Kayınvalide problemim. Yardımınıza ihtiyacım var.

Biraz uzun olacak çünkü çok doldum artık anlatmak istiyorum. Ne çevreme ne aileme anlatamıyorum. Neden bilmiyorum ama kimseye dile getirip konuşmak istemiyorum.

Geçtiğimiz Temmuz ayında evlendik. Aileler iyi kötü destek oldu sayılır. Eşimin ailesi çok ilgisiz davrandı ama son dk yine de biraz destek oldular. Bir şekilde borçsuz evlendik sayılır. Düğünde gelen takıların bir kısmıyla eşimin düğün için elden aldığı borçlar ödendi. Geri kalanıyla idarelik bir araba aldık. Eşim 3300 ben 2800 maaş alıyoruz. Kirada oturuyoruz. 1300₺ kira artı aidat ödüyoruz. Araba alınca biraz masrafı çıktı derken kartlara açıldık. Şu an kendimizi zor döndürüyoruz. Ay ortasına geldiğimizde elimizde hiçbir şey kalmıyor tekrar karta yükleniyoruz. Buna rağmen ailesi çok iyi durumdayız sanıyorlar. Annesi her bir araya geldiğimizde para üzerinden imada bulunuyor.

Eşimin 2 erkek kardeşi var biri daha lisede. Diğeri de çalışıyor ve henüz hayatında biri yok. Ailesiyle yaşadığı için haliyle eve bir şeyler alıyor. Küçük kardeşin her masrafını karşılıyor. Eşim uzun bir süre işsizdi. İş bulduğu gibi nişanlandık. Öyle olunca düğün için eşya alıp ödemeye başladı eve destek olamadı hiç. Sanırım bu yüzden evlenmesini pek istemediler. Babası beni başından beri hiç istemedi çünkü. Sebebinin biraz bu olduğunu düşünüyorum. Mesela annesi küçük kardeşe diyor ki her şeyini x abin alıyor. Y abin (eşim) sana ne alıyor diyip gülüyor. Aklınca şaka yapıyor. Ortanca oğlunu yere göğe sığdıramıyor tapıyor resmen. Babası da öyle. Eve bir şeyler alıyor diye anlat anlat bitiremiyorlar. Eşim küçük kardeşine oynamıyorsan play stationu alayım biraz oynarım dedi. Kardeşi al abi oynamıyorum dedi. Babası ben ona bir şey yükledim film izliyorum ondan diyip vermedi. O kadar üzüldüm ki eşime. Çok tuhaf geldi. Birkaç hafta sonra ortanca kardeş küçüğe dedi ki play stationu topla bir arkadaşıma vericem. Babası da oradaydı ağzını açıp tek kelime etmek. Eşimle göz göze geldik hemen. O kadar üzüldüm ki eşimin o duruma düşmesine.

Geçen gün eşimin halasında hep birlikte oturuyoruz. Kayınvalidem halanın küçük kızına telefondan bir şey soruyor. O Arada bir bildirim geldi. Kız bildirimi sesli okudu. Bahtsız Bedevi alsın yazıyor dedi. Hemen tahmin ettim ama hiç anlamamış gibi davrandım. Sonra kayınvalidem telefonu geri çekti ne yapacağını bilemedi falan. Sonra mesajı açıp eşime gösterdi. Komşusu elbise beğenmiş. Yazmış ki ben gelinime aldırıyorum sana da bahtsız Bedevi alsın. Sanki benim annem yok. Annem babam bu yaşa getirmişler bir kuruşumun hesabını yapmazlar. Giderken ekmek alsam zorla parasını cebime sokmaya çalışırlar. Sevdiğim içeceğe kadar alıp, patates soğan hatta deterjan ne varsa doldurup beni arıyorlar gel sana bir şeyler vereceğiz diye. Ne zaman gitsem elim kolum dolu geliyorum evime. Ona rağmen benden bir iğne bile beklemez ailem. Yeterki ben iyi olayım isterler. Ama eşimin annesi sürekli böyle. O akşam ısrarla elbise lafı edip bana da gösterdi bu elbiseyi alacam ama nasıl sipariş edilir bilmiyorum dedi. Ben de sinir oldum eşime dedim annen elbise istiyor galiba bi Bakar mısın. Telefonu ona verdim. Daha önce de bana böyle elbise gösterdi güzel mi falan diye. Ben de evet sana yakışır al demiştim. Oysaki ben hep diyordum ki hediye de alırım hiç sakınmam. Ama bu yaptıkları çok itici geliyor.



Mesela sürekli her gidişimizde doğum günlerini sıralıyor. Kasım’da babanın aralıkta küçük oğlanın ocakta ortancanın doğum günü. Bol bol pasta yiyeceğiz falan diyor. Sürekli bunu söylüyor. Eşim herhalde ailesindeki bireylerin doğum gününü biliyordur bana duyuruyor pasta alıp gidelim diye. Ben önceden diyordum ki herkesin doğum gününde bi sürpriz bi şey yaparım. Yani bu zorlukta bile parasında değilim. Ama söyledikçe itici geliyor. Babasının doğum gününde on defa aradı pasta alıp gelin diye bahane uydurdum gitmedim. Eşim de işe giderken pasta alıp kapıdan vermiş.

Evdeki bekar kardeş ufak çapta bir giyim mağazası açmaya çalışıyor. Eş dost arkadaşları destek oluyorlar bir şeyler alıyorlar dükkana. Tabi ki eşim de abi olarak bir şey yapmak istiyor ama elimizde şu an yok. Olsa hiç lafını etmem asla. Ben de olsa ben veririm yeterki eşim kötü hissetmesin ama cidden şu an destek olacak durumda değiliz. Annesi diyor ki x dükkan açıyor diye bilmem kim masayla koltuğunu almış. Şu gitmiş dükkandan şimdiden 500₺ Lik alışveriş yapmış falan. Sürekli her bir araya geldiğimizde istisnasız para lafı geçiyor. Aslında bizim de sıkışık olduğumuzu söylemek gerekiyor ama öyle pat diye konuya girilmiyor. Zaten hiç sormuyorlar ne durumdasınız geçinebiliyor musunuz diye. Mesela abimin eşi bile beni arayıp sormuştu nasılsın yeni evlendiniz durumlar nasıl diye. 2 hafta karantinada kaldık ikimizin de maaşlarının yarısı kesildi mesela. O süreçte hemen abim sordu ne durumdasınız maaşınız kesilecek sigortadan yatana kadar bari destek olayım diye ısrar etti. Eşim ailemden destek almadığı için geri çevirdim. Açıkçası kimseden destek almak istemeyiz zaten bi şekilde geçiniyoruz ama hiç mi sormaz bir anne baba. Sormuyorsan da beklentin olmasın bari.

bir de sürekli gidelim istiyor. Bu sanırım tüm gelinlerin ortak derdi burada. Karantinada her gün aradı. Bir gün arayınca ben aramasam aramıyorsunuz dedi. Daha dün konuştuk diyorum olsun arayın diyor. Bir gün içimden geldi aradım. Diyor ki böyle ara işte beni bak ne olur. E zaten aramışım yani. Sonra sürekli çağırıyor. Zaten eşi beni istemiyor bariz belli. Ben de eşim yokken yalnız gitmek istemiyorum haliyle. Birlikte gidip biraz oturup dönüyorum. Her gün arayıp çağırıyor. Bir keresinde eşim söylemiş ben yokken çağırma. Babamın davranışlarından rahatsız olup üzülüyor demiş. Bana küstü bir süre. Sonra ben de kendisine ifade ettim. İstemediğinin farkındayım lütfen bana gel diye ısrar etme gelmek istemiyorum dedim. Yok yok o herkese öyle falan dedi. Hayır kimse kimseyi sevmek zorunda değil benden hoşlanmıyor dedim ben de. O yüzden de gitmiyorum pek. Ama kayınvalidem o kadar ısrarcı ki. Sürekli beni alıp akrabalarına götürmek istiyor. Bir kere kırmayıp gittim on kapı yaptık. Şimdi bi de araba var diye eşim ne zaman 4-12 olsa yakama yapışıyor.

