• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kendime İhanet Ediyorum Aslında

Zaten adam için cinsel bir çekimden öteye gitmez, adam bir adım atsa kadın gidecek gibi duruyor ama kendime mi ihanet ediyorum dediği yer orası işte. Bence evliliğini gözden geçirmeli, öyle çokta mükemmel bir evliliği olduğunu sanmıyorum.
Mükemmel evlilik diye bir şey yoktur zaten. Her evlilik monotonlaşır.
 
Benim ilgini çeken şey oldu. Adamın da buna bu kadar yanık olduğunu sanması.Şöyle bakmış böyle bakmış. Sanırsın liseli aşıklar. Öyle dramatikleştirmiş ki. 30 üstü bir kadın ergen de değil. Gel kaçalım diyince adam da kaçacak sanıyor. Erkekler mantıklıdır. O adam anın keyfini çıkarır akşama gider karısının koynuna yatar. Kadınlar ne kadar saf ya. Ama ben karısını da kabul ederim çokeşli olması beni rahatsız etmez. Kocamı boşarım dersen onu yaparlar bak.

Zaten çocuk yok boşanın bence. Çocuk yapıp bi de çocuğun psikolojisinin içine etmeyin.
 
Ay ne aptal bir yorum atıyorsunuz evli bile değilim ben ya
Zaten evli olmadığın belliydi. Evli insan böyle mi düşünür ya. evlen başına gelsin ondan sonra yorum yap biz de yüksek bilgilerinden feyz alalım. diyelim ki bak kocası başkasına aşık olmuş ne kadar da metin karşılıyor. bol keseden sallamak kolay.
 
Şimdiden söyleyeyim, ne ben ne de karşı taraf (o da evli) asla ne cinsellik, ne temas yaşamadık. Bu iletişimi, -ilişki diyemeyeceğim çünkü asla bir ilişki değil- arkadaşlığı, enerjiyi, -adına ne derseniz artık- kirletecek hiçbir şey yapmadık. İkimiz de bir şeylerin farkındayız ama “imkansız bir aşk” deyip geçiyor gibiyiz. Gel gelelim aramızda dışardan bakanların bile anlayacağı görünmez bir enerji var. Yan yana geldiğimizde oluşan sihirli bir şey bu. Birkaç kez aynı ortamda denk geldiğimiz çok yakın arkadaşlarım “o neydi öyle, niye böyle baktı, niye öyle oldu, ne garipti” gibi sorular sordular ve hepsi bu görünmez tuhaf enerji yüzünden. Sanki şartlar elverseydi dünyadaki en uyumlu çift biz olurduk gibi hissediyorum. Ona hiç dokunmadım ama dokunursam ortalık alev alacak sanıyorum
Feriştahin fantezilerinden bir demet gibi.

Temas olmamış ta...
Enerjiymiş tee...
Ortalık alev alırmış...

Masal anlatmayin lütfen, coğunluğumuz bunlara inanmayacak yaşların üstündeyiz.
Böyle hisleriniz varken, hâlâ bu insanla görüşmeye devam ediyorsanız, düpedüz eşinizi aldatiyorsunuz.
 
Son düzenleme:
Fazla romantize etmişsin yaşadığın duyguyu ama neresinden bakarsan bak yanlışsın. Adamın sana kapılıp eşinden ayrılacağını mı düşünüyorsun? En fazla birkaç gecelik "kaçamağı" olursun. Yazık eşine
 
Bugün, aylardır yaşadığım karmaşık duygularıma bir isim koymak, bir nokta koymak, belki de bir virgül koymak için, yargılanmadan bir destek alabilir miyim şansımı denemek için kendime bile itiraf etmekte zorlandığım bir sırrımı, kalbimi açıyorum sana.

32 yaşında, kendi şirketi olan çok iyi kazanan bir kadınım. 10 yıldır evliyim. Çocuğumuz yok. Mutlu, dışardan çok imrenilen bir evliliğim var. Cinsel hayatımız iyi sayılır, maddi hiçbir sıkıntımız yok, eşim kısıtlamaz, darlamaz, seviyemizi, saygımızı hiç bozmayız, her şeyi konuşabiliriz, sosyaliz, gezer, yurtdışında tatiller yaparız. Eşimin ailesi bana tapıyor, bir şeyi ima bile etsem anında yaparlar. Yani aslında her şey yolunda görünüyor.

