Öncelikle hepinize iyi akşamlar. Az önce yemek sofrasında gelişen bir olay üzerine yazmak istedim. İçimi rahatlatmam gerek. Ancak yazarak bunu yapabilirim. Ben 4 ay önce işten ayrıldım. Kendi isteğimle ayrıldım ama patronum bir iyilik yaptığı için şuan işsizlikten faydalanıyorum. İşten ayrılırken de ailemle defalarca konuşup fikrini aldım. Öyle attım bu adımı. Görüşmeye gittiğim birkaç yerden iş teklifi aldım ama karşılaştığım birkaç olumsuzluktan dolayı reddettim. Görüşmelerim halen devam ediyor.
Çalıştığım ilkgünden beri aldığım maaşı kuruşuna kadar aileme verdim. Babam emekli ama ticaretle uğraşıyor. Ama herkes ticareti beceremez malesef. 15 senedir bu ticaret bize bir mal edindirmediği gibi sayısız kredi, kredi kartı borcu açtı. Sağımız, solumuz borç içindeydi. İlk zamanlar bu borçları ailecek kapatmak için birlik olmamız gerektiğini düşünüyordum. Seve seve veriyordum paramı. Kardeşimde aynı şekilde. Ama 6 yıldır benim, 5 yıldırda kardeşimin sağladığı bu katkı bizi ne uzattı ne kısalttı. Hala borçluyuz. Defalarca ticareti bırakmalarını söylememize rağmen annem " ben sizi bununla evlendireceğim, bırakayımda baban kahveden mi çıkmasın, çalışan demir pas tutmaz elimiz ayağımız tutarken çalışalım" diyerek hala göz göre göre bize borca sürüklüyor. Anlatamadık anlatamıyoruz. Kaç kez artık sesimizi yükseltmiş bile olsak sonuç hep paralarımızı kuruşuna kadar vermek oldu. Memnun kalmadığım bir işte çalıştım. Sırf başka iş bulamam, para gelmez düşüncesiyle çokta destek olmadılar. En sonunda onlarında rızasıyla işten ayrıldım. İş görüşmelerine gidiyorum, iş aradığımı bildiği halde annem " bak çıktığından beri ne kadar zarar ettik, ya bulamazsan, hemen iş bulmaya bak, sen 2 lafı bir araya getiremiyorsun panikliyorsun heralde ondan iş bulamıyorsun, demek çokta tecrüben yokmuş ki seni almıyorlar" diyerek beni mahvediyor. İlk zamanlar takmamaya çalışıyordum. Bu eve sonuçta işsizlik paramı veriyorum. Yinede bu laflar artık çok dokunmaya başladı. Okadar çok "madem doğurdunuz, öyleyse bakacaksınız bu ne sık boğaz etmek ya, ben paramı sizin borçlarınza gitsin diye kuruşuna kadar vermek zorunda değilim ki" demek istiyorum ki. Arada kardeşimle diyoruz ama sonuç hüsran. "Eğer bir işe girersem her ay altın yapıcam kalan parayı size vereceğim" dedim ama "dur bakalım hemen planlar yapma hele bir o zaman gelsin bakarız" diye cevap aldım. Kaç yaşına geldim çeyizim bile yok. Tamam ben istemedim çok ama artık istiyorum ve söylüyorum da "hele bir sen evliliğe karar ver biz halledicez o zaman" diyor annem. Ya neyle halledeceksin paranmı var diyorum Allah büyük diyor.
Kardeşimde hemen hemen her akşam "luzumsuz, faydasız bugün yinemi koca gün yattın evde" diye sözde "şaka" yapıyor. Az önce yemekte annemden sürekli duyduğu için "sen 2 lafı biraraya getiremiyorsun ondan olumsuz görüşmelerin" dedi. Babamın yanında ağzımı bozup küfür ettim kardeşime artık dayanamadım. Güldü geçti tabi. Yine söyleyecek biliyorum, engel olamıyorum. Babam sessiz herşeyin hayırlısı diyor. Ama onunda içinden böyle düşündüğünü biliyorum. Ya 6 sene hiç aralıksız çalıştım. Ben bekliyorum ki nasılsa sonbahara kadar işsizlik alacaksın, çok sıkma kendini bulursun elbet desinler. Yada dinlen biraz çok çalıştın yazı atlat desinler. Ama onlar ne kadar zarar ettiklerinin hesabını yapıyorlar. Annem hergün bugün arayan oldumu, ayy bak kaldın görüyormusun deyip duruyor.