Şimdi okullar uzaktan eğitime geçti ben de evden online çalışacağım. Diyor ki sana tatil dimi şimdi evdesin. Hayır tatil değil evden çalışmaya devam ediyorum diyorum hııımm diyor. Yani onu çalışmaktan saymıyor. Haftaya eşim yine 4 de işe gidecek, gece 1 e kadar yok. Diyor ki sana gelirim haftaya nasıl olsa y yok. Sanki damadı. O evdeyken gelsene ben ne yapacağım seninle saatlerce. Eşimi gece 1 de servisten almaya giderken onu da eve bırakırmışım. Kabus resmen. Artık dayanamıyorum. Eşim beni anlıyor ama bu durumu çözmek için bir şey yapmıyor. Çünkü annesi daha önce bir hastalık geçirmiş diye üzerine gitmek istemiyor. Hastalığı öne sürüyormuş annesi. Şu an uzağa taşınma şansımız da yok kira sözleşmemiz temmuza kadar devam ediyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Eşimle de tartışmaya başladık bu yüzden. Sinir oldukça ondan çıkarıyorum acısını. Sessiz kalması canımı sıkıyor. Amacım gidip annesine bağırıp çağırması değil ama bi şekilde çözmesi gerektiğini düşünüyorum. Aşırı iletişimsiz. Asla hiçbir şey söylemiyor. Bu durum artık dayanılmaz oldu benim için. Kayınvalidem arayınca açmıyorum. Ne için aramıştır diye tahmin edip vereceğim cevabı tasarlayıp öyle açıyorum. sürekli atlatmaya çalışıyorum. Her aradığında ya çağırıyor ya gelmek istiyor ya da bi yere gidelim diyor. Hem de gün aşırı. Bi de diyo ki bebek olunca daha içli dışlı olcaz gidip gelcez. Allahtan henüz hamile falan değilim.
Araba aldığımızda hayırlı olsun kazasız belasız kullanın dedi. Lafın gelişi hep beraber falan dedim. Tabi hep beraber canım kızım sizin malınız bizim malımız dedi. Hep böyle bir ayağına yer etme çabası.

Lütfen biraz fikir verin ne yapayım nasıl davranayım? Her şeye rağmen kırmak üzmek de istemiyorum. Kimsenin üzüntü sebebi olmak istemem. Hele ki eşimin annesini hiç. Çünkü ne kadar beni haklı görse de annesi üzülünce muhtemelen eşim de üzülür. Hastalığı süresince çok üzülmüş çünkü annesine.
Sizin diğer konuyu okudum tüm yorumlarla beraber. Şimdi de bunu okudum. Şimdi çoğu yorumlar yangına ateşle gitmiş. Siz objektif olarak eşinizin iyi kötü yanlarınıda yazmaya çalışmışsınız. Sizin eşinizi çok sevdiğini, onun için çok kırıldığınızı, maddiyata pek önem vermediğinizi ama kendinizi yanlış yansıttığınızı ve eşinize manevi olarak yeterli gelecek güven duygusunu veremediğinizi ve onu da yeterince anlamadığınızı düşünüyorum. Eğer boşanırsanız da şuan anlayamadığınız şeyleri ileride anlayıp içinizde burukluk kalacağını da düşünüyorum. Maalesef fazla duygusal davranıyorsunuz. Çok duygusal olun itirazım yok ama daha aklı selim daha temkinli daha ileri görüşlü olmanızı tavsiye ederim. Eşinizle ilgili tespitlerim de eşinizin ailesi içinde kendini dışlanmış ve ezik hissettiğini ve sizi de çok sevdiğini düşünüyorum. Eşinizin zaten sizden maddi bir beklentisi yok ama kendi rızanızla ona destek olmanız hoşuna gidiyordur. Eşiniz annesinin para konularında sıkıntılı bir tip olduğunu, ortanca kardeşe bunun için ilgi gösterdiğini, yeterince sevilmediğini düşündüğünü düşünüyorum. Ve bence bu eşinizin bildiği ama henüz gerçeklerle yüzleşecek cesareti olmadığını, bunun için sizin, aile-kardeş olayına müdahil olmanızı fazlaca sert karşıladığını, bu onun çok yaralı olduğu bir konu olduğunu, içine attığını anlıyorum. Zaten eşiniz size bana para ver falan diyen bir adam değil. Altın senin, araba senin, maaşın senin diyor. Bu konularda maalesef eşiniz ailesinden düzgün bir şey görmemiş. Baba bile play station için yok film yükledim demiş. Bu bir babanın diyeceği laf mı? Altı üstü nedir o onun evladı sonuçta. Eşiniz bence içten içe bunların farkında ve gönlü kırık. Ketumluğu bundan. Çünkü annesi anne olsa ortanca oğlunu eve para sokuyor diye kayırmaz. Hiç hoş değil. Eşiniz bunları gördüğü için bir nevi kendini ispat etmek de istiyor sonuçta yaşı kaç olursa olsun o bir anne-babanın da çocuğu. Bir tarafı çocuk. Anladığım kadarıyla siz aileniz konusunda şanslısınız. O değil. Sizin bunu anlamanız lazım. O ortaklık meselesinde de size maddi konularda karışmanızı istememesi çünkü annesinin huylarını görür gibi oluyor. Aslında anneye falan içten içe kızgın,kırgın. Yeterince sevilmediğini düşünüyor ve anne paracı maalesef. Onun için siz kadınlar hep böylesiniz diyor. Ağlamana gelince yalnız hissediyorsun, değersiz hissediyorsun fakat bence asık değersizlik duygusunu yaşaysn eşin. Eğer eşinin sana karşı ketumluğunu aşmasını istiyorsan, her şeyi konuşsun kendini tutmasın ve sevgisini belli etsin istiyorsan biraz sabretmeli ve bunu sen başarmalısın. Bunlarla uğraşmayı genelde kimse istemez. Herşey mükemmel olsun, kolay olsun isterler. Boşanmak en kolay yoludur. Çok az insan diğer yolu seçer. Çünkü yorucu olabilir. Seni sevmese altın senin hakkın, araba senin, maaşın senin demez. Sana saygı duyuyor. Ailesi dışında her konuda fikrini alıyor ve genelde sen ne dersen de o oluyor. Aile onun hassas noktası demiştik, yaralı. Yine o konuda da seninle paylaşıyor çünkü o da ailesinde bazı şeyleri onaylamıyor ama yeterince sevilmemiş o yüzden hırçın ve tam anlamıyla silemiyor da, öyle ortada gidiyor, kafası karışık. Şimdi sende kafasını karıştırmış oldun. Seni sevmese oturup başında beklemez, kapıdan bakmaz. Bunu sevmeyen hiç kimse yapmaz. Sen ellerinden kayıp gidiyorsun bunu görüyor ama bir şey söyleyemiyor. Aşamıyor kendisini. Duygusal olarak özünde sen ondan çok çok güçlüsün çünkü zayıf olsan oturalım, konuşalım, çözelim demezsin. Senin bu değersiz hissetmen hep değerli hissedilmeyi bildiğin için bu olaylar sana ağır geldi. Ama eşin bunu hissedememiş. Onun için ailevi konularda, sevgi bağı olduğu kişilere karşı çaresiz hissediyor. Ona göre sürekli ağlamanı tam anlayamıyor ama üzülüyor. Teselli de edemiyor komşukar duyar diye öne sürüyor. Zaten teselli edebilecek olsa sana sevgisini de tam hissettirir. Çok uzun yazdım ama onu açın. Konuşarak ufak ufak deşin, sevginizi şefkatinizi ve güveninizi ona tam hissettirin. Eşinizin tam sorunu değerli olduğunu hissedemediği için güvensizlik yaşadığı için bunu da size yansıtamıyor çünkü bunu yaşamamış. Bunu anlamak için iyi bakmak iyi anlamak lazım. Bunları başarırsanız aranızda çok sağlam bir bağ olur kimsenin ve hiç bir olayın koparamayacağı. Ve duygusal olarak birbirinizi yeterince tanımıyorsunuz neredeyse hiç. Yeniden tanışınca birbirinizin gözünden anlarsınız aslında ne dediğinizi ne düşündüğünüzü. Ve daha evliliğiniz çok yeni, bu sorunlar çok normal. Sizi birleştiren sevginiz dışında şuan düşünceleriniz, kişiliğiniz, bakış açınız çok farklı. Bu kadar çatışma çok normal. Birbinizi tanıyıp anladıkça ortak konularda düşünceleriniz gittikçe örtüşecek ve sanki tek bir beyin düşünüp karar veriyor gibi olacaksınız. Sen içten içe onaylamadığın bir konuda bile ona arkasında olduğunu hissettirdiğinde o zaten son anda bile o fikirden vazgeçer. Bazı erkekler sesli düşünür. Her söylediğini yapmaz. Bu arada seninde fikrini duymuş olur, buna itiraz da etse senin fikrini önemser ve son anda iş ciddiye binince vazgeçer. Sen bunun böyle olup olmadığını analiz et ve ona göre güvenini tam hissettir. Emin ol o da zarara gireceği bir işin içinde olmak istemez. Eşinin aslında kafası çalışan birisi olduğuna kanaatin varsa onun sadece şu aşamada destek görmeye ihtiyacı olacaktır. İşte o zaman itiraz ettiğin konularda daha çok ciddiye alınırsın. Birde kırgınlık olsada ayrı yatmak olmaz, bunlar da evliliği öldürür. O yatağa gelmesede sen yanına git yat. Ayrı düşünsek de ayrı yatmak olmaz deyin üslubunuz nasılsa. Kadınlar ne kadar hassassa duygusalsa bir tarafları çocuksuysa da erkekler de çok farklı sayılmaz. Biz hemen ağlarız onlar ağlayamazda. Çok ağlayan kadın görürüm ama erkek çok nadirdir. Onlar da çok üzülür ama genelde içine atarlar. Yani çok uzun yazdım artık sen iyice düşün bir de bu açıdan bak. Anladığım kadarıyla eşin kötü biri değil, aptal da değil, seni sevmeme durumu da yok. Yalnız duygusal konularda kendini ifade etmesini pek bilmiyor. Eğer bazı şeyleri aşmayı başarabilirseniz aranıza ufak yalanların bile gireceğini sanmıyorum. İnsan hastalık boyutunda veya dolandırıcı boyutunda yalancı değilse bunun muhakkak temelinde bir sebebi vardır. Kırmamak, kaybetmemek, çözümsüz tartışmalara girmemek vs. Birbini çok iyi tanıyan iki insan aradında yalan da kalmaz. Sizin adil biri olduğunuzu düşündüm. Doğru bir karar vereceğinizi sanıyorum. Umarım herşey gönlünüzce olur.
 
Sizin diğer konuyu okudum tüm yorumlarla beraber. Şimdi de bunu okudum. Şimdi çoğu yorumlar yangına ateşle gitmiş. Siz objektif olarak eşinizin iyi kötü yanlarınıda yazmaya çalışmışsınız. Sizin eşinizi çok sevdiğini, onun için çok kırıldığınızı, maddiyata pek önem vermediğinizi ama kendinizi yanlış yansıttığınızı ve eşinize manevi olarak yeterli gelecek güven duygusunu veremediğinizi ve onu da yeterince anlamadığınızı düşünüyorum. Eğer boşanırsanız da şuan anlayamadığınız şeyleri ileride anlayıp içinizde burukluk kalacağını da düşünüyorum. Maalesef fazla duygusal davranıyorsunuz. Çok duygusal olun itirazım yok ama daha aklı selim daha temkinli daha ileri görüşlü olmanızı tavsiye ederim. Eşinizle ilgili tespitlerim de eşinizin ailesi içinde kendini dışlanmış ve ezik hissettiğini ve sizi de çok sevdiğini düşünüyorum. Eşinizin zaten sizden maddi bir beklentisi yok ama kendi rızanızla ona destek olmanız hoşuna gidiyordur. Eşiniz annesinin para konularında sıkıntılı bir tip olduğunu, ortanca kardeşe bunun için ilgi gösterdiğini, yeterince sevilmediğini düşündüğünü düşünüyorum. Ve bence bu eşinizin bildiği ama henüz gerçeklerle yüzleşecek cesareti olmadığını, bunun için sizin, aile-kardeş olayına müdahil olmanızı fazlaca sert karşıladığını, bu onun çok yaralı olduğu bir konu olduğunu, içine attığını anlıyorum. Zaten eşiniz size bana para ver falan diyen bir adam değil. Altın senin, araba senin, maaşın senin diyor. Bu konularda maalesef eşiniz ailesinden düzgün bir şey görmemiş. Baba bile play station için yok film yükledim demiş. Bu bir babanın diyeceği laf mı? Altı üstü nedir o onun evladı sonuçta. Eşiniz bence içten içe bunların farkında ve gönlü kırık. Ketumluğu bundan. Çünkü annesi anne olsa ortanca oğlunu eve para sokuyor diye kayırmaz. Hiç hoş değil. Eşiniz bunları gördüğü için bir nevi kendini ispat etmek de istiyor sonuçta yaşı kaç olursa olsun o bir anne-babanın da çocuğu. Bir tarafı çocuk. Anladığım kadarıyla siz aileniz konusunda şanslısınız. O değil. Sizin bunu anlamanız lazım. O ortaklık meselesinde de size maddi konularda karışmanızı istememesi çünkü annesinin huylarını görür gibi oluyor. Aslında anneye falan içten içe kızgın,kırgın. Yeterince sevilmediğini düşünüyor ve anne paracı maalesef. Onun için siz kadınlar hep böylesiniz diyor. Ağlamana gelince yalnız hissediyorsun, değersiz hissediyorsun fakat bence asık değersizlik duygusunu yaşaysn eşin. Eğer eşinin sana karşı ketumluğunu aşmasını istiyorsan, her şeyi konuşsun kendini tutmasın ve sevgisini belli etsin istiyorsan biraz sabretmeli ve bunu sen başarmalısın. Bunlarla uğraşmayı genelde kimse istemez. Herşey mükemmel olsun, kolay olsun isterler. Boşanmak en kolay yoludur. Çok az insan diğer yolu seçer. Çünkü yorucu olabilir. Seni sevmese altın senin hakkın, araba senin, maaşın senin demez. Sana saygı duyuyor. Ailesi dışında her konuda fikrini alıyor ve genelde sen ne dersen de o oluyor. Aile onun hassas noktası demiştik, yaralı. Yine o konuda da seninle paylaşıyor çünkü o da ailesinde bazı şeyleri onaylamıyor ama yeterince sevilmemiş o yüzden hırçın ve tam anlamıyla silemiyor da, öyle ortada gidiyor, kafası karışık. Şimdi sende kafasını karıştırmış oldun. Seni sevmese oturup başında beklemez, kapıdan bakmaz. Bunu sevmeyen hiç kimse yapmaz. Sen ellerinden kayıp gidiyorsun bunu görüyor ama bir şey söyleyemiyor. Aşamıyor kendisini. Duygusal olarak özünde sen ondan çok çok güçlüsün çünkü zayıf olsan oturalım, konuşalım, çözelim demezsin. Senin bu değersiz hissetmen hep değerli hissedilmeyi bildiğin için bu olaylar sana ağır geldi. Ama eşin bunu hissedememiş. Onun için ailevi konularda, sevgi bağı olduğu kişilere karşı çaresiz hissediyor. Ona göre sürekli ağlamanı tam anlayamıyor ama üzülüyor. Teselli de edemiyor komşukar duyar diye öne sürüyor. Zaten teselli edebilecek olsa sana sevgisini de tam hissettirir. Çok uzun yazdım ama onu açın. Konuşarak ufak ufak deşin, sevginizi şefkatinizi ve güveninizi ona tam hissettirin. Eşinizin tam sorunu değerli olduğunu hissedemediği için güvensizlik yaşadığı için bunu da size yansıtamıyor çünkü bunu yaşamamış. Bunu anlamak için iyi bakmak iyi anlamak lazım. Bunları başarırsanız aranızda çok sağlam bir bağ olur kimsenin ve hiç bir olayın koparamayacağı. Ve duygusal olarak birbirinizi yeterince tanımıyorsunuz neredeyse hiç. Yeniden tanışınca birbirinizin gözünden anlarsınız aslında ne dediğinizi ne düşündüğünüzü. Ve daha evliliğiniz çok yeni, bu sorunlar çok normal. Sizi birleştiren sevginiz dışında şuan düşünceleriniz, kişiliğiniz, bakış açınız çok farklı. Bu kadar çatışma çok normal. Birbinizi tanıyıp anladıkça ortak konularda düşünceleriniz gittikçe örtüşecek ve sanki tek bir beyin düşünüp karar veriyor gibi olacaksınız. Sen içten içe onaylamadığın bir konuda bile ona arkasında olduğunu hissettirdiğinde o zaten son anda bile o fikirden vazgeçer. Bazı erkekler sesli düşünür. Her söylediğini yapmaz. Bu arada seninde fikrini duymuş olur, buna itiraz da etse senin fikrini önemser ve son anda iş ciddiye binince vazgeçer. Sen bunun böyle olup olmadığını analiz et ve ona göre güvenini tam hissettir. Emin ol o da zarara gireceği bir işin içinde olmak istemez. Eşinin aslında kafası çalışan birisi olduğuna kanaatin varsa onun sadece şu aşamada destek görmeye ihtiyacı olacaktır. İşte o zaman itiraz ettiğin konularda daha çok ciddiye alınırsın. Birde kırgınlık olsada ayrı yatmak olmaz, bunlar da evliliği öldürür. O yatağa gelmesede sen yanına git yat. Ayrı düşünsek de ayrı yatmak olmaz deyin üslubunuz nasılsa. Kadınlar ne kadar hassassa duygusalsa bir tarafları çocuksuysa da erkekler de çok farklı sayılmaz. Biz hemen ağlarız onlar ağlayamazda. Çok ağlayan kadın görürüm ama erkek çok nadirdir. Onlar da çok üzülür ama genelde içine atarlar. Yani çok uzun yazdım artık sen iyice düşün bir de bu açıdan bak. Anladığım kadarıyla eşin kötü biri değil, aptal da değil, seni sevmeme durumu da yok. Yalnız duygusal konularda kendini ifade etmesini pek bilmiyor. Eğer bazı şeyleri aşmayı başarabilirseniz aranıza ufak yalanların bile gireceğini sanmıyorum. İnsan hastalık boyutunda veya dolandırıcı boyutunda yalancı değilse bunun muhakkak temelinde bir sebebi vardır. Kırmamak, kaybetmemek, çözümsüz tartışmalara girmemek vs. Birbini çok iyi tanıyan iki insan aradında yalan da kalmaz. Sizin adil biri olduğunuzu düşündüm. Doğru bir karar vereceğinizi sanıyorum. Umarım herşey gönlünüzce olur.
Vakit ayırıp fikir vermeye çalıştığınız için çok teşekkür ederim. O kadar iyi geldi ki söyledikleriniz. Her söylediğinizde sonuna kadar haklısınız. Olaylardan sonra eşimle de bi gece sabaha kadar konuştuk. Benzer cümlelerle o da sizin söylediklerinizi anlatmaya çalıştı. Bir kez olsun ona güvenmemi istedi benden. ben de öyle yapmaya çalışacağım elimden geldiğince. Diğer konuları okuduysanız bana defalarca yalan söylediğini de biliyorsunuz. Bundan dolayı güvensizlik hissediyorum ama yine de evliliğime bir şans vermek istiyorum.

sevgiye gelince ondan nasıl emin olabilirim bilmiyorum. Eşimden 3 yaş büyüğüm ben. Bunu çok fazla kafama taktım. Henüz tam olarak aştığım da söylenemez. Sorun yaş değil belki yanlış ifade ediyorum. Kendimi beğenmediğim için de olabilir. Bizim nişan ve düğün sürecimiz pandemiye denk geldi. Öncesinde de benim komplekslerim nedeniyle flört döneminde de tanışmadım kimseyle. Birkaç kez teklif etmişti arkadaşlarıyla pikniğe gitmeyi tanışmayı ama öyle kalmıştı flört döneminde. Sonra da kimseyle tanışmadım. Ailesi ve akrabaları dışında kimseyle tanışmıyorum. Düğüne gelen arkadaşlarından bir tanesinin eşi sosyal hesabımdan takip etmişti onun dışında başka kimseyle bağlantım yok. Şu süreçte evden çıkmadığımız için kimseyle de karşılaşmıyoruz. Arkadaşlarını yemeğe çağırmamı çok istiyor ama süreç böyle olunca erteledik haliyle.
1 ay kadar önce de bununla ilgili de bir konu açmıştım. Eşim bir arkadaşının düğününe beni götürmek istememişti. Başka bir arkadaşı eşime beni sormuş getirecek misin diye. Eşim de orda herkes alkol alır getirmek istemiyorum yazmış. Arkadaşı da kendi eşini getireceğini söylemişti. Herkes kendi masasında oturacak kim ne yapıyorsa yapsın demişti. Bence de mantıklı olan oydu. Ben yazışmasını okuyarak bunu görmüştüm ve dayanamayıp neden beni götürmek istemediğini sormuştum. Çoğu erkek erkeğe geliyor kimse eşini sevgilisini getirmeyecek demişti. Yine de istiyorsan birlikte gidelim demişti ama gitmedim. Neticede istemiyordu gitmemi. O gün diğer arkadaşı eşiyle gitmişti kız sosyal hesaptan her anını paylaştı nikahın. Nikahtan sonra eşim iyi ki gelmedin Ayşe de masada çoğu zaman yalnız oturdu dedi. Eşi arkadaşlarının yanına geçmiş arka tarafa. Erkek erkeğe vakit geçirmişler. Ayşe de instagramdan takipleştiğim kız. Ben de olsun birlikte oturabilirdik Ayşe’yle demiştim. Cevap verememişti buna. Hala diğer erkeklerden bazılarının arabada gidip alkol aldığını falan anlatıp durdu. Birkaç tanesi kız arkadaşını getirmiş ama onlar da beraber gidip alkol almışlar arabada. Ben orda ne yapacakmışım. Bu arada eşim ve Ayşe’nin eşi alkol almıyor. Yani çok saçma bir düşünceydi bana göre götürmeme gerekçesi. Ben de yanına yakıştırmadığını ya da ortama beni yakıştırmadığını düşünmüştüm.

Evet komplekslerim var ama bunların çoğunun kompleks olduğunun farkındayım. ortalama bir tipim. Aşırı kilolu değilim (olabilirdim de, kendimi tarif etmek için söylüyorum). Yerine göre giyindiğimi ve davrandığımı düşünüyorum. Sonuç olarak beni götürmek istemeyişine üzülmüştüm ve belki bundan sonra yine böyle bir şey olsa yine götürmeyecek ya da ben üzülmeyeyim diye götürmek isteyecek bilemiyorum.

aklından geçenleri bilmeyi çok isterdim. Sürekli bir şeyler kurmaktan vazgeçebilmeyi de.
 
