- 6 Nisan 2010
- 1.622
- 164
- 163
samanthacim, fikir ozgurulugune saygisiz olmaksizin bu nasil bir dusunce anlamiyorum bir kere konu ile hic alaka bulamadim, soylediklerin bir insanin hayattaki yasam disi seyler bunlar. Ne demek "ar, namus, haya, ahlak, etik, onur, gurur, şeref, sadakat, ego, kıskançlık gibi kavramlar olmasa çok daha mutlu olurduk" butun bu saydiklarin canlinin bir parcasi, bu duygular genlerde fiziksel degerler degil, manevi degerler, bunlari sadece bir tanesi olsa bile insan yasamayaz, yasmamizin anlami bile kalmaz. Her canlinin bir ozelligi var, biz insalar akil gibi kutsal bir varliga sahibiz, kopeklerden yani hayvanlardan da farkimiz bu, bir beyine sahipiz. Sen simdi dusunmemize, yorum etmemize saglayan beynimizi kopegin depremi hisseden hissinie karsi satmak mi istersin? Olabilcek dogal affetleri hissetme kabiliyeti olsaydi bizde, hayvanlarin dunyada bir anlami kalmazdi. fakat hayvanlar bizim gibi bir beyine sahip olsalardi, dunyayi hayvanlar hele basta olacak cirtici hayvanlar hucum ederdi. Bu dusuncelerini hangi ideoloji'den aliyorsun merak ediyorum. Bir insanin duygularini bu kadar hafife sineye cekmen hic hos degil. Eger etik onur gibi saydiginin ozellikler olmasaydi sadece ve sadece sehvet duygularimiz icin hayvanlar gibimi yasasak?Aslında düşünüyorum da ar, namus, haya, ahlak, etik, onur, gurur, şeref, sadakat, ego, kıskançlık gibi kavramlar olmasa çok daha mutlu olurduk. Devamlı olması gereken şekilde oldurtmak için çırpınıyoruz. Dokunduğum insana başkası dokunuyor diye neden acı çekeyim ki? Ortada var olmayan hiçbir somutluğu olmayan bir neden var ve ben bunu göremiyorum ciddi anlamda. Hep tetikteyiz ama aynı zamanda hep savunmasızız. Doğamızı bile değiştirdik. Yavrusu bu kadar güçsüz, patetik durumda olan başka bir memeli var mı? İnsan yavrusu ne kadar aciz. Büyüdükçe güçleniyoruz(!):
kadin tum verimligi koreliyor derken, tutku koreliyor derken, butun bunlari insan ariyor. Eger hayattaki gercek yasamanin gercek anlamini bilioyrsa hic bir guzellik (tutku, sevismek, aci cekmek, huzun, mutlu, gulmek aglamak) korelmez. Gulmek icin bazen agalamak gerek.Bu yüzden belki de hayat kadınlarının ve kumarbazların çok canlı olduklarını düşünüyorum. Kavramlar yüzünden bu gelinen ruhsuz insan psikolojisinde kadının tüm verimliliği köreliyor. Dolayısıyla nesiller de köreliyor. Tutku mesela. Sevişmenin tutkulu olabilmesi için kadının kendini bırakabilmesi ve tutkulu olması lazım. Erkeğin tutkusu erkeğin tutkusundan öteye gidemez ama kadının tutkusu sevişmeyi ilahi kılar. Tutku ise değişkenlikten, çeşitlilikten doğar.
kendinde soyluyorsun, tutku degiskenlikten ve cesitlilikten dogar, eger hem ayni duyguda kalirsak veya yasami bir monoton hayata baglarsak elbette tad alamyiz ama bunu nefsimiz kolesi yapmak icin degil. Aklimizin kolesi yapmak icin. Cunku bunu unutma ama akli kalb yonetirse kalb cok aci ceker, cunku hep istediklerine gider fakat iyiligi ve kotulugu ayirt edemez. Ama eger kalbi akil kontrol ederse, guzel gorunen seyden onu uyarabilir en azindan. Akil iyiligi ve kotulugu ayirt edebilmekte cok sukur.
Sen galiba erkek ve kadin arasinda esitsizligi one vuruyorsun halbuki dogada, biolojik olarak bakirlirsa erkegin guclu oldugu yerde kadin gucsuz fakat kadinin guclu oldugu yerde erkek gucsuzdur, bu iki cins bir elmanin iki yarisidir. birbirini tamamlar.Geldiğimiz insanoğlu noktasında ise arada kalmak can yakıyor. İpin üstünde oynayamıyorsun, bir tarafa düşmen icap ediyor. Ya tamamen öyle olmak zorundasın ya tamamen böyle; ama oynayabilsek güzel olmaz mıydı… Ki benim için artık ütopya değil bu durum. Gerçekçi olmak gerekirse erkekler her şeyi bulabilecekleri birini arıyor. O zamana kadar da o aradıkları her şeyi, farklı kadınlardan derleme toplama yoluna gidiyorlar kendilerini yormamak için. Biz ise bulduğumuz insana aradığımız her şeyi yüklemeye çalışıyoruz. Tabi hata veriyor. Onların tabiatını daha samimi buluyorum açıkçası genelde. Doğalarına bırakıldıklarında daha iyi hayvanlar, ama toplum kültürüne sokulduklarında daha az insanlar. Günümüz koşullarında erkek gibi hayvan, kadın gibi insan olmak güzel kısacası. Bana kalırsa hep beraber başa dönmeliyiz. Biyolojik farklılıklar var ama özde birbirini tamamlayan iki parçayız. Dayatmalara takılmadan, kendi kendimizi yormadan, anı yaşayarak, mutlu olduğumuz zevk aldığımız her şeyi yaparak, durup dinlenerek, etrafı seyrederek, yaşadığının farkına vararak, düşünmeden son’a kadar akıp gitmeliyiz. Asıl olması gereken bu.
Hukuki acidan bakilirsa da henuz bazi haklar yerlerine oturmamaktadir bunu ztn hepimiz sahidiniz. Bunun sebebi de ne? Insan oglunun gercek adaleti yeterince yerine oturtmamasi. Bu ne bati da tamamlandi nede Dogu da.
Kisacasi bu dediklerin bana cok anlamsiz ve utopik geldi. Tip egitim almis biri olarak bu dediklerini Ilim egitimi almis biri oldugun halde sana pek yakistiramadim.
Son düzenleme: