Kadınlar Kulübünün bütün bayanları çalışıyor mu?

calisan kadin evde oturana evde oturan calisana benim cevremde
ben calisan bayanim ekonomik özgürlügüm olsada esimden habersiz birsey almam oda almaz
birlikte aliriz ne alacaksak
ben eger esiniz calisan es aldiginin farkinda olan esine yrdımci bir erkekse çalismak güzel
anne oluncaya kadar calismak bana zor gelmezdi bu yönû ile ev hanimlarina ózeniyorum bunu itiraf etmek istiyorum
 
calisan kadin evde oturana evde oturan calisana benim cevremde
ben calisan bayanim ekonomik özgürlügüm olsada esimden habersiz birsey almam oda almaz
birlikte aliriz ne alacaksak
ben eger esiniz calisan es aldiginin farkinda olan esine yrdımci bir erkekse çalismak güzel
anne oluncaya kadar calismak bana zor gelmezdi bu yönû ile ev hanimlarina ózeniyorum bunu itiraf etmek istiyorum
 
Eşin iyi kazanıyorsa değilde sen onun parasını rahat yiyorsan neden olmasın:D
 
Ben seviyorum çalışmayı.
Yazın evde olduğum 2 ayda da sıkılmıyorum ama. Tembelliği de severim çünkü.
Ev hanımı olmak istemezdim ilk sebep klasik ekonomik özgürlük.
2. Sebep nasıl olsa evdeyim diye her şey sırtıma yüklenirdi.
Şimdi eşim yorgunum dese ben de yorgunum diyebiliyorum.
Zamanım yok sen yap dese bu evde tek çalışan sen değilsin diyorum.
Sen evdesin alışverişi yap, temizliği tek başına yap gibi şeyler söylenemiyor.
 
Hayata bakis tarzi cok onemli. Calisanlarin calismayanlari koca parasi yiyor ya da birey olmanin sorumlulugunu almiyor diye nitelendirmek yanlis. Evi cekip cevirmek, ekonomisine katkida bulunacagim diye ugrastigin vatana hayirli ve layik bir evlat yetistirmek, bu evlatlarin egitimleriyle, hayattan almalari gereken derslerle ilgilenmek, disarda didinip duran ese huzurlu bir ortam saglamak hic mi onemli degil? Calismak isteyene saygi duyuldugu gibi aile birligindeki isleri bolusup evde calismayi tercih eden bayanlari hor gormeyelim, cahil ilan etmeyelim arkadaslar.. Bu ulkenin ilerlemesi icin sadece disarda calisan insanlara ihtiyac yok...
Calisan annelerde hayirli ve güçlü evlatlar yetistirir.benim amacim asla asagilamak degil aksine birey olmayi tesvik etmek. Ksura bakmayin ama para kazanmiyorsanuz hayatinizin devami icin birey degilsiniz.birinin karisi yada birinin kizisiniz.birey olmamayi hakaret olarak algilamayin.benim düşüncem dunyaya bir amacla geldigime inanmak.sadece cocuk yapmak ve bir adami mutlu etmek olmamali bir kadinin görevi. O yüzden kadinlarin calismasi cok onemli.evde börek yapip satadabilir mesela istenirse calismak zor degil.
 
Ben kocamın sürekli yanımda olacağı garantisini veremem ama siz de gelecekte çalışamayacak bir durumda kalabilirsiniz öyle değil mi? Birgün bu ekonomik özgürlük garantiniz elinizden giderse bir daha ömür boyu mutlu olamaz mısınız yani?Bu işler garantiyle olmaz ki ! Biz de evde şıkır şıkır giyinebiliyoruz orda ortak noktadayız.Evet ev hanımı olduğu için zor durumda kalanlar var ama çalışan hanımların hepsini de kocası başının üstünde taşımıyor.Tam tersi hem işyeri stresi hem ev stresi hem çocuk bakımı derken daha çok perişan oluyorlar bence.Söylediğim doğrudan size değildi, ama içten içe ev hanımlarının eziklendiği de bir gerçek.Koca parası yemek ne demek? Burası benim evim yahu.Kocam amirim mi bana maaş versin ! Giysi için rica etsem pullarım dökülmez ki rica etmeme bile gerek yok! Çalışan bayanlar herhangi bir şey için kocasına hiç mi rica etmiyorlar? Siz ekonomik yönden kocanıza bağlı değilsiniz diye her konuda onu ezip geçmiyorsunuzdur neticede. Son olarak özgüven denilen vasıf eğer ki çalışmakla sağlanılıyorsa yazık o zaman benim okuduğum kitaplara, mezun olduğum okula, yetiştirmeye çalıştığım evladıma, korumaya çalıştığım değerlere...

