kaynanaya gicik olanlar hadi buraya!!!!!

damarımı bulmuşsunuz :)

madem öyle okuyun okuyun şaşırın bakalım;

biz eşimle bir nevi kaçarak evlendik gibi birşey oldu. aslında ben başka bir şehire yerleşip ailemden uzakta yalnız yaşamak ve çalışmak istedim. eşimin ailesi öyle olursa biz onu gelin kabul etmeyiz demişler. eh serde aşk var madem evlenelim dedim.

düğün hazırlıkları(!) yapılıyor: kendi oğullarının artık tiftik tiftik olmuş eski bir takım elbisesi var onu damatlık yapacaklar gömlek, kravat emanet olacak ayakkabılarıda abiden ödünç! benimse gelinliğim bir yardımlaşma derneğinden kiralık olacak 50 tl ye anlaştık dernekle... 20 tl de beyaz bir babet aldık gelin ayakkabısı(!) gelinliği aldık arabaya bindik kayınpederden ilk inci döküldü " ne gerek vardı şimdi bu gelinliğe"...

düğüne kalmış 2 gün kv ev düğünü yapacağız ya telaşta: kızım al şu bezi de camları şöööyle bir sil diyiverdi bende saf ya aldım bezi gidiyorum cam silmeye... eşimin halası geçti önüme kızım ne yapıyorsun daha gelin olmadan kıza işi yüklemişler der konu komşu hem mazallah bir düşsen düğün üstü sakatlık olur canına yazık dedi aldı elimden bezi yaptırmadı bana o işi ama kv durur mu koltuk, halı sildirdi bana nasıl olsa kimse görmezmiş sakatlık çıkmazmış...

düğünde bir akrabalarından aldıkları bilezikleri taktılar bana göstermelik onlar sağ koluma taktı benim ailemden(dedemler babanemler amcamlar falan geldi düğünüme) gelenleri de sol koluma taktırdılar(onlarda adet böyleymiş). tam düğünün ortasında ödünç aldıkları akrabanın hastalık yüzünden acil gitmesi gerekmez mi. kadın istedi bilezikleri herkesin içinde sıyırıp verdiler mecbur kadına...sağ kol boş, sol kol dolu ortada gezen gelin ne rezillik ama...

neyse tabi bize ayrı ev açan yok ne de olsa kaçmış kız 6m2 odaya bir çekyat açılır bir çadır dolap yeter... buna da şükür dedik girdik eve... ilk gecemiz ama evde nüfus 60-70 kadar beni kapattılar tek başıma odaya... eşim salonda onlar gitmek bilmez eşimde onlar gitmeden yanıma gelmez (yada belki gelemiyor). en sonunda düğün kritikleri yapılıp edilecek dedikodu kalmayınca evi boşaltmaya karar verdiler... öyle bir gelinbaşı ki kafam 250 toka çıktı kafamdan tam 2 saatte temizledi eşim, 150-160ını falan sökmey başardı ki telefon çaldı! arayan kp diyorki ne oldu sizin iş? bi sorun çıktı mı?! (ne demekse o sorun)neyse dedik onada savuşturduk telefonuda sonunda başbaşa kalabildik tabi bu uzun sürmedi. gece o kadar geç yatmış olmamıza ve bütün düğünün (ve düğün öncesinin) yorgunluğuna rağmen sabah 8 de uyandık. ve ben duşa girdim malum! ben duştayken kapı çaldı aha dedim münasebetsiz bir komşu su sesinin duyunca dayandı kapıya. duştan çıktım kapıda eşim bekliyor ne dese beğenirsiniz: kp gelmiş kahvaltı bekliyormuş!

ilk 1,5 senesi kv in evindeydik;

muhtelif inciler;

