Kendine tembel

Merhaba kızlar nasılsınız, nasıl gidiyor? :KK3:

Beni sorarsanız, fena sayılmam, yaşayıp gidiyoruz işte. Ve fakat şu birkaç gündür kafama takılan bir şey var, kendime de itiraf etmenin eşiğindeyim, dertlendim. Ne olacak benim bu halim?
Açmaya çalışayım dilim döndüğünce, biraz kendi kendini tahlil, insanlığı sorgu gibi kalabilir, fark etmeden haddimi aşarsam kusura bakmayın, fikirler alırsam çok da sevineceğim:

Şimdi doğuştan gelen belli bir karakterimiz, zamanla da kazandığımız-törpülediğimiz-değişen özelliklerimiz var hepimizin, bizi biz yapan, "İnsan" dan Ayşe, Fatma, Hayriye haline getiren...
Kimimiz biraz daha asi, kimimiz daha uyumlu, kimimiz arı gibi, kimimiz rahatına düşkün vs vs...

Peki bir arada olması, kişiyi rahatsız eden huylarımız ne kadar baskın içimizde?

Şunu kavrıyorum ki, ben, kendi için değil, başkası için çalışabilen-gayret eden bir tembelmişim. Bunu görüyorum kendimde kaç sene sonra. Şöyle açmaya çalışayım; okul hayatım boyunca sadece ilgimi çeken konuları dinledim ve fakat sınavlara son gece çalışma dendi mi akla ilk gelenlerden biri oldum pek çoğunuz gibi. Hiç hırslanmadım derece için desem inanır mısınız? Hep "Bu geçmeye yeter" dedim, soruların devamına bakmadan sınavdan sıkılıp çıktığım çok oldu. (Böyle söyleyince de itici duruyor farkındayım, ama kendimi umursamazlığın ne boyutta olduğunu rahat kavramanız için somut örnek vermek istedim)

Bu hep böyle oldu, lise zamanı dershaneden kaçan ben, salt arkadaşlarla iddiaya girdik diye aynı dershanenin seviye tespitinde ilk 5e girdimdi. Arkadaşlarım için, gırgır olsun diye... Sigarayı bıraktım ağzıma sürmedim 2 sene, evladım için, kendim için adam akıllı denemedim bile... Yemek pişirmeyi öğrendim, eşim için, kendime iki yumurta kırmaya üşenen ben... Annem için okulu tamamladığımı, kardeşim için doğru örnek olmaya çalıştığımı, çalışırken emanet iş diyerek işverenler için pür dikkat kaldığımı... Kendim için ise hep kçım üstü oturduğumu fark ediyorum kaç sene sonra.
Bunun kendimi ispat çabası, ya da bir çeşit değersiz görme hali olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim çünkü onu da yaptığım bir dönem oldu anne-kız ilişkimiz içinde, ispat çabası... Değersiz de görmüyorum, bir şey oldu mu, haklıysam kendimi ölümüne savunurum da.
Her ne ise, sonuçta canımı sıkan ve kendimde nefret ettiğim şey kendim için bir şey yapmayı çok da sallamayacak kadar tembel olmam. Ya da tembellik midir bu, umursamamak mıdır, bilmiyorum.

Bunu da neden dert edindim derseniz, bu haftaki ödevi salladığımı fark ettim, üstelik o kadar hevesle konu belirledim, hayal ettim, hoşuma gitti. Ama bir fırsatını bulduğum an yayılmaya o kadar müsaitim ki... Bir şeye yeni başlarkenki hevesimi hiçbir zaman sürdüremiyorum, en sevdiğim şeyde bile. Zorla, ittire kaktıra, planlayarak, kendimi sıkarak ancak... İlla ilk anki kadar hevesle sürmüyor işler ama bir süre sonra zorlamaya da dönmemeli değil mi, alışılmalı, huzura doğru sabitlenmeli değil mi? Ben ise sıkıntıya kalıyor, üşeniyor ve çoğu kez yetersiz görüp "Sallaa" haline geliyorum.
Maymun iştahlı biri de değilim, onu bırak buna, bunu bırak şuna olayı da yok, hatta "Bitmeden yenisine geçemezsin" diye sıkarım kendimi (Belki de sorun bu, kendi kendimi bıktırıyorum)... Odak sorunum da yok, "Yapmam lazım" dediğimde dünyadan da koparım, öyle gömülürüm işin içine... Ama işte, ne kadar doğru anlatabildim bilmiyorum, kendim söz konusu olduğumda, başkaları için yapmaya çalıştığım şeyler kadar disipline, gayretli ve hareket halinde olamıyorum. Yapamasam, "Zaten yapamıyorsun" deyip geçeceğim de, kendim için yapmıyorum işte, bu da canımı sıkıyor.

Kendim için dibime kadar tembel, başkası için çalışkan...
Kendim için dağınık, başkası için deli titiz. (İşteyken her gün kendi masamı kendim silerdim, evde çocuk ve eşim için belli bir düzen ve temizlik rutinindeyim. O da kendim için değil)
Ya bakıyorum kendime vallahi Kara Murat gibi "Bu anam için, bu babam için" tarzında kılıç sokuyorum hayata. Kendim için değil...

Bir ara denk geldi konusu, bunu psikologla üstünden konuştuk, başka bir şeyi konuşurken arada kaynadı gitti duramadık; "Sorumluluk, emanet düşüncen altında kendini o kadar sıkıyorsun ki, kendine kalan alanda seni dinlenmeye-tembelliğe iten bu olabilir, başkaları için de hata yapmaktan korkmamalısın" tarzı bir şeyler söylemişti. Hatadan korkuyor muyum bilmiyorum ama, şaka gibi gelebilir size, en son ne zaman "Hata" görülecek bir şey yaptım hatırlamıyorum, o kadar oldu... Elimden yanlışlıkla kaydırıp bir tabak dahi kırmadım yakın zamanda (Dalgınlıkla çakmak yürütmek hariç). Saçmalarsam da lütfen kusuruma bakmayın, tam aktaramıyorum.