Vakit ayırıp fikir vermeye çalıştığınız için çok teşekkür ederim. O kadar iyi geldi ki söyledikleriniz. Her söylediğinizde sonuna kadar haklısınız. Olaylardan sonra eşimle de bi gece sabaha kadar konuştuk. Benzer cümlelerle o da sizin söylediklerinizi anlatmaya çalıştı. Bir kez olsun ona güvenmemi istedi benden. ben de öyle yapmaya çalışacağım elimden geldiğince. Diğer konuları okuduysanız bana defalarca yalan söylediğini de biliyorsunuz. Bundan dolayı güvensizlik hissediyorum ama yine de evliliğime bir şans vermek istiyorum.

sevgiye gelince ondan nasıl emin olabilirim bilmiyorum. Eşimden 3 yaş büyüğüm ben. Bunu çok fazla kafama taktım. Henüz tam olarak aştığım da söylenemez. Sorun yaş değil belki yanlış ifade ediyorum. Kendimi beğenmediğim için de olabilir. Bizim nişan ve düğün sürecimiz pandemiye denk geldi. Öncesinde de benim komplekslerim nedeniyle flört döneminde de tanışmadım kimseyle. Birkaç kez teklif etmişti arkadaşlarıyla pikniğe gitmeyi tanışmayı ama öyle kalmıştı flört döneminde. Sonra da kimseyle tanışmadım. Ailesi ve akrabaları dışında kimseyle tanışmıyorum. Düğüne gelen arkadaşlarından bir tanesinin eşi sosyal hesabımdan takip etmişti onun dışında başka kimseyle bağlantım yok. Şu süreçte evden çıkmadığımız için kimseyle de karşılaşmıyoruz. Arkadaşlarını yemeğe çağırmamı çok istiyor ama süreç böyle olunca erteledik haliyle.
1 ay kadar önce de bununla ilgili de bir konu açmıştım. Eşim bir arkadaşının düğününe beni götürmek istememişti. Başka bir arkadaşı eşime beni sormuş getirecek misin diye. Eşim de orda herkes alkol alır getirmek istemiyorum yazmış. Arkadaşı da kendi eşini getireceğini söylemişti. Herkes kendi masasında oturacak kim ne yapıyorsa yapsın demişti. Bence de mantıklı olan oydu. Ben yazışmasını okuyarak bunu görmüştüm ve dayanamayıp neden beni götürmek istemediğini sormuştum. Çoğu erkek erkeğe geliyor kimse eşini sevgilisini getirmeyecek demişti. Yine de istiyorsan birlikte gidelim demişti ama gitmedim. Neticede istemiyordu gitmemi. O gün diğer arkadaşı eşiyle gitmişti kız sosyal hesaptan her anını paylaştı nikahın. Nikahtan sonra eşim iyi ki gelmedin Ayşe de masada çoğu zaman yalnız oturdu dedi. Eşi arkadaşlarının yanına geçmiş arka tarafa. Erkek erkeğe vakit geçirmişler. Ayşe de instagramdan takipleştiğim kız. Ben de olsun birlikte oturabilirdik Ayşe’yle demiştim. Cevap verememişti buna. Hala diğer erkeklerden bazılarının arabada gidip alkol aldığını falan anlatıp durdu. Birkaç tanesi kız arkadaşını getirmiş ama onlar da beraber gidip alkol almışlar arabada. Ben orda ne yapacakmışım. Bu arada eşim ve Ayşe’nin eşi alkol almıyor. Yani çok saçma bir düşünceydi bana göre götürmeme gerekçesi. Ben de yanına yakıştırmadığını ya da ortama beni yakıştırmadığını düşünmüştüm.

Evet komplekslerim var ama bunların çoğunun kompleks olduğunun farkındayım. ortalama bir tipim. Aşırı kilolu değilim (olabilirdim de, kendimi tarif etmek için söylüyorum). Yerine göre giyindiğimi ve davrandığımı düşünüyorum. Sonuç olarak beni götürmek istemeyişine üzülmüştüm ve belki bundan sonra yine böyle bir şey olsa yine götürmeyecek ya da ben üzülmeyeyim diye götürmek isteyecek bilemiyorum.

aklından geçenleri bilmeyi çok isterdim. Sürekli bir şeyler kurmaktan vazgeçebilmeyi de.
Rica ederim canım, yardım isteyen bir dosta yardımcı olmaya çalıştım :) Müsait olunca yazdıklarınızı bir daha okuyup yazacağım. Hiç aranızda büyük bir sorun yok, dedim ya yeterince tanıyamamakla ilgili ufak tefek sorunlar var. Gönlünüz ferah olsun, eşiniz sizi seviyor ve hatta çok seviyor bence :)
 
Biraz uzun olacak çünkü çok doldum artık anlatmak istiyorum. Ne çevreme ne aileme anlatamıyorum. Neden bilmiyorum ama kimseye dile getirip konuşmak istemiyorum.

Geçtiğimiz Temmuz ayında evlendik. Aileler iyi kötü destek oldu sayılır. Eşimin ailesi çok ilgisiz davrandı ama son dk yine de biraz destek oldular. Bir şekilde borçsuz evlendik sayılır. Düğünde gelen takıların bir kısmıyla eşimin düğün için elden aldığı borçlar ödendi. Geri kalanıyla idarelik bir araba aldık. Eşim 3300 ben 2800 maaş alıyoruz. Kirada oturuyoruz. 1300₺ kira artı aidat ödüyoruz. Araba alınca biraz masrafı çıktı derken kartlara açıldık. Şu an kendimizi zor döndürüyoruz. Ay ortasına geldiğimizde elimizde hiçbir şey kalmıyor tekrar karta yükleniyoruz. Buna rağmen ailesi çok iyi durumdayız sanıyorlar. Annesi her bir araya geldiğimizde para üzerinden imada bulunuyor.

Eşimin 2 erkek kardeşi var biri daha lisede. Diğeri de çalışıyor ve henüz hayatında biri yok. Ailesiyle yaşadığı için haliyle eve bir şeyler alıyor. Küçük kardeşin her masrafını karşılıyor. Eşim uzun bir süre işsizdi. İş bulduğu gibi nişanlandık. Öyle olunca düğün için eşya alıp ödemeye başladı eve destek olamadı hiç. Sanırım bu yüzden evlenmesini pek istemediler. Babası beni başından beri hiç istemedi çünkü. Sebebinin biraz bu olduğunu düşünüyorum. Mesela annesi küçük kardeşe diyor ki her şeyini x abin alıyor. Y abin (eşim) sana ne alıyor diyip gülüyor. Aklınca şaka yapıyor. Ortanca oğlunu yere göğe sığdıramıyor tapıyor resmen. Babası da öyle. Eve bir şeyler alıyor diye anlat anlat bitiremiyorlar. Eşim küçük kardeşine oynamıyorsan play stationu alayım biraz oynarım dedi. Kardeşi al abi oynamıyorum dedi. Babası ben ona bir şey yükledim film izliyorum ondan diyip vermedi. O kadar üzüldüm ki eşime. Çok tuhaf geldi. Birkaç hafta sonra ortanca kardeş küçüğe dedi ki play stationu topla bir arkadaşıma vericem. Babası da oradaydı ağzını açıp tek kelime etmek. Eşimle göz göze geldik hemen. O kadar üzüldüm ki eşimin o duruma düşmesine.