" gelin siz neden birlikte olmuyorsunuz? odanızdan hiç ses gelmiyor biz hergece kapıyı dinliyoruz ama ses yok!"
"gelin siz banyo yapmıyosunuz hiç. sorun sende mi bizim oğlanda mı? bi doktora gidin bari"
"gelin bunu senin yatağın (çekyatın) altında buldum ne bu? (kondom)"
"gelin kız hadi hazırlan köye gidiyoz (2 oda 1 mutfak birinde eşimin dedesi diğerinde kv. mutfakta da eşim+ben+kaynım yatacağız hesaba göre)"
"kısır mısın gelin sen neden bebe yok hala karında?"
"yok yok geç kaldınız siz ondan olmuyo bebe... (yaş 24 o zaman ama yaşlı deniyor bana)"

benim kv insan kullanmaya bayılır;

günde 12 saat çalışıyorum (sırf evin tüm yükünü bana yüklemesinler diye başladım çalışmaya) eve gelirim makarna haşlanmış geçmiş 1,5 saat gelin soslasın diye beni bekliyor, sofra da öyle yemekler yapılmış sofra kurulmak için gelini bekliyor... saat olmuş 21:30 (bazen 22:30 trafiğin durumuna bağlı)

haftada 1 gün iznim var eşimle birbirimizi görebilmek için aynı güne denk getirdik; kv. "valla bu gün de benim izin günüm, bu gün evin hanımı sensin gelin yap bakalım yemeği temizliği(bir haftadır temizlik yapılmamış tek yapılan yemek olmuş)

bununla biter mi hergün bulaşığı zaten ben yıkıyorum ama böyle bir gün tüm sülale gelmiş akşam yemeğine 1 kasa hamsi ayıklamışım pişirmişim boşalan tabaklara yemek doldururken ağzıma lokma koymaya fırsatım olmamış üstüne çay demini alırken bulaşığın bir kısmını yıkamaya başlamışım kv. deden top10da 1 numara bir inci; "eh oğlum X bana bulaşık makinası alana kadar benim buaşık makinem sensin"

hadi ben gelinim kullanıyorlar diyelim birgün babanem ziyarete geldi kuzenlerimle falan ramazan da böyle eşimin iş yerinin iftarı var kuzenleri aldık oraya gittik kv. kp. kaynım eşimin dedesi ve benim babanem evde kaldı. ben iş yerinden geçicem iftara eşimde evden kuzenleri alıp gelecek, kuzenim dediki: "abla senin kv. biz evden çıkarken babaneme hamur yoğurtup börek açtırıyordu iftara." kızdım tabi ama eve gidince durumu anlarım dedim eve gittim ne görsem; babanem böreği yapmış revani yapmış yemişler bulaşığı da babaneme yıkatıyorlar (büyük ihtimalle bana bıraktılarda babanem öye bekleyen bulaşığa tahammül edemez girişmiştir bulaşığa değil elinden almak yardım bile etmiyor kv. mutfaktaki çekyata oturmuş atmış bacak bacak üstüne babanemi seyrediyor)

sonra eşim sonunda kendi evimize çıkabilecek maaşlı bir iş buldu hemde 10 saat uzakta bir şehirde ama benim kursum var 6 aylık dedi bana sen kal kursu bitir öyle gel hem para birikir o zamana kadar.

bu işi bulup gittikten 4 ay sonra bir sınav için geldi ilk defa görüşücez 4 aydır. sadece 1 gece kalıp gidicek. eve ne kadar akraba varsa topladılar. hemde yatılık kaldı eşimin kuzenleri. ben kocama sarılıp kokusunu duyarak uyumaya razıyım (zaten ilk 2 aydan sonra kendi evimize geçene kadar kardeşçe yaşama kararı aldık ) ama olur mu tık tık tık kapı çaldı. neymiş 7 yaşındaki kuzenini yatırmaya yer bulamamış kv. bizim aramızda yatsınmış hem zaten X abisini çok özlemiş yavrucak(!)

