inancım yokoluyor


saol canım..
beklemekten başka yapabilicem birşey yok.
hayatımın hiçbir safhasında böyle olmadım biliomusun.
babamı küçük yaşta kaybettimde bile çok daha baglanmıştım allaha..
ama bu dönem benim için çok sancılı.
büyük bir boşuktandan da öte bir durum
 
aslında çok enerji dolu bi insanım..
bulundugum ortamda herkes mutludur..
ama böyle düşünmeye başladığımdan beri kendimi çok gergin hissediorum ama doğru yaptıgımıda düşünüorum
 

Beklemekten başka yapabileceğin o kadar çok şey varki, mesela esmalardan yararlanabilirsin, istersen özel mesajla atarım sana okuman gereken esmaları, ben böylelikle öyle güzelliklere şahit oldumki, akıl sır ermez. Rabbimin hikmeti sonsuzdur, içine öyle güzel bir iman verirki, bunu hangi kuluna nasip edeceğini bilemeyiz, ben bu akşam senin için dua edeceğim, yasin suresi var bitirmem gereken, ama özelden bana ismini yazabilirmisin, isimle dua daha makbul sanırım
 

canım şu an senle aynı dertten muzdaribiz. bende öyleyim çok acılar çektim ne kadar dua ettiğimi bilemezsin ama sanki beni hiç duymadı Allah. Bi yerden tutunmak istiyorum ayağı kalkmak istiyorum Allahım tutunacak bi dal ver diyorum ama her seferinde ellerim boş kalıyo. off inş düzelir bu halimiz
 
Bundan yaklaşık 1.5 yılk kadar önce neredeyse aynı düşünceleri besliyordum ve hatta isyan derecesine vardırmıştım.

Sonra çok değer verdiğim birisi bana sen bakıyorsun ama görmüyorsun dedi.
Doğruydu ve ben gerçek anlamda bakınca neler gördüm biliyor musun.
Aslında beni mutsuz eden "of ya yine olmadı" dedirten bir sürü olay beni özünde bambaşka ve daha zor bir durumdan kurtarırmış meğer.

İncelemeye aldım hayatımı resmen, izledim, analiz ettim... er ya da geç kabul olunmayan dileklerimin, beni mutsuz eden olayların bir şekilde başka bir hayra vesile olduğunu gördüm... halen görüyorum... sen de göreceksin.. yeter ki bakmasını bil.
 
Rabbim yar ve yardimcin olsun; arkadaslar yazilmasi gereken herseyi yazmislar...
Tavsiylerine mutlaka uymalisin; en azindan denemelisin...
Insaallah bu icinde bulundugun ikilemden bir an önce kurtulursun.
Lütfen seytanin oyununa gelme...!
 

Düşünün ki bir evladınız var küçücük, bir gün tutup sizden ağlaya ağlaya, içi yana yana, gerçekten samimi bir şekilde zehir istiyor. Veya makas. Çok ağladı, çok sızlandı ve herşeyden çok istiyor? Ama ne istediğinden haberi bile yok. Verseniz zehri o anda ölüp gidecek, verseniz makası o anda gözleri kör olacak ömrü karanlıkta kalacak. Siz biliyorsunuz ama o bilmiyor, anlatıyorsunuz ama sabi anlammıyor. Şimdi soruyorum size bile bile bebeğeiniz çok istedi çok ağladı diye o zehri yada tehlikeli herhangi bir cismi ona verir miydiniz?
Peki mevla bunda hadisi kutsi, ayeti kelam indirmişken dua hakkında, ey kulum belki de senin hayır gördüğünde şer, şer gördüğünde hayır vardır iyi düşün diye bildirdiği halde biz neden bu kadar körüz. O bebekte aslında o an anneisne kızar küse bile ama anne ona al ne halin varsa gör diyebilir mi?

