Millet ne derse desin, siz dert etmeseniz bu laflar size dokunmaz, bir de üstüne ağızlarını payını verirsiniz. Bir şekilde bu düşünceler yer etmiş sizde de demek ki. Ancak topluma bu denli endeksli yaşamak mutsuzluktan başka bir şey getirmez. Her birey ayrıdır, herkes kendi koşullarına göre yaşar hayatını. Bir kişiye mutluluk veren bir şey başkası için yük olabilir. Herkes aynı yaşlarda evlenecek, ya da herkes evlenecek, hatta herkes evlilikle mutlu olacak diye bir kaide de yok. Kabul etmeyin bu toplumsal dayatmaları lütfen.
Dışarıdan empoze edilen fikirlerden kendinizi bir arındırın bakalım, düşünün, samimiyetle, siz bu evlilik meselesine neden taktınız? Neden üzülüyorsunuz? Gerçekten de bu kadar üzülecek bir durumda mısınız acaba? Siz çok mu kıymetsizsiniz ki bu kadar çok ihtiyaç duyuyorsunuz başkasına, kendiniz ile mutlu olamıyorsunuz. Elbette hayatınızda biri olmasını istemeniz normal ama bunu hayat memat meselesi yapmanız ya da bekarlığı mutsuzluk kaynağına dönüştürmeniz iyi değil.
Bu konuyu aslında kendi içinizde gayet de çözebilirsiniz. İster kısmet diyin, ister tercih, ne derseniz diyin şu anki koşullarınızı önce bir kabul ederek başlayın işe. Az irdeleyin kendinizi, tanıyın, nelerden mutlu olursunuz, gerçekte kimsiniz, yalnızlık dünyanın sonu mu gerçekten, bunları bir düşünün. Unutmayın ki kendi başınıza, kendi varlığınızla mutlu olamazsanız kimse ile mutlu olamazsınız. Bir düşünün, siz eksik bir varlık mısınız ki birinin sizi tamamlamaya, mutlu etmesine ihtiyacınız olsun. Siz kendi başınıza bir mutluluğu tadın ki, mutluluğunuzun kıymeti olsun, sonra da karşınıza çıkan adamı mutluluğu tanıyan bir kadın olarak iyi bir değerlendirebilin. Bu adam mutluluğuma mutluluk mu katar, yoksa gölge mi düşürür diye sorabilin... Kendi başınıza mutlu olun ki üç kuruşluk neşe veren, biraz ilgi alaka gösteren adama hemen kapılmayın, bu verdiği iki lokma neşeyi burnunuzdan getirdiğinde de kaybetme korkusuyla amenna demeyin. Özetle bu ezbere düşüncelerle kendinize zehretmeyin derim şu hayatı. Bu kadar yüzeysel düşünmeyin. İrdeleyin biraz.
Ayrıca ablanız neden size hava atmış olsun, kanınız canınız değil mi? Annenizi babanızı size emanet etmiş, bundan normal ne var ki? Bir sıkıntınız varsa ablanızdır, çeker kenara söylersiniz zaten, siz söylemeden içine doğmasını beklemeniz hata bence. O konuda da ablanızla iletişiminizi biraz geliştirmeye bakın derim..