beraber sizin için strateji geliştirebilriz. Ne dersiniz? Ben bazı fikirlerimi aşağıda belirttim.
Görümcenizin nişanı ve düğünü ne zaman? Bence görümceniz evlendiğinde bazı şeyler değişecek. Ben eminimki onun evleneceği erkek her akşam kayınvalidesine gitmek istemeyecek. (Çünkü erkekler bunu hiç istemezler ). Dolayısıyla görümceniz gelemeyecek öyle hergün annesine. O zaman sizde belki eşinize baskı yapabilirsiniz gitmemek konusunda.
Diğer aklıma gelen birşey ise kayınvalideniz ile konuşmanız. Yani nasıl bir kadın olduğunu tam olarak belirtmemişsiniz ama; yumuşak huylu ise sizde ona sakin sakin yaklaşarak, eşinizle zaman geçirmek istediğinizi vs anlatabilirsiniz. Yok, sert ise sizde sert olun. Bu şekilde yaşananın bir evlilik olmadığını, eşinizi terkedebileceğinizi falan söyleyin. "Oğlunun yanlız kalmasını istermisin?" diye sorun ona. Ama sert çıkın, laf sokun. Ezdirmeyin kendinizi.
Ama tüm bunları yapmaya başlamadan önce karar verilmesi gereken birşey var bence. Bu şekilde yaşamaya devam etmek istiyormusunuz istemiyormusunuz? Bir şekilde idare ederim diyorsanız emin olun karşınızdakiler konuşmalarınızdan, davranışlarınızdan bunu anlar ve ona göre hareket etmeye devam eder.
İnşallah siz en doğru olan çözümü bulabilirsiniz.
 
Merhabalar kızlar,

Size çok uzun bir hikaye, kendi hikayemi yazmak istedim. Çünkü artık sona yaklaşıyoruz gibi gelyor bana ve ne yapacağımı bilmez bir haldeyim, öylece izliyorum olanları uzaktan. 3 yıl oldu evleneli. Evlenmeden önce de 4 senelik bir mazimiz var. Beraberken, benim alışkanlıklarıma, giyinişime çok müdahale etti ve beni çok değiştirdi. Anlayacağınız çok taviz verdim kendimden ve tabi ki taviz tavizi doğurdu. Babasını kaybetmiş biz tanışmadan evvel eşim ve dul annesinin ve kız kardeşlerinin tüm bakımını üstlenmiş. Bana dedi ki evlenirken "aynı ev, başka yolu yok". olmaz dedim tabi ki. yapamazdım, rahat edemezdim mutlu olamazdım ve mutlu edemezdim.

Kabul etmeyince şartları esnetti kendince, aynı apartman, karşılıklı daireler ve ailemin kirasının bizim tarafımızdan karşılanması dedi. Ayrıca annemleri hiç bir zaman yanlız bırakmayacağız dedi. Bunu kabul ettim işte, annesi iyi biri, olur dedim ben de. ama eşim evlenirken evi benim rahatım için yan apartmandan tuttu aynı apartman imkanı varken. minnettardım. Düğünümüzü kendi maddi gücümüzle yaptık. Annesinden herhangi maddi bir destek almadık. Eşyaları kendimiz aldık ve hatta annesinin bana taktığı bilezikleri de düğünden sonra ona ödedik. Ailemin bunlardan haberi yok. Düğünü onların yaptığını ve bilezikleri de onların taktığını sanıyorlar. Benim ailem hem çeyiz açısından hem de düğünde bize fazlasıyla destek oldu. Daha düğün sabahı, ailesi ona olan bağlılıkları ve onu kaybetme korkuları yüzünden kendi halledebilecekleri bir iş için eşimi aradılar. ve biz daha o sabah kavga ettik.