Bir kere koca parası lafından bende haz etmiyorum. Bunu sizlere yönelik bir haksızlık olarak görüyorum. Eşleriniz çalışıp para kazanıyorsa, sizde evinizle, eşinizle, çocuklarınızla ilgilenip onlara konfor sağlıyorsunuz. Çalışsın ya da çalışmasın, evin idaresi ve çocukların bakımı her zaman kadınların sorumluluğu olmuştur. Erkekler eşlerinin haklarını asla ödeyemezler.

Bu koca parası lafının en büyük mağdurlarından biri benim annem. Babamın sülalesi ve bizzat kendisi annemi hep koca parası yemekle itham etti. İhtiyaçlarını asla içine sine sine alamadı. Aldığı da başına kakıldı, çünkü para kazanmıyordu!
Yıllarca sırf ekonomik özgürlüğü olmadığı için babamdan ayrılamadı. 4 yıldır ayrılar, boşanma devam ediyor, tedbir diye kuş kadar nafaka bağlandı ve benim annem 4 yıldır kendine göre işler bulup çalışıyor. Bunu neden anlattım, çalışmayı savunan bir kadın olarak hassasiyetine hak verdiğim için.

Ama ne olursa olsun, kocası iyi de olsa, halinden memnun da olsa, çok ama çok zengin de olsa ben kadınların çalışması gerektiğine inanıyorum. Çünkü sizinde dediğiniz gibi yarın ne olacağı belli değil. Boşanmak zorunda kalabiliriz, eşimiz bir sağlık sorunu nedeniyle işten ayrılmak zorunda kalabilir, malulen emekli oldu diyelim, maaşı düşecek sizde biliyorsunuz. Anne babamızın bir şeye ihtiyacı olabilir, çocuklarımıza istediklerimizi alamayabiliriz vs vs vs...Sebep çok çalışmak için.

Farzedin çalışan bir kadın dediğiniz gibi sağlık nedenleriyle alışamayacak duruma geldi. Bu kadın malulen emekli olacak ve çalıştığı zamanki kadar olmasa da bir maaş alacak. En azından elinde geleceğe yönelik bir garantisi olacak. Özel sektörde bile artık böyle bir imkan var. İşten kovulsa, yenisini bulabilecek deneyimi var. Alternatifi var.

Her gün burada boşanmaktan korkan, ailesi kabul etmediği için boşanamayan kadınlara üzülüyoruz. Ne olursa olsun, çalışıp da eşiyle sorunları olan kadınlar, çalışmayıp sıkıntı çekenlere göre daha şanslı. En azından ekonomik özgürlüğü olan, tahammül edemediği noktada ayrılır ve yoluna bakar.
 
Son düzenleme:
Sanırım KK'daki genel sorun şu, bir konu olduğunda o konuyu herkes kendi özel yaşantısına bakarak yorumluyor. Yani biri çıkıp da çalışan kadının artılarından bahsettiği zaman çalışmayan kadınlar sadece kendi yaşantılarına bakıp çalışmıyor olmayı savunabiliyor. Ancak toplumun geneline baktığınız zaman eşi tarafından ezilen, şiddete uğrayan, evden atılan, kovulan, temel gıda ihtiyaçları dışında herhangi bir ihtiyacı fuzuli gözüyle bakılan kadınlar görüyoruz. Hatta bununla ilgili çok iğrenç atasözlerimiz ve deyimlerimiz bile var 'kaşık düşmanı' gibi. Bazı çalışmayan kadınlarımız hayatlarından memnun olabilirler ama bu gerçeği de göz ardı etmemek lazım. Herkesin kocası sizin kocanız gibi olmayabilir zaten değil de. En azından bu sitede bile açılan başlıklara bir göz gezdirmeniz yeterli ne demek istediğimi anlamak için. Ve tekrar tekrar aynı şeyi söylüyorum mükemmel bir kocanız da olsa, çok zengin de olsa, çok eli açık da olsa hayatın ne getireceğini asla bilemezsiniz. Zengin kocanız başka birine aşık olup çekip gidebilir, işi batabilir, kaza geçirip sakat kalabilir her şey olabilir bu hayatta. O yüzden çalışmak her zaman kadın için avantajdır çünkü her zaman için yaşama bir fazla seçenekle devam eder.
Bizim arkadaşın kocası müteahhit. Yakın zamanda battı ve teilyonlarca borca girdi. Zamanında yatları katları vardı, eşi çalışma dese de çalışıyordu. Kadın memur olduğundan devlet ancak ufak bir kısmına el koyabiliyor maaşının. Şimdi o maaş sayesinde geçiniyorlar. Meslek, bir iş bilmek altın bileziktir...
 
Arkadaşlar ben ev hanımıyım.üniversite mezunuyum ama sağlık nedenlerinden çalışamiyorum.Eşim memur .Tahmin edersiniz maddi durumumuzu.Ama bir gün para lafi etmez kendi giymez oğlumla bana alir dışarda bizsiz bişey yemez ve bende kendimi hiçte ona bağımlı hissetmiyorum.Çünkü benim olan sizindir der herzaman.Sadece israf etmeyerek savurmayarak ona yardımci olmaya çalışıyorum.
 
Bakın siz beni yanlış anlamakta ve olayı kişiselleştirmekte inat ediyorsunuz. Ben çalışmayan kadın kötüdür demedim asla ve hep şunu söyledim evde harcanan emek de çok değerlidir. Eğer bir maddi karşılığı olsaydı belki benim kazandığım paraya yakın olurdu. Evet haklısınız günün birinde ben de çalışamayacak durumda kalabilirim. Bu da hayatın getirebileceği bir şey. Ama ben kötü olasılıkları düşünerek hayatımızı devam ettirmek için ne kadar çok alternatif çıkış yolumuz olursa o kadar rahat olacağımızı anlatmaya çalışıyorum. Ve açık söyleyeyim ben çalışan bir kadın olmasaydım da bir genç kızımız buraya gelip böyle bir fikir sorduğunda asla çalışmamayı övmezdim. Çünkü onun eşinin sizinki gibi olabilme ihtimali çok ama çok düşük. Biz çalışan kadınların bile ezilebildiği bir ülkedeyiz ki nerede kaldı çalışmayan kadınlar çok rahat yaşasınlar. Tekrar rica ediyorum konuyu kişiselleştirmeden toplum genelini düşünerek yazın yorumlarınızı. Ayrıca benim kocamla aramdaki ilişki birbirimizi ezip geçme üzerine kurulu değil. Ne ben 'aman kocamı ezip geçmeyeyim' deyip aklımdaki bir doğrudan vazgeçecek bir kadınım ne de kocam böyle bir kadın ister yanına yoldaş olarak. Ve evet bir kadının belki de en büyük mirası yetiştirdiği çocuklardır. Ama bu konuda bile çalışan bir kadın olmak kişisel görüşüme göre çok daha artı yönleri olan bir durum. Çalışan, kendi kendine yetebilen, ekonomik yönden bağımsız ve her şart altında ayakta kalabilecek bir kadının yetiştirdiği bir çocukla bunlara sahip olmayan bir kadının yetiştirdiği çocuğun aynı olacağını düşünmüyorum açıkcası. Ha sakın bunu da yanlış anlayıp üstünüze alınmayın. Ev hanımı olup çok değerli evlatlar yetiştiren kadınlarımız yok mu? Elbette var ama ben yine toplumun geneli adına konuşuyorum.

Annem mesela...

Ev hanımı olmasına rağmen, mükemmel yetiştirdi bizi. Ama her zaman keşke çalışsaydım da ailemiz farklı olsaydı dedi. Çocukluğumda asla ihmal etmeyeceğim şey derslerimdi. Benimle öğrendi, anlamadığım yeri bana öğretti.
Şimdi desem ki ben çalışmıcam, ev hanımı olcam, oturur hüngür hüngür ağlar.

İşe girmedim daha, girince sana şunu alcam anne, şuraya götürcem anne diyorum, ben seni kendim için değil, senin için okuttum. Sen yaşamak istediğin hayatı yaşa, ben gurur duyayım, yeter ki dur kendi ayakların üzerinde diyor.

Kıssadan hisse, bence kadın çalışmalı. Önce kendi için, sonra çocukları için, ve eşi için.
 
Mevzu ekonomik özgürlükten ziyade üretme bana gore, eskiden kadınlar hep çalışmış tarlada çalışmış, kışlık yiyeceğini yazdan yapmış herşeyi elinde hazırlamış, şimdi herşey hazır ama kadınlar günlere gitmek için calismamayi tercih etmemeli ya da ben etmek istemem şahsi fikrim, nasıl mutlu olacaksa öyle yaşamalı insan ama diğerine saygı duyarak. Su da bir gerçek sürekli çalışıp bunalan kadınlar evde oturmak ister çok doğal. Ama çalışıp kazanıp, gerekirse yardımcı bulup ev işlerine, bulduğum firsatlarda tatile gidip dinlenip, yine çalışıp üretmek isterim. O kadar kazanmiyorum suan ama evde camları yerleri silecegime çalışıp sildirmek isterim paarayla, bu benim tercihim, neyden hoslandiginizla ilgili. Düzenleme toparlama işleri guzel de genelde ev işleri hoşuma gitmiyor, iş yerinde daha enerjik oluyorum mesela.
 
Bakın siz beni yanlış anlamakta ve olayı kişiselleştirmekte inat ediyorsunuz. Ben çalışmayan kadın kötüdür demedim asla ve hep şunu söyledim evde harcanan emek de çok değerlidir. Eğer bir maddi karşılığı olsaydı belki benim kazandığım paraya yakın olurdu. Evet haklısınız günün birinde ben de çalışamayacak durumda kalabilirim. Bu da hayatın getirebileceği bir şey. Ama ben kötü olasılıkları düşünerek hayatımızı devam ettirmek için ne kadar çok alternatif çıkış yolumuz olursa o kadar rahat olacağımızı anlatmaya çalışıyorum. Ve açık söyleyeyim ben çalışan bir kadın olmasaydım da bir genç kızımız buraya gelip böyle bir fikir sorduğunda asla çalışmamayı övmezdim. Çünkü onun eşinin sizinki gibi olabilme ihtimali çok ama çok düşük. Biz çalışan kadınların bile ezilebildiği bir ülkedeyiz ki nerede kaldı çalışmayan kadınlar çok rahat yaşasınlar. Tekrar rica ediyorum konuyu kişiselleştirmeden toplum genelini düşünerek yazın yorumlarınızı. Ayrıca benim kocamla aramdaki ilişki birbirimizi ezip geçme üzerine kurulu değil. Ne ben 'aman kocamı ezip geçmeyeyim' deyip aklımdaki bir doğrudan vazgeçecek bir kadınım ne de kocam böyle bir kadın ister yanına yoldaş olarak. Ve evet bir kadının belki de en büyük mirası yetiştirdiği çocuklardır. Ama bu konuda bile çalışan bir kadın olmak kişisel görüşüme göre çok daha artı yönleri olan bir durum. Çalışan, kendi kendine yetebilen, ekonomik yönden bağımsız ve her şart altında ayakta kalabilecek bir kadının yetiştirdiği bir çocukla bunlara sahip olmayan bir kadının yetiştirdiği çocuğun aynı olacağını düşünmüyorum açıkcası. Ha sakın bunu da yanlış anlayıp üstünüze alınmayın. Ev hanımı olup çok değerli evlatlar yetiştiren kadınlarımız yok mu? Elbette var ama ben yine toplumun geneli adına konuşuyorum.
Sizi çok iyi anlıyor ve diyorum ki Nasrettin Hoca misali ya tutarsa diye hayat mı geçer? Ya kocam beni bırakırsa, ya çalışmam gerekirse, ya şu olursa, ya bu olursa...Gelecekte ne olacağını nereden bilebilir insan, he mecbur kalırım merdiven siler çocuğuma bakarım o ayrı ama nedir yani bu tasa ya da garanticilik ! Çalışan hanımlar çocuklarını günde kaç saat görebiliyor sanıyorsunuz? Çoğu evladına hasret yaşıyor.Çok üzücü bir durum bence.Zorunlu kalıp çalışanların Allah yardımcısı olsun ama siz de olaya kişisel bakmaktan çıkın.Tüm çalışan hanımlar sabahları evden şıkır şıkır giyinip, keyif içinde çalışılan bir ortamında mı emek veriyorlar sanıyorsunuz? Çalışma hayatı öyle çok eğlenceli bir hayat mı?Çalışan çoğu kadının da kocaları zamanla onları bankamatik gibi görebilir neticede.Çevremde de var öyle tipler.Hanımını, kızını çalıştırıp içkiye, kumara yatıran da çok ülkemizde.Peki onlara yazık değil mi?
 
