cumartesi gunu şehir merkezine gittik. arabayı servise götürmek amacıyla. hemen bahsedeyim. pizzacının 15 yaşında motorsiklet kullanan elemanı eşim gece 11 de hastaneye giderken arkasından carpmış, doguma yetişeceği için tutanak falan tutturamamış, ancak polisler ve hastaneden bir memur da ordaymış görmüşler. kaporta ve far gitmiş. neyse pizzacının sahibi ödemem falan filan, yazık 600 tl ye çalışıyor, siz karşılayın, ben ödersem, maaşından keserim falan demiş adam. eşimde o zaman tutanak tuttururuz, sana ceza gelir, çocugun yaşı küçük falan filan, neyse en sonunda kabul etmişler, biz de servise gittik.
arkadaslar da telefon ettiler, buraya gelin diye. neyse biz iki kadın koçtaşa gidelim de evimizi güzelleştirelim dedik, bunlarda bize araba bayiine de gidelim dediler, alış veriş bitti, aradık geldiler, eşim dedi, ben araba aldım, dalga geçiyorlar sandım. 1 gece önce böyle bir sohbet geçmişti, ancak model ve bu işe harcanacak para konusunda karar verememiştik, anlaşmazlık değil de, çekilmiş kredimiz var, ne kadar ödeme yapabiliriz, ne kadar paraya ne model alalım diye konusurken gitmiş, almışlar, şaka gibi. biz de arkadasla o tavayı alsak mı almasak mı, pahalı diye düşünürken, 2 adam gidip, araba alıyorlar.
bugun 1000 lira kapora göndermiş, haziran 15 de gelecekmiş. ancak kredi ve ödeme konusunda halen bir planımız yok. hayırlısı olur inşaallah.
bu arada derfat dun araba konusunu açmış. ben her ankaraya gidişimizde iş yerinde birlikte çalıştıgımız arkadası da götürürdük. ya da iş çıkışı bırakılacak, getirilecek götürülecek arkadasları da arabamıza her zaman alırdık. ankaraya bıraktıgımız arkadas çok yakınım olmasına rağmen biz onu götürdük diye ufak hediyeler alır ya da annesi bir şeyler gönderirdi bana. kedisini de eşim veterinere götürürdü, ama kız çok ezilirdi. ankarada ise kendisini kesinlikle eve ya da ilçesine bıraktırmaz, yolumuz üzerinde bir yere bıraktırır ve babası gelip ordan alırdı onu, biz arkadasımı hiç yük olarak görmezdik. çünkü çok dikkat ederdi, bize zorluk çıkarmamaya (beni kk ile tanıştıran arkadasım)
ama eşim ben kızıp, daha önce uyarmadıysam herkesi kapısının önüne kadar bırakır, adam der yolda ineyim, bu illla ki 1 metrede olsa kapısının önünde bırakır ve dönüş olmadıgı için 1 km lik yolu geri dönerdi. herkesi evinin kapısına kadar getirecek, yol üstünde bırakmayı bilmez. bazıları onun bu yönünü bildiğinden derfatın eşi gibi işi kullanmaya döker. adam halı saha maçına gidip gelecek, eşim 4 km ters istikamete gider, alır onu da maça götürür, dönüşte tekrar aynı yolu bıraktırır kendisini. eşim bunlardan hiç gocunmaz.
hafta sonu birlikte vakit geçirdiğimiz arkadaslarımız bize telde dediler ki biz kafedeyiz, buradan alın bizi, aldık, neyse gezdik, yemeğe gittik (biz ödedik, bu önemli değil, biz de evlerinde yemeklerini yeriz) bize gecelim dediler, kız hazırlık yapmış geliriz diye. eve dogru dönecekken, kafenin oraya gidelim, biz arabayı oraya bıraktık dediler, gittik