Bunu dert edindim kendime işte; herkes böyle midir? Yani kendi için yaptığı şeylerde hep bir kaçma meylinde midir? Değildir değil mi? Çok güzel planlı programlı ve severek kendini huzura taşıyan insanlar var, görüyorum. Gözlerinden alıyorum.

Ben neden böyleyim, ya da siz? Vardır kendine tembeller aramızda; neden böyleyiz? Ne yapmamız gerekiyor?
Karışık yazdım gibi geldi, anlatamadım bile derdimi adam akıllı... Uzattım da...
İçim sıkılıyor kaç gündür, oralara buralara gittim, çocuk annemlerde, her şey o kadar müsait ki kendim için bir şeyler yapmaya, çizmeye, boyamaya vs vs ve ben burada oturup tembelliğin gözüne vuruyor, yayılıyor ve konu açıyorum. Kalksam pc başından, "Evde iş yok ohh" diyerek kendimi koltuğa devirip tv zaplayacağım belki... Önceden yine bu kadar değildim ama yaş aldıkça daha bir yayıldım gibi. Hevesler mi bitiyor zamanla? Niçin böyle oluyor kızlar sizce?
O kadar güzel yazmışsın anlatmışsin ki tembel dediğim ben sonuna kadar sıkılmadan okudum

Bende çok boş zaman yarstiyorum kendime isim olmadığından falan değil isimde çok oysaki son dakikaya kadar sıkıştırıp

Son saatte aceleyle herşeyi yapmak hosuma gidiyordur belki de

Başkalarını yargılamak yerine kendinle ilgili açtığın bu konu sebepsizce hosuma gitti belki benden birşeyler de var yazilanlarda ondan midir bilmem ...
 
Ahhh be dostum..
O kadar iyi anlıyorum ki seni.
Bende adını koyamadım bu hissiyatın yıllardır.
Ama tembellik degil galiba.Yaradılış bile olabilir.Kendine yetmemek,kendine geç kalmak yada....
Nasıl tanıdık geldi yazdıkların bir bilsen.
Hele üniversite yılları.Son anlarda çalısırdım sınavlara.Alacagım notta umrumda olmazdı :)
Ama başka bölümden başka insanların dersine calısır onlara ders verirdim..Ama daha huzurlu hissederdim.
Kendi gardropum dağınıktır cogu zaman,eşimin ki jilet....
Kendi işim için çıkmam dısarı ama başkası için haldır huldur gidebilirim her yere....
Başkalarına vesile olurum kurslar,aktiviteler...
Ama kendim için ugrasmam.
Spora giderim 1 hafta sürmez sıkılmam...
Acaba biz mutlu etmekle mi besleniyoruz.
Sorumluluk duygusu mu bizi besleyen ne dersin ?
Başkasını mutlu ederek, kendini mutlu etmek...
Belki de kendin için yaptığın (yaptığımız) şey budur. Dolaylı da olsa kendin için çaba harciyorsun sayılmaz mı?
Yokuspokus Yokuspokus BahtsizBedevii BahtsizBedevii
 
sonuna kadar keyifle ve tebessümle okudum:KK73:
çok güzel bir yazım diliniz var.hep dikkatimi çekiyor.bence duygularınızı mutlaka kağıda dökün.
çocuğunuza günlük tutun mesela ilerde vermek için böyle bir anlatım şekliyle orataya neler neler çıkar.
çok keyifli olur çocuğunuz için okumasi:KK66:
( çocuğunuz için olduğundan bunu yaparsınız mesela):))
sorununuza gelince.sanırım bir amacımız olmadığı için oluyor bir çok şey.
başkalarının mutlu olması bizimle gurur duyması, gurur veriyor birşeyleri başarmış hissi mükemmel felan ama sonra eee diyoruz.
boşuna yapıyoruz duygusu oluşuyor ve bütün aşk sefk kırılıyor.
kendimiz için bazen tembellikte yapmak lazım zaten.onada ihtiyacımız var:KK37:
bende sizin gibi yaşıyorum hayatı diyebilirim içinden gelen bişey sanırım insanın.
1 hafta çok tempolu yasadigimda 1 hafta hiç bişey yapmadan yatabilirim:bicak:
etraftan çalışkan gozukuyorum ama içimde tembelim.
sanırım bizi harekete sevdiklerimizin enerjisi geçiriyor.
:KK51:yaşam enerjisi ile değil sevdiklerimizin enerjisiyle besleniyoruz.bulduğumuz ilk firsattada yayılıyoruz:süslü:
 
:oha: bu resmen ben ya. Ama bir farkla, ben başkaları için de kılımı kıpırdatmıyorum.
Son günlerde ben de bu tarz düşünceler içindeyim, burada görünce bayağı bir şaşırdım açıkcası. Ben de potansiyelimi, hayatım boyunca, tembelliğim yüzünden boşa harcadığımı düşünüyorum. Hep daha azına mecbur oldum tembellik yüzüne. Kendi huyumu biliyorum diye mesleğimi bile ilgi alanıma göre seçtim. İlgimi çekmeyen her şey benim için bir külfet bu hayatta. Ben de bu konuda yardım almayı istiyorum çünkü hedeflerim, yapmak istediğim şeyler var, çok hırslı biriyim de ama bu gidişle çürüyeceğim.:kızgın::KK34:

Aynen, tembelliğim beni çürütüyor hissi de oluyor. Genel bir huzursuzluk hali de ara ara gelip yokluyor. İşte başkaları için yapıyorum anca, ondan şikayetçi de değilim, beni düzende tutan şeyler neticede onlar da, mutlu da oluyorum. Bi kendim kısmı... Tembelliğim potansiyelimi yedi bitirdi. :/ ya da onun gibi bir şey...

resim mi çiziyorsunuz? özel değilse birkaçını atar mısınız, ben çok meraklıyım bu resim konusuna.

