İnsanlara hayır diyemiyorum,kullanılıyorum.


Geçmişi düşünerek kendini mutsuz etme.
Geleceğin için birşeyler yap.
Senden faydalanarak sana gülen insanlara ihtiyacın yok.
Çünkü zor zamanında ilk onlar kaybolacak.
Günlük hayatın nasıl? Okuyormusun çalışıyormusun?
Kendine yeni bi hobi edin başka çevre başka insanlar.
Kaç yaşındasın?
 
hani sevenim yok diyorsunuz ya, insanlara hayir demeyi bildiginiz zaman, sınır cizmeye basladiginiz zaman sevenleriniz olacak. sevgi ve saygi dogru orantilidir. sınır koymakla ilgili kitaplar okusaniz, psikologunuz tavsiye etmiyor mu veya kendiniz arastirin.
 
Çalılıyorum,kitap okuma hariç çok fazla hobim yok.
 
28 yaşına kadar bende sizin gibiydim daha onlar söylemeden herşeye atlardim.tek derdim kendimi sevdirmek çünkü değersiz görürdüm kendimi.boyle yaparsam beni seveceklerini düşünürdüm başta severlerdi ama canları sıkılınca ilk vazgectikleri ben olurdum.onlar için olmasa da olur biriydim. Bunu ailem eşim arkadaslarim herkes yapardı hep kullanilirdim.sonra bı arkadaşım gözümü açtı ve o günden sonra değiştim.32 yaşındayım şuan çok değiştim artık en önemli kişi benim ne aile ne eş ne arkadaş kimseye kendimden fazla değer vermiyorum.basta çok yadirgadilar kötü ben oldum ama vazgeçmedim şimdi kimse beni kullanamıyor.istemeyen çıksın hayatımdan kimse benim için vazgeçilmez değil.
 
Bence böyle şeyler yaşana yaşama öğreniliyor.Sizin de elbet bir dur noktanız vardır.Ama şu iki asalak arkadaşınızdan kurtulu.Oturur dizi izlerim daha iyi
 
İnsanlara fazla değer verip, bağlanıyorsunuz, bağlandığınız içinde kaybetme korkusu yaşıyorsunuz ve hayır diyemiyorsunuz. Bu konu açılarak çözülecek bir durum değil malesef ben de yaşıyorum tek çözümü insanın özünde yalnız olduğunu baştan kabullenmek ve sevginin davranışa, nezakete bağlı olmadığını fark etmek. Tam aksine narşist ve baskın karakteri olan insanalar daha çok seviliyor. Deveyi diken sözü her daim geçerliliğini korumakta.
 
hayır diyememenin temelinde kaybetme korkusu var zaten evet
yani hayır dersem bi daha benle görüşmez bi daha konuşmaz onu kaybederim korkusu var
ama bu korku insana hiçbir şey kazandırmıyor aksine hoşlanmadığımız durumlara hayır diyebildiğimiz zaman
daha fazla saygı görüyoruz aslında
yani biz aman kaybetmeyelim diye sürekli evet dedikçe diğerlerinin gözünde amaan onun bi çizgisi yok zaten o her şeye okey biri algısı yaratıyor
ben dün çok toleranslı olduğum birinin görüşme talebine hayır dedim ilk defa
ve sebebi rahatsız olduğum birkaç hareketi idi
sonuna kadar haklı olduğuma emin olduktan sonra kendisine o cevabı verdim
kırmadan , incitmeden, suçlamadan kibarca... kendi hislerimden bahsederek.
ve hakikaten de görüşmedim. bozuldu, bozulabilir çok normal. onunla görüşebilmem için sıkıntılı durumun düzelmesi gerektiğinin farkına varmış oldu en azından
bazen insanlara hayır diyebilmek ve ciddi bi veto gerekiyor
en azından sınırlarımızın farkına varsınlar
yaptıkları saçmalıkların neye sebep olduğunu görsünler
 
Evet kesinlikle katılıyorum söylediklerinize. Aslında tüm bunlar yeterince sosyalleşmemekten de kaynaklanıyor dolaylı olarak. Kendi kabuğumuza çekilince deneme yanılma yolu ile davranışlarımızı kontrol etmeyi unutuyoruz. Daha çok duygusallaşıp insanlara karşı daha bir hassaslaşıyoruz.
 
evet maalesef. ama sürekli alttan almak, memnun olmadığımız şeylere evet demek, hoşlanmadığımız durumların içinde olmak da doğru değil
ben de dün o msjı yazdığıma üzüldüm ama söylemek zorundaydım
daha önce de dile getirmiştim ama görüşmeye de devam ettiğim için önemsememişti karşı taraf
bu sefer sahiden görüşmeyerek net bi tavır sergilediğimi düşünüyorum
zaten bana değer veriyorsa rahatsız olduğum şeyi düzeltir ve yeniden görüşmek ister
bunu yapmıyorsa bana değer vermeyen biriyle görüşmeyi kesmiş olurum ben de
aslında bişey kaybetmedim
kaybetme korkusu yüzünden hayır demiyoruz demiyoruz ama günün sonunda kendimizi kaybediyoruz aslında
 

Siz galiba bensiniz. Suçlu hissetmek aslinda iyi bisey. Biraz o suclulukla kalın sonra geçiyor.
 
Ben de cafeye, kahvaltıya vs gidelim diyen kız arkadaşlarıma hayır diyemiyordum sonra tek izin günümde sabahın 9unda kahvaltıya gidip cafenin kötü ve özensiz kahvaltısını yiyip üzerine bir de davet eden arkadaşımın sohbeti muhabbeti kesip sadece telefon ile ilgilenmesine maruz kaldıktan sonra bir daha canımın istemediği hiçbir daveti kabul etmedim. Sırf yalnız kalmamak için çağırıp muhattap bile olmayan birini kaybetsem en azından kendi zamanımı kazanmış olurdum. Kendine saygın olmayınca karşıdakininde sana saygısı olmuyor malesef. Önce ben demek lazım her daim.
 
Durumuzunnfarkinda olmaniz buyuk bir arti .zaten farkindakik basladi mi karsi koymak zamanla gelir .psikologunjzl abu konu uzerine konusun yavas yavas hayir demeyi ogrenirsiniz . Ama ben adakadaslarinizi savmak icin bir iki cunle soyleyeyim
"Kizlar ozel bir isim var bu hafta sizi x yere goturemeyecegim

" X seyimi suan veremem kafamda bir plan var "
Hernangi bir soruya kalip olarak ;

" ben bir sakin kafayla dusuneyim , sana donus yapacagim " diyin ve geçin .
 
İşte yine aynı noktaya çıkıyor kapı biliyor musun? Fazla empati kurmakta özümüzde eksik olan şeyler yüzünden oluyor. Bunun adı özgüven, özşefkat artık ne koyarsak koyalım. Önce ben diyemediğimizde karşıdakine fazla vermeye başlarız. Bu seferde dengeler bozuluyor karşıdaki aldıkça istiyor, bir süre sonra yetemiyorsunda. Kısaca kendi içimizde okey değilsek dış dünyada hiçbir zaman tamamlanmıyor
 
Bunun tam tersi patoloji de bende var ne yapsak yanıma gelmedi, çağrılmadığım yere neden gideyim, xlerle oturmayı tercih etti, kendisi bilir, bundan sonra sadece merhaba merhaba o kadar… yani hep değil ama genelde aklımda uçuşan düşünceler bunlar oluyor. Bırak kimseye hayır dememeyi, evet dediğim kendimi zora soktuğum anlar çok nadirdir o da kadim bir dostumsa işte bir ihtimal… neden hiç esnek değilim acaba
 
Biri daha varmış benim gibi şükür
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…