Evlendik ve benim işyerim onun ailesinin ve evimizin olduğu yerden yaklaşık 2,5 saat uzakta bir ilçedeydi. Her gün 5 saatim yolda geçiyordu Buna rağmen evimin işini hiç aksatmadım. temizliğimi bulaşığımı elimden geldiğince mükemmel olmasa da yaptım ve eşimden hiç bir yardım beklemedim. bu beni kırdı ama sesimi çıkarmadım çünkü annesi hemen yanımızdaydı ve beni alttan alttan "sen altından kalkamazsan annem kalkar, benim yemeğim zaten yapılıyordı" şeklinde tehditlerle kontrol altına aldı. Birlikteyken çok mutluydum, hoşlandığımız şeyler ortaktı, çok eğleniyorduk ama buna rağmen ilk 3 ayımız kabus gibi geçti. Her gece ailesindeydik, saat 11 e kadar oturup eve geçiyorduk. Hafta sonları bir günümüz mutlaka onlarla, ikinci günümüzde de ben evde işlerle başbaşa, eşim onlarla beraberdi. düzelecek diyordu, alışacaklar... ama ben çok mutsuzdum, eve gidişimi bile geciktirmeye çalışıyordum, gitsem ne olacak ki zaten diye. bir kaç çok büyük kavgamız oldu. ben ailesine gitmek istemediğim için ya da onların bize gelmesi söz konusu olduğunda suratım asıldığı için. ama ailesine hiç bir şey belli etmedik. kan kustuk, kızılcık dedik. sonra düzelmeye başladı. ben de kabullendim sanırım, onunla da alakası var. ve ayrıca kendim için bir gün ayarladım, haftada bir iki gün arkadaşlarımla buluştum.eşim her gün görse de ben haftada 4 gün falan görüyordum onları, diğer zamanları kendimize ayırıyorduk. onlara hiç bir zaman hizmette kusur etmedim. ufak tefek problemlerimiz oldu tabi, ama bir şekilde aşıldı. bunda benim bir kez ciddi ciddi evi terketmeye kalkmam etkili oldu mu blemiyorum. olmadığını düşündürttü bana.

şimdi 3. yılımız bitti. kah gülerek, koşarak, kah ağlayarak tökezleyerek geldi ilişkimiz bu günlere. şimdi görümcelerimden birinin nişanı gündeme geldi. bu mesele ortaya çıkmadan az evvel, eşim içe dönük bi insanken dışa dönmeye başladı. arkadaşlarıyla normalden fazla görüşür oldu ve kendim için bi şeyler yapmam lazım gibi bir düşünceyle yaptı bunu. sonra bencilleşmeye başladı ve bunu açık açık da söyledi "artık herkes kendini düşünsün, ben de kendimi düşünmeye başlıyorum" diye. Kabalaşmaya başladı, hem ailesine hem bana karşı. Sonra farklı istekleri ortaya çıktı, yok arkadaşlarıyla yurtdışı gezilere gidecekmiş, boks yapacakmış falan filan. ben de bu isteklerine abartılı tepkiler verdim bazen. ben onun bunalıma girdiğini düşünüyorum şu an.

ve şimdi görümcem de evleneceğinden dolayı bana açık açık "artık ailemle daha fazla birlikte olcaz" dedi, sonra bazı konuşmalarda boşanmayı ima etti "sen şimdikini bile kaldıramıyorsun, kardeşim evlenince daha da çok görüşcez, hatta aynı apartmana taşıncaz o zaman napacaksın seni de üzmek istemem" gibisine. ben "haklısın, boşansak daha iyi o zaman" dediğimde de "yok ben öyle bi şey demedim" diyor. yani bana beni deniyor, göze alabilir miyim alamaz mıyım diye gibi geliyor. ben "tekrar evlenirim ben" dediğimde mesela, "ben çıldırırım" diyor.

ve ben şu an kendimi mahvolmuş, bitmiş hissediyorum. yoruldum, bunlardan yoruldum. onun beni yaptığım fedakarlıklara rağmen bencillikle suçlamasından yoruldum. hep daha fazlasını beklemesinden yoruldum. canım da acıyo, ilişkimiz nasıl buralara geldi diye. ben bağımlılıklar azalır diye düşünürkeni daha da arttı. etrafımdaki insanlara bakıyorum, kayınvalideleriyle görüşmüyorlar bile. kötü bişey olduğundan değil. öylesine. babası ölmüş olanlar da var damatların. evlerini damat tarafı düzdü, evlerini, eşyaları onlar aldı, dal dal bilezik takıldı. benimse her ay ister istemez ince bir bilezik kadar desteğim oluyor ailesine. ve çok aman aman ihtiyaçları olduğundan değil. kardeşleri özençlerinden kalmasın diye. ve arkadaşlarımın eşleri onlara bağlı, hiç bir konuda müdahale etmiyorlar. ben halbuki, aldatmaya özenen, bunu zaman zaman hissettiren ama dini sebeplerle yapmayan bir erkekle beraberim. bütün bunları düşündükçe haksızlığa uğruyorum gibi geliyor. çok ciddi acı bir haksızlığa. her gün aklımda boşanmak var. her kafamı kaldırdığımda. ben napmalıyım, bunalımda mıyım Allah bana ve ihtiyacı olan herkese yardım etsin... be ne yapayım?