Sizi çok iyi anlıyor ve diyorum ki Nasrettin Hoca misali ya tutarsa diye hayat mı geçer? Ya kocam beni bırakırsa, ya çalışmam gerekirse, ya şu olursa, ya bu olursa...Gelecekte ne olacağını nereden bilebilir insan, he mecbur kalırım merdiven siler çocuğuma bakarım o ayrı ama nedir yani bu tasa ya da garanticilik ! Çalışan hanımlar çocuklarını günde kaç saat görebiliyor sanıyorsunuz? Çoğu evladına hasret yaşıyor.Çok üzücü bir durum bence.Zorunlu kalıp çalışanların Allah yardımcısı olsun ama siz de olaya kişisel bakmaktan çıkın.Tüm çalışan hanımlar sabahları evden şıkır şıkır giyinip, keyif içinde çalışılan bir ortamında mı emek veriyorlar sanıyorsunuz? Çalışma hayatı öyle çok eğlenceli bir hayat mı?Çalışan çoğu kadının da kocaları zamanla onları bankamatik gibi görebilir neticede.Çevremde de var öyle tipler.Hanımını, kızını çalıştırıp içkiye, kumara yatıran da çok ülkemizde.Peki onlara yazık değil mi?

Verilen örneklerin tamamı, ilerisine yönelik.

Ama şunu söyleyeyim. Erkek parasını kumara yatırıyorsa, kadın çekmesin boşansın. Erkek dövüyorsa kadın çekmesin boşansın. Aldatıyorsa, boşansın. Eziyorsa, küfrediyorsa, hakaret ediyorsa, boşansın...

Evladına hasret kalanlar, hem evle hem işle ilgilenmek zorunda olanlar. Erkeklerin çoğunu tembelliğe biz alıştırıyoruz. Anneler paşam paşam diye yetiştiriyor, kadınlar da kendini ezdiriyor, çalışanı da çalışmayanı da. Sonra şikayet ediyoruz.Kocası yardım etse, çocuğuna da vakit ayıracak belki ama ben erkeğim deyip kenara çekiliyorlar.

En baştan evliliği belli bir zemine oturtmak lazım. Çalışan kadında eşiyle paylaşacak sorumluluğu, bütün yükü üzerine almayacak. Erkekte eğer merhametli düzgün bir insansa yardımcı olur zaten. Ayrıca iyi kazanan da evine yardımcı alıyor, bir şekilde çalışan bir kadın başka bir kadını da iş sahibi yapmış oluyor.
 
Hayata bakis tarzi cok onemli. Calisanlarin calismayanlari koca parasi yiyor ya da birey olmanin sorumlulugunu almiyor diye nitelendirmek yanlis. Evi cekip cevirmek, ekonomisine katkida bulunacagim diye ugrastigin vatana hayirli ve layik bir evlat yetistirmek, bu evlatlarin egitimleriyle, hayattan almalari gereken derslerle ilgilenmek, disarda didinip duran ese huzurlu bir ortam saglamak hic mi onemli degil? Calismak isteyene saygi duyuldugu gibi aile birligindeki isleri bolusup evde calismayi tercih eden bayanlari hor gormeyelim, cahil ilan etmeyelim arkadaslar.. Bu ulkenin ilerlemesi icin sadece disarda calisan insanlara ihtiyac yok...
Ev hanımlarını asla koca parası yiyor olarak görmüyorum.
Toplumumuzun büyük çoğunluğunda erkek evde yemek yapma görevine sahip değilse kadında çalışmak zorunda değil.
Çalışmak bazen zorunluluk, bazen kişisel zevk, bazen daha lüks bir yaşam isteği, bazende gelecekten endişe etmek kadınlar için.
Ama evlatların eğitimleri, hayattan almaları gereken derslerle falan çalışan bayanların evhanımlarından daha çok ilgilendiğine inanıyorum.
Çalışan kadınlar işe gidiyorlar diye çocuklarıyla ilgilenmiyor değiller. Aksine OECD ülkeleri arasında yapılan eğitim araştırmalarında Türkiyede anne- babanın her ikisininde çalıştığı ailelerdeki çocukların ,sadece babanın çalıştığı ailelerdeki çocuklara oranla hem çok daha başarılı hemde çok daha özgüvenli olduğu ispatlanmış.
Annenin çalışması genel olarak çocuğun gelişiminde artı rol oynuyor.
 
Calisan annelerde hayirli ve güçlü evlatlar yetistirir.benim amacim asla asagilamak degil aksine birey olmayi tesvik etmek. Ksura bakmayin ama para kazanmiyorsanuz hayatinizin devami icin birey degilsiniz.birinin karisi yada birinin kizisiniz.birey olmamayi hakaret olarak algilamayin.benim düşüncem dunyaya bir amacla geldigime inanmak.sadece cocuk yapmak ve bir adami mutlu etmek olmamali bir kadinin görevi. O yüzden kadinlarin calismasi cok onemli.evde börek yapip satadabilir mesela istenirse calismak zor degil.

Yazimin ilk cumlesinde calismanin bir tercih meselesi oldugunu ve calisanlara da saygim oldugunu soyledim zaten. Calisanlar da iyi evlat yetistirir elbet ancakbir ev hanımı kadar evladıyla vakit geçirebilir mi? Anneanne babaanen ya da kreşle paylaşılmaz mı evladın yetiştirilmesi? Size karakalem portre ressamı olduğumu ve sipariş aldığımda çizdiğimi de söyledim. Üstelik bir kadın forumunda uzun zaman yazı yazdım. Şimdi ben o işleri yaparken bireyim, şimdi değil miyim? Ev hanımının amacı çocuk bakıp, eş mutlu etmek değil elbette, öyle mi algılandı yazdıklarım acaba? Evlilik birliğinde mutluluk da ortak, para da, huzur da. Ama iş bölümü yapılıp koca dışarıyı kadın evi tercih ettiyse bunda gocunulacak ya da "bir birey değilim" diye düşünülecek bir durum olduğunu düşünmüyorum. Kadın zaten evde yeterince çalışıyor, ben daha önce de dediğim gibi ev hanımlığını da iş olarak görüyorum. Kaldıki eve bakmanın kocanın asli görevi olduğu aile hukukumuzda da aynı dini yönden bakarsanız da aynı.

Yine söylüyorum, bu iş tercih meselesi. İkisini de hakkıyla yapanlara sonsuz saygı duyuyorum. Biri diğerinden üstün değil hakkıyla yapana...
 
merhabalar elimden geldiğince katılmaya çalışıyorum aranıza ben 26 yaşındayım özel sektör işcisiyim yakın çevremde bir tane bile çalışan evli bayan yok ve bende çalışmayı hiç mi hiç istemiyorum şuan baba evinde mecburiyetim olduğu için çalışıyorum ( babam sağolsun el iyisi ) ama evliliğim de çalışmak bana göre değil gibime geliyor. çalışmayıp evde oturup koca parası yiyip mutlu olan bayan hiç yok mu ( benim etrafımda da ev hanımı olup mutlu olan insan sayısı çok az ama ben dualarımla kaderimin güzel olacağına inanıyorum ) biraz yardımcı olur musun fikirleriniz nelerdir vs. gibi ama lütfen rica ediyorum tartışmaya meyilli yaklaşmayın inanın hiç böyle tartışmaya meyilli bir insan değilim hepinizi görmeden yakından tanımadan seviyorum iyi eğlenceler :)

