Kendini sevmenin birkaç alt dalı var bence. Biri kendi kendine yetebilmek, kendi başınayken huzurlu hissedebilmek, ikincisi isteklerini/ihtiyaçlarını kabullenmek ve gerçekleştirmek, üçüncüsü de olduğun kişiyi benimsemek ve buna göre hareket etmek.
Olduğun kişiyi benimseme kısmını terapistim bana şöyle açıklamıştı. Hepimizin bir takım değerleri var. Bunların farkında olabiliriz ya da olmayabiliriz. Bilerek ya da bilmeyerek bu değerlerle çelişen şeyler yaptığında hayattan tatminin, öz saygın ve mutluluğun azalıyor. Mesela gerçekten özgeci bir insansan bencil davrandığında daha mutlu ve tatminkar hissetmiyorsun. Ya da keşif hissi senin için önemliyse bunu arka plana attığında kendini manalı birşeyler başarmış yeterli biri gibi hissetmiyorsun ne yaparsan yap. O yüzden ilk önce çekirdek değerlerini keşfetmen gerekiyor. Bunun için bir takım egzersizler vermişti bana, ilgini çekiyorsa paylaşabilirim seninle de. Daha sonrasında da 'Önemsediğin ama hayatında fazla yeri olmayan değerleri nasıl hayatına dahil edebilirsin?' sorusuna somut cevaplar arıyorsun.
İsteklerini/ihtiyaçlarını kabullenmek kısmı da benzer bir şekilde. Diyelim ki sevilme, başkaları tarafından takdir görme ya da güzel hissetme gibi ihtiyaçların var. Bu tarz şeylere ihtiyaç duymayı küçümseme, bu yüzden kendine kızma vs. yerine ihtiyaçlarını olduğu gibi kabul ediyorsun.
Örneğin onaylanma ihtiyacın var. Bu kadar şey başardın sözde çok güçlüsün ama hala insanlardan aferin bekliyorsun. Çocuk musun sen? Vs. Vs. Diye kendine kızmak ve bu ihtiyacı bastırmaya çalışmak yerine olduğu gibi kabul ediyorsun. Böylece bu isteği bastırıp bastırıp sonra farkında olmadan sırf onaylanmak için büyük, gereksiz hamleler yapmıyorsun. İsteklerini kabullendiğinde onları yapıcı yollarla tatmin etmeyi öğreniyorsun. Bu da kendini ve hayatını daha fazla sevmeni sağlıyor.
Bir de bu istekler/ihtiyaçlar konusunda sosyal/mental/ruhsal/fiziksel ihtiyaçların ve gelişimin için düzenli çaba harcama konusu var ama çok uzattım yazıyı. Oraya girmeyeceğim o yüzden.