canım benim çok üzüldüm gerçekten...eşinin hayatında birileri var mı yok mu önce bundan emin olduktan sonra ne yapılması gerektiğine karar vermek lazım. çünkü normal alışkanlıkları arasında dışarıda zaman geçirmek ve yeni hobi edinme gibi durumlar varsa eğer akla ilk gelen üçüncü bir şahıs olabilir. umarım böyle bir durum yoktur. beni en çok üzen de " kardeşim evlenince aynı apartmana taşınacağız o zaman ne yapacaksın? kaldırabilecek misin? seni üzmek istemem" kısmı. " seni üzmek istemem" cümlesini sevmiyorum. erkeklere özel bir söz ve ayrılığın ilk sinyali gibi gelir bana. kırmadan bu işi bitirmek gibi..
 
Esin ailesine duskunse sen ne yaparsan yap onu bu huyundan vaz geciremezsin.
Zamanla esin degismez ancak sen bu duruma alisir esinin ve esinin ailesinin istedigi gibi bir hayatiniz olur.
Sen ipleri sakin eline verme daha yolun basindasiniz. Kendi sartlarini ortaya koy onun ailesiyle surekli zaman gecirmek istemedigini soyle. Seni kabul edecekse oyle kabul etsin. Senin icin birak o fedakarlik yapsin.
Biz kadinlarin hatasi ayni oluyor genelde aman tadimiz bozulmasin kocam ne derse o olsun mantigiyla kendimizi ezdiriyoruz.
 
Son düzenleme:
offf böyle üzücü hikayeleri okuyunca içim şişiyor, sen iyi niyetinle aynı apartmanı kabul etmişsin onlar senin evinin ayrı bir düzeni olduguun özel hayatını kabul etmemişler. bnm erkek arkadaşım da annesiyle yaşamamı istiyo. geleceğimi görür gibiyim allahım yaaa
 
Siz çok haklısınız.
Sonunu göremiyorsanız boşanın. Evlenin de başkasıyla çıldırıyor mu çıldırmıyor mu görelim.
O da gitsin annesi ve kızkardeşleriyle evlensin.
Böyle sapık ailelere bu yakışır çünkü. Kadın kendine koca doğurmuş demek ki onu, kocam ölürse yedekte dursun diye.
Kusura bakmayın ben Türk aile yapısındaki bu açıklanamaz yoğunluktaki oedipus kompleksini böyle yorumluyorum: Sapıklık.

Benim nedenlerim sizinkiyle kıyaslanmayacak kadar hafif ama ben de eşimin ailesinden kopamaması, ailesinin yayılmacı (kendi alışkanlıkları/dünyaları dışında başak bir şeyi kabul etmemeleri) olmaları ve gerekiz sıkı fıkılıktaki ilişkileri nedeniyle ayrılmayı düşünüyorum. Bunu da kendisine 2 gün önce ifade ettim. Hayırlısı hakkımızda.
 
Allah yardımcın olsun canım çok üzüldüm yaşadıklarına.
Eşin sana demiş ya "senin baban yaşıyor bize ihtiyaçları yok" diye.
Allah geçinden versin babana birşey olsa sanma ki eşin, onun ailesine yaptığın özverinin 10 da 1 ini senin ailene yapsın. Zaten bu söyleminden bile kendini ele veriyor.
Eşin bencil biri, varsa yoksa kendisi ve kendi ailesi. Seni ailesi olarak benimseyememiş. Eğer seni düşünse günde 5 saatinin yolda geçmesine gönlü razı olmazdı.