Çok içten dua edip istemek her kulun harcıdır, peki onu bizden istediklerini ne kadar yerine getiriyorsunuz? Burda yanlış anlamayın kimsenin ibadetini vs sini sorgulamak değil niyetim ama madem siz ondan bişeyler bekliyorsunuz, onun beklediklerini ne ölçüde yaptınız. Siz iki ağladınız duanız kabul olmadı hemen vaz geçtiniz ondan, peki size anne, baba, yiyecek iki lokma yemek, nefes alacak bir hava, kişisel ihtiyaçlarınızı yerine getirecek koca bir vücut(bunlardan herhangi biri bile olmayan için en büyük nimettir.) Verip sizden küçücük ibadetler beklediği halde bunları yapmadınız diye size küsüp aldımı elnizden bunları.. O sizden vaz geçti mi? Kesildi mi nefesiniz, felç mi indi bu satırları yaan parmaklarınıza??? Hala nasıl utanmadan ben istedim vermedi diyebiliyoruz...? Kimin malını kimden istiyorda vermeyince küsüyoruz? Kaldı ki o herşeyin en güzeliyle yaratıyor kulunu, kul kendi dünyasını kendi karartınca bir aydınlık diyor el aman, herşeyden üstün tutuyor mevlayı?
Peki lambayı açmaya tenezzül etmeyip karanlıkta kalmaya ısrar edipte hangi yüzle istedim vermedi demekki yok deme cürretinde bulunabiliyoruz. Ettiğimiz sitem kime ????

Düşünün ki bir arkadaşınız olsun, siz ona dünyalar verin, ısınacağı bir soba, içeceği bir bardak su, yaşayacağı bir ev alıp verdiniz. Ve o bunların hiç birini görmedi hepsini ben yaptım sandı bir teşekkürden bile aciz kaldı, oysa sizin beklediğiniz sadece bir teşekkürdü hem bu teşekkür size bir şey kazandırmayacaktı ama o arkadaşınıza çok şeyler katacaktı ama o bunu bile yapamadı. Sonra bi gün yine başı sıkıştı yıllardır arayıp sormadığı yüzüne dahi bakmadığı size koşa koşa geldi el aman dedi.. Ama bir yandan da aynı şekilde size vefası sonsuz, sizi unutmayan elinden geldiğince size teşekkür etmeye çalışan niceleri de var aynı şartlarda.. Hangisine dönüp bakardınız? hangisinin derdini dinlerdiniz.
Yada siz adaletli bir öğretmensiniz öğrnecilerinizden çalışmasını istersiniz niye? Öğrencileriniz çalışınca size bir kazançmı sağlayacak? hayır sadece onların iyiliği için... Ama içlerinden bazıları sırf siz onlar için iyi şeyler istediğiniz için gecenizi gündüzünüze katıp onlara öğrettiğiniz için dediklerinizi yapar ve derslerini çalışır iyi öğrenci olur bazıları da umursamaz oralı bile olmaz. Yarın bi gün sınıfta kaldım el aman diye yapışır yakanıza.. siz bilirsiniz o bu sınıfı bu halde geçerse geleceği namına çok büyük bir hata olacak. Ama ağlar sızlar tutmayacağı sözler verir hepsinin yalan olduğunu ve kısa bir zaman sonra unutulacağını bilirsiniz. ve hatta şimdi geçirirseniz ömründe hiç bir şeyi başaramayacağını da bilirsiniz. kaldı ki geçirirseniz onca çalışanın hakkına da tecavüz olacak bu yaptığınız? ne yapardınız aklı selim bir öğretmen olarak.

İnanç ince bir mevzudur. Haa ister inanın ister inanmayın beni ırgalamaz ama insan hep vermeden almak ister. Doğasına kolay gelen neyse onu tercih eder, nefsi daha cazip gelir, hiç bir zaman kolay gelen varken zor ama doğru olan yoldan ilerlemeyi tercih etmez. sonra da başı sıkışınca birden dini bütün kesilir ALLAH'a sığınır. ALLAH yine kıyamaz kuluna belki istediği hayırsız olduğu için kulunun kendini inkar edeceğini bildiğihalde vermez. Kaldı ki istediğiniz herşeyi vereceğim diye kesin bir beyanatıda yok. Karşılık vereceğim ama belki senin istediğinle belki benim istediğimle diye de belirtir mevla. Ama kul öyle garip ve vefasız bir yaratıktır ki... Buyrun gerisini siz düşünün....
 
Son düzenleme:

Farkındaysan duaların kabul olmadığını düşündüğün zaman inancını sorgulamaya başlamışsın. Yani istemişsin olmayınca bir nevi küsmüşsün. Menfaata dayalı bir inanç sistemin var sanırım. Bence sen Allah inancını tam olarak bilmiyorsun. Allah taptığımız istediklerimizi vermesini beklediğimiz sonsuz bir kaynak değil ki. Peki istemediğin halde önüne gelenler için şükrettin mi? ya da ben istemediğim beklemediğim halde sen verdin dedin mi? O zamanlarda önüne gelen nimetleri fırsatları değerlendirirken sonsuz bir şükran duygusu hissettin mi?

Ben sadece bir şeylerin olmasını değişmesini istediğimde Allah a dua etmekten utanırım. Yani onu sadece menfaatlerim için hatırlıyormuş hissine kapılırım.

Dualarım kabul olmadığı zamanlar bende isyan moduna girerim, ama sonra derim demek ki zamanı değil, bir yerde okumuştum Allah kendisine edilen duayı asla geri çevirmez, sadece hayırlı olan zamanı bekler.

Çok üzgün bitkin zamanlarımda hümme haşa O' nun adaletini sorguladığım olmuştur. Sonuçta insanım çiğ süt emmişliğim tutmuştur. Ama O' nun varlığından şüphe etmem demek, günah ve sevaplarımızın karşılığını bulacağımız öte alemin olduğuna inanmamam demektir. Acılarımın gözyaşlarımın öte alemde mükafatını görmeye inanmadığım zaman bu dünyada yaşamanın hiç bir anlamı kalmaz benim için. Bu yüzden ateistliğe inanmıyorum. Bana göre insan inanmadan yaşayamaz. İnanmak ümit etmek demektir. Bir insan ümidini kaybedince ne kadar yaşar ki....
 
insanların farklı düşüncelerine saygı duyabilmek çok önemlidir.

bence sadece bu konuda değişmişsin.

benim birçok ateist, deist, müslüman, hristiyan (sonradan olmuş), alevi arkadaşım var.

ben konusunu açmadığım müddetçe kendi inançlarından bana bahsedip "sen niye buna inanıyorsun?" demezler.

ama çoğu insan atesitleri yargılarken " sen şimdi atesitsin ya, niye çalıp çırpmıyorsun?" diyebiliyorlar. oysaki onlar bunların vicdan işi olduğunu düşündükleri için, yapmıyorlar. bütün ateist arkadaşlarımın anlayışlı, hoşgörülü olduğunu söyleyebilirim.
 
sabırlı ol canım ve asla Allah tan uzaklaşma.aklına bu tarz düşünceler geldiğinde başka şeylerle ilgilen
 
bugün kursta hoca bukonuya değindi..
insanlar allahtan uzaklaştıkça kalpleri boşluğa düşüyor bu boşluğu ise bunalım
adı altında değerlendiriyorlar...
allahtan uzaklaşmamızı gerektiren bi çok gerekçeler var etrafta...
günümüzün kaç saatini Ona ayırıyoruz ki...
 
kuranca.com

konu sahibine incelemesini tavsiye ederim. güneşle ve genetik klonlama ile ilgili bölümler özellikle çok dikkatimi çekmişti. aşağıda alıntı yaptım. hani klonlanan koyun vardı ya "DOLLY" işte onunla ilgili :)

""Kopyalanmış bir hayvandan çok sayıda kopya hayvan üretme (ikinci nesil kopyalama) deneylerinde Kulak Dokusundan hücreler alınarak kopyalama gerçekleştirilmiştir. Yani yakın tarihte yapılan ilk deneylerde hayvanların kulağı kesilip hücre alınarak kopyası üretilmiştir. Kuran-ı Kerimin bir ayeti şöyledir:

"...(Şeytan dedi ki) Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler..." (Nisa Suresi 119.ayet) "" ALINTI

bunu okuyunca tüylerim diken diken olmuştu...
 