İşin en garip belki de “sorgulamama” en çok sebep olan kısmı da burada başlıyor. Her şey böyle “ideal” görünürken maalesef hayatımda ilk kez birinden etkilenmeye başladım. İlk etapta şöyle düşündüm: “yıllardır bir adamla evli olunca uzuuun bir aradan sonra bir erkekten ilgi görmek ruhuma iyi geldi, hepsi bu.” Ama sonra zaman ilerledikçe bunun flörtöz birkaç cümle içeren basit bir diyalogtan bir tık daha fazlasını olduğunu hissetmeye başladım. Şimdiden söyleyeyim, ne ben ne de karşı taraf (o da evli) asla ne cinsellik, ne temas yaşamadık. Bu iletişimi, -ilişki diyemeyeceğim çünkü asla bir ilişki değil- arkadaşlığı, enerjiyi, -adına ne derseniz artık- kirletecek hiçbir şey yapmadık. İkimiz de bir şeylerin farkındayız ama “imkansız bir aşk” deyip geçiyor gibiyiz. Gel gelelim aramızda dışardan bakanların bile anlayacağı görünmez bir enerji var. Yan yana geldiğimizde oluşan sihirli bir şey bu. Birkaç kez aynı ortamda denk geldiğimiz çok yakın arkadaşlarım “o neydi öyle, niye böyle baktı, niye öyle oldu, ne garipti” gibi sorular sordular ve hepsi bu görünmez tuhaf enerji yüzünden. Sanki şartlar elverseydi dünyadaki en uyumlu çift biz olurduk gibi hissediyorum. Ona hiç dokunmadım ama dokunursam ortalık alev alacak sanıyorum. Bilmiyorum belki romantize ediyorum. O yaşanmayan “ihtimaller” var ya; o ihtimallerin gerçek olduğu senaryoları düşünüp kendimi çoğu zaman kahrediyorum. Ben (böyle söyleyince çok megalomanca oluyor ama) çok dikkat çeken, güzel bakımlı yaşından çok daha küçük gösteren bir kadınım. Erkeklerin ilgisine, flörtöz hallerine alışkınım ve normalde hiçbiri benden bir kırıntı bile alamaz aslında. Ama gardımı bu kadar indirdiğim, birini bu kadar düşündüğüm için hem evliliğimi sorguladığım hem de sonraki adımda ne yapmalıyım dediğim sıkıntılı bir süreçten geçiyorum. Bazen bu adamı bu kadar düşünmek yerine bir gecelik bir ilişki yaşayıp yoluma bakmış olsaydım kocamı daha “az” aldatmış olurdum diye düşünüyorum. (O ne demekse) Aklım “bu hatayı unut, herkesin imrendiği evliliğine bak, çocuk yap konuyu kapat” diyor. Kalbim “bu mutlu etiketi yapıştırdığın evlilik; gerçekten bu kadar mutlu olsaydı aklında, kalbinde başka bir adama yer olur muydu kendini kandırma” diyor. Şeytan “adama git, ‘gel kimseyi üzmeden incitmeden boşanalım, birlikte yeni bir hayat kuralım’ de” diyor. Rasyonel tarafım “bu konuyu derhal kapat, unut kendine gel” diyor. Bugün bir bebek yapmakla yarın kocama ben boşanmak istiyorum demek arasındayım anlayacağın. Onu üzmeyi, ona fiziksel olmasa da kalben ihanet etmeyi (ki bence bu daha ağır) asla istemiyorum. Ama öte yandan o ihtimal çok çok tatlı geliyor. Bu yasak elmayı bu şartlar altında ısırmak istemiyorum. Bunu kendime yakıştıramıyorum. Kendime, kocama, ve başka bir kadına ihanet etmeye devam etmek, kimseyi üzmek istemiyorum. Ama böyle de her gün kendimi üzülüyorum.

