Biz de önceden benim aileme her haftasonu bir akşam giderdik. Hiç hoşuma gitmiyordu. İki haftada bir çok daha iyi oluyor. Öyle babam, kardeşim, eşim ve ben telefonla oynuyoruz, ya da ben telefonla oynamak yerine kitap okuyorum, annem de muhabbet etmeye çalışıyor yazık tek başına. Biz böyle ara ara katılıyoruz. Eşim aslında yapmazdı böyle, çok saygılıdır. Ama her gittiğimizde babamın elinde telefon, e ne yapsın o da... Kendi kendine mi muhabbet etsin. Arada muhabbet de oluyor tabi, eşimi de benden çok severler resmen ama zamanın çoğu böyle geçiyor.
Ama babam çok ısrarcıydı, gelmeyince biz panik olup hemen arardı. Niye gelmediniz noldu.. Ben bu hafta gelemeyeceğiz deyince eşimi aramalar falan bile yaptı bir iki kez.
Şimdi babam yok annemle kardeşim yaşıyor. İki haftada bir falan gidiyoruz. Biraz daha da uzağa taşındılar zaten. Eşim de genel olarak onların banka işlerini falan yapıveriyor bilgisayardan, benim de keza yapacağım bir şeyler oluyor genelde. Resmi işleri çok. Ama çok daha fazla konuşuyoruz. Eşim de ben de pek telefon kitap çıkarmıyoruz artık.
Eşimin ailesine bayramlarda gidiyorum genelde sadece. Ve ben de sıkılıyorum konu sahibi gibi. Kendi ailemden ayırdığım için de değil. Ama kendi ailemle de sıkılıyorum ne yapayım... Beni hiç ilgilendirmeyen şeyler konuşuyorlar, eşim de bir köşede evin genç üniversiteli çocuğu gibi bilgisayarıyla ilgileniyor, bir yandan muhabbete dalıyor falan. Ben de diğer köşede yine kitabımlayım.
Çocuklarla bir sorunum yok ama severim onun yeğenlerini. Sadece birden çok çocuk olup bunlar kedime sardıkları zaman çok stres oluyorum. Çocuk kedimin peşinden koşuyor, kedi kaçıyor, anneler bir yandan ben gördüm saldırdı çocuğuma diye tutturuyor. Nedenmiş patisini atmış ona doğru.. E oyun oynasın diye ısrar ediyor çocuklar onun da bildiği oyun o yani... Hiç saldıran kedi görmemişler. Eski kedim vardı benim, onun canının istemediği anda sevmeye kalktım diye bir pati atardı elim baştan başa yarılırdı...