Konu sahibi satış kasiyerlik gibi bir alanda çalıştığını yazmışsın. Sanırım butik gibi küçük bir yerde sigortasız çalışıyorsun. Neden öyle bir yerde çalışmayı tercih ettiğini sorabilir miyim?

Kayseri küçük bir şehir değil. Bir sürü AVM vardır orada. Penti, Koton, Defacto, Zara gibi çeşit çeşit markalar var ve sadece giyimde değil biliyorsun. Market, teknoloji, iç giyim, saat, aksesuar, bakım, sabun gibi ürünler üzerine bir sürü marka ve mağaza var. Kariyer.netten CV oluştur ve buralara başvur. En kötü 1.200 tl maaş ve + prim sistemi ile çalışıyorlar. Yol+ yemek şirkete ait.

Ben geçen yıl çalıştım AVM'de part time. Prim dahil 700 liraya yakın maaşım vardı. Yol+yemek şirkete aitti. Yarı zamanlı sigortamı da yatırdılar. Senin sektöründe iş çok, neden daha iyisini aramıyorsun? Tam zamanlı olanlar 1600 tlye yakın maaş alıyorlardı primle. Hatta Zara gibi büyük markalarda 2.500 tlyi buluyor full time olanların maaşı primle.

Ayrıca müdür yardımcısı ve müdür olabiliyorsun. Bölge müdürlüğüne hatta yönetime kadar yükselenler var. Açık öğretimden işletme oku, ve böyle bir yerde iş bulup çalışmaya başla. Senden küçük hatta benden küçük olup müdür olanlar vardı, performansa göre. Şimdi böyle bir yerde işe girsen, 5,6 yıla müdür olursun ki müdürlerin çalışma saatleri satış temsilcileri gibi değil. Ayrıca maaşları da 3.000 tlyi buluyor diye biliyorum yine primle tabi.
 
Ev hanımlarını asla koca parası yiyor olarak görmüyorum.
Toplumumuzun büyük çoğunluğunda erkek evde yemek yapma görevine sahip değilse kadında çalışmak zorunda değil.
Çalışmak bazen zorunluluk, bazen kişisel zevk, bazen daha lüks bir yaşam isteği, bazende gelecekten endişe etmek kadınlar için.
Ama evlatların eğitimleri, hayattan almaları gereken derslerle falan çalışan bayanların evhanımlarından daha çok ilgilendiğine inanıyorum.
Çalışan kadınlar işe gidiyorlar diye çocuklarıyla ilgilenmiyor değiller. Aksine OECD ülkeleri arasında yapılan eğitim araştırmalarında Türkiyede anne- babanın her ikisininde çalıştığı ailelerdeki çocukların ,sadece babanın çalıştığı ailelerdeki çocuklara oranla hem çok daha başarılı hemde çok daha özgüvenli olduğu ispatlanmış.
Annenin çalışması genel olarak çocuğun gelişiminde artı rol oynuyor.

Fikirlerimiz çoğunlukla uyuşuyor. Elbetteki her ev hanımı hakkıyla çocuk yetiştiremez, her çalışanın hakkıyla çocuk yetiştiremeyeceği gibi. Kastettiğim sadece "işini hakkıyla yapan" bir ev hanımının çocuklarıyla daha kaliteli zaman geçireceğidir. Lütfen "işini hakkıyla yapan" cümlemi dikkate alın. :)
 
Doğrusunu istersen düşüncene saygı gösteriyorum kısmen aynı his ve düşüncedeyiz. Evlendiğim zaman çocuğum oldugunda ve daha sonrasında bende calısmak istemiyorum, şartlar allah izin verirse uygun olur ve hiç bir bayan calısmak zorunda kalmaz..
Hem ev işi hem çocuk hem iş çok zor.. Bayanın çalışma mecburiyeti olmaması çok güzek gerçekten :)
 
merhabalar elimden geldiğince katılmaya çalışıyorum aranıza ben 26 yaşındayım özel sektör işcisiyim yakın çevremde bir tane bile çalışan evli bayan yok ve bende çalışmayı hiç mi hiç istemiyorum şuan baba evinde mecburiyetim olduğu için çalışıyorum ( babam sağolsun el iyisi ) ama evliliğim de çalışmak bana göre değil gibime geliyor. çalışmayıp evde oturup koca parası yiyip mutlu olan bayan hiç yok mu ( benim etrafımda da ev hanımı olup mutlu olan insan sayısı çok az ama ben dualarımla kaderimin güzel olacağına inanıyorum ) biraz yardımcı olur musun fikirleriniz nelerdir vs. gibi ama lütfen rica ediyorum tartışmaya meyilli yaklaşmayın inanın hiç böyle tartışmaya meyilli bir insan değilim hepinizi görmeden yakından tanımadan seviyorum iyi eğlenceler :)
Bn calismiyorum ayrica koca parasi yemek deyiminiz cok kaba bir erkek evine esine bakmali zaten o sorumluluk olmali koca parasi yemek ne demek onu anlamadim parasini yemek icin biriyle evlenmek gibi birsey mi cok kaba yazmissiniz
 
Yazimin ilk cumlesinde calismanin bir tercih meselesi oldugunu ve calisanlara da saygim oldugunu soyledim zaten. Calisanlar da iyi evlat yetistirir elbet ancakbir ev hanımı kadar evladıyla vakit geçirebilir mi? Anneanne babaanen ya da kreşle paylaşılmaz mı evladın yetiştirilmesi? Size karakalem portre ressamı olduğumu ve sipariş aldığımda çizdiğimi de söyledim. Üstelik bir kadın forumunda uzun zaman yazı yazdım. Şimdi ben o işleri yaparken bireyim, şimdi değil miyim? Ev hanımının amacı çocuk bakıp, eş mutlu etmek değil elbette, öyle mi algılandı yazdıklarım acaba? Evlilik birliğinde mutluluk da ortak, para da, huzur da. Ama iş bölümü yapılıp koca dışarıyı kadın evi tercih ettiyse bunda gocunulacak ya da "bir birey değilim" diye düşünülecek bir durum olduğunu düşünmüyorum. Kadın zaten evde yeterince çalışıyor, ben daha önce de dediğim gibi ev hanımlığını da iş olarak görüyorum. Kaldıki eve bakmanın kocanın asli görevi olduğu aile hukukumuzda da aynı dini yönden bakarsanız da aynı.

Yine söylüyorum, bu iş tercih meselesi. İkisini de hakkıyla yapanlara sonsuz saygı duyuyorum. Biri diğerinden üstün değil hakkıyla yapana...
Ben eve bakmanin kocanin gorevi oldugunu dusunmuyorum. Adamin basina birsey gelse birakip gidicek misin peki?hersey gelebilir insanin basina.calismak ve sigortan olmasi seni güçlü yapar.ayrica calisan kadinda ayni zamanda ev hanimi.inan bana senden bin kat daha yoruluyorlar.cocugu yetistirmek icin her dakka dipdibe olmak zorunda degilsin.ayrica kreste kendi yasitlari ve ogretmenletiyle cok kaliteli zaman gecirir .benim ogretemeyecegim şeyleri ogretmeni ogretebilir çünku cocuk yetistirmeyi benden daha profesyonel bir şekilde yapiyor.ayni zamanda benlede vakit geçirir aksamlari.sorumluluk alir.mesela benim kuzenimin annesi calisan bir kadindi.bizimkiler ev hanimi.hepimizden basarili oldu egitim hayatinda.daha küçücük yasta yemek yapmayi ogrendi.ben onun yasindayken cay bile demlemeyi bilmezdim mesela calisan kadinlarin cocuklari asla eksik kalmiyor aksine daha basarili oluyor hayatta.
 
Back
X