Yazmak, itiraf etmek, (yazınca kendin de daha iyi ve bir kez daha yüzleşiyorsun) bile iyi geldi, umarım çok hırpalamadan bana bir ışık tutmak istersin. Umarım bu kadar uzun bir yazıyı sonuna kadar okur, bana bir ilham verir, kafamdan aşağı bir kova soğuk su döker, belki sadece “seni anlıyorum” diyip elini omzuma koyar, ya da göğsümdeki file bir fil daha eklersin. Şimdiden teşekkür ederim.🌹
Hayatınızı öyle anlatmışsınız ki; eşle problem yok.Kayınvalide görümce mücadelesi yok,çocuk koşturmacası yok.Bazen bu mücadele zor olsa bile heyecan katıyor insana.Bu monotonlukta siz de kendinizce heyecan peşindesiniz.

Ama işte zinaya yaklaşmayın ilkesi tamda bu.Yaklaştıktan sonra onun dişlileri arasında ezilip gidiyorsun, farkına bile varmadan.En sonunda sana koca bir pişmanlığı kalacak.
 
Bugün, aylardır yaşadığım karmaşık duygularıma bir isim koymak, bir nokta koymak, belki de bir virgül koymak için, yargılanmadan bir destek alabilir miyim şansımı denemek için kendime bile itiraf etmekte zorlandığım bir sırrımı, kalbimi açıyorum sana.

32 yaşında, kendi şirketi olan çok iyi kazanan bir kadınım. 10 yıldır evliyim. Çocuğumuz yok. Mutlu, dışardan çok imrenilen bir evliliğim var. Cinsel hayatımız iyi sayılır, maddi hiçbir sıkıntımız yok, eşim kısıtlamaz, darlamaz, seviyemizi, saygımızı hiç bozmayız, her şeyi konuşabiliriz, sosyaliz, gezer, yurtdışında tatiller yaparız. Eşimin ailesi bana tapıyor, bir şeyi ima bile etsem anında yaparlar. Yani aslında her şey yolunda görünüyor.

İşin en garip belki de “sorgulamama” en çok sebep olan kısmı da burada başlıyor. Her şey böyle “ideal” görünürken maalesef hayatımda ilk kez birinden etkilenmeye başladım. İlk etapta şöyle düşündüm: “yıllardır bir adamla evli olunca uzuuun bir aradan sonra bir erkekten ilgi görmek ruhuma iyi geldi, hepsi bu.” Ama sonra zaman ilerledikçe bunun flörtöz birkaç cümle içeren basit bir diyalogtan bir tık daha fazlasını olduğunu hissetmeye başladım. Şimdiden söyleyeyim, ne ben ne de karşı taraf (o da evli) asla ne cinsellik, ne temas yaşamadık. Bu iletişimi, -ilişki diyemeyeceğim çünkü asla bir ilişki değil- arkadaşlığı, enerjiyi, -adına ne derseniz artık- kirletecek hiçbir şey yapmadık. İkimiz de bir şeylerin farkındayız ama “imkansız bir aşk” deyip geçiyor gibiyiz. Gel gelelim aramızda dışardan bakanların bile anlayacağı görünmez bir enerji var. Yan yana geldiğimizde oluşan sihirli bir şey bu. Birkaç kez aynı ortamda denk geldiğimiz çok yakın arkadaşlarım “o neydi öyle, niye böyle baktı, niye öyle oldu, ne garipti” gibi sorular sordular ve hepsi bu görünmez tuhaf enerji yüzünden. Sanki şartlar elverseydi dünyadaki en uyumlu çift biz olurduk gibi hissediyorum. Ona hiç dokunmadım ama dokunursam ortalık alev alacak sanıyorum. Bilmiyorum belki romantize ediyorum. O yaşanmayan “ihtimaller” var ya; o ihtimallerin gerçek olduğu senaryoları düşünüp kendimi çoğu zaman kahrediyorum. Ben (böyle söyleyince çok megalomanca oluyor ama) çok dikkat çeken, güzel bakımlı yaşından çok daha küçük gösteren bir kadınım. Erkeklerin ilgisine, flörtöz hallerine alışkınım ve normalde hiçbiri benden bir kırıntı bile alamaz aslında. Ama gardımı bu kadar indirdiğim, birini bu kadar düşündüğüm için hem evliliğimi sorguladığım hem de sonraki adımda ne yapmalıyım dediğim sıkıntılı bir süreçten geçiyorum. Bazen bu adamı bu kadar düşünmek yerine bir gecelik bir ilişki yaşayıp yoluma bakmış olsaydım kocamı daha “az” aldatmış olurdum diye düşünüyorum. (O ne demekse) Aklım “bu hatayı unut, herkesin imrendiği evliliğine bak, çocuk yap konuyu kapat” diyor. Kalbim “bu mutlu etiketi yapıştırdığın evlilik; gerçekten bu kadar mutlu olsaydı aklında, kalbinde başka bir adama yer olur muydu kendini kandırma” diyor. Şeytan “adama git, ‘gel kimseyi üzmeden incitmeden boşanalım, birlikte yeni bir hayat kuralım’ de” diyor. Rasyonel tarafım “bu konuyu derhal kapat, unut kendine gel” diyor. Bugün bir bebek yapmakla yarın kocama ben boşanmak istiyorum demek arasındayım anlayacağın. Onu üzmeyi, ona fiziksel olmasa da kalben ihanet etmeyi (ki bence bu daha ağır) asla istemiyorum. Ama öte yandan o ihtimal çok çok tatlı geliyor. Bu yasak elmayı bu şartlar altında ısırmak istemiyorum. Bunu kendime yakıştıramıyorum. Kendime, kocama, ve başka bir kadına ihanet etmeye devam etmek, kimseyi üzmek istemiyorum. Ama böyle de her gün kendimi üzülüyorum.

