Kayınvalidem Çok Pis, Dayanamıyorum Bu Duruma!

6. nodaki ne olduğu belli olmayan kadife örtünün tezgah bezi olabileceğini düşündüm.:44: sabırlar dilerim.
 
Kayınvalidenizin yaşı hakkında bir bilgim yok ve tüm sayfaları okumadım;

fakat sizden yaşça büyük bir insan için bu kadar eleştiriyi ben çok ACIMASIZCA buldum....

Tabii siz bizden daha iyi bilirsiniz, siz yaşıyorsunuz orada.

Ama.. size 2 saniyelik gelen iş ona dünyanın işi gibi gelebilir. O sizle bir değil ki... nasıl kendinizle kıyaslayabildiniz anlam veremedim açıkçası.

Kimse o yaşa geldiğinizde sizin de o şekilde olmayacağınızın garantisini veremez.

Çünkü siz hiç yaşlı olmadınız ki.......

Eşinizin yerinde olsam çok çok çok üzülürdüm.



Valla temiz insan her yaşta temizdir temizliğin titizliğin yaşı olmaz. Sonuçta kadın yatalak değil ya bu kadarda pis olunmazki nasıl normal karşılıyosunuz hayret doğrusu. Yaşından dolayı iş yapmak tabiki zor gelebilir ama en azından evinin pis oldugunun farkında olup bundan rahatsızlık duyar ama kadın gayet rahat demekki yapısı böyle.
 
Arkadaşlar, bu bölümde çok daha ciddi dertleri olanlar var biliyorum. Ama benim de derdim bu işte. 1,5 yıllık evliyim ve eşimle bütün kavgalarımızın dönüp dolaşıp ailesinin temizlik, titizlik konusundaki sarsaklığına, umursamazlığına ve bu konuda çocuklarına eğitim vermediklerine dayandığını gördüm ve bu konuyu giderek daha çok takmaya başladım. Sizlere kayınvalidemin ne yazık ki olmayan temizlik anlayışından örnekler vermek istiyorum ve başlıktaki pek hoş olmayan 'pis' kelimesinin yerine neden başka bir kelime bulamadığımın takdirini sizlere bırakıyorum:

1. Kayıvalidem marulu vb. şeyleri yıkarken sadece suya basar, çıkarır. Ona göre o marul yıkanmıştır! ben sirkeli suda 1 saat bekletir her yaprağı tek tek ovalaya ovalaya yıkarım.
2. Çok değerli bir şeymiş gibi 50 kuruşluk süngeri artık süngerlikten çıkıp değişik bir canlı halini alıncaya ve bundan sonrasına kadar kullanır. Ben ayda bir atar, yenisini koyarım yerine.
3. Beli acayip derecede ağrımasına rağmen kıyamadığından mıdır nedir bilemiyorum ama bulaşık makinesini kullanmaz, elinde yıkar bulaşıkları. Eldiven de bulunmaz evinde. Ben de onlara gittiğimde o iğrenç ötesi süngere çıplak elimi sürerek bulaşıkları yıkamak zorunda kalırım. neden alıp bir sünger götürmüyorsun peki diyenlere: kendi süngerini atsam alınır da ondan..
4. Mutfağındaki süzgeçlerin delikleri pislikten artık birbiriyle birleşmiştir. Süzgeçte pislikten su akacak yer kalmamıştır. Birkaç kere gizlice onları atıp yenisini koydum yerlerine. Ama sorun benim onları yenisiyle değiştirmem değil, kocaman kadının böyle bir şeyi kendi kendine düşünememesinde.
5. Yemek yaparken yemeğin tadına bakar, yemeğin tadına bakarken kullandığı kaşığı gerisin geri yemeğin içine daldırır!
6. Mutfağında tezgahları, masayı silmek için bir bez bulunmaz. Masasının üstü hep pistir zaten. Bir de o pisliğin üzerine neye lazımsa koltuk örtüsü gibi kadife, mana veremediğim bir şey örter. Hayatımda ondan başka kimsenin masasının üzerinde öyle bir şey görmedim.
7. Temmizlik bezi olmayan mutfak temiz olur mu? Köyde falan değil, Ankara'nın en lüks semtlerinden birindeki, 3 senelik evinde yaşayan kayınvalidemin tezgahları bildim bileli kapkaradır (orjinai sütlü kahve). Ve o tezgahın üstü hep dağınıktır, çalışacak yer bulunmaz.
8. Evyenin içinde süzgeç gibi bir şey durur hep, hani sebzelerin kabukları falan dursun diye. Sevmem o şeyi, kullanmam ama amacına uygun kulanana da bir şey diyemem. Ama bizimki buna sadece sebze kabuğu gibi şeyleri atmaz, her! türlü evsel atığı atar o lavabonun içine.
9. Evinde çöp kutusu yok mu dediniz? Var tabi. Ama balkonda duran o çöpün çevresi hep yapış yapış pistir, çöpler çöp kutusundan çok çevresindedir. Ve çöp kutusunun içi yıllardır yıkanmamış gibi çöp kalıntısıdır.
10. Sofra kurarlar, tabi onlardayken ben kurarım ama onların tarzı şudur: Bıçak, peçete asla yok! Tabaklar, bardaklar hepsi ayrı bir çeşit, rastgele ortaya bırakılmış. İnsanda ne yeme zevki bırakırlar ne bir şey. Evine çağırırsın saf saf, özene bezene yemekler yapar, şık bir sofra kurarsın, yarım günde yaptığın yemeği 10 dakikada yer kalkarlar. Sofraya da beraber oturup beraber kalkma adabını bilmezler.
10. Geçenlerde onlara gittiğimizde kışlık ayakkabıları topluyordu. Bunu nasıl yapıyordu dersiniz? Kullanılmış, altları pis ayakkabıları altına maltına bakmadan hepsini kucağına toplamış aldı bir yere götürdü. Üstünün başının hep ayakkabı pisliği olduğunu geçtim, ellerini yıkamadan öylece devam etti ya hayatına.
11. Hayatınızda böyle bir şey duymadığınıza eminim: benim kayınvalidem yatılı misafir gelip gittiğinde o misafirlerin yattığı nevresimleri değiştirip de kirliye atmaz. O yorganları, yastıkları, çarşafları öyle kullanılmış haliyle, pis pis kaldırır yerlerine!
12. Oturma odalarında orta sehpanın üzerinde her daim kabukları etrafa saçılmış çerez, kabukları soyulup öylece bırakılmış meyve, kirli mendiller bulunur ve hiç rahatsız olmadan o şekilde saatler hatta günlerce kalabilirler.

Rahmetli anneciğim tertemiz, özenli bir kadındı. Yanlış anlamayın öyle temizlik, titizlik hastası gibi insana dünyayı dar eden değil, inceliği ve zerafeti ile hayatı güzelleştiren bir kadındı. Bir de görümcem var, ona isterseniz ayrıca girerim. Bu insanları görünce anneciğimin ne kadar özel bir insan olduğunu bir kez daha anlıyorum ve o olmadığı için derdimi kimseye anlatamıyorum. Sizlerle paylaşmak istedim. Teşekkürler.


Valla canım çok haklısın bu kadarda pis olunmaz gelde şimdi orda yemek ye insanın midesi kalkar Çok zor durum valla bi kadın dediğin temiz olmalı evi çiçek gibi tertemiz olmalı bende asla tahammül edemiyorum birde sürekli gördüğün görüştüğün birisi oldugu için çok zor ama yapabileceğin bişey yok mümkün oldugunca seyrek git ve yatıya kalma bence.
 
Keşke herkes temiz olsa,dinimizin gereği de Bu.Benim kayinvalidemler de ve akrabalarında da var Bu durum hem de yazsam 160 madde olur herhalde.Siz oturur şükür namazı kilarsiniz o derece .abartmıyorum.ama ben evim ayrı yolum ayrı diyorum,Allah birbirimize muhtaç etmesin diye dua ediyorum.Açıkçası bardaklar ayrı bıçak yok dediğiniz için pek samimi gelmedi sikintiniz,koylerde ne hayatlar yasaniyor bi bilseniz.....
 
Ben bu tarz konuşmalara çok sinirleniyorum açıkcası. Kayınvalidem çok pis, annem çok temiz. Herkesin temizliği kendinedir arkadaşım.
 
Ben bu tarz konuşmalara çok sinirleniyorum açıkcası. Kayınvalidem çok pis, annem çok temiz. Herkesin temizliği kendinedir arkadaşım.


bir de ne hikmetse kaynanası pis olanların anneleri çooooooooook temiz oluyor..

bu arada biz de bıçak koymuyoruz sofraya...eskiden bıçak mı varmış
:19:
 
Eleştirenler olmuş ama bende kayınvalidemin pisliğinden şikayetçiyim her nekedar aynı evde yaşamasakta ona gittiğimde yemek yemek istemiyorum evde ağır bir koku insanı rahatsız ediyor kokuya asla dayanamam içeri girmek istemiyorum koşarak kaçmak istiyorum içeri girdiğimdede mutfak tezgahında kokuşmuş yiyecekler pörsümüş sebze meyveler inanın evine hiç gitmek istemiyorum her gittiğimde derleyip toparlıyorum ama tekrar gittiğimde yine aynı malesef yeni evliyken daha çok temizliyordum ama şimdi bebğimle ilgilenmekten yapamıyorum allah sabır versin çok zor bir durum arkadaşı çok ii anlıyorum
 
Valla temiz insan her yaşta temizdir temizliğin titizliğin yaşı olmaz. Sonuçta kadın yatalak değil ya bu kadarda pis olunmazki nasıl normal karşılıyosunuz hayret doğrusu. Yaşından dolayı iş yapmak tabiki zor gelebilir ama en azından evinin pis oldugunun farkında olup bundan rahatsızlık duyar ama kadın gayet rahat demekki yapısı böyle.

Siz "temiz insanın her yaşta temiz olamadığı" durumuna rastlamamışsınız ki bu kadar rahat genelleyebiliyorsunuz.

Ama durum bu değil...

Ben de yaşlı bir ailede büyüdüm, yakından gördüm. Yaşlanınca her şey çok değişiyor.

Kendi annemden örnek vereceğim; benim annem aşırı titiz bir kadınmış. Hala öyle. Öyle ki, eve kız kardeşi gelecek diye tüm halıları silen bir kadın.
Gerçi onunki artık hastalık derecesinde. Evi her defasında kendi çabasıyla temizlemeye çalışır, yaşından ve rahatsızlıklarından dolayı çabuk yorulur, yapabileceğinin en fazlasını yaparak kendini yorardı. Tabii buna rağmen yine tam olarak yapamazdı. Ve sinirleri bozulur ağlardı. Kendini yıpratırdı. Ben o zamanlar daha küçüktüm, bu yüzden annemle hep kavga ederdik. Çünkü tüm sinirini bana yansıtırdı.

Şimdi ise... her şeyi boşvermiş durumda. Çünkü kendine zarar veriyor artık.
Benim çabalarım olmasa evi bir şeyler alıp götürecek yani. Ki benim de yapacağım en fazla bir yere kadar, öğrenciyim çünkü.
Ama ben bu durumdan çok memnunum.
Ertesi gün tekrar kirlenecek bir halı için kendini yiyip bitirip sinir hastası olacağına ev "pis" kalsın daha iyi.


Konu sahibinin kayınvalidesinin hakkında da tam olarak bir şey bilmiyorum.
Bir sürü özellik sıralanmış, bunların çoğu yetiştirilme tarzıyla alakalı...
Kadın öyle görmüş, öyle öğrenmiş ve öyle devam ettiriyor.
Ben demiyorum ki tüm bunlar çok doğru.
Sadece bu kadar eleştiri yersiz, gereksiz, hoş değil.
Hele ki eşiyle olan tartışmaları kırıcı.
Sonuçta o kadın böyle gelmiş, bu yaştan sonra da değişecek hali yok değil mi?
Ancak olduğu gibi kabul ederek bir çözüme ulaşılabilir...
 
yapı meselesi. Saydıklarının çoğu annemde var. Tartışmıyorum ben ama kendim yapıyorum . Bıraksam o süngeri 1 yıl kullanır. Annanem daha beter. Teyzemler çok titiz. Annanemi hiç anlatmıyorum bile . Tuvalete girer sifon çekmez. Azıcık yaptım onun için sifon mu cekecegım der. Sinirlenirim ama napayım yaşlı. Ben temizliyorum .
 
herkesin temizliği kendine evin ayrı yolun ayrı niye bu sebepten eşinle tartışıyorsun ki huzurunu kaçırdığına değmez:31:
 
ya bir de şey derler, çok titiz kadınlar yaşlanınca tam tersi olur, hatta kimisi dışkısıyla oynar falan..Demekki neymiş hastalık derecesinde titiz olmaya gerek yokmuş..:52: Allah sen koru Yarabbim..
 
Çok teşekkür ederim mantıklı çıkarımlarınız için.

Ne çok derdi var diyeceksiniz bu konu ile ilgili ama gerçekten de öyle, derdi taşma seviyesine gelmeden ifade eden biri değilim zaten, su deyince aklıma geldi, sularının içinde durduğu damacanaları da kapkara. Pompaları da. Ayrıca su artıma cihazları var ama ondan su içmiyorlar nedense. Ben daha temiz olduğunu düşündüğüm için arıtma cihazından gelen suyu içiyorum. Haberlerde vermişlerdi bir ara, pompaları en fazla senede bir değiştirin diye çünkü mikrop üretiyormuş. Damacanayı değiştirmeyi uzun zamandır düşünüyordum ama kayınvalidem yine alınacak gerekçesiyle yapamıyordum, en sonunda eşime yeni pompa damacana aldırıp verdirdim annesine. Sonuçta oğulları ona da alınamazlar herhalde. Yani şöyle düşünün, onlara göre o damacanayı pompayı kullanmak çok ama çok normal, kızın biri geliyor bunu değiştirmemiz lazım çünkü şöyle, şöyle, şöyle diyor. Hadi damacanayı değiştiriyorlar, sonra o kız geliyor süngeri dğeiştirmeliyiz, masayı temizlemeliyiz, siz daha iyi bilirsiniz ama evde çöp niteliğinde bir sürü eşya var onları atmalıyız, siz bilirsiniz ama tezgahı silmeliyiz, siz zaten temizsiniz ama mutfağı süpürmeliyiz çünkü yerdeki ekmek kırıklarına bakmak günahtır, .çünkü şöyle çünkü böyle diyor. Bunu istediğiniz kadar kibar, istediğiniz kadar üslubunca söyleyin, evde değiştirilecek o kadar çok şey var, bir yerden sonra ne benim söylemeye yüzüm olur, ne de onların bana tepki göstermeme şansı. Zaten tepkilerini aşırı derecede rahat ifade eden insanlar. Her şey sen mi biliyorsun derler bana. Bu kadar çok değiştirilecek şey olmasa bir gün birini yapardım, bir hafta birini. Ama olmuyor işte arkadaşlar bu şekilde oldu mu göze batıyor. Çünkü içinde yaşadıkları şartlar onlara çok normal geliyor. Yurtdışına gitmeden önceki akşam onlardaydık, mutfağı gördüm, yerler yabancı maddeler, döküntülerle resmen kaplıydı, küçük süpürgeyi aldım süpürdüm. İçeri döndüğümde kayınvalidem bana imalı imalı sağol dedi. Yani bunun anlamı şu, neden süpürdün ki, ben bilmiyor muyum temizlik yapmayı, pis mi benim evim? Evet, siz nasıl kendi kayınvalidenizin söyleyiş tarzından bir şeyleri anlıyorsunuz, elbette ki ben de anlıyorum. Yani orayı süpürmemden hoşnut olmadı anlıyor musunuz.

Durum bu. İyiniyetle yorum yazan herkese teşekkürler.






seni çok iyi anlıyorum
benim kayınvalidemin evi de her zaman çok pis olur
her sene gittiğimizde her yeri bir güzel temizlerim
oda kızar bana deterjan bitiyo,elkt gidiyo,bana temizlik taslıyosun beni beğenmiyosun die tavır yapıp en az bir hafta konuşmaz gerçekten

ama ben takmıyorum yapıyorum yinede,
neyapıyım çocuklarımlarımla o eve gidip kalacaksam temizliycem

oda küser bir hafta sonra konuşuşmaya başlar

sende dert etme alınır falan diye
hatta alınsın da bence
sonra ben evimden çarşafımı falan götürürüm

yani onları değiştiremeyiz malesef

kabullenmekten başka çare yok gibi
 
Valla temiz insan her yaşta temizdir temizliğin titizliğin yaşı olmaz. Sonuçta kadın yatalak değil ya bu kadarda pis olunmazki nasıl normal karşılıyosunuz hayret doğrusu. Yaşından dolayı iş yapmak tabiki zor gelebilir ama en azından evinin pis oldugunun farkında olup bundan rahatsızlık duyar ama kadın gayet rahat demekki yapısı böyle.

arkadaşın gibi temiz yada pis olmak yaşla ilgili bir durum diğil
benim kayınvalidem 60 yaşında çok ama gerçekten çok biridir
annem de 60 yaşında ama gayet normal,haa aşırı teiz diğil ama evinde hiç pis yeri yoktur

bu arada kayınvalidemi tanıyanlar onun oldum olası hep pis olduğunu söyler zaten gençliğindede öyleymiş yani

tabi ben o insanla özellikle sormadım bunu
 
Arkadaşlar, bu bölümde çok daha ciddi dertleri olanlar var biliyorum. Ama benim de derdim bu işte. 1,5 yıllık evliyim ve eşimle bütün kavgalarımızın dönüp dolaşıp ailesinin temizlik, titizlik konusundaki sarsaklığına, umursamazlığına ve bu konuda çocuklarına eğitim vermediklerine dayandığını gördüm ve bu konuyu giderek daha çok takmaya başladım. Sizlere kayınvalidemin ne yazık ki olmayan temizlik anlayışından örnekler vermek istiyorum ve başlıktaki pek hoş olmayan 'pis' kelimesinin yerine neden başka bir kelime bulamadığımın takdirini sizlere bırakıyorum:

1. Kayıvalidem marulu vb. şeyleri yıkarken sadece suya basar, çıkarır. Ona göre o marul yıkanmıştır! ben sirkeli suda 1 saat bekletir her yaprağı tek tek ovalaya ovalaya yıkarım.
2. Çok değerli bir şeymiş gibi 50 kuruşluk süngeri artık süngerlikten çıkıp değişik bir canlı halini alıncaya ve bundan sonrasına kadar kullanır. Ben ayda bir atar, yenisini koyarım yerine.
3. Beli acayip derecede ağrımasına rağmen kıyamadığından mıdır nedir bilemiyorum ama bulaşık makinesini kullanmaz, elinde yıkar bulaşıkları. Eldiven de bulunmaz evinde. Ben de onlara gittiğimde o iğrenç ötesi süngere çıplak elimi sürerek bulaşıkları yıkamak zorunda kalırım. neden alıp bir sünger götürmüyorsun peki diyenlere: kendi süngerini atsam alınır da ondan..
4. Mutfağındaki süzgeçlerin delikleri pislikten artık birbiriyle birleşmiştir. Süzgeçte pislikten su akacak yer kalmamıştır. Birkaç kere gizlice onları atıp yenisini koydum yerlerine. Ama sorun benim onları yenisiyle değiştirmem değil, kocaman kadının böyle bir şeyi kendi kendine düşünememesinde.
5. Yemek yaparken yemeğin tadına bakar, yemeğin tadına bakarken kullandığı kaşığı gerisin geri yemeğin içine daldırır!
6. Mutfağında tezgahları, masayı silmek için bir bez bulunmaz. Masasının üstü hep pistir zaten. Bir de o pisliğin üzerine neye lazımsa koltuk örtüsü gibi kadife, mana veremediğim bir şey örter. Hayatımda ondan başka kimsenin masasının üzerinde öyle bir şey görmedim.
7. Temmizlik bezi olmayan mutfak temiz olur mu? Köyde falan değil, Ankara'nın en lüks semtlerinden birindeki, 3 senelik evinde yaşayan kayınvalidemin tezgahları bildim bileli kapkaradır (orjinai sütlü kahve). Ve o tezgahın üstü hep dağınıktır, çalışacak yer bulunmaz.
8. Evyenin içinde süzgeç gibi bir şey durur hep, hani sebzelerin kabukları falan dursun diye. Sevmem o şeyi, kullanmam ama amacına uygun kulanana da bir şey diyemem. Ama bizimki buna sadece sebze kabuğu gibi şeyleri atmaz, her! türlü evsel atığı atar o lavabonun içine.
9. Evinde çöp kutusu yok mu dediniz? Var tabi. Ama balkonda duran o çöpün çevresi hep yapış yapış pistir, çöpler çöp kutusundan çok çevresindedir. Ve çöp kutusunun içi yıllardır yıkanmamış gibi çöp kalıntısıdır.
10. Sofra kurarlar, tabi onlardayken ben kurarım ama onların tarzı şudur: Bıçak, peçete asla yok! Tabaklar, bardaklar hepsi ayrı bir çeşit, rastgele ortaya bırakılmış. İnsanda ne yeme zevki bırakırlar ne bir şey. Evine çağırırsın saf saf, özene bezene yemekler yapar, şık bir sofra kurarsın, yarım günde yaptığın yemeği 10 dakikada yer kalkarlar. Sofraya da beraber oturup beraber kalkma adabını bilmezler.
10. Geçenlerde onlara gittiğimizde kışlık ayakkabıları topluyordu. Bunu nasıl yapıyordu dersiniz? Kullanılmış, altları pis ayakkabıları altına maltına bakmadan hepsini kucağına toplamış aldı bir yere götürdü. Üstünün başının hep ayakkabı pisliği olduğunu geçtim, ellerini yıkamadan öylece devam etti ya hayatına.
11. Hayatınızda böyle bir şey duymadığınıza eminim: benim kayınvalidem yatılı misafir gelip gittiğinde o misafirlerin yattığı nevresimleri değiştirip de kirliye atmaz. O yorganları, yastıkları, çarşafları öyle kullanılmış haliyle, pis pis kaldırır yerlerine!
12. Oturma odalarında orta sehpanın üzerinde her daim kabukları etrafa saçılmış çerez, kabukları soyulup öylece bırakılmış meyve, kirli mendiller bulunur ve hiç rahatsız olmadan o şekilde saatler hatta günlerce kalabilirler.

Rahmetli anneciğim tertemiz, özenli bir kadındı. Yanlış anlamayın öyle temizlik, titizlik hastası gibi insana dünyayı dar eden değil, inceliği ve zerafeti ile hayatı güzelleştiren bir kadındı. Bir de görümcem var, ona isterseniz ayrıca girerim. Bu insanları görünce anneciğimin ne kadar özel bir insan olduğunu bir kez daha anlıyorum ve o olmadığı için derdimi kimseye anlatamıyorum. Sizlerle paylaşmak istedim. Teşekkürler.

Tekrar göz gezdirdim de, sinirlenmişsin epeyce. Her karşılaştığında içinde biriktirmişsin, taşırmışsın artık.
Taştığı için de olanı mübalağa etmeye başlamışsın.
Bir de kayınvalide faktörü var,
malum konu kayınvalide olunca algı antenlerimiz ayrı bir hassaslaşıyor :)

Değiştirilebilir bir durum yok senin de farkettiğin gibi.
Değiştirilebilir olsa biriktirmeden farklılaştırmaya çalışırdın zaten.
Ortam sana uymuyorsa, kayınvalidenden izolasyon sağlayamayacağına göre, ortama uyum sağlama kabullenebilirliliği geliştirmek lâzım.
 
Back
X