Bunlar yetmezmiş gibi ağzını arıyor kardeşi evlenince niye daha yakın olmak zorundaymışsınız? Damat annesini, kardeşini mi yiyecek nedir yani?
Maksat sadece bu olayı fırsat bilip seni daha da ailesine yakınlaştırmak ve bir adım ötesi de aynı evde yaşamayı kabul ettirmek.
O saçma sapan kıskandırmalarına da aldanıp kendine güvenini sakın yitirme. O yakışıklıysa sen de güzelsin, onun peşinden koşan varsa senin de vardır.
Bunları dile getirmesi bile ne kadar ayıp.

Ayrıca kayınvalidende oğlunun bu yönünü iyi kullanıyor. Hiç mi düşünmüyor sizin genç olduğunuzu. Eşine, "al karını haftasonunu birlikte geçirin" dese belki eşin de bu kadar katı kuralcı olmazdı. Eşin bu yüzden de boşanmayı göze alıyorsa hiç üzülme derim. Ne zaman ki kardeşleri evlenir, kendi annesiyle tek başına kalınca o zaman anlar kıymetini. Sen paranı biriktir, ne olursa olsun eve yardımlarını da azalt, bakalım eşin kendi maaşıyla iki haneyi birden geçindirmenin ne olduğunu görsün, sen olmadan nasıl oluyormuş?
 
Erkeklerin geneli böyle sanırım, anneci ve evlendikten sonra daha da anneci...Ayrı bir aile olduğunu kabul etmiyorlar, böyle birşey yok...Evlenen bireyler ayrı bir ailedir sonuçta...Sen çok klasik bir durumu daha yoğun yaşıyorsun. Bence eşinin sana boşanmayı ima ettiği falan yok, sadece seni daha fazlasına hazırlamaya çalışıyor. Kimbilir annesi de nasıl davranıyordur, oğlunu kaybetmemek için...Seninle ilgili bir sorun yok, eşinin değişmesi gerekiyor. Sonuçta seninde özel hayatın var, saat 23.00 eve geleceksin, ertesi gün işe gidiyorsun, ne sohbet edebilirsin ne film izleyebilirsin. Ayrıca kayınvalidenin yanında rahat hareket edilmiyor, mesela tv izlerken uzanamazsın en basiti:) Özgüvenini kaybetmemek adına tek başına evlilik terapistine gitmeni, danışmanı ve sonrasında da eşini ikna etmeni tavsiye ederim. Bu erkekler biraz odun olduğundan, uzman birinden bişeyler duymayı kabul ederse ve uzman anlatırsa bazı şeyleri anlama ihtimali doğar. İnan bana, yaşadığın sorunu çoğu kadın yaşıyor, senin ki biraz daha fazla...Kendine çok yüklenme..

Çok teşekkür ederim canım kafa yorduğun için. Kayınvaldem iyi hoş ama gerçekten benim de kendi hayatım var ve bence de boşanmak istediğinden değil, sadece tehditlerle beni daha fazlasına hazırlamaya çalışıyor. evlilik terapistini düşündüm ama ben de öyle bir hale geldim ki kurtarmak için çırpınmak içimden gelmiyor. kendimi kurtarıp gidesim var daha çok.
 
Merhaba, keşke size yardımcı olabilecek en doğru çözümü bilsemde söylesem. Peki siz bu durumu değiştirmek için hangi çözüm yollarını denediniz? Belkide burada hep beraber sizin için strateji geliştirebilriz. Ne dersiniz? Ben bazı fikirlerimi aşağıda belirttim.
Görümcenizin nişanı ve düğünü ne zaman? Bence görümceniz evlendiğinde bazı şeyler değişecek. Ben eminimki onun evleneceği erkek her akşam kayınvalidesine gitmek istemeyecek. (Çünkü erkekler bunu hiç istemezler ). Dolayısıyla görümceniz gelemeyecek öyle hergün annesine. O zaman sizde belki eşinize baskı yapabilirsiniz gitmemek konusunda.
Diğer aklıma gelen birşey ise kayınvalideniz ile konuşmanız. Yani nasıl bir kadın olduğunu tam olarak belirtmemişsiniz ama; yumuşak huylu ise sizde ona sakin sakin yaklaşarak, eşinizle zaman geçirmek istediğinizi vs anlatabilirsiniz. Yok, sert ise sizde sert olun. Bu şekilde yaşananın bir evlilik olmadığını, eşinizi terkedebileceğinizi falan söyleyin. "Oğlunun yanlız kalmasını istermisin?" diye sorun ona. Ama sert çıkın, laf sokun. Ezdirmeyin kendinizi.
Ama tüm bunları yapmaya başlamadan önce karar verilmesi gereken birşey var bence. Bu şekilde yaşamaya devam etmek istiyormusunuz istemiyormusunuz? Bir şekilde idare ederim diyorsanız emin olun karşınızdakiler konuşmalarınızdan, davranışlarınızdan bunu anlar ve ona göre hareket etmeye devam eder.
İnşallah siz en doğru olan çözümü bulabilirsiniz.