Yazmak, itiraf etmek, (yazınca kendin de daha iyi ve bir kez daha yüzleşiyorsun) bile iyi geldi, umarım çok hırpalamadan bana bir ışık tutmak istersin. Umarım bu kadar uzun bir yazıyı sonuna kadar okur, bana bir ilham verir, kafamdan aşağı bir kova soğuk su döker, belki sadece “seni anlıyorum” diyip elini omzuma koyar, ya da göğsümdeki file bir fil daha eklersin. Şimdiden teşekkür ederim.🌹
Adamın evliliğini bitirmek isteyeceğini hiç sanmıyorum,bence adamı artık görmeyin ve evliliğinize odaklanın
 
32 yaşında, kendi şirketi olan çok iyi kazanan bir kadınım. 10 yıldır evliyim. Çocuğumuz yok. Mutlu, dışardan çok imrenilen bir evliliğim var. Cinsel hayatımız iyi sayılır, maddi hiçbir sıkıntımız yok, eşim kısıtlamaz, darlamaz, seviyemizi, saygımızı hiç bozmayız, her şeyi konuşabiliriz, sosyaliz, gezer, yurtdışında tatiller yaparız. Eşimin ailesi bana tapıyor, bir şeyi ima bile etsem anında yaparlar. Yani aslında her şey yolunda görünüyor.
Herşey bu kadar güzel giderken içine mıçayım demek istediniz heralde? Herşey yolunda gözükmüyor herşey yolunda. Eşiniz iyi olduğu için şımardınız heralde? Heyecanlı tutkulu bir aşkı eşinle fanteziler yaparakta yaşayabilirsin.
 
Sen eline bir kağıt kalem al eşinle hayatın artı eksilerini yaz. Sonrada eşin olmadan hayatının artı eksilerini yaz. Madem yazınca daha iyi oluyor bide bunu dene. Bence sen biraz romantik filmlere kaptırmışsın kendini. The one aşkıyla yanmışsın. Ama öyle doğru kişi ruh ikizi falan yok canım. İlişki gökten zembille inmiyor emek istiyor.
Diyosan ki ben aşık oldum eşime karşı bişey hissetmiyorum. Adamında zamanını çalma kendinin de boşanın bitsin. Ama eşimi seviyorum bu adamda da gönlüm var ama iyi insanım diyosan orda duracaksın.
 