Elimden geldiğince çiziyorum. Bana kalsa olur mu şimdilik?
 
Aynen, tembelliğim beni çürütüyor hissi de oluyor. Genel bir huzursuzluk hali de ara ara gelip yokluyor. İşte başkaları için yapıyorum anca, ondan şikayetçi de değilim, beni düzende tutan şeyler neticede onlar da, mutlu da oluyorum. Bi kendim kısmı... Tembelliğim potansiyelimi yedi bitirdi. :/ ya da onun gibi bir şey...



Elimden geldiğince çiziyorum. Bana kalsa olur mu şimdilik?
üzdünüz ama olur tabi:)
 
Şu kırmızıladığım yer var ya, oraya daldım gittim şu an. Nokta atışı gibi geldi.
Mesela resim konusunda, sergi hedefi koydum, bu beni ittiren, teşvik eden bir şey. Ancak devamını sabote ettim.
Yani ne olacak ki aha sergiyi açsan, beğenenler olacak, eleştirenler olacak, işte az şanslıysan varsa o ışık adın birkaç kişinin hafızasında kalacak... Noolcak daha ne olacak ki? deyip orada tökezlediğimi, sıkılmaların baş gösterdiğini düşündüm şimdi. Eşim, kardeşim, evladım gurur duyacak ok ama ben? "Neyin inadına? Neden? Ne kadar anlaşılacak? Takdir görse de ne olacak?" gibi bir şeyleri kafamdan geçirdim. Maddi kaygım olmadığı için belki, bilmiyorum, bir şeyin teşvik etmesi gerekiyor...
Hırslanamama sorunum var zaten.

Diğer yarışmalar değil de resim yarışması olunca hırslanıyordum mesela ortaokulda, belki kendim dışında bir rakip seçmeliyim resim konusunda. Kendimle yarışıyorum olayı olmuyor.

Çok teşekkür ederim. Umarım emeğinizin karşılığını alır, maddi-manevi çok güzel yerlerde olursunuz.
Çok teşekkür ederim.bazı insanlar böyledir.bu konuda bana benzer az kişi gördüm yada görmedim hiç ve ya hiç itiraf eden olmadı bilmiyorim.ama kendini begenmislik olmasın da yapabileceğinizi bildiginiz için,kendinize güvendiğiniz sonucunu bildiginiz için olabilir bu duyguların sebebi.zaten istesem yaparım diyorum.ama rakip bulunca kendime daha hevesle yapıyorum.sıkılmadan.bu defa da umarım sonucunu alırım.
 
Merhaba kızlar nasılsınız, nasıl gidiyor? :KK3:

Beni sorarsanız, fena sayılmam, yaşayıp gidiyoruz işte. Ve fakat şu birkaç gündür kafama takılan bir şey var, kendime de itiraf etmenin eşiğindeyim, dertlendim. Ne olacak benim bu halim?
Açmaya çalışayım dilim döndüğünce, biraz kendi kendini tahlil, insanlığı sorgu gibi kalabilir, fark etmeden haddimi aşarsam kusura bakmayın, fikirler alırsam çok da sevineceğim:

Şimdi doğuştan gelen belli bir karakterimiz, zamanla da kazandığımız-törpülediğimiz-değişen özelliklerimiz var hepimizin, bizi biz yapan, "İnsan" dan Ayşe, Fatma, Hayriye haline getiren...
Kimimiz biraz daha asi, kimimiz daha uyumlu, kimimiz arı gibi, kimimiz rahatına düşkün vs vs...

Peki bir arada olması, kişiyi rahatsız eden huylarımız ne kadar baskın içimizde?

Şunu kavrıyorum ki, ben, kendi için değil, başkası için çalışabilen-gayret eden bir tembelmişim. Bunu görüyorum kendimde kaç sene sonra. Şöyle açmaya çalışayım; okul hayatım boyunca sadece ilgimi çeken konuları dinledim ve fakat sınavlara son gece çalışma dendi mi akla ilk gelenlerden biri oldum pek çoğunuz gibi. Hiç hırslanmadım derece için desem inanır mısınız? Hep "Bu geçmeye yeter" dedim, soruların devamına bakmadan sınavdan sıkılıp çıktığım çok oldu. (Böyle söyleyince de itici duruyor farkındayım, ama kendimi umursamazlığın ne boyutta olduğunu rahat kavramanız için somut örnek vermek istedim)

Bu hep böyle oldu, lise zamanı dershaneden kaçan ben, salt arkadaşlarla iddiaya girdik diye aynı dershanenin seviye tespitinde ilk 5e girdimdi. Arkadaşlarım için, gırgır olsun diye... Sigarayı bıraktım ağzıma sürmedim 2 sene, evladım için, kendim için adam akıllı denemedim bile... Yemek pişirmeyi öğrendim, eşim için, kendime iki yumurta kırmaya üşenen ben... Annem için okulu tamamladığımı, kardeşim için doğru örnek olmaya çalıştığımı, çalışırken emanet iş diyerek işverenler için pür dikkat kaldığımı... Kendim için ise hep kçım üstü oturduğumu fark ediyorum kaç sene sonra.
Bunun kendimi ispat çabası, ya da bir çeşit değersiz görme hali olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim çünkü onu da yaptığım bir dönem oldu anne-kız ilişkimiz içinde, ispat çabası... Değersiz de görmüyorum, bir şey oldu mu, haklıysam kendimi ölümüne savunurum da.
Her ne ise, sonuçta canımı sıkan ve kendimde nefret ettiğim şey kendim için bir şey yapmayı çok da sallamayacak kadar tembel olmam. Ya da tembellik midir bu, umursamamak mıdır, bilmiyorum.