Bir söz vardır: Ettiğiniz duaların kabul olmadığını düşünüyorsanız ya sizin için hayırlı değildir ya da Allah sizin için daha güzelini hazırlamıştır.
Biz istediğimiz şeylerin bizim için hayırlı olduğunu bilemiyoruz ki.
Belki zamanı gelmemiştir, belki zaman gelecek iyi ki olmamaış diye düşüneceksin.

Ayrıca ben de her türlü inanca ya da inançsızlığa saygı duyarım ama eleştirmiyorum diye inancımdan şüphe etmiyorum.
 
Canım sana burda ne anlatsak iç düşüncelerin yinede degısır mı bılmıyorum .Allahın vardlıgını dunya üzerinde bulunan bır cok dın kabul eder .seni bu Düşünceye iten bır neden veya sorun olmalı diye düşünüyorum .
 
Bir duanın kabul olunmaması Allahın varlıgını sorgulamak için yeterlı degıldır. hiç düşündünüz mü ? belki ettğiniz dua hayırlı degildir.istediğiniz şey size fayda saglamayacaktır .
biliyorsun Rabbim bu dünyada degılsede Ahırette verir istenilenleri .
Rabbim der ki bir müminin başına bir musibet bir bela sıkıntı gelmesi Rabbimin onu sevdiği anlamına gelır kulum buna sabredebiliyor mu? üstesinden gelebiliyor mu diye sınar . Rabbim müslüman kullarını Ahirette sıkıntı vermemek için dünyadayken sınamayı tercih edermiş .
Canım içinde ki boşlugu inşallah Rabbim doldursun
 



Konuları arka arkay açtım ama arkdaşın yazısını görünce yazmadan geçemedim .
Farkerdesiniz çagımızda psikolog ve psikolojik tedavi artiş göstermekte ( insanların psikiyatriye gitmeleri yadırgamıyorum ) .Bunun nedeni olarak insanların islamıyetten uzaklaşmaları dini yaşayamamalarından kaynaklandıgı düşünülmektedir .

Bir örnek vermek istiyorum Ramazan ayında trt de Serdar Tuncer beyi izliyorum bayan bir konukları vardı Kadın şöyle bir ifade kullandı dedi ki önceden Ramazan da havas orucundan bahsederdik havas orucu demek orucu hakkıyle tutabilmek takva boyutunu artırabilmek günümüzdeyse sorulan soruların mantıksızlıgından anlaşılabılır Orucluyken bikiniyle denize girilebilir mi diye apsürt sorular soruluyor .Ramazan ayı itikaf ayıdır .İnsanın içini temızleme ayıdır .Dini yaşamaktan cok cok farklı alanlara kaydık
 
Doğru yoldasın din asırlar öncesi içindi zaten. Tanrıysa içimizde. Kim gerçekten inanıyor ki? Her koşulunu yerine getirmekten sonra inandığın şeyi anlamı nerede? Baskıyla zorlamayla cezayla günahla hiçbir güzellik olamaz. Hep mutluluğu gelecekten bekliyoruz. İlerde iyi birşeyler olacak umuduyla yaşıyoruz. Ahiret inancı da öyle. Bu hayat kötü ama ölünce mutlu olacağız diye avunuyoruz :) Halbu ki şimdi'yi yaşayıp sonsuz bir sirkülasyon içerisinde ölüp hayat bulduğumuzu kavrasak bunalımdan çıkacağız.

Mevlana ne demiş "Ben de cansız varlıkken öldüm, yetişip gelişen bitki oldum; bitkiyken öldüm, hayvan biçiminde tezahür ettim. Hayvanlıktan geçip öldüm, insan oldum; öyleyse ölmekten korkmak niye? Hiç daha kötüye dönüştüğüm, alçaldığım görüldü mü?”