Artık sırf bu laflardan kurtulmak için bulduğum ilk işe girmeyi düşünüyorum. Ama sonuçta hayatım bu benim niye yakayım kendimi. İşe girdiğim zaman artık maaşımıın tamamını vermemeye karar verdim. İsterlerse kavga etsinler dönmicem kararımdan. Kendime çeyiz yapmaya başlayacağım taksite girip. Ne kadar kalırsa o kadarını veririm. Hatta biz evlenince iki yakanızı nasıl biraraya toplayacaksınız, şimdiden toparlanmaya bakın, ölene kadar size maaşımı verecek değilim diyeceğim. Ahhh okadar söylemek istediğim şey varki. Ama anne baba olunca susmak zorunda kalıyorum. Annemin lafı hazır biz bu borcu sizi okutmak için yaptık. Görende özel okullarda okuduk sanıcak. Ben üniversite 3. sınıfta çalışıyordum zaten. Kendi paramla okudum. Onlara bukadar zaman verdiğim paralarla zaten okul masrafımı ödemiş oldum fazlasıyla. Üstelik bu borçlar onların yapmayı beceremediği ticaretten dolayı açıldı. Bizim okulumuzla alakası yok. 4 sene oldu ehliyetimizi alamadık. Para kazanıyoruz ama ehliyetin masraflarını ödemeye para bulamadık. Siz düşünün. Kursa gittik. Biz sizi kursa yolladık diyorlar. Kimin parasıyla kimi yolladınız diyoruz. Ama yok biz aileyiz senin paran benim param olmaz diyorlar. Anlatacak çok çok şey var öyle doluyum ki.
İnsan yazınca gerçekten biraz olsun hafifliyor. Yazmak bana çok iyi geldi. Vakit ayırıp okuyanlara da şimdiden çok teşekkürler.
Çalıştığım ilkgünden beri aldığım maaşı kuruşuna kadar aileme verdim. Babam emekli ama ticaretle uğraşıyor. Ama herkes ticareti beceremez malesef. 15 senedir bu ticaret bize bir mal edindirmediği gibi sayısız kredi, kredi kartı borcu açtı. Sağımız, solumuz borç içindeydi. İlk zamanlar bu borçları ailecek kapatmak için birlik olmamız gerektiğini düşünüyordum. Seve seve veriyordum paramı. Kardeşimde aynı şekilde. Ama 6 yıldır benim, 5 yıldırda kardeşimin sağladığı bu katkı bizi ne uzattı ne kısalttı. Hala borçluyuz. Defalarca ticareti bırakmalarını söylememize rağmen annem " ben sizi bununla evlendireceğim, bırakayımda baban kahveden mi çıkmasın, çalışan demir pas tutmaz elimiz ayağımız tutarken çalışalım" diyerek hala göz göre göre bize borca sürüklüyor. Anlatamadık anlatamıyoruz. Kaç kez artık sesimizi yükseltmiş bile olsak sonuç hep paralarımızı kuruşuna kadar vermek oldu. Memnun kalmadığım bir işte çalıştım. Sırf başka iş bulamam, para gelmez düşüncesiyle çokta destek olmadılar. En sonunda onlarında rızasıyla işten ayrıldım. İş görüşmelerine gidiyorum, iş aradığımı bildiği halde annem " bak çıktığından beri ne kadar zarar ettik, ya bulamazsan, hemen iş bulmaya bak, sen 2 lafı bir araya getiremiyorsun panikliyorsun heralde ondan iş bulamıyorsun, demek çokta tecrüben yokmuş ki seni almıyorlar" diyerek beni mahvediyor. İlk zamanlar takmamaya çalışıyordum. Bu eve sonuçta işsizlik paramı veriyorum. Yinede bu laflar artık çok dokunmaya başladı. Okadar çok "madem doğurdunuz, öyleyse bakacaksınız bu ne sık boğaz etmek ya, ben paramı sizin borçlarınza gitsin diye kuruşuna kadar vermek zorunda değilim ki" demek istiyorum ki. Arada kardeşimle diyoruz ama sonuç hüsran. "Eğer bir işe girersem her ay altın yapıcam kalan parayı size vereceğim" dedim ama "dur bakalım hemen planlar yapma hele bir o zaman gelsin bakarız" diye cevap aldım. Kaç yaşına geldim çeyizim bile yok. Tamam ben istemedim çok ama artık istiyorum ve söylüyorum da "hele bir sen evliliğe karar ver biz halledicez o zaman" diyor annem. Ya neyle halledeceksin paranmı var diyorum Allah büyük diyor.
Kardeşimde hemen hemen her akşam "luzumsuz, faydasız bugün yinemi koca gün yattın evde" diye sözde "şaka" yapıyor. Az önce yemekte annemden sürekli duyduğu için "sen 2 lafı biraraya getiremiyorsun ondan olumsuz görüşmelerin" dedi. Babamın yanında ağzımı bozup küfür ettim kardeşime artık dayanamadım. Güldü geçti tabi. Yine söyleyecek biliyorum, engel olamıyorum. Babam sessiz herşeyin hayırlısı diyor. Ama onunda içinden böyle düşündüğünü biliyorum. Ya 6 sene hiç aralıksız çalıştım. Ben bekliyorum ki nasılsa sonbahara kadar işsizlik alacaksın, çok sıkma kendini bulursun elbet desinler. Yada dinlen biraz çok çalıştın yazı atlat desinler. Ama onlar ne kadar zarar ettiklerinin hesabını yapıyorlar. Annem hergün bugün arayan oldumu, ayy bak kaldın görüyormusun deyip duruyor.
Artık sırf bu laflardan kurtulmak için bulduğum ilk işe girmeyi düşünüyorum. Ama sonuçta hayatım bu benim niye yakayım kendimi. İşe girdiğim zaman artık maaşımıın tamamını vermemeye karar verdim. İsterlerse kavga etsinler dönmicem kararımdan. Kendime çeyiz yapmaya başlayacağım taksite girip. Ne kadar kalırsa o kadarını veririm. Hatta biz evlenince iki yakanızı nasıl biraraya toplayacaksınız, şimdiden toparlanmaya bakın, ölene kadar size maaşımı verecek değilim diyeceğim. Ahhh okadar söylemek istediğim şey varki. Ama anne baba olunca susmak zorunda kalıyorum. Annemin lafı hazır biz bu borcu sizi okutmak için yaptık. Görende özel okullarda okuduk sanıcak. Ben üniversite 3. sınıfta çalışıyordum zaten. Kendi paramla okudum. Onlara bukadar zaman verdiğim paralarla zaten okul masrafımı ödemiş oldum fazlasıyla. Üstelik bu borçlar onların yapmayı beceremediği ticaretten dolayı açıldı. Bizim okulumuzla alakası yok. 4 sene oldu ehliyetimizi alamadık. Para kazanıyoruz ama ehliyetin masraflarını ödemeye para bulamadık. Siz düşünün. Kursa gittik. Biz sizi kursa yolladık diyorlar. Kimin parasıyla kimi yolladınız diyoruz. Ama yok biz aileyiz senin paran benim param olmaz diyorlar. Anlatacak çok çok şey var öyle doluyum ki.
İnsan yazınca gerçekten biraz olsun hafifliyor. Yazmak bana çok iyi geldi. Vakit ayırıp okuyanlara da şimdiden çok teşekkürler.