2 yildir pesimde olan evli bir adam var. 2 yildir reddediyorum, yine deniyor yine deniyor. Mukemmel karakterime, harikulade huylarima aşık oldugu icin mi? Yoo. Elde edemedigi için beni oldugumdan cok daha yuksek bir yere konumlandirdi. Gözünde, ulaşılması gereken bir kadin yapti. Yarin sevişsek bir ay sonra heyecani, aşkı, hepsi biter.

Sizin durum da boyle. Siz belki daha duygusal yaklasiyorsunuzdur bilemem ama adam iki fikfiklese kafasinda yarattigi balon sonecek, evini duzenini bozmayacak. Siz adamla oldugunuzla kalacaksiniz.
 
Bazen bu adamı bu kadar düşünmek yerine bir gecelik bir ilişki yaşayıp yoluma bakmış olsaydım kocamı daha “az” aldatmış olurdum diye düşünüyorum

Ona hiç dokunmadım ama dokunursam ortalık alev alacak sanıyorum.
Şeytan “adama git, ‘gel kimseyi üzmeden incitmeden boşanalım, birlikte yeni bir hayat kuralım’ de” diyor. Rasyonel tarafım “bu konuyu derhal kapat, unut kendine gel” diyor. Bugün bir bebek yapmakla yarın kocama ben boşanmak istiyorum demek arasındayım anlayacağın. Onu üzmeyi, ona fiziksel olmasa da kalben ihanet etmeyi (ki bence bu daha ağır) asla istemiyorum. Ama öte yandan o ihtimal çok çok tatlı geliyor. Bu yasak elmayı bu şartlar altında ısırmak istemiyorum.

çok dikkat çeken, güzel bakımlı yaşından çok daha küçük gösteren bir kadınım.
Eşinizi aldattığınızın farkındasınız, evet henüz cinsellik yaşanmamış ama duygusal aldatarak o yasak elmayı çoktan ısırmışsınız, ruhen de kalben de aldatıyorsunuz ve bu aldatma yakında fiziken aldatmaya da döner adamın size bir dokunmasına bakar çünkü adama dokunmak nasıl oluru hayal ediyorsunuz, ilk adımı atan siz olmazsınız belki ama karşınızdaki adım atarsa hayır da demeyeceksiniz.

32 yaşındasınız zaten yaşınızdan fazla gösteremezsiniz, genelde o yaşlar daha küçük gösterilen yaşlar lakin maalesef aklınız da yaşınızı yansıtmıyor, zira adamın sizin ilginize karşılık verip fırsat bu fırsat deyip flört ediyor olmasının eşinden boşanacağı anlamına gelmediğini anlayamıyorsunuz, adam için işyerinde flört edebileceği bir kadın olduğunuz sürece cazipsiniz, mantıklı bir insan olmadığınız, aldatmaktan boşanmaktan vazgeçme fikrinizi bir bebeğin üzerine yıkarak durdurabileceğinizi zannetmenizden de belli.

Hiç kusura bakmayın ben
“göğsümdeki file bir fil daha eklersin” dediklerinizdenim, ponçik ponçik anlattığınız arkadaşlığınızı(!) kirletmemiş haliniz bir yana, evliliğinizi eşinizi duygusal olarak aldatarak çoktan kirletmişsiniz, biraz yürekliyseniz eşinizin karşısına geçer boşanmak istediğinizi söylersiniz, bunu yapmak için diğer adamın boşanmasını beklemezsiniz, ki zaten boşanmayacak ama en azından siz bir dalı bırakmak için diğer dalı beklemek yerine, olması gerekeni yapar eşinizi özgür bırakırsınız.
 
Son düzenleme:
ay Allah ım neden ya Valla isyan etcem he şu kadar kaldı.

bu adamları buluyorsunuz evleniyorsunuz adam nerdeyse sıfır hata. kalkıp heyecan arıyorsunuz. ulan ben bulsam bırak aldatmayı pamuklara sarcam.

ayrıca böyle durumlarda genelde her iki taraftan da olunur söylim. elindekinden de olursun o adamdan da.
 
