Işte Şafak panonuz... Şafak kaç tezkereci güzeller...?

canım benim askerim yarın masabaşı görevine başlıcak daha bişey anlamadık yani senin ki rahatmı?

bilmiorum çünkü o yazıcı olmak istememiş hiç çavuş olmak istiyodu üzgün bi şekilde yazıcı yaptılar beni dedii bende pek anlamadım bişe ama masabaşı ona sıkıcı geldiği için öyledir[/QUOTE]

anladım canım ama bunada şükür ya ne kadar zor görevde olanlar var en azından masabaşı işleri
 

amiiinnn canm inş.
burda bi arkadaşımz da düğün şafağı sayıyor, sende gel buyur şafakları beraber attıralım
bir gün gelecek bir gün kalacak
 
teşekkrüler ecmm darısı en kısa zamnda sana inş..
bu arada resminz çok güzel, sizede maşallah çok yakışıosunz

ayy canım benim çoook teşekkür ederim



o sevinmesede ben çok sevindim zaten çok şükür bunalım takılıyoruz ama yaa çok var daha


normal tatlım benim ki de yeni düzeldi buaralar iyi çok şükür yoksa bizde hep bunalım takılıoduk
 
teşekkre gerek yok canm, gerçekler bunlaarr..
off benm aşkımda 5gün bunalmda 2gün normal oluo en fazla
bi bitse de kurtulsak yaa

onlar öle olunca bizde ne yapıcaımızı şaşırıyoruz dimi canım o mutlu olunca o kadar seviniyorum ki bende ama üzüldümü içim parçalanıo..hayır bide bizim onlara destek olmamız lazım bizde onlar gibi davranırsak daha da bunalıma giricekler
 

aynen öylee yaa, benm moralim bozuk olsa bile hiç belli etmem ona,bide bizi orda kafayı takp bunalmasınlar..
az kaldı aşkım azcık daha sabredicez diorum, hergün aynı şeyleri söyleme bana dio manyak mı ne,napim bende onun kadar sıkldm, özledm, ama az kaldı başka ne denilir ki
senin askerinin çarşı izni oluyo mu
 

normalde ustaya yeni gittiği için ilk bir ay yoktu ama atış takımına seçilmiş atışları iyi die çarşı izni vermişler dün çıktı canım ilk defa bi daha ne zaman çıkar bilmiorum senin askerinin varmı izni görüşebiliomusun camdan falan ?
 
iyi bakalım her hafta devamı gelir inş.
yok bizim öle bi şansımz canm, askerm tuncelide.. en son mayısta dağtm iznine geldi o kadar..
keşke çarşı izni filan olsaydı bu kadar bunalmazdı die düşünüorum.. ama napalm kısmet işte
seninki yazıcı olmş , bildiğim kadaryla yazıcılar rahat oluo, telde kullanır yakında, rahat rahat konuşursunz
 
üzüldüm sizin adınıza canım ama zaten az kalmış bu zamana kadar dayanmışsınız.. inşallah rahat olucak benim aşkım da zamanla görücez canım kısmet.. ben çıkıyorum tatlım geç oldu tatlı rüyalar iyi geceler öpüyorummm:80:
 

tamam ecmm sonra konşrz tekrar.. sanada ii gclr tatlı askerinle rüyalar.. allah rahatlık versn canm
 
günaydın herkese kızlar :80:
Şafak 361 Fizan(Şimdilik)
az önce nette dolaşırken bir yazı buldum çok hoşuma gitti paylaşayım dedim
 
En zor zamanlar sevgilinin askerde olduğu zamanlardır. İnsan telefonun başından çekilemez ha aradı ha arayacak sancısıyla düşmeye gönlü olmayan telefon ise düşse dahi kapanıverir iki dakikada ne umdum ne buldum a dönüşüverir heyecanla beklenen telefon...
- Asker Yolu Beklemek Budur! Asker Yolu Beklemek Budur
öncesinde hiç ilgini çekmediği halde televizyonda askerlik ile ilgili tüm haberleri seyretmek.. onunla beraber gün saymak.. Onsuz hiç bir yere gitmemek... hiç kabahatin olmadığı halde sana kızdığında bile alttan almak.. her yere telefonu yanına alıp gitmek.. arasa da sesini duysam diye bütün gün beklemek.. bütün gün geçmeyen dakikaların telefonda bir anda geçmesine sinir olmak... mektup yazmak.. sürekli fedakarlıkta bulunmak.. Askerlik bitince yasayacaklarını hayal etmek...

tanışıklığın ve samimiyetin minimal olduğu bir arkadaş grubu içerisinde tuhaf/üzücü/iç burkucu askerlik anılarını anlatmaya başlayan kişiye "anlatmayın bana böyle şeyler kotu oluyorum" diye takılındığında "Aaa senin de erkek arkadaşın askerde mi? bırakırsın sen onu kesin.. Ne kadar kaldı? 4 ay? yok yok bırakırsın.." gibi densiz/gereksiz/döver misin sabaha mı bırakırsın bi tepki alınırsa "ben bırakmam da senin bi bırakılmışlığın ve oradan kaynaklanan bi kuyruk acın var galiba" mealli bi cevap verilebilmesi gerekir...

