o tavır nasıl koyuluyor bi ben bilemiyorum heralde
Geçmişinizi unutmayın, geçmişinizle de yaşamayın. Unutmamayı tetikte olmak için kullanmalısınız.
Kötü bir senaryo çizelim birlikte;
Şu an bir tavır alamazsınız zira hiçbir şey olmamış gibi, sünger çekmiş gibi devam etmişsiniz bir süre. Bunun için yeni bir hata ve yeni bir incitilme beklemeniz gerekiyor. Bir daha sizin şahsınıza, karakterinize, ailenize hadsizlik yaptığında, gereken şekilde tavır almanız gerekir. Gereken şekil, saygı ihtiva eder ve üslubunuz mutlaka terbiyeli olmalı. Haklıyken haksız duruma düşmek istemezsiniz. Yeterli büyüklükte sizi inciten bir olay olduğunda cesaretinizi toplayın ve "Öncesinde de buna benzer durumlar yaşamıştık sizinle ve ben görmezden geldim, evlilik öncesinde stres olduğunuzu düşünüp. Ancak bundan sonra da bu şekilde devam edecekseniz, ben buna müsaade edemeyeceğim." deyin. Yüksek ihtimal kötü biriyse üstünüze yürüyebilir, kendini yerden yere atabilir yine kısaca olayı kötüleştirebilir. Siz buna hazırlı olacaksınız. "Ben size kötü bir şey söylemedim. Yalnızca beni incittiğinizi ve artık incinmek istemediğimi söyledim" diyebilirsiniz. Olaylar çirkinleşebilir, eşiniz annesinin ah vah'larını kendi kucağında hafifletebilir, size bağırabilir.. Siz buna da hazırlıklı olacaksınız ve eşinizin karakterine göre hareket edeceksiniz burada.
Mesela bu esnada yüksek ihtimal ağlamaya başlamanız gerekebilir. Hatta ağlarken "Sanırım babama ihtiyacım var benim de" diyerek olayı abartmanız ve mümkünse telefonunuzu almanız gerekebilir. Eşinizin o an ki durumuna yeni bir uyarıcı lazım çünkü.
Yalnız tüm bunların ötesinde eşinizi hazırlamanız gereken bir olay daha var ki o da şu; Babanızın sizi çok sevdiği, sizin üzülmenize asla dayanamayacağı, ailenizin size ne kadar düşkün olduğu.. Onları ne kadar özlediğiniz vs. gibi konularla eşinizin bilinç altına aslında hiç de yalnız olmadığınızı, herhangi bir sorunda birinin gelip size kuvvetli şekilde destek olacağı gibi materyalleri atmanız lazım.
Eşiniz şunlardan birini yapabilir "Defol, ne yaparsan yap!"
Bu cümlenin ertesinde yapmanız gereken "Böyle mi düşünüyorsun? Peki" deyip gerçekten babanızı arayıp bir süre oradan uzaklaşmak. Çünkü oradan uzaklaşmazsanız, evliliğinizin bundan sonra ki kısımlarında daima "kaybetmiş" olacaksınız. Evinizin anahtarı elinizde olsun. Siz eşinizi terk etmiyorsunuz. Akşam yine evinize bu kez babanız bırakacak. Ve siz eve girdikten sonra babanızı en tatlı sesinizle arayıp "Girdim babacım, X de gelmiş, yemek yiyeceğiz şimdi" demek. Telefonu kapattıktan sonra kendisine dönüp "Aileme hiçbir şey yansıtmadım şimdilik. Ben geçip biraz uzanacağım" demek ve iletişime geçmemek. Ta ki o adım atana kadar..
Eşiniz şunu da yapabilir "Bırak şimdi babanı aramayı, koş yardım et"
Kayınvalide üç ağlarken siz altı ağlayıp, gerekirse hıçkırıklarla ve fakat çok koyvermeden ağlayıp olayın sakinleşmesini beklemek. Kadın yalanı ne kadar uzatabilir. Sakinleştikten sonra siz hala ağlamaya devam ediyor olmalısınız. Eşinize dönün "Kendimi iyi hissetmiyorum. Babama ihtiyacım var, istersen beni sen bırak, istersen ben kendim gideyim. Sonra konuşuruz birlikte. Akşam evde olurum" diyerek bir şekilde oradan çıkmak...
Bu senaryo çeşitlilik gösterebilir...
Bunlar şeytanlık değil..
Karşınızda, sizden daha fazla şey görmüş geçirmiş, duygu sömürüsü kozlarını elinde tutabilecek, evladının iyiliğinin tam olarak ne olduğunu kendi kararlarına göre belirlemiş bir kadın var.. Çok toysunuz.. O yüzden ben size gelecekten konuşuyorum..
Tüm bunların ertesinde sadece mesafe koyacaksınız bu arada.. Eşinizi yetiştirmiş olan bayana saygınızı ve üslubunuzu koruyarak. Asla samimi olmayarak ve hep aynı tonda, soğuk konuşarak. Asgari müştereklerde buluşarak.. Mesafe her zaman yeterlidir. Çok samimi olmanıza gerek yok.