Olabilir ben ahlak bekcisi değilim insanlar hissettikleri duygulardan sorumlu tutulamaz Buna cezaevleri yetmez.Madem açık açık yazdınız.Eyleme dökülmeyen düşünce masumdur .Burada kendinize bir soru sormanız gerekli .Eşinize duygularınızı ne zaman kaybettiniz ? Bu geçici bir durummu ? Yoksa aslında istediğiniz hayat bu değilde mış gibimi yapiyorsunuz? Bunları göz ardı edemezsiniz.Bunu karşı tarafla esinizle oturup konuşmalısınız.Tabiki burada yazdıklarınızı ona okuyun demiyorum.Sevgi bitti ise yerine başka birşey konmuyor.Gercek birliktelikler de sevgi iki kisininde orada olmaktan haz duyduğu mutlu oldugu yerdir.Eger bu manada hissediyorsanız en doğru yol evlilikten kendinizi azat etmenizdir.Evlilik yazılı bir akittir.İki kişi ile başlar bir kişinin duygu değişimi neticesinde sonlanabilir bir sözleşmedir.İnsanlar bunu sonsuz ölümsüz sanabilir.Dedigim gibi eşinizin yerinde empati yapacak olursam bu evlilikte durmak istemezdim.Yorumumda tek bir yargılama yok sakın yanlış anlamayın.Sonucta insanız kimin başına nerede ne gelir yarın bize neler getirir bilemeyiz.Tek bir hayat var .Binbir çeşit insan binbir çeşit hayat olduğu içinde herkesin yorumu kendince.Onemli olan sizin yaşadığınız tek hayat sizin seçiminiz ve onların sonuçları.
 
O zaman boşanmakta bir seçenek değil mi? Evlendiğini zaman kocanız gelip ben birinden hoşlanmıyorum, alev alıyorum dese ne yaparsınız?
e tamam konu sahibi de onu soruyor boşansam mı yoksa duygularımı gömsem mi diye. Bana öyle bir şey söylense üzülürüm ve boşanırım başka ne yapayım?
 
Bugün, aylardır yaşadığım karmaşık duygularıma bir isim koymak, bir nokta koymak, belki de bir virgül koymak için, yargılanmadan bir destek alabilir miyim şansımı denemek için kendime bile itiraf etmekte zorlandığım bir sırrımı, kalbimi açıyorum sana.

32 yaşında, kendi şirketi olan çok iyi kazanan bir kadınım. 10 yıldır evliyim. Çocuğumuz yok. Mutlu, dışardan çok imrenilen bir evliliğim var. Cinsel hayatımız iyi sayılır, maddi hiçbir sıkıntımız yok, eşim kısıtlamaz, darlamaz, seviyemizi, saygımızı hiç bozmayız, her şeyi konuşabiliriz, sosyaliz, gezer, yurtdışında tatiller yaparız. Eşimin ailesi bana tapıyor, bir şeyi ima bile etsem anında yaparlar. Yani aslında her şey yolunda görünüyor.