Sürekli can sıkıcı bir hüzün halinde olmak. En ufak bir şeyi bile paylaşmak istendiği anda aslında onun uzakta olduğunun hatırlanmasıyla o an elde patlar. İlk ayın ardından bünye tarafından 'arkadaşlar doğal bir seleksiyon sonucunda bir bir elenir ve kalanlar gerçek dost olarak addedilir.bir de 'aman canım herkes mutlaka yapıyor üzülme' diye avutmaya çalışanların ağzını kırma isteği uyandıran süreçtir. Hele bir de gereksizcesine yapılan 'şafak kaç' esprileri en sert yanıtlara maruz kalır ki uzak durmak gereklidir...

Ya geçmişi düşünürsünüz ya geleceği. Geçmişteki anılarda kaybolursunuz gün gelir gün gelir hayallere dalarsınız geleceğe dair. Mektuplar yazarsınız. Cevaplar beklersiniz. Her gün posta kutusuna bakarsınız. Mesajlar yazarsınız içinizde aman yakalanmasın diyerek şafak sayarsınız onunla beraber...
...

Onsuz bişey yapmak gelmez içinizden. Ev kuşu olursunuz. Ona anlatmak istediğiniz şeyleri paylaşmak istediklerinizi her gün mail olarak ona yazarsınız. Her şeyi maillerde anlatınca gerçek mektupta yazacak bi şeyler kalmaz. Ama herkes de size gerçek mektup yaz onu defalarca okur der kafa karışır bir kere daha ne gereksiz şey şu askerlik sevdiğimi benden ayırdı diye profesyonel ordu sistemine geçmeyi istemeyenlere kızarsınız...

Hiç bitmeyecek gibi gelir beklemek. Bazen ne çabuk geçmiş günler dersiniz bazen daha bir sürü gün daha var dersiniz. Kafa karışır algı bozulur. Ama o yanınızda olmasa bile her şeyi onunla yaşarsınız...

Daha önce anladığınızı sandığınız insanlara "Allah kavuştursun" derken acılarını paylaştığınıza inandığınız fakat ancak ve ancak kendi başınıza geldiğinde ne olduğunu tüm ağırlığı ve uçsuz karanlığıyla kavrayabildiğiniz durum...

önce gideceği güne kadar yanında çektiğiniz acıları en büyüğü sanırsınız ; bir türlü doyamaz o ısıyı stoklarsınız.. yüzünden binlerce kare fotoğraf çekersiniz gözlerinizle.. sonra uğurlama anı gelir ki ilkinden kat be kat büyüktür ağrısı... sonra ertesi günden itibaren başlayan o tuhaf kıvranış algılayamama hissizleşme.. her an anahtarını sokup kapıyı açıverecekmiş ya da yan odadan gözleri uykulu çıkıverecekmiş boşalan fincanını uzatıp kedi misali bakıverecekmiş gibi beklentilerle dolu yanılsamalar.. Çiftten çifte bekleyenden bekleyene yaşanmışlıktan yaşanmışlığa fark var elbet en önemli ayrım bu hissedilen boşluk kıyasında. Evde sokakta hatta şehirde onsuz yaptığınız hiçbir şey yoksa 24 saatiniz birlikte geçmişse ve seneler dökmüşseniz ortaya eh biraz da saplantılı bir bağlılığınız varsa işte o zaman işiniz yaş...

Sonrası da geçmek bilmez. Algıda seçicilik tavana vurur daha önce dikkat etmediğiniz asker haberleri yüzünden televizyon açamaz olur yolda yanınızdan geçip giden askerlere "Allah sabır versin" derken bulursunuz kendinizi. Bütün askeri terimleri öğrenir tencereye teskere deyiverir acınan gülüşmeler yaşarsınız...

Tek emin olduğunuz geçmişinizdir sırtınızı ona dayar belirsiz geleceğe dair planlar yaparsınız. Hırs olur biraz içinizde bu bekleyiş bu arada yapmanız gerekenler adına. Güçlü olmalıyım diye kendinizi zorlar ama sıklıkla vurup geçen zayıflık hissine aldırmamaya çalışırsınız...

"aldatmaya en meyilli kadın" bakışlarına inat daha bir gururla şafak kartını karalarsınız. Neticede bazılarının dediği gibi gerçekten dopdolu bir yürekle beklenir ve sonunda vuslata erilirse kimilerinin "her kadına nasip olmaz asker beklemek" cümlesini kendinize ispatlarsınız...

Bir yanının hep eksik olmasıdır. 'geçer!' 'aman ne kadar az kalmış!' 'askerlik mi bu?' diyenlerin sözü o an için dinlenir iç sesle sürekli konuşulur hatta çene düşer ama eve gelinip kanepeye tek başına oturulunca sessizlik baslar. Zaman yine durur. Resimlere bakmak dolapta olan birkaç kıyafeti binekşi kez düzeltmek. Yine de en güzel çare telefonun çalmasını beklemektir...

izin gününde İnternet cafe ve kamera bulmuşsa onu gördüğünüzde dünyanın en çaresiz en özlem dolu en hüzünlü insanı olursunuz bir anda ama bir o kadar da mutlu...

Hayatın en sadık en içe kapanık ve en karanlık bekleme dönemi. Beklemek beklemek sadece beklemek. Başka hiçbir şey değil. Anlatılarak bitirilemeyecek paylaşmayla azalmayacak bir özlem...

Mümkün olduğu surece "dayanamayıp sevgilinin peşinden askerlik yaptığı şehrin yollarına düşmektir bilinmedik bir şehre giden virajları ezberlemektir...

telaşlı ve slow motion ilerleyen bir zaman dilimidir asker yolu beklemek...

ALINTIDIR...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…