Çok çok teşekkür ederim kafa yorduğunuz için durumuma. Durum şu, görümcem 2 aya kadar evlenecek gibi görünüyor. evleneceği admın her gün kayınvalidesine gelmeyeceğini zaten eşim de kayınvalidem de biliyor. ve eşim daha çok bu yüzden üzerimde baskı kurmaya çalışıyor. yani amacı kız kardeşi gittiğinde annesinin yanlız kalmaması.

kayınvalidem çok iyi ama insan hep hep orada olmak istemiyor yine de. kendine kalmak istiyor. onunla konuşsam üzülür ve bunu eşime söyler. o da bana çıkışır "ben anneme bi şey denmeyecek demedim mi" diye çünkü annesine bi şey derse, onun mamleketlerine geri dönüp orada kalacağını düşünüyor ve emanete ihanet etmiş gibi hissedermiş öyle olursa.

bu şekilde idare etmek meselesine gelince de, bu düzen yani haftada 3-4 gün görüşerek yaşamaya devam edebilirdim. ama eşim daha fazlasının olacağını söylüyor ve kendisinin de artık değişeceğini, kimseyi umursamayacağını, bencil biri olacağını filan ima ediyor. eğer böyle olursa ben katlanamam. bu kadarına 3 senedir katlandım zaten. yine de katlanırdım, benim de verilmiş sözlerim vardı çünkü evlenmeden önce...oof off..
 
canım benim çok üzüldüm gerçekten...eşinin hayatında birileri var mı yok mu önce bundan emin olduktan sonra ne yapılması gerektiğine karar vermek lazım. çünkü normal alışkanlıkları arasında dışarıda zaman geçirmek ve yeni hobi edinme gibi durumlar varsa eğer akla ilk gelen üçüncü bir şahıs olabilir. umarım böyle bir durum yoktur. beni en çok üzen de " kardeşim evlenince aynı apartmana taşınacağız o zaman ne yapacaksın? kaldırabilecek misin? seni üzmek istemem" kısmı. " seni üzmek istemem" cümlesini sevmiyorum. erkeklere özel bir söz ve ayrılığın ilk sinyali gibi gelir bana. kırmadan bu işi bitirmek gibi..

Canım inanki aklımdan geçen 3. şahıs oldu benim de. ve araştırıyorum, kurcalıyorum ama ona asla çaktırmıyorum ki kanıt varsa ortada yok etmeye kalkmasın. dün gece o uyurken kalkıp telefonunu kurcaladım mesela ama kayda değer bişey bulamadım. karda yürüyüp izini belli etmiyor da olabilir.

ayrılığın sinyallerini veriyor bana zaten, ama benim de bunu kabullendiğimi hatta düşündüğümü görünce geri adım atıyor. ben de beni yokluyor gibi düşünüyorum.
 
offf böyle üzücü hikayeleri okuyunca içim şişiyor, sen iyi niyetinle aynı apartmanı kabul etmişsin onlar senin evinin ayrı bir düzeni olduguun özel hayatını kabul etmemişler. bnm erkek arkadaşım da annesiyle yaşamamı istiyo. geleceğimi görür gibiyim allahım yaaa

gözünü seveyim uzaklaş o adamdan. ne derse desin sonun benimkinin aynı. daha da kötüsü olabliir. asla inanma çünkü sözlerinde durmuyorlar evlendikten sonra. yapma etme. psikolojin bozulur ben sana söyleyeyim. daha gençsin muhtemelen, ne insanlar çıkar karşına. boşver, uzaklaş o adamdan...
 
Siz çok haklısınız.


Benim nedenlerim sizinkiyle kıyaslanmayacak kadar hafif ama ben de eşimin ailesinden kopamaması, ailesinin yayılmacı (kendi alışkanlıkları/dünyaları dışında başak bir şeyi kabul etmemeleri) olmaları ve gerekiz sıkı fıkılıktaki ilişkileri nedeniyle ayrılmayı düşünüyorum. Bunu da kendisine 2 gün önce ifade ettim. Hayırlısı hakkımızda.

Ya var ya ne kadar haklısınız. boşanırsam evlenirim zaten. neden evlenmeyeyim? sorun kesinlikle daha çok benim eşimde. bundan eminim. ama annesi de bi takım bağımlılıklarını eşime yansıttığı için ve hatta ona onsuz bi hayat düşünemediklerini söylediği için hatalı.

eğer düzeltilebilecek bir durum varsa düzeltmeyi deneyin. siz benden daha güçlü bir kadınsınız belli ki. bu yüzden eşinize dediğinizi daha doğrusu ihtiyacınız olanı yaptırabileceksiniz gibi geldi bana ama yine de siz bililrsiniz tabi. hayırlısı hakkımızda...
 
Allah yardımcın olsun canım çok üzüldüm yaşadıklarına.
Eşin sana demiş ya "senin baban yaşıyor bize ihtiyaçları yok" diye.
Allah geçinden versin babana birşey olsa sanma ki eşin, onun ailesine yaptığın özverinin 10 da 1 ini senin ailene yapsın. Zaten bu söyleminden bile kendini ele veriyor.

O saçma sapan kıskandırmalarına da aldanıp kendine güvenini sakın yitirme. O yakışıklıysa sen de güzelsin, onun peşinden koşan varsa senin de vardır.
Bunları dile getirmesi bile ne kadar ayıp.

Ayrıca kayınvalidende oğlunun bu yönünü iyi kullanıyor. Hiç mi düşünmüyor sizin genç olduğunuzu. Eşine, "al karını haftasonunu birlikte geçirin" dese belki eşin de bu kadar katı kuralcı olmazdı. Eşin bu yüzden de boşanmayı göze alıyorsa hiç üzülme derim. Ne zaman ki kardeşleri evlenir, kendi annesiyle tek başına kalınca o zaman anlar kıymetini. Sen paranı biriktir, ne olursa olsun eve yardımlarını da azalt, bakalım eşin kendi maaşıyla iki haneyi birden geçindirmenin ne olduğunu görsün, sen olmadan nasıl oluyormuş?

Aynen öyle, ben söylüyorum ona ben aynı durumda olsam sen benim yaptıklarımı yapmazdın diye ama yapardım diyo. eee bekara boşanmak kolay gelir derler ya...

bu saçma sapan kıskandırmalarına hep çok üzüldüm biliyo musun...hayır peşimden koşan yok olmasın da zaten evli insanların peşinden koşan ama dediğin gibi bana anlatması çok ayıp ve yanlış. çok yakışıklı olduğundan da değil aslında. öyle manken filan gibi değil yani yanlış anlaşılmasın. sadece kendinden çok yaşlı insanların ve kendine pek önem vermeyen erkeklerin arasında göze çarpıyor tabi ki. en çok da giyim kuşamıyla ve söylemek istemem ama ben giydirdim onu adam akıllı, kendime almadım, ona aldırdım güzel güzel şeyler. neden yapmışım diyorum şimdi salak mıyım neyim...

ben boşanmaktan korkmuyorum. sadece haksızlık etmekten korkuyorum canım. ama görüyorum ki pek de haksızlık etmiyorum boşanmayı düşünerek. belki de çok yakında söylerim buradan boşanıyorum kızlar diye...
 