İşin en garip belki de “sorgulamama” en çok sebep olan kısmı da burada başlıyor. Her şey böyle “ideal” görünürken maalesef hayatımda ilk kez birinden etkilenmeye başladım. İlk etapta şöyle düşündüm: “yıllardır bir adamla evli olunca uzuuun bir aradan sonra bir erkekten ilgi görmek ruhuma iyi geldi, hepsi bu.” Ama sonra zaman ilerledikçe bunun flörtöz birkaç cümle içeren basit bir diyalogtan bir tık daha fazlasını olduğunu hissetmeye başladım. Şimdiden söyleyeyim, ne ben ne de karşı taraf (o da evli) asla ne cinsellik, ne temas yaşamadık. Bu iletişimi, -ilişki diyemeyeceğim çünkü asla bir ilişki değil- arkadaşlığı, enerjiyi, -adına ne derseniz artık- kirletecek hiçbir şey yapmadık. İkimiz de bir şeylerin farkındayız ama “imkansız bir aşk” deyip geçiyor gibiyiz. Gel gelelim aramızda dışardan bakanların bile anlayacağı görünmez bir enerji var. Yan yana geldiğimizde oluşan sihirli bir şey bu. Birkaç kez aynı ortamda denk geldiğimiz çok yakın arkadaşlarım “o neydi öyle, niye böyle baktı, niye öyle oldu, ne garipti” gibi sorular sordular ve hepsi bu görünmez tuhaf enerji yüzünden. Sanki şartlar elverseydi dünyadaki en uyumlu çift biz olurduk gibi hissediyorum. Ona hiç dokunmadım ama dokunursam ortalık alev alacak sanıyorum. Bilmiyorum belki romantize ediyorum. O yaşanmayan “ihtimaller” var ya; o ihtimallerin gerçek olduğu senaryoları düşünüp kendimi çoğu zaman kahrediyorum. Ben (böyle söyleyince çok megalomanca oluyor ama) çok dikkat çeken, güzel bakımlı yaşından çok daha küçük gösteren bir kadınım. Erkeklerin ilgisine, flörtöz hallerine alışkınım ve normalde hiçbiri benden bir kırıntı bile alamaz aslında. Ama gardımı bu kadar indirdiğim, birini bu kadar düşündüğüm için hem evliliğimi sorguladığım hem de sonraki adımda ne yapmalıyım dediğim sıkıntılı bir süreçten geçiyorum. Bazen bu adamı bu kadar düşünmek yerine bir gecelik bir ilişki yaşayıp yoluma bakmış olsaydım kocamı daha “az” aldatmış olurdum diye düşünüyorum. (O ne demekse) Aklım “bu hatayı unut, herkesin imrendiği evliliğine bak, çocuk yap konuyu kapat” diyor. Kalbim “bu mutlu etiketi yapıştırdığın evlilik; gerçekten bu kadar mutlu olsaydı aklında, kalbinde başka bir adama yer olur muydu kendini kandırma” diyor. Şeytan “adama git, ‘gel kimseyi üzmeden incitmeden boşanalım, birlikte yeni bir hayat kuralım’ de” diyor. Rasyonel tarafım “bu konuyu derhal kapat, unut kendine gel” diyor. Bugün bir bebek yapmakla yarın kocama ben boşanmak istiyorum demek arasındayım anlayacağın. Onu üzmeyi, ona fiziksel olmasa da kalben ihanet etmeyi (ki bence bu daha ağır) asla istemiyorum. Ama öte yandan o ihtimal çok çok tatlı geliyor. Bu yasak elmayı bu şartlar altında ısırmak istemiyorum. Bunu kendime yakıştıramıyorum. Kendime, kocama, ve başka bir kadına ihanet etmeye devam etmek, kimseyi üzmek istemiyorum. Ama böyle de her gün kendimi üzülüyorum.

Yazmak, itiraf etmek, (yazınca kendin de daha iyi ve bir kez daha yüzleşiyorsun) bile iyi geldi, umarım çok hırpalamadan bana bir ışık tutmak istersin. Umarım bu kadar uzun bir yazıyı sonuna kadar okur, bana bir ilham verir, kafamdan aşağı bir kova soğuk su döker, belki sadece “seni anlıyorum” diyip elini omzuma koyar, ya da göğsümdeki file bir fil daha eklersin. Şimdiden teşekkür ederim.🌹
Pişman olucağınızı şimdiden görebiliyorum, hisslerim çok kuvvetli.

Eşiniz size hiç yanlış yapmamıs bu zamana kadar çok iyi giden bir evlilik var. Sevgin bittiyse o ayrı ama pişman olcaksın. 10 senelik eş ile 2 günlük hiç tanımadığın biri var büyük risk kumar gibi..

Bikere Bebek konusunu kafandan at. Sen kocanı sevip sevmediğine emin değilsin başkasından hoşlanmaya başlamışsın. Üstüne bide kocandan nasıl bebek yapmayı planlıyorsun? Bunlar çok saçma. Eğer eşinle çözemediğin bişey varsa sevgin varsa konuş çift terapistine git beklentilerin varsa. Yoksa bitir ama pişmanlığın alasını yaşıcaksın.

İlgiler iltifatlar, bakışlar evet flört evet heycan ama sonrası Nanay. Belli değil.
 
Back
X