Ateizm de inanç da birbirinden fanatik. Fanatik olduğunda da sırf kendini inandırmaya çalışmak için belli keskin değiştirelemez sınırlarını oluşturuyorsun. Allah yoktur allah vardır gibi. Üzerinde tartışıp düşünmek en iyisi. Sorgulamak... Ama o kitapta öyle bir de ayet var "dini sorgulamayın sorguladıkça uzaklaşırsınız" anlamına gelen. Körü körüne inanalım kimse ses çıkarmasın. Toplum da bunu istiyor zaten aykırı insanlar hep toplumdan dışlanmıştır. Toplum sarsılmasın diye. Neden? Toplum sarsılırsa yöneticilerin anlamı kalmaz. Ah Aziz Nesin... Öyle özlüyorum ki o adamı.
 
ben sadece dar anımızda değil her anımızda Allahı anmayı ona şükretmek gerektiğine inanıyorum..
başımız sıkışınca hemen dua ediyoruz Allahım yardım et diye diğer zamanlarda ne yapıyoruz..
ibadet etmemek,kuran okumamak,namaz kılmamak bunlar bizi dinden de Allahtanda uzaklaştırır..hayata o kadar dalıyoruz ki bazen bi cuma vakti salavat getirmek bile aklımızın ucundan geçmiyor...
tabiki rabbimize bol bol dua etmeliyiz ondan başka neyimiz varki bizim..
ama duamız kabul olmadı diyede inancımızı yitirmek olmaz..olmamalı..üstümüze düşenleri yaptıkça onun varlığını içimizde her zaman hissedeceğimizi biliyorum ben...

 
Ben de senin yaşadığın dönemlerden geçtim hatta okuduğum ve anladığım kadarıyla çok benziyor düşündüklerim. BU yüzden seni çok iyi anlıyorum.

Önce içimde ansızın tuhaf bir uzaklaşma hissi, ardından dini simgeleyen ne varsa onlardan kaçma ve hatta bir süre sonra nefretle bakma.... Yolda giderken,tv izlerken, okuldayken gördüğüm her simgeyi yakıp yıkma isteği uyanmıştı zamanla içimde. Aslında bilinçli bir uzaklaşma da değildi. Sebebini bilmiyordum neden böyle hissettiğimin ama engel de olamıyordum kendime.

Ezberlediğim, sürekli tekrarladığım şeyler vardı o zamanlarda:
Din afyondur...
Doğarken dinimi belirlemişler, bana kimse sen hangi yolu seçeceksin diye sormamış,
Kokutarak öğrettiler bu dini bana ilkokuldan beri sırf bu yüzden inanıyorum ve inanan herkes de bu yüzden inanıyor,
Birşeyin ispatı yoksa gerçekliğine neden inanayım,
BEn kötü bir insan değilim ama iyi bir hayat yaşayamıyorum,ama kötü insanların çoğu çok güzel hayatlar yaşıyor,
Dualar ettiğimde kabul edilmiyor ama kötülerin(bunun açılımı sadece kötü işler yapan değil niyeti, ahlakı, insanlara karşı tavrı kötü olanlar) her isteği oluyor .

Bunun gibi birsürü şey.....

Ben bu dönemleri atlattım. Bunu yaparken seçtiğim yolu kimse belirlesin istemedim. Bu yüzden çok insanla konuşmadım bu konuyu. KOnuştuğum dönemlerde daha çok uzaklaştığımı hissettim, tarafsız olamadığımı hissettim çünkü.
Bir de kimseyi düşünmedim bu dönemde. Yani dinci ahmetle atesit mehmetin karşılaştırmasını da yapmadım. Yani kişilere indirgemedim asla.
Bence sen de kendi içinde çözmeye çalışmalısın. Tabi bu süreç 3-5günle atlatılacak birşey değil zaman ister.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…