Canım inanki aklımdan geçen 3. şahıs oldu benim de. ve araştırıyorum, kurcalıyorum ama ona asla çaktırmıyorum ki kanıt varsa ortada yok etmeye kalkmasın. dün gece o uyurken kalkıp telefonunu kurcaladım mesela ama kayda değer bişey bulamadım. karda yürüyüp izini belli etmiyor da olabilir.

ayrılığın sinyallerini veriyor bana zaten, ama benim de bunu kabullendiğimi hatta düşündüğümü görünce geri adım atıyor. ben de beni yokluyor gibi düşünüyorum.

tamam kadınız sorumluluklarımız var, çocuklarımız var kendimizden önce onları düşünmemiz gereken..ama onurlu bir şekilde..kimse istemez evliliği yıkılsın, baba evine dönmeyi düşünmek bile kabus. ayrı yaşan ayrı bir sorun zaten...ne hayallerle evleniyoruz derken.. iyi bir şekilde düşünmek lazım. sen sinmiş gibi görünürsen o da kabullenir beyninde ayrılığı. önce sağlıklı düşünmesi gereken sensin eşinden önce. ne istiyorsun hayatta. onsuz neler yapabilirsin, daha mı mutlu olursun? çocuk var mıydı bu en farklı boyut....varsa iki kere fazla düşünmek lazım. kadın olayını iyice araştır iyice...ama evde her zamankinin aksine daha iyi olmaya çalış. ayrılık lafı kullanma....aranızda ailesi dışında kadın yoksa çok sorun yok gibi..yeniden başlamayı dene hayata onunla.. yeniden flört edin...söylemek kolay da yapmak elbet o kadar kolay değil biliyorum. ama sen kendini koyverirsen eğer, o 1-0 önde demektir. güçlü olmalısın.
 
tamam kadınız sorumluluklarımız var, çocuklarımız var kendimizden önce onları düşünmemiz gereken..ama onurlu bir şekilde..kimse istemez evliliği yıkılsın, baba evine dönmeyi düşünmek bile kabus. ayrı yaşan ayrı bir sorun zaten...ne hayallerle evleniyoruz derken.. iyi bir şekilde düşünmek lazım. sen sinmiş gibi görünürsen o da kabullenir beyninde ayrılığı. önce sağlıklı düşünmesi gereken sensin eşinden önce. ne istiyorsun hayatta. onsuz neler yapabilirsin, daha mı mutlu olursun? çocuk var mıydı bu en farklı boyut....varsa iki kere fazla düşünmek lazım. kadın olayını iyice araştır iyice...ama evde her zamankinin aksine daha iyi olmaya çalış. ayrılık lafı kullanma....aranızda ailesi dışında kadın yoksa çok sorun yok gibi..yeniden başlamayı dene hayata onunla.. yeniden flört edin...söylemek kolay da yapmak elbet o kadar kolay değil biliyorum. ama sen kendini koyverirsen eğer, o 1-0 önde demektir. güçlü olmalısın.

Çocuk yok. Şu an için iyiki de yok çünkü dediğin gibi kendimizden önce onları düşünmek lazım. onsuz tabi ki daha yanlız kalırım. sonuçta biz bundan bir ay öncesine kadar özellikle de ailesi memleketlerindeyken çok keyifli bi çifttik. çok eğleniyorduk beraber. zevklerimiz aynıydı, uyumluyduk. anlaşamadığımız tek konu ailesi ile olan ilişkilerimizdi. ve ben de iyi bi eşe sahip olduğum için ve beraber mutlu olduğumuz için kabullenmiştim durumu. yani şöyle düşünmüştüm, haftada 3-4 günümüzü ailesi yese ne olur ben eşimle mutluyum. ama eşim değişmeye başladı dediğim gibi. arkadaşlarıyla daha çok vakit geçirmeye ve bunu kendince haklı sebeplere dayandırmaya başladı (gençlik gidiyor, hiç kendim için bişey yapmıyorum hep başkalarını mutlu etmeye çalışıyorum artık ben de kendime bakarım gibi). dahası görümcem evlenince ailesiyle daha fazla varkit geçirmek zorunda kalacağımızı söylüyor. eee ben ne anladım bu evlilikten? istemediğim herşey artıyor, istediklerim azalıyor...bu sayede benim içimden ona sarılmak bile gelmiyor çünkü aklımda hep ayrılık var. sanki ayrılsam daha mutlu olcam çünkü eğer dedikleri gerçekleşirse, benim pek bi hayatım kalmıyor. o zaman evli kalmanın, beraber mutlu yaşamanın da önemi olmuyor çünkü bi insan hep mutsuzsa, hayattan tat alamıyor artık, ufak tefek hap gibi mutluluklar yetmiyor...böyle işte...bu yüzden ayrılmak daha mantıklı gibi geliyor şu an için. belki de bunalımda olduğum içindir.
 
Back
X