Bunu da neden dert edindim derseniz, bu haftaki ödevi salladığımı fark ettim, üstelik o kadar hevesle konu belirledim, hayal ettim, hoşuma gitti. Ama bir fırsatını bulduğum an yayılmaya o kadar müsaitim ki... Bir şeye yeni başlarkenki hevesimi hiçbir zaman sürdüremiyorum, en sevdiğim şeyde bile. Zorla, ittire kaktıra, planlayarak, kendimi sıkarak ancak... İlla ilk anki kadar hevesle sürmüyor işler ama bir süre sonra zorlamaya da dönmemeli değil mi, alışılmalı, huzura doğru sabitlenmeli değil mi? Ben ise sıkıntıya kalıyor, üşeniyor ve çoğu kez yetersiz görüp "Sallaa" haline geliyorum.
Maymun iştahlı biri de değilim, onu bırak buna, bunu bırak şuna olayı da yok, hatta "Bitmeden yenisine geçemezsin" diye sıkarım kendimi (Belki de sorun bu, kendi kendimi bıktırıyorum)... Odak sorunum da yok, "Yapmam lazım" dediğimde dünyadan da koparım, öyle gömülürüm işin içine... Ama işte, ne kadar doğru anlatabildim bilmiyorum, kendim söz konusu olduğumda, başkaları için yapmaya çalıştığım şeyler kadar disipline, gayretli ve hareket halinde olamıyorum. Yapamasam, "Zaten yapamıyorsun" deyip geçeceğim de, kendim için yapmıyorum işte, bu da canımı sıkıyor.

Kendim için dibime kadar tembel, başkası için çalışkan...
Kendim için dağınık, başkası için deli titiz. (İşteyken her gün kendi masamı kendim silerdim, evde çocuk ve eşim için belli bir düzen ve temizlik rutinindeyim. O da kendim için değil)
Ya bakıyorum kendime vallahi Kara Murat gibi "Bu anam için, bu babam için" tarzında kılıç sokuyorum hayata. Kendim için değil...

Bir ara denk geldi konusu, bunu psikologla üstünden konuştuk, başka bir şeyi konuşurken arada kaynadı gitti duramadık; "Sorumluluk, emanet düşüncen altında kendini o kadar sıkıyorsun ki, kendine kalan alanda seni dinlenmeye-tembelliğe iten bu olabilir, başkaları için de hata yapmaktan korkmamalısın" tarzı bir şeyler söylemişti. Hatadan korkuyor muyum bilmiyorum ama, şaka gibi gelebilir size, en son ne zaman "Hata" görülecek bir şey yaptım hatırlamıyorum, o kadar oldu... Elimden yanlışlıkla kaydırıp bir tabak dahi kırmadım yakın zamanda (Dalgınlıkla çakmak yürütmek hariç). Saçmalarsam da lütfen kusuruma bakmayın, tam aktaramıyorum.

Bunu dert edindim kendime işte; herkes böyle midir? Yani kendi için yaptığı şeylerde hep bir kaçma meylinde midir? Değildir değil mi? Çok güzel planlı programlı ve severek kendini huzura taşıyan insanlar var, görüyorum. Gözlerinden alıyorum.

Ben neden böyleyim, ya da siz? Vardır kendine tembeller aramızda; neden böyleyiz? Ne yapmamız gerekiyor?
Karışık yazdım gibi geldi, anlatamadım bile derdimi adam akıllı... Uzattım da...
İçim sıkılıyor kaç gündür, oralara buralara gittim, çocuk annemlerde, her şey o kadar müsait ki kendim için bir şeyler yapmaya, çizmeye, boyamaya vs vs ve ben burada oturup tembelliğin gözüne vuruyor, yayılıyor ve konu açıyorum. Kalksam pc başından, "Evde iş yok ohh" diyerek kendimi koltuğa devirip tv zaplayacağım belki... Önceden yine bu kadar değildim ama yaş aldıkça daha bir yayıldım gibi. Hevesler mi bitiyor zamanla? Niçin böyle oluyor kızlar sizce?
Kendim için aynı dediğiniz gibiyim oğlum eşim ve öğrencilerim isim için yaptıklarımi da mecburiyet den yapıyorum. Benim durumum daha dramatik aslında saçma gelebilir ama ben bu durumumu balık burcu olmama bağlıyorum cunku balıklar tembel ve baskaları için yaşayan kişiler oluyor genelde
 
ki dilinizle fark etmez demiyorsunuz ama tavirlariniz "fark etmez" cümlesinin aslinda tam özü.
Üşengeç veya tembel olduğunuzu sanmıyorum.
Siz "sadece" kendinize karşı böylesiniz...

Kendi tavirlarinizi sergileyen bir kadin düşünün. Bu kadin hakkinda akliniza gelen ilk kelime ne olurdu?

Düşünüyorum da net gelmedi bir şey.
Düşünceli desem?
İçimde de fark ediyor ama işte, fark etmese rahatsız da olmam sanki. Sevgi dolu bir ortamda büyüdüm, tabi annemin bilmeden bazı şeyleri şartlı sevgi gibi geçirdiği anlar da olmuştur ama işte bunu bunu yaparsan seni sevmeyiz tarzı bir şey de yaşamadım. Arkadaş kaybetme korkum vardı, o da tek çocuktum 9 yaşına kadar, ondan huy gibi oldu sanırım bilemedim. Arkadaş kaybetme korkum vardı belli bir yaşa kadar bak evet.
 
Bu bende de var. Yani bilmiyordum aslında belki üzerinde durmuyordum ama yazınızı okuyunca farkettim. Tamam şimdi çocuklarım var onlar için yapıyorum çoğu şeyi. Onlar için erteliyorum kendimi. Ama evlilik öncesi. O zaman da öyleydim. Hep kendim arka planda sevdiklerim, arkadaşlarım on planda. Neden kendim için kıyafet almak dışında birşey yapmıyorum? Evde kimse yoksa kahvaltı bile etmem. Okulda birinci olacak kapasitem hep vardı. Ama hiç sınavlar için yüz alacak şekilde çalışmadım. Amaaan yüz alsam nolur seksenbes alsam nolur modundaydim hep. Ama küçük de okula başlasın tüm yarim bıraktığım hobilerime devam edeceğim inşallah. Biraz da kendim için, sevdiğim için yapayım artık..

Yapın tabi... Ben de öyle başladım, zaten hayalimdi, bu kadar erteledim-bahaneler ürettim şimdi başlayacak ve sonunu göreceğim dedim. De işte... Sıkıntılara kaldım yine. Şu an olanaklar içinde, kendi tembelliğimle burun buruna geldim gibi hissediyorum. Yolumda sandığım şeyler yolumda değilmiş, hepsi köşesine çekilip "Al buyur hadi" dendiğinde kendi yayılmışlığımı görüyorum. Karakter midir, huzursuzluğum, bu huyumdan ileri mi geliyor demeye başladım. Kendimde sevmediğim bir yönü görüyorum gibi, değiştirmem lazım.

Sizin vakitsizlikten oluyor anlattığınıza göre (Bu dönemi de yaşadım), umarım kendiniz için vakti hemen gelir.

ayyyy aynı ben :KK43: sende mı balık burcusun ondan mı oluyo bunlar ıstıfa etcem artık bu burctan ben:KK12:

Kova... İçi balık dolu bir kovayım herhalde :/
 
Okudum yazının tamamını. Bu bende de var bir şey emanet oldu mu artık ben rahat edemiyorum. O şey kusursuz olacak yani. Herkesin işine bu kadar kafa yorunca da kendim için bişey yapmaya mecalim kalmıyor hemen sıkılıyorum bu konuda psikologunuza katıldım.

Acaba bizim bu halimiz küçüklükten böyle yetiştirilme kaynaklı olabilir mi? bazen buna yoruyorum annem de böyle bir insan olduğu için.
 
Kuzum yapıyorum yapmasına da işte, bu kadar keyif aldığım bir şeyde bile kaçıyorum çoğu kez.
Hatta salt kendim için bile düşünmüyorum bunu, ileride evladım, kardeşim, eşim vb. baktığında, gurur duyabilecekleri, iz bırakabileceğim bir şeylerin çabası o da bir yerde.



Est.
Bi buna üşenmiyorum değil mi :KK70:
Başladım mı sonu da gelmiyor...
Canın sağ olsun :)
Vallahi beğeniyorum yazılarını konularını güzel anlatıyorsun ama bende kendim için hic bisey yapmıyorum farkettim de hep başkaları için yaşıyoruz yaaa ne olacak bu halimiz
 
Kendim için aynı dediğiniz gibiyim oğlum eşim ve öğrencilerim isim için yaptıklarımi da mecburiyet den yapıyorum. Benim durumum daha dramatik aslında saçma gelebilir ama ben bu durumumu balık burcu olmama bağlıyorum cunku balıklar tembel ve baskaları için yaşayan kişiler oluyor genelde

Bende balik burcuyum... tembel değilim. Tam tersi...sinsi sinsi sakın sakın icimden ne geliyorsa onu yaparım. Yani canim yemek isterse pişiririm. İstemezse yemem...sipariş ederim filan. Asla kendime baski uygulamam... uygulayani sessizce cikaririm hayatimdan. Pirt diye... ruhu duymaz.

Başkaları icin asla yaşamam ve yaşamadım. Kendi hayatimdan ve isdeklerimden vazgecmem. Acik acik diyorum; ölsem vazgecmem' insanlari cok severim... ama en cok kendimi severim. Hemde nasil severim.

Yardim etmeyi cok severim ( ama bu sadece kendimi üstün gördüğüm icindir, bunu asla dile getirmem. Aşırı mütevazi takilirim ama icimden bilirim.)

Aşırı inancliyimdir...( hasta bir düşünce ile kendimi özel bir insan olarak görürüm ( banlanmadan hemen yazim: yani sanki yaradan beni bir tik daha cok seviyor gibi bir düşünce) inancimla catişsada bu cocuklukdan beri olan bir his... ve gitmiyor)
Buna dayanarak...kendimden taviz vermem. Asla.
Tipik Balik gibi görünürüm ama çoğu balik burcu kendi ruhunun dibinde bulunun karanlik bölümlere inmiyor galiba. Kendini sulugöz, romantik, verice olarak tanimlayan balik cok var...
 
Ben de böyleyim bu yüzden hiç elle tutulur bi arkadaşlığım bile yok insanlar beni kullandığı yerde bıraktılar

Olur yine, benim de bir dönem böyle geçti; alan alacağını aldı gitti. Ben onların ne aldığına değil, nasıl verdiğime-bana verdiklerine baktım. Arkadaşlığın ne olmadığını öğrendiğimde, arkadaşlığı anladım. Siz de böyle düşünün. 1-2 kişi vardır dostum dediğim yanımda yamacımda, buradan da konuştuğum insanlar var içimi açan, arkadaş dersen selam-selam hepsine, arada ora bura gitmece nadiren... Gidenin yerine geliyor dertlenmeyin hiç.

O kadar güzel yazmışsın anlatmışsin ki tembel dediğim ben sonuna kadar sıkılmadan okudum

Bende çok boş zaman yarstiyorum kendime isim olmadığından falan değil isimde çok oysaki son dakikaya kadar sıkıştırıp

Son saatte aceleyle herşeyi yapmak hosuma gidiyordur belki de

Başkalarını yargılamak yerine kendinle ilgili açtığın bu konu sebepsizce hosuma gitti belki benden birşeyler de var yazilanlarda ondan midir bilmem ...

Ben de çok aceleciyim ya hep bir koşma halindeyim gün içinde. İşte bir boşa çıktığımda, kendime kaldığımda yayıl da yayıl, düşün düşün... "Yetişebiliyoruz nasılsa" ertelemesi mi bu? ... Kafam karıştı konu içinde inan, ne desem diğerini yalanlarım gibi bir şey oldum yine. Teşekkür ederim, sanırım bilmeziye, hepimize tanıdık, ortak bir dert edindim. :/ Kendimi yargılamaktan, başkasına sıra da gelmiyor zaten bazen... Tekrar teşekkür ederim.
 
Başkasını mutlu ederek, kendini mutlu etmek...
Belki de kendin için yaptığın (yaptığımız) şey budur. Dolaylı da olsa kendin için çaba harciyorsun sayılmaz mı?
Yokuspokus Yokuspokus BahtsizBedevii BahtsizBedevii

Sayılır tabi... Bu kısımdan çok şikayetçi değilim, hatta "Başkasını mutlu gördüm yetti bana" gibi tertemiz de değil bunun altı, "İşe yaradım ya, faydam dokundu" rahatlığı da oluyor, "Bunu yapabiliyormuşum, biliyormuşum ben bu işi yav" tatmini de oluyor. Mutluluk içinde mutluluk bir şekilde çıkıyor evet.

Konuya yazacagim da cok uzun cevap verirsin diye korkuyorum. Agri kesici kafasiyla okuyamiyorum.

Ertelemek deniyor buna hatta procrastination ...

Geçmiş olsun. Kısacık yazayım: Ertelemeyi de erteliyorum ya işte o kötü. 5. çalan alarma -ertele- diyerek basar gibiyim.
 
Sayılır tabi... Bu kısımdan çok şikayetçi değilim, hatta başkasını mutlu gördüm kadar tertemiz de değil bunun altı, "İşe yaradım ya, faydam dokundu" rahatlığı da oluyor, "Bunu yapabiliyormuşum, biliyormuşum ben bu işi yav" tatmini de oluyor.



Geçmiş olsun. Kısacık yazayım: Ertelemeyi de erteliyorum ya işte o kötü. 5. çalan alarma -ertele- diyerek basar gibiyim.

Sagol gansta. Sigara konusunda ufak bir surtusme yasamistik ama fikirlerimiz degisik olabilir . Onemli olan seviyeyi bozmamak.

Soyle bir konum var bakarsan :)
https://www.kadinlarkulubu.com/forum/threads/ertelemeyi-ertelemek.948091/
 
sonuna kadar keyifle ve tebessümle okudum:KK73:
çok güzel bir yazım diliniz var.hep dikkatimi çekiyor.bence duygularınızı mutlaka kağıda dökün.
çocuğunuza günlük tutun mesela ilerde vermek için böyle bir anlatım şekliyle orataya neler neler çıkar.
çok keyifli olur çocuğunuz için okumasi:KK66:
( çocuğunuz için olduğundan bunu yaparsınız mesela):))
sorununuza gelince.sanırım bir amacımız olmadığı için oluyor bir çok şey.
başkalarının mutlu olması bizimle gurur duyması, gurur veriyor birşeyleri başarmış hissi mükemmel felan ama sonra eee diyoruz.
boşuna yapıyoruz duygusu oluşuyor ve bütün aşk sefk kırılıyor.
kendimiz için bazen tembellikte yapmak lazım zaten.onada ihtiyacımız var:KK37:
bende sizin gibi yaşıyorum hayatı diyebilirim içinden gelen bişey sanırım insanın.
1 hafta çok tempolu yasadigimda 1 hafta hiç bişey yapmadan yatabilirim:bicak:
etraftan çalışkan gozukuyorum ama içimde tembelim.
sanırım bizi harekete sevdiklerimizin enerjisi geçiriyor.
:KK51:yaşam enerjisi ile değil sevdiklerimizin enerjisiyle besleniyoruz.bulduğumuz ilk firsattada yayılıyoruz:süslü:

Teşekkür ederim ^_^
Hamileliğimden başlayarak bir günce tutayım demiştim Çayımın şekeri, mahvettim. Cici cici hatıra kalsın diye yazarken, öyle karamsar bir hale gelmiş ki o defter, hani bir noktadan sonra bu ne yav diyerek elinden fırlatır çocuğum okusa. Onun yerine albüm yapıyorum fotoğraflarla minik notlarla. Yazmak bana göre değil, bozuyor beni. :/ Burada sanal günce tutayım dedim canım sıkıldıkça yazayım, işte ara ara onu yazıp geçiyorum burada olunca delicesine duygusallığa girmiyorum. Artık çocuk da buradan okur büyüyünce. KKda erkek var diye banlamazlarsa :p :))

Sevdiklerimizin enerjisi ile besleniyoruz da, demek yetmiyor bana baksana; huzursuzluk oluyor "Yapamadım, şunu da kendim için beceremedim, başlayamadım, sonlandıramadım, yarım bıraktım, yine tembellik ettim" diye. Zihnim hep yorgun... Geçer diyeyim bari...

üzdünüz ama olur tabi:)

Üzülme yav.
Belki sonra paylaşırım. Biraz çekingenim bu konuda, ondan.
 
Merhaba kızlar nasılsınız, nasıl gidiyor? :KK3:

Beni sorarsanız, fena sayılmam, yaşayıp gidiyoruz işte. Ve fakat şu birkaç gündür kafama takılan bir şey var, kendime de itiraf etmenin eşiğindeyim, dertlendim. Ne olacak benim bu halim?
Açmaya çalışayım dilim döndüğünce, biraz kendi kendini tahlil, insanlığı sorgu gibi kalabilir, fark etmeden haddimi aşarsam kusura bakmayın, fikirler alırsam çok da sevineceğim:

Şimdi doğuştan gelen belli bir karakterimiz, zamanla da kazandığımız-törpülediğimiz-değişen özelliklerimiz var hepimizin, bizi biz yapan, "İnsan" dan Ayşe, Fatma, Hayriye haline getiren...
Kimimiz biraz daha asi, kimimiz daha uyumlu, kimimiz arı gibi, kimimiz rahatına düşkün vs vs...

Peki bir arada olması, kişiyi rahatsız eden huylarımız ne kadar baskın içimizde?

Şunu kavrıyorum ki, ben, kendi için değil, başkası için çalışabilen-gayret eden bir tembelmişim. Bunu görüyorum kendimde kaç sene sonra. Şöyle açmaya çalışayım; okul hayatım boyunca sadece ilgimi çeken konuları dinledim ve fakat sınavlara son gece çalışma dendi mi akla ilk gelenlerden biri oldum pek çoğunuz gibi. Hiç hırslanmadım derece için desem inanır mısınız? Hep "Bu geçmeye yeter" dedim, soruların devamına bakmadan sınavdan sıkılıp çıktığım çok oldu. (Böyle söyleyince de itici duruyor farkındayım, ama kendimi umursamazlığın ne boyutta olduğunu rahat kavramanız için somut örnek vermek istedim)

Bu hep böyle oldu, lise zamanı dershaneden kaçan ben, salt arkadaşlarla iddiaya girdik diye aynı dershanenin seviye tespitinde ilk 5e girdimdi. Arkadaşlarım için, gırgır olsun diye... Sigarayı bıraktım ağzıma sürmedim 2 sene, evladım için, kendim için adam akıllı denemedim bile... Yemek pişirmeyi öğrendim, eşim için, kendime iki yumurta kırmaya üşenen ben... Annem için okulu tamamladığımı, kardeşim için doğru örnek olmaya çalıştığımı, çalışırken emanet iş diyerek işverenler için pür dikkat kaldığımı... Kendim için ise hep kçım üstü oturduğumu fark ediyorum kaç sene sonra.
Bunun kendimi ispat çabası, ya da bir çeşit değersiz görme hali olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim çünkü onu da yaptığım bir dönem oldu anne-kız ilişkimiz içinde, ispat çabası... Değersiz de görmüyorum, bir şey oldu mu, haklıysam kendimi ölümüne savunurum da.
Her ne ise, sonuçta canımı sıkan ve kendimde nefret ettiğim şey kendim için bir şey yapmayı çok da sallamayacak kadar tembel olmam. Ya da tembellik midir bu, umursamamak mıdır, bilmiyorum.

Bunu da neden dert edindim derseniz, bu haftaki ödevi salladığımı fark ettim, üstelik o kadar hevesle konu belirledim, hayal ettim, hoşuma gitti. Ama bir fırsatını bulduğum an yayılmaya o kadar müsaitim ki... Bir şeye yeni başlarkenki hevesimi hiçbir zaman sürdüremiyorum, en sevdiğim şeyde bile. Zorla, ittire kaktıra, planlayarak, kendimi sıkarak ancak... İlla ilk anki kadar hevesle sürmüyor işler ama bir süre sonra zorlamaya da dönmemeli değil mi, alışılmalı, huzura doğru sabitlenmeli değil mi? Ben ise sıkıntıya kalıyor, üşeniyor ve çoğu kez yetersiz görüp "Sallaa" haline geliyorum.
Maymun iştahlı biri de değilim, onu bırak buna, bunu bırak şuna olayı da yok, hatta "Bitmeden yenisine geçemezsin" diye sıkarım kendimi (Belki de sorun bu, kendi kendimi bıktırıyorum)... Odak sorunum da yok, "Yapmam lazım" dediğimde dünyadan da koparım, öyle gömülürüm işin içine... Ama işte, ne kadar doğru anlatabildim bilmiyorum, kendim söz konusu olduğumda, başkaları için yapmaya çalıştığım şeyler kadar disipline, gayretli ve hareket halinde olamıyorum. Yapamasam, "Zaten yapamıyorsun" deyip geçeceğim de, kendim için yapmıyorum işte, bu da canımı sıkıyor.

Kendim için dibime kadar tembel, başkası için çalışkan...
Kendim için dağınık, başkası için deli titiz. (İşteyken her gün kendi masamı kendim silerdim, evde çocuk ve eşim için belli bir düzen ve temizlik rutinindeyim. O da kendim için değil)
Ya bakıyorum kendime vallahi Kara Murat gibi "Bu anam için, bu babam için" tarzında kılıç sokuyorum hayata. Kendim için değil...

Bir ara denk geldi konusu, bunu psikologla üstünden konuştuk, başka bir şeyi konuşurken arada kaynadı gitti duramadık; "Sorumluluk, emanet düşüncen altında kendini o kadar sıkıyorsun ki, kendine kalan alanda seni dinlenmeye-tembelliğe iten bu olabilir, başkaları için de hata yapmaktan korkmamalısın" tarzı bir şeyler söylemişti. Hatadan korkuyor muyum bilmiyorum ama, şaka gibi gelebilir size, en son ne zaman "Hata" görülecek bir şey yaptım hatırlamıyorum, o kadar oldu... Elimden yanlışlıkla kaydırıp bir tabak dahi kırmadım yakın zamanda (Dalgınlıkla çakmak yürütmek hariç). Saçmalarsam da lütfen kusuruma bakmayın, tam aktaramıyorum.

Bunu dert edindim kendime işte; herkes böyle midir? Yani kendi için yaptığı şeylerde hep bir kaçma meylinde midir? Değildir değil mi? Çok güzel planlı programlı ve severek kendini huzura taşıyan insanlar var, görüyorum. Gözlerinden alıyorum.

Ben neden böyleyim, ya da siz? Vardır kendine tembeller aramızda; neden böyleyiz? Ne yapmamız gerekiyor?
Karışık yazdım gibi geldi, anlatamadım bile derdimi adam akıllı... Uzattım da...
İçim sıkılıyor kaç gündür, oralara buralara gittim, çocuk annemlerde, her şey o kadar müsait ki kendim için bir şeyler yapmaya, çizmeye, boyamaya vs vs ve ben burada oturup tembelliğin gözüne vuruyor, yayılıyor ve konu açıyorum. Kalksam pc başından, "Evde iş yok ohh" diyerek kendimi koltuğa devirip tv zaplayacağım belki... Önceden yine bu kadar değildim ama yaş aldıkça daha bir yayıldım gibi. Hevesler mi bitiyor zamanla? Niçin böyle oluyor kızlar sizce?
Ben de aynı sizin gibiyim üniversite sınavına çalışmaya çok üşendiğim için hiç çalışmadan girdim. Aslında Tıp istiyordum ama fizyoterapist lik okuyorum .:mad:Açlıktan ölsem dahi bazen aç yattığım bile oluyor kendim için kalkıp yemek yapmam asla .ama eşim isteyince veya çocuklarım aç olunca kalkıp yapıyorum, temizlik deseniz aynı biri gelince işte eşime laf vermemek adına veya üzerime konuşmasın diye yapıyorum.
Bazen diyorum ki ulan 50 sene geçsin de ölelim artık:KK70:
Kişisel bakım da yapayalnız olsam yani evde hiç kimse olmasa eşim olmasa kendim için kalkıp saç baş yapmam açıkçası veya markete giderken makyaj yapanlara görünce çok şaşırıyorum yani .
Bunun sebebi Aslında kendimize vakit ayıramıyor oluşumuz eşim ,çocuğum ,ailem derken veya işim derken Yoruluyoruz bu yüzden hani mecburiyet gibi gördüğümüz için onları yapıyoruz. kendimize gelince mecburiyet görmüyoruz ve bu yüzden yapmıyoruz.
Çünkü zaten yeterince yoruluyoruz.:KK50:
 
Okudum yazının tamamını. Bu bende de var bir şey emanet oldu mu artık ben rahat edemiyorum. O şey kusursuz olacak yani. Herkesin işine bu kadar kafa yorunca da kendim için bişey yapmaya mecalim kalmıyor hemen sıkılıyorum bu konuda psikologunuza katıldım.

Acaba bizim bu halimiz küçüklükten böyle yetiştirilme kaynaklı olabilir mi? bazen buna yoruyorum annem de böyle bir insan olduğu için.

Yetiştirme etkisi çok fazla, ben de buna inanıyorum. Emanet aldım-dikkat etmeliyim olayı kendimi ezen bir yere ulaşırdı eskiden, şimdi yine iyi, diyorum sen insansın yav kasa-robot değilsin. Bir de -Söz verdimse yapmalıyım- şeysi... Hatta benim yegane delirebildiğim nokta başkasından söz alıp yerine gelmeyince yaşanıyor sinirlerim beni aşıveriyor. Oysa bu kadar net değil ki hiçbir şey; o gün söz verir, bugün yapamaz, insanlık halidir, emaneten bir şeyleri yapıyordur, insandır hata yapar... Bunu üstünden konuştuk işte, derine inmeden. :) Kesinlikle yetiştiriliş... Bu konuda biraz esnek olacağım çocuğuma karşı mesela.

Sagol gansta. Sigara konusunda ufak bir surtusme yasamistik ama fikirlerimiz degisik olabilir . Onemli olan seviyeyi bozmamak.

Soyle bir konum var bakarsan :)
https://www.kadinlarkulubu.com/forum/threads/ertelemeyi-ertelemek.948091/

İnan hatırlamıyorum sürtüşme yaşadık mı yaşamadık mı :/
Sigara konusunda kendim çok çektiğimden bıraktım-bırakmadım-tekrar başladım vs vs, yani asabi cümleler kurmuş olabilirim (konuyu da hatırlamıyorum) ama seviyeyi düşürmemişimdir, yapmam onu.
Bakayım merak ettim konunu.
 
İnan hatırlamıyorum sürtüşme yaşadık mı yaşamadık mı :/
Sigara konusunda kendim çok çektiğimden bıraktım-bırakmadım-tekrar başladım vs vs, yani asabi cümleler kurmuş olabilirim (konuyu da hatırlamıyorum) ama seviyeyi düşürmemişimdir, yapmam onu.
Bakayım merak ettim konunu.

Daha cok kisisel bir konu, artik o kadar ertelemiyorum. Boyadan kinaya gectim mesela, 13.5 kilo verdim vs vs...

Yalniz fiziksel olarak cok fazla hasta oluyorum onu da baska turlu arastiriyorum.
 
X