İstanbul'da Fal - Falcılar

Bende merak ettim alcanzarcim..bu gul izmirde kibris sehitleri caddesinde gul evi adinda cafe'si olan gul mu ?


Aslında Hasan Çeliktaş sipiritüel konularda yazıları olan hem yazar hem editör, bu konuda bir çok röportajını okumuştum, listeside bir hayli kalabalık, önceki gün sayfasında Gül ün istanbula geleceğini bildirince nasıl olsa bende teli var haftasonu randevu alıp giderim diye düşünmüştüm ama herkesin aynı anda randevu sırasına gireceğini düşünemedim.. Bendeki telide eski değişmiş zaten burdan bir arkadaşa vermiştim aramış ulaşamamış, Hasan beyden yeni telini istedim ama randevularının dolduğunu söylemiş..

Nette araştırınca ilk çıkan Gül evi ama sanırım o değil.. Gül Yerlikaya tam ismi..
 

Ay konuya ortadan girdim ama gül yerlikayaya ben geçen yıl izmirde baktırmıştım, bir kız arkadasım götürmüştü. Aman aman etkilenmemiştim, söylediklerinden 1 sey cıktı ama diğerleri olmadı pek. Bu kadar ünlü oldugunu bilmiyordum ben:) suursuz gitmişim demek:)
 
Geleceği görebilmek mümkün mü?

Heyecanla beklediğiniz yanıtı hiç uzatmadan vereyim: Hem evet, hem hayır. Bu yanıtı açıklamadan önce, “görücüler”in, geleceğe dair verileri nasıl elde ettiklerini kısaca anlatayım.

Benim üniversitede Pırıl adında bir arkadaşım vardı ve kahve falına harika bakardı. Hani bilmediği şey yoktu, özellikle de mevcut durum ve geçmişi çatır çatır söylerdi. Fakat onun baktığı fallardan sonra ben deyim yerindeyse “yere yapışırdım”. Kafamı bile kaldıramazdım, çok yorulurdum. Sonradan ruhsal konuların içine girdiğimde anladım Pırıl’ın bunu nasıl yaptığını. Pırıl’ın bir nev’i telepatik yeteneği vardı ve size dair bilgileri auranızdan alabiliyordu. Bunu yaparken de, herşeyin enerji oluşundan gelen bir durumla ve yaşanan enerji aktarımı nedeniyle insanda yorgunluk baş gösteriyordu ki bundan Pırıl da etkileniyordu. Özellikle geçmişi ve bugünü çok iyi bilen “görücüler”in (“Falcı” yerine bu kelime çok daha uygun, bu kişilerin yaptıklarını ifade etmede.) farkında olarak veya çoğunun olmayarak kullandığı yeti, telepatidir. Ama insan aurasında sadece geçmiş ve şimdinin bilgileri bulunmaz, aynı zamanda geleceğe dair bilgiler de mevcuttur. (Şimdi bunun açıklamasını da yapabilirim elbette, ama “zaman”, “kuantum fiziği” gibi konulara da girmem gerekiyor ve konuyu pek dağıtmak istemiyorum; kısaca siz auranızda, size dair her türlü bilgiyi taşırsınız.) “Görücüler” ise bir nev’i dekoder cihazları gibidirler ve bu bilgileri çözebilirler. Telepati güçlü ise geçmiş ve şimdiye dair bilgileri algılayabilirler, ama konu gelecek olduğunda kod çözme tekniğine yeni bir kavram eklenir: Prekognisyon yani geleceği görebilme.

Hangi Gelecek?

Tabii konu prekognisyon ve telepati olunca, bu fenomenlerin sadece “fal”la ilgilendirilmesi ve sınırlandırılması, onların içeriğinin büyüklüğü açısından yanlış olur. Pırıl, yeteneğinin farkında olmayan bir telepattı ve bu yetisi kahve falı bakarken ortaya çıkıyordu, çünkü “yoğunlaşıyordu”. Ama prekognisyon konusunda algısı daha azdı ki geleceğe yönelik tahminleri pek tutmuyordu. Gül de ise hem telepati vardı, hem de prekognisyon; aynı zamanda medyumluk özelliği de hafiften mevcut olduğu için baktığı “görüler”den daha elle tutulur bir sonuç çıkıyordu. Ama iki arkadaşım da bunu keyif için yaptıkları için bu yetilerinin üzerine gitmeyi akıllarından geçirmiyorlardı. Nitekim bu tarz kişilere hayatımızda rastlarız ve en çok da bizlere “fal” bakarken bu yetileri ortaya çıkar. Bu noktada akla şu soru geliyor: Peki bu kişiler, bu yetilerinin üzerine gitseler ve onları geliştirseler; onlardan geleceğe dair daha da net bilgiler alabilir miyiz? Yani az önce sorduğum soruya dönüyoruz yeniden: Geleceği görebilmek mümkün mü?

Evet! çünkü geleceğe dair görüntüler alabilmek mümkündür; hayır! çünkü görülenler mutlak değil, sadece olması muhtemel geleceğe dair görüntülerdir. Yani sıkı bir “görücü”, sizin o anki ruh haliniz ve seçimleriniz doğrultusunda, yaşamanızın en muhtemel olduğu gelecek senaryosuna dair bilgileri algılayıp, size anlatabilir. Ama hayatınızı etkileyebilecek birçok parametre vardır ve bu parametrelerdeki herhangi bir değişim, sizin geleceğinizi değiştirebilir. Veyahut siz, geleceğinize dair bilgileri duyduktan sonra senaryonuzu –bilinçli ya da bilinçsizce- değiştirebilirsiniz…

Ben kendi adıma geleceğime dair öngörüleri, geleceğimi şekillendirmek için kullanırım. Yani bana “dikkat et” denilen noktalara cidden dikkat ederim veya “şunu yaparsan daha iyi olur” önerisini aldığımda da, bu öneri içime sinerse de uygularım. Tabii bu noktada “görücü”nün kim olduğu da önemlidir.
 

Yazı alıntı bu arada..
 
yiğitin telefonunu alabilirmiyim mesaj hakkım yok şimdiden teşekkür ederim :)
 
İNANILMAZ İDDİA: GELECEĞİ GÖRMEK BİLİMSEL OLARAK KANITLANDI!..
Bilim adamlarına göre yapılan son deney ve araştırmalar "altıncı his" denilen şeyin "bir söylenti ya da metafizik" olmadığı konusunda ciddi deliller ortaya koydu.


Bilim adamlarına göre yapılan son deney ve araştırmalar, "altıncı his" denilen şeyin "bir söylenti ya da metafizik" olmadığı konusunda ciddi deliller ortaya koydu.

Amsterdam Üniversitesi profesörlerinen psikolog Dick Bierman, tüm zamanların en "ciddi" paranormal deneylerinden birini geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdi. Bir grup "sıradan" vatandaş, Hollanda’da bir hastanede en son teknoloji ürünü cihazlarla incelendi. Prof. Bierman, beyin faaliyetleri ultrasonografik cihazlarla izlenen deneklerden bir kısmı hakkında edinilen verilerin, bu insanların "olayları önceden sezebilme" yeteneklerine sahip olduğunu kanıtladığını açıkladı. Elde edilen verilere göre beynin işleyişi, bazı kritik olaylar olmadan hemen önce belirgin bir biçimde değişerek yoğunluk kazanıyor.

KİM GELECEĞİ GÖRÜYOR

Araştırma sonuçlarını İngiliz Daily Mail Gazetesi’ne açıklayan Prof. Bierman, "Şimdi araştırmayı daha da ileriye götürüp kimlerin geleceği görmekte daha başarılı olduğunu keşfetmek istiyoruz" dedi. Cambridge Üniversitesi’nin Nobel ödüllü profesörü Brian Josephson da "Şu ana kadar bulunan deliller, ’gelecekten bilgi alma’nın mümkün olduğu yönünde ikna edici. Fizik biliminde bunu yalanlamak mümkün değil" diye konuştu. Son araştırmanın doğrulanması halinde, "aniden ürperme" ve "dejavu" gibi herkesin yaşayabildiği paranormal olaylar da bilimsel düzeyde açıklanabilecek. Bu son deneylerden önce yapılan bazı istatistiki çalışmalar da altıncı his konusunda önemli ipuçları vermişti. 11 Eylül saldırılarından kılpayı kurtulanların da "aniden bastıran bir karamsarlık" ve "tıbbi bir nedeni olmayan mide ağrısı" gibi hisler yüzünden İkiz Kuleler’e gitmekten son anda vazgeçtiği belirtildi.

Stargate Projesi

CIA, 1970’lerde başlayıp 1995 yılına kadar sürdürdüğü çok gizli "Stargate Projesi"yle SSCB’ye karşı "psişik casusluk savaşını" kazanmayı amaçlıyordu. Projede görev alan Dr. Dean Radin, askerlerin bazı durumlara önceden tepki verdiğini kanıtlamıştı. Nobel ödüllü kimyacı Dr. Kary Mullis, devraldığı araştırma hakkında, "Tüyler ürpertici bir olay. İnsanların üç saniye sonrası da olsa geleceği görebildiğine bizzat şahit oldum" demişti.
 

Birazcik rahatladım.Üzülmüştüm kaçtı diye.
 
Birazcik rahatladım.Üzülmüştüm kaçtı diye.

:) cok iyi olsaydı mutlaka iz bırakırdı bende:) ama izmirde baktırdığım be maalesef artık ulaşılması mümkün olmayan ramazan diye bir gay cocuk vardı, acmıyor telini kimseye. 3 kere baktırmıştım 3 yılda, her dediği de cıkmıştı bana.
 


Baktıran biri olmuş nihayet.. bende üzülmüştüm.. isabet olmuş..
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…