Geçen gün eşimin halasında hep birlikte oturuyoruz. Kayınvalidem halanın küçük kızına telefondan bir şey soruyor. O Arada bir bildirim geldi. Kız bildirimi sesli okudu. Bahtsız Bedevi alsın yazıyor dedi. Hemen tahmin ettim ama hiç anlamamış gibi davrandım. Sonra kayınvalidem telefonu geri çekti ne yapacağını bilemedi falan. Sonra mesajı açıp eşime gösterdi. Komşusu elbise beğenmiş. Yazmış ki ben gelinime aldırıyorum sana da bahtsız Bedevi alsın. Sanki benim annem yok. Annem babam bu yaşa getirmişler bir kuruşumun hesabını yapmazlar. Giderken ekmek alsam zorla parasını cebime sokmaya çalışırlar. Sevdiğim içeceğe kadar alıp, patates soğan hatta deterjan ne varsa doldurup beni arıyorlar gel sana bir şeyler vereceğiz diye. Ne zaman gitsem elim kolum dolu geliyorum evime. Ona rağmen benden bir iğne bile beklemez ailem. Yeterki ben iyi olayım isterler. Ama eşimin annesi sürekli böyle. O akşam ısrarla elbise lafı edip bana da gösterdi bu elbiseyi alacam ama nasıl sipariş edilir bilmiyorum dedi. Ben de sinir oldum eşime dedim annen elbise istiyor galiba bi Bakar mısın. Telefonu ona verdim. Daha önce de bana böyle elbise gösterdi güzel mi falan diye. Ben de evet sana yakışır al demiştim. Oysaki ben hep diyordum ki hediye de alırım hiç sakınmam. Ama bu yaptıkları çok itici geliyor.



Mesela sürekli her gidişimizde doğum günlerini sıralıyor. Kasım’da babanın aralıkta küçük oğlanın ocakta ortancanın doğum günü. Bol bol pasta yiyeceğiz falan diyor. Sürekli bunu söylüyor. Eşim herhalde ailesindeki bireylerin doğum gününü biliyordur bana duyuruyor pasta alıp gidelim diye. Ben önceden diyordum ki herkesin doğum gününde bi sürpriz bi şey yaparım. Yani bu zorlukta bile parasında değilim. Ama söyledikçe itici geliyor. Babasının doğum gününde on defa aradı pasta alıp gelin diye bahane uydurdum gitmedim. Eşim de işe giderken pasta alıp kapıdan vermiş.

Evdeki bekar kardeş ufak çapta bir giyim mağazası açmaya çalışıyor. Eş dost arkadaşları destek oluyorlar bir şeyler alıyorlar dükkana. Tabi ki eşim de abi olarak bir şey yapmak istiyor ama elimizde şu an yok. Olsa hiç lafını etmem asla. Ben de olsa ben veririm yeterki eşim kötü hissetmesin ama cidden şu an destek olacak durumda değiliz. Annesi diyor ki x dükkan açıyor diye bilmem kim masayla koltuğunu almış. Şu gitmiş dükkandan şimdiden 500₺ Lik alışveriş yapmış falan. Sürekli her bir araya geldiğimizde istisnasız para lafı geçiyor. Aslında bizim de sıkışık olduğumuzu söylemek gerekiyor ama öyle pat diye konuya girilmiyor. Zaten hiç sormuyorlar ne durumdasınız geçinebiliyor musunuz diye. Mesela abimin eşi bile beni arayıp sormuştu nasılsın yeni evlendiniz durumlar nasıl diye. 2 hafta karantinada kaldık ikimizin de maaşlarının yarısı kesildi mesela. O süreçte hemen abim sordu ne durumdasınız maaşınız kesilecek sigortadan yatana kadar bari destek olayım diye ısrar etti. Eşim ailemden destek almadığı için geri çevirdim. Açıkçası kimseden destek almak istemeyiz zaten bi şekilde geçiniyoruz ama hiç mi sormaz bir anne baba. Sormuyorsan da beklentin olmasın bari.

bir de sürekli gidelim istiyor. Bu sanırım tüm gelinlerin ortak derdi burada. Karantinada her gün aradı. Bir gün arayınca ben aramasam aramıyorsunuz dedi. Daha dün konuştuk diyorum olsun arayın diyor. Bir gün içimden geldi aradım. Diyor ki böyle ara işte beni bak ne olur. E zaten aramışım yani. Sonra sürekli çağırıyor. Zaten eşi beni istemiyor bariz belli. Ben de eşim yokken yalnız gitmek istemiyorum haliyle. Birlikte gidip biraz oturup dönüyorum. Her gün arayıp çağırıyor. Bir keresinde eşim söylemiş ben yokken çağırma. Babamın davranışlarından rahatsız olup üzülüyor demiş. Bana küstü bir süre. Sonra ben de kendisine ifade ettim. İstemediğinin farkındayım lütfen bana gel diye ısrar etme gelmek istemiyorum dedim. Yok yok o herkese öyle falan dedi. Hayır kimse kimseyi sevmek zorunda değil benden hoşlanmıyor dedim ben de. O yüzden de gitmiyorum pek. Ama kayınvalidem o kadar ısrarcı ki. Sürekli beni alıp akrabalarına götürmek istiyor. Bir kere kırmayıp gittim on kapı yaptık. Şimdi bi de araba var diye eşim ne zaman 4-12 olsa yakama yapışıyor.

Şimdi okullar uzaktan eğitime geçti ben de evden online çalışacağım. Diyor ki sana tatil dimi şimdi evdesin. Hayır tatil değil evden çalışmaya devam ediyorum diyorum hııımm diyor. Yani onu çalışmaktan saymıyor. Haftaya eşim yine 4 de işe gidecek, gece 1 e kadar yok. Diyor ki sana gelirim haftaya nasıl olsa y yok. Sanki damadı. O evdeyken gelsene ben ne yapacağım seninle saatlerce. Eşimi gece 1 de servisten almaya giderken onu da eve bırakırmışım. Kabus resmen. Artık dayanamıyorum. Eşim beni anlıyor ama bu durumu çözmek için bir şey yapmıyor. Çünkü annesi daha önce bir hastalık geçirmiş diye üzerine gitmek istemiyor. Hastalığı öne sürüyormuş annesi. Şu an uzağa taşınma şansımız da yok kira sözleşmemiz temmuza kadar devam ediyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Eşimle de tartışmaya başladık bu yüzden. Sinir oldukça ondan çıkarıyorum acısını. Sessiz kalması canımı sıkıyor. Amacım gidip annesine bağırıp çağırması değil ama bi şekilde çözmesi gerektiğini düşünüyorum. Aşırı iletişimsiz. Asla hiçbir şey söylemiyor. Bu durum artık dayanılmaz oldu benim için. Kayınvalidem arayınca açmıyorum. Ne için aramıştır diye tahmin edip vereceğim cevabı tasarlayıp öyle açıyorum. sürekli atlatmaya çalışıyorum. Her aradığında ya çağırıyor ya gelmek istiyor ya da bi yere gidelim diyor. Hem de gün aşırı. Bi de diyo ki bebek olunca daha içli dışlı olcaz gidip gelcez. Allahtan henüz hamile falan değilim.
Araba aldığımızda hayırlı olsun kazasız belasız kullanın dedi. Lafın gelişi hep beraber falan dedim. Tabi hep beraber canım kızım sizin malınız bizim malımız dedi. Hep böyle bir ayağına yer etme çabası.

Lütfen biraz fikir verin ne yapayım nasıl davranayım? Her şeye rağmen kırmak üzmek de istemiyorum. Kimsenin üzüntü sebebi olmak istemem. Hele ki eşimin annesini hiç. Çünkü ne kadar beni haklı görse de annesi üzülünce muhtemelen eşim de üzülür. Hastalığı süresince çok üzülmüş çünkü annesine.
Başta benim kayınvalidem de böyleydi ben bı gitmedim iki gitmedim 3.den sonra kesti çok nadir çağırır şimdi bı sokak var aramızda kayınvalide ve görümce ile habire habire çağırırlar di ben gitmezdim eşim sağolsun benden yana baştan beri hiç bişey demez hatta ben ona demiştim bı konu açıldığında sende tepkini göster her zaman her zaman gidilip gelinmiyceginin benim devamlı onların yanında olmayacagimin ben kızıyorum de dedim o uygun dille ifade etti 2 sinin yanındayken sesleri cikmiyo şimdi çok fazla misafir den de soguguyuz kayınvalide ile çok nadirdir gittiğim annemlere daha çok geliyoruz eşimle birlikte uzak olmasına rağmen arada laf söyler bı sokak var falan diye tinlamam gitmem ne işim var kayinbabam emekli evde nasıl rahat edeyim kaynım gece gündüz vardiyalı calisiyo oda evde oluyo rahat olamam biliyo sağolsun eşim seslenmiyo gelir giderimize de karışamaz kusura bakmasın herkesin evi yolu ayrı beraber yemiyoruz beraber kazanmiyoruz şu an tüp bebek yaptırdık bı kere bile daha paranız varmı demedi birikmiş ten tükettiğimizide bildiği halde üstelik gidip ev aldı sıfır kendine ultra lüks bizde tadilat için ayırdığımız parayı kullandik mecburen kimseden bişey beklemiyoruz tabi ama söylenmesi bile insana değer veriyo
 
Benim kv de özellikle bir şey istemez almayın, çalışıyorsunuz biriktirin evinizi alın, kendinize harcayın der.
Ama bizimki de gırtlağa kadar borçlu olduğumuzu biliyor :)
Sen al karşına kv deni konuş, durumlardan bahset.
Baktın anlamıyor sert dille anlatırsın.
Ortanca kardeş bir zahmet yapsın bekar, ekmek elden su gölden hesabı.
Bende ilk başlarda çok sıkıntılardan geçtim hala daha geçiyorum, borçlar bitmiyor ama Allah yukarda ne zaman gitsem çanta dolusu yiyecek verir, hakkını ödeyemem.
Senin de burada yapacağın gerçeği söylemek ve mümkün mertebe kv den uzak durmak.
Bir iki ay sonra borçlar hafifliyor zaten.
İyi bilirim o durumları, Rabbim yardımcınız olsun :dua:
 
Biraz uzun olacak çünkü çok doldum artık anlatmak istiyorum. Ne çevreme ne aileme anlatamıyorum. Neden bilmiyorum ama kimseye dile getirip konuşmak istemiyorum.

Geçtiğimiz Temmuz ayında evlendik. Aileler iyi kötü destek oldu sayılır. Eşimin ailesi çok ilgisiz davrandı ama son dk yine de biraz destek oldular. Bir şekilde borçsuz evlendik sayılır. Düğünde gelen takıların bir kısmıyla eşimin düğün için elden aldığı borçlar ödendi. Geri kalanıyla idarelik bir araba aldık. Eşim 3300 ben 2800 maaş alıyoruz. Kirada oturuyoruz. 1300₺ kira artı aidat ödüyoruz. Araba alınca biraz masrafı çıktı derken kartlara açıldık. Şu an kendimizi zor döndürüyoruz. Ay ortasına geldiğimizde elimizde hiçbir şey kalmıyor tekrar karta yükleniyoruz. Buna rağmen ailesi çok iyi durumdayız sanıyorlar. Annesi her bir araya geldiğimizde para üzerinden imada bulunuyor.

Eşimin 2 erkek kardeşi var biri daha lisede. Diğeri de çalışıyor ve henüz hayatında biri yok. Ailesiyle yaşadığı için haliyle eve bir şeyler alıyor. Küçük kardeşin her masrafını karşılıyor. Eşim uzun bir süre işsizdi. İş bulduğu gibi nişanlandık. Öyle olunca düğün için eşya alıp ödemeye başladı eve destek olamadı hiç. Sanırım bu yüzden evlenmesini pek istemediler. Babası beni başından beri hiç istemedi çünkü. Sebebinin biraz bu olduğunu düşünüyorum. Mesela annesi küçük kardeşe diyor ki her şeyini x abin alıyor. Y abin (eşim) sana ne alıyor diyip gülüyor. Aklınca şaka yapıyor. Ortanca oğlunu yere göğe sığdıramıyor tapıyor resmen. Babası da öyle. Eve bir şeyler alıyor diye anlat anlat bitiremiyorlar. Eşim küçük kardeşine oynamıyorsan play stationu alayım biraz oynarım dedi. Kardeşi al abi oynamıyorum dedi. Babası ben ona bir şey yükledim film izliyorum ondan diyip vermedi. O kadar üzüldüm ki eşime. Çok tuhaf geldi. Birkaç hafta sonra ortanca kardeş küçüğe dedi ki play stationu topla bir arkadaşıma vericem. Babası da oradaydı ağzını açıp tek kelime etmek. Eşimle göz göze geldik hemen. O kadar üzüldüm ki eşimin o duruma düşmesine.

Geçen gün eşimin halasında hep birlikte oturuyoruz. Kayınvalidem halanın küçük kızına telefondan bir şey soruyor. O Arada bir bildirim geldi. Kız bildirimi sesli okudu. Bahtsız Bedevi alsın yazıyor dedi. Hemen tahmin ettim ama hiç anlamamış gibi davrandım. Sonra kayınvalidem telefonu geri çekti ne yapacağını bilemedi falan. Sonra mesajı açıp eşime gösterdi. Komşusu elbise beğenmiş. Yazmış ki ben gelinime aldırıyorum sana da bahtsız Bedevi alsın. Sanki benim annem yok. Annem babam bu yaşa getirmişler bir kuruşumun hesabını yapmazlar. Giderken ekmek alsam zorla parasını cebime sokmaya çalışırlar. Sevdiğim içeceğe kadar alıp, patates soğan hatta deterjan ne varsa doldurup beni arıyorlar gel sana bir şeyler vereceğiz diye. Ne zaman gitsem elim kolum dolu geliyorum evime. Ona rağmen benden bir iğne bile beklemez ailem. Yeterki ben iyi olayım isterler. Ama eşimin annesi sürekli böyle. O akşam ısrarla elbise lafı edip bana da gösterdi bu elbiseyi alacam ama nasıl sipariş edilir bilmiyorum dedi. Ben de sinir oldum eşime dedim annen elbise istiyor galiba bi Bakar mısın. Telefonu ona verdim. Daha önce de bana böyle elbise gösterdi güzel mi falan diye. Ben de evet sana yakışır al demiştim. Oysaki ben hep diyordum ki hediye de alırım hiç sakınmam. Ama bu yaptıkları çok itici geliyor.



Mesela sürekli her gidişimizde doğum günlerini sıralıyor. Kasım’da babanın aralıkta küçük oğlanın ocakta ortancanın doğum günü. Bol bol pasta yiyeceğiz falan diyor. Sürekli bunu söylüyor. Eşim herhalde ailesindeki bireylerin doğum gününü biliyordur bana duyuruyor pasta alıp gidelim diye. Ben önceden diyordum ki herkesin doğum gününde bi sürpriz bi şey yaparım. Yani bu zorlukta bile parasında değilim. Ama söyledikçe itici geliyor. Babasının doğum gününde on defa aradı pasta alıp gelin diye bahane uydurdum gitmedim. Eşim de işe giderken pasta alıp kapıdan vermiş.

Evdeki bekar kardeş ufak çapta bir giyim mağazası açmaya çalışıyor. Eş dost arkadaşları destek oluyorlar bir şeyler alıyorlar dükkana. Tabi ki eşim de abi olarak bir şey yapmak istiyor ama elimizde şu an yok. Olsa hiç lafını etmem asla. Ben de olsa ben veririm yeterki eşim kötü hissetmesin ama cidden şu an destek olacak durumda değiliz. Annesi diyor ki x dükkan açıyor diye bilmem kim masayla koltuğunu almış. Şu gitmiş dükkandan şimdiden 500₺ Lik alışveriş yapmış falan. Sürekli her bir araya geldiğimizde istisnasız para lafı geçiyor. Aslında bizim de sıkışık olduğumuzu söylemek gerekiyor ama öyle pat diye konuya girilmiyor. Zaten hiç sormuyorlar ne durumdasınız geçinebiliyor musunuz diye. Mesela abimin eşi bile beni arayıp sormuştu nasılsın yeni evlendiniz durumlar nasıl diye. 2 hafta karantinada kaldık ikimizin de maaşlarının yarısı kesildi mesela. O süreçte hemen abim sordu ne durumdasınız maaşınız kesilecek sigortadan yatana kadar bari destek olayım diye ısrar etti. Eşim ailemden destek almadığı için geri çevirdim. Açıkçası kimseden destek almak istemeyiz zaten bi şekilde geçiniyoruz ama hiç mi sormaz bir anne baba. Sormuyorsan da beklentin olmasın bari.

bir de sürekli gidelim istiyor. Bu sanırım tüm gelinlerin ortak derdi burada. Karantinada her gün aradı. Bir gün arayınca ben aramasam aramıyorsunuz dedi. Daha dün konuştuk diyorum olsun arayın diyor. Bir gün içimden geldi aradım. Diyor ki böyle ara işte beni bak ne olur. E zaten aramışım yani. Sonra sürekli çağırıyor. Zaten eşi beni istemiyor bariz belli. Ben de eşim yokken yalnız gitmek istemiyorum haliyle. Birlikte gidip biraz oturup dönüyorum. Her gün arayıp çağırıyor. Bir keresinde eşim söylemiş ben yokken çağırma. Babamın davranışlarından rahatsız olup üzülüyor demiş. Bana küstü bir süre. Sonra ben de kendisine ifade ettim. İstemediğinin farkındayım lütfen bana gel diye ısrar etme gelmek istemiyorum dedim. Yok yok o herkese öyle falan dedi. Hayır kimse kimseyi sevmek zorunda değil benden hoşlanmıyor dedim ben de. O yüzden de gitmiyorum pek. Ama kayınvalidem o kadar ısrarcı ki. Sürekli beni alıp akrabalarına götürmek istiyor. Bir kere kırmayıp gittim on kapı yaptık. Şimdi bi de araba var diye eşim ne zaman 4-12 olsa yakama yapışıyor.

Şimdi okullar uzaktan eğitime geçti ben de evden online çalışacağım. Diyor ki sana tatil dimi şimdi evdesin. Hayır tatil değil evden çalışmaya devam ediyorum diyorum hııımm diyor. Yani onu çalışmaktan saymıyor. Haftaya eşim yine 4 de işe gidecek, gece 1 e kadar yok. Diyor ki sana gelirim haftaya nasıl olsa y yok. Sanki damadı. O evdeyken gelsene ben ne yapacağım seninle saatlerce. Eşimi gece 1 de servisten almaya giderken onu da eve bırakırmışım. Kabus resmen. Artık dayanamıyorum. Eşim beni anlıyor ama bu durumu çözmek için bir şey yapmıyor. Çünkü annesi daha önce bir hastalık geçirmiş diye üzerine gitmek istemiyor. Hastalığı öne sürüyormuş annesi. Şu an uzağa taşınma şansımız da yok kira sözleşmemiz temmuza kadar devam ediyor. Ne yapacağım bilmiyorum. Eşimle de tartışmaya başladık bu yüzden. Sinir oldukça ondan çıkarıyorum acısını. Sessiz kalması canımı sıkıyor. Amacım gidip annesine bağırıp çağırması değil ama bi şekilde çözmesi gerektiğini düşünüyorum. Aşırı iletişimsiz. Asla hiçbir şey söylemiyor. Bu durum artık dayanılmaz oldu benim için. Kayınvalidem arayınca açmıyorum. Ne için aramıştır diye tahmin edip vereceğim cevabı tasarlayıp öyle açıyorum. sürekli atlatmaya çalışıyorum. Her aradığında ya çağırıyor ya gelmek istiyor ya da bi yere gidelim diyor. Hem de gün aşırı. Bi de diyo ki bebek olunca daha içli dışlı olcaz gidip gelcez. Allahtan henüz hamile falan değilim.
Araba aldığımızda hayırlı olsun kazasız belasız kullanın dedi. Lafın gelişi hep beraber falan dedim. Tabi hep beraber canım kızım sizin malınız bizim malımız dedi. Hep böyle bir ayağına yer etme çabası.

Lütfen biraz fikir verin ne yapayım nasıl davranayım? Her şeye rağmen kırmak üzmek de istemiyorum. Kimsenin üzüntü sebebi olmak istemem. Hele ki eşimin annesini hiç. Çünkü ne kadar beni haklı görse de annesi üzülünce muhtemelen eşim de üzülür. Hastalığı süresince çok üzülmüş çünkü annesine.
Bence hiç kaçmayın. Her arayışında inadına açın düşünmeden. Anlık bahaneler uydurun söylediği lafa göre “Temizlik yapacağım, misafirim var, misafirim gelecek, online dersim var, kursum var, biraz hastayım dinleneceğim” vs. O doğum günlerini ya da başkasının küçük oğluna aldığı şeyleri söylediğinde “aaa öyle mi babacım yaklaştı demek doğum gününüz, oo doğum günleri de sıra sıra, yaaaa ne güzel yapmış x kişi dükkana masa alarak Allah razı olsun” vb. cümleler kurun. Onun size pasta almanızı ya da küçük kardeşe yardımda bulunmadığınızı ima ettiğini anlamamış gibi yapın. Küçük kardeş ile eşinizle özel olarak konuşun ya odasına, ya evinize davet edip “kardeşim şu an sıkışık bir durumdayız, sana maddi olarak bir şey yapamıyoruz ama sana güveniyoruz ve manevi olarak hep yanındayız” deyin. Bu konuyla ilgili kayınanneniz bir şey dediğinde küçük kardeş de sizi savunur böylece. Siz yapamazsınız belki ama eşiniz maddi durumla ilgili çıtırdatsın mesela bir şeyler. Kendi yağımızda ancak kavruluyoruz, hayat zor, herkes ancak evini geçindiriyor tarzı (konu sizin maddi olarak ona buna yardım etmeyip, hediye vermenize bile gelmeden yapın ama bunu, öyle alakasız bir anda. Yeter ki öğrensinler sandıkları gibi değil her şey) hatta abartın canım, belki arabayı satarız borç harcı kapatırız deyin.

Maalesef bu yaşıma dek doğrucu Davud idim fakat anladım ki her yerde ve herkese her doğru söylenmiyor. Bu tarz ufak bahaneler hayat kurtarıyor, bunu başaran insanların ilişkileri düzgün oluyor. Öyle hep doğrucu, hiç yalansız olunca çok üzgünüm ki biz kötü oluyoruz. İyi olmak mühim de değil zaten, kendimizi bilelim yeter. Fakat iletişimin mecburen sürdüğü insanlara karşı bu üslup gerekli oluyor.

Söylediklerimi yapması kolay değil biliyorum. Kendinizi cesaretlendirin. Bir kere onlar imada bulunmadan lafınızı söyleyince, bir kere telefonda “hastayım dinleneceğim, sizi başka zaman ağırlarım” deyince gerisi kolaylaşacaktır.
 
Malesef eşinle evlendigin icin annesiylede birbirinizin yuzune bakmak zorundasiniz.Mesafe koy seni mutsuz ediyorsa acma telefonu arama umursama kim sana karisabilir eşinnbile karisamaz aman bu ne vicik viciklik ben ablamla böyle degilim sen fazla safsin kusura bakma.Iletisimi kopar rahatlarsin.Evinde keyfine bak.Takma yok gibi davran.Belliki kene gibi sirtlarda besleniyorlar kusura bakmayin bunu söylemek zorundayim.Kan emiciler dilencilikte bir is buda bir is aliskanlik.Uzak dur evin ayri en basta onlara gitme kimse izinsizde gelmez sen onu takmazsan kac gun kapina gelecek eşinin giki çikmaz sayet gidersende ona yada o gelirse mesafe koy bu kadar basit cay sikmaya degmez yeni evlesin cok normal kimseye maddi sikintini aciklamak zorunda degilsin yapmazsiniz mecburiyet yok kim nasil anliyorsa anlasin bunuda dert etme karsindakinin 1 gun umrunda olursn esin yanindaysn evinde mutluysan hicccc kimseyi takma
 
Eşiniz zamanında çalışmadığı için ve aileye faydası olmadan evlendiği için böyle davranışlara maruz kalıyor.
 
X