neyse öyle böyle geçti zaman kendi evime geçiyorum eşyalarımızı ve kitaplarımızı koliliyorum. kp. elinde bir balta destursuz daldı odama. neymiş bizim çeyize almışmış baltayı koliye koyaymışım. gülsem miiiii ağlasam mı? düğünde gelen çanak çömlek kıyafetler ve kitaplardan oluşan kolilerimizin hepsini otobüs almaz kargoya vericem onun için bile paran var mı diye sormayan oğlun çeyiz niyetine 1 iğne koymamış insan tutmuş balta almış ya... evladiyelik tabi...

bir şekilde geçtim kendi evime her sene sonbaharda aynı inci;

"bu kış size gelicez, bütün kış sizde kalıcaz, ne elektrik ne su, ne doğalgaz faturası olmıcak yeme içme de sizden zaten maaşım cebime kalacak"

ilk kış kaynımın tayini oldu onu yerleştirmeye gitmişken orda kaldılar 2. kış eşimin dedesi hastalanadı mecbur kaldılar 3. kışta aynını yapınca (baktım engel olacak birşey yok ortada amcama durumu anlattım)amcam ultimatom yolladı kendilerine "gelir kızı alırım" diye gelemediler yemedi...

şimdi onlara 1,5 saat yakın bir şehire gelmek zorunda kaldık ve emekli olana kadarda tayin durumumuz yok gelecek nelere gebe acaba.

misal bu şehre taşınalı 7-8 ay oldu ve biz ramazan bayramında paramız yok diye evde kalacaktık gönül koydular çok ta uzak değil dedik birinden borç bulup onlara gittik 4 gün kaldık bayramda (niyetimiz 2 bayramda da bir yere gitmemekti çünkü her zaman bir bayram birimizin diğer bayramda diğerimizin ailesine ziyarete gideriz ayrımcılık olmasın ve eşimin ailesi iç anadoluda benimkiler ise izmirde diye)

bütün bunlara rağmen ramazan bayramında eşimin abisi polis olduğundan gelemedi kurbanda geleceğim dedi diye bizi her hafta kurbanda da onların köyüne gitmeliyiz diye arıyorlar...

ben ağaç kovuğundan var oldum çünkü...

not: bu arada kendi ailemle(annem ve babamla) barışalı 3 sene oldu eşimi tanıyınca çok sevdiler benim ailemle hiç bir sorunu yok eşimin

biraz uzun oldu kusura bakmayın ama 4 yıllık evlilikte 40 yıllık kv kp kahrı çkmişim napiyim
 
içim sişti okurken yazık ya sana
eşin bu olaylar olurken ne diyor peki

aaa olur mu onlar her işi kitabına uydurur.

mesela bu kurban bayramı için şöyle bir bahane bulmuşlar abinle görüşürsünüz özlemiştir seni hem hasadı yapıcaz yardım lazım (abisi 3 ay önce bize yatıya geldi eşiyle -ki eşiyle hiiiiiç anlaşamayız beni düşman belledi- üstelik hasadı sanki bana yapıyorlar banane hasattan ömrümde tarla görmedim ben.

bu eşya durumlarına da bahane hazır: biz evlenirken bize de yapmadılar... her koyun kendi bacağından asılır mış...

oysa bizde erkek babaları oğulları evlenince otursun diye ev alır evlendirmeden

gibi gibi.... aslında eşimde ne mal olduklarının farkında ama ailesi işte atsan atılmaz satsan satılmaz, birazda pısırık ailesine karşı doğrusu
 

Allahim bu ne rezillik böyle. Bu ne vurdum duymazlik bu ne cirkefliktir. Affff yarabbim daral geldi icime sabah sabah . Ne insanlar var . Masallah tatlim ne sabir varmis sende de , Rabbim yardim etsin her daim. Cok cekmissin insaallah bir daha böyle seyler yasamazsi n cok üzüldüm sana, yazik ya. Simdi iyisin insaallah hir problem yoktur umarim ?
 
 
bütün bu cahillikleri 15-20 senelik bi evlilik falan sandım ama 4 yıl yaa sen başka bi şehirde çalışıyomuşsun orda evlenemezmiydiniz onlardaan uzakta sanırım çocuk yok daha bu konuda çok fazla baskı vardır
 
Sürekli birilerinin gelinlerini örnek veriri bana kız işten akşam 9 da geliyormuş giriyormuş mutfağa her yeri aklayıp paklıyormuş.Kendi evine öyle geçiyormuş.yine de yaranamıyormuş kv sine.Burdan çıkacak mesaj Sen hiç bir şey yapmıyorsun,yine de ben sana sabır gösteriyorum.Ellerde ne gelinler var.Anla...O sultanım otursa ben iş çıkışı gitsem biraz rahat ettirsem kadıncağızı.Ama işte kötüyüm ben yazık oldu oğluna.
Nasıl bir dünyası var ,benden ne bekliyor.Aklı 30 sene öncesinde kendi gelin olduğu zamanlarda.Birde sürekli kılığımla kıyafetimle uğraşır.Sürekli ince ince laf dokundurur.İster ciddiye al.İster alma.Kocamın duruma tepkisine;benim annem deli.Ciddiye alma seni de delirtir.
Size abartılı gelicek belki ama gerçekten deli.birinsanın psikolojisi nasıl bozulur,bunu üzerine tez yazabilecek bir kadın.
 

açıkçası şimdi bayramda sadece bize gelin, hep bize gelin baskısı var ama pabuç bırakmaya niyetim yok artık eskisi gibi toy gelinleri değilim lafı yapıştırmaya başladım ve "cadaloz gelin" gibi bir yaftadan da korkmuyorum... kurbanda da gitmiycem onlara...


aslında evlendiğimizde eşim ailesinin oturduğu şehirde henüz yüksek lisans yapıyordu çalışmadığı için mecbur orada evlendik. ben antalyada çalışacaktım ama ailesi yalnız yaşayan bir kızı gelin kabul etmezmiş bende eşimin oturduğu şehir de büyük şehir ve sanayi şehri iş bulurum diye aşık olduğum için antalyadan vazgeçtim. mecbur yanlarında evlendik yani...

çocuk yok henüz ama baskısı çok. aslında istiyoruz çocuk tam niyetleniyorum kv yine bu yaştan sonra çocuğun olmaz artık yapın çocuk diye baskı yapınca vazgeçiyorum.

3 ay önce 1,5 aylık hamile olduğumu öğrendim ama sevinemedim bile bu baskı yüzünden (bendeki de inat herhalde). hamileliğim zaten 1 ay sürdü 2 ay önce düşürdüm ilk bebeğimdi. 4 aylık olana kadar söylememe kararı almıştık, iyi ki de öyle yapmışız 17 yşındaki eltimde hamileymiş ve benden 15 gün önce oda 3,5 aylık bebeğini düşürdü kızın hakkında neler söylediler. biliyormusun X bebeği düşürdü, sahip çıkamadı küçücük bebeğe diye...

yazık aslında eltime (beni her ne kadar düşman görse de) çok acıdım, hem bebeğini kaybettiğine hem de duyduğu ve arkasından söylenenlere çok üzüldüm o zaman...
 
Okuyoruz,çalışıyoruz.Onca emek veriyoruz.Ama kendimizi ilk çağdan kalma geleneklerin içinde buluveriyoruz.Yaşam haklarımızı gasp ediyorlar.NE zaman anne olacağımıza,kaç çocuk sahibi olacağımıza kadar fikir yürütme hakkını kendilerinde buluyorlar.eleştirirken hatta yargılarken ne kadar cömertler...
 

ah tatlım hiiiiç dert edinme kendine ben 1,5 sene onlarla yaşadım tam o anlattığı gelinlerdendim yaranılmıyorrrr....

bana "oğlum bana bulaşık makinesi alana kadar sen benim bulaşık makinemsin" de dedi, haftalık iznimde "bu gün evin hanımı sensin ben izinliyim" de deyip bürün hafta elini sürmediği işleri de yıktı bana. toydum kendimi kullandırdım resmen. ama yaranamadım.

her izin günümde dip bucak temizliğini, yemeğini, pastasını böreğini yaptırdı da kendi evime geçerken komşulara "bir çayını içmek nasip olmadı bakalım kocasına yapabilecek mi aç kalacak benim yavrum" diye benim gözüme baka baka söyledi, üstelik bunu söylerken benim demlediğim çay ve yanında pişirdiğim kurabiyeleri yiyordu komşulara.

üzme kendini bu yolda devam et. en iyi kaynana ya ölüdür, ya çoooook çooook uzakta, ya da araya kendi mesafe koyan kaynanadır.

hiçbir kaynana seni gerçekten sevmez. sen el kızısın bunu sakın unutma aklına da kv beni sever mi diye getirme.
 
 

Asla öyle bir beklentim yok.Zaten günahı kadar sevmediği her halinden belli.sürekli incitmeye çalışmasa zaten ona yardımcı olmak için elinden geleni yapardım.Ama bizim kalelerimiz baştan yıkık.Ve toparlanması imkansız.
 

aslında en iyisi...

eşin bu durumdan haberdar anladığım kadarıyla ve annesine kıyamasa da senin arkanda duracak gibi bir eş sanıyorum.

en iyisi arama, sorma kv. ni gitme evine falan sanki o yokmuş gibi yaşa sadece bayramlarda gider yarım saat elini öper gelirsiniz.

o evde işe falanda dokunma gittiğinde "yeni yaptırdım manikürüm bozulur" de, telefonun çalsın geç diğer odaya telefonla konuş gibi gibi...

eşin de ne oluyor derse " sen demedin mi anneme kafayı takarsan delirirsin iye bende kafayı takmamak için bu yolu buldum" dersin. sonra hayat sana güzel olur.

ipler baştan sıkı tut canım benim. hadi göreyim seni
 

Keşke hiç görüşmeden olsa.ama benim eşim yurt dışınsa görevli. Ona kalsa hiç görme,görüşme diyor.Ama bazen mecbur kalıyorum.Geçen gün evin su sistemiyle ilgili bir sıkıntı oldu.Mecburen babasını aradım ,benim ailem başka şehirde.Toplanıp geldiler.Sıkıysa görüşme.Beni tüm komşularıma rezil kepaze etmeyi başardı.Ortalığı birbirine kattı.
 

Canım iyi çekmişsin kıyamam yaaa... sen gene elinden gelenin fazlasını yapmışsın da eşin bişi demiyomudu.. 'anne bu kız da kaç saat çalışıyo. yardım etsene, bulaşıkları beraber yıkayın en azından' filan gibisinden :26:

sen ewlenirken ailen ile küsmüydün? onlar nasıl tmm dediler herşeye?

ya ben bu kv ve kp leri varyaaaaaa
 
 

kıyamam ya... senin eşinin yanına taşınma durumun yok mu yada gidip 5-6 ay kalsan turist vizesi ile bu mümkün


benim eşim ailesine karşı biraz pısırık, öyle yetiştirmişler ben aileme akrabalarıma yanlışlarını gördüğümde tepkimi koyarım mesela ama o öyle değil. zaten bu sebepten ailem ile evlenmem sırasında konuşmuyorduk. onlar eş adayım olduğunu öğrenince tanımayı reddettiler ve mantıklı bir sebepleri yoktu bunun için (ben 24 yaşındaydım 19 yaşındaki kardeşimin evlenmesi için beni geri bırakmak ve tanışmak istemediler) bende bu saçmalığa izin vermedim evlenmek için size ihtiyacım yok dedim. ben böyle net fikrimi, hakkımı ve eşimi savunurum kendi aileme ama o yapamaz. babası çok despottur, evlatlarına göz açtırmamış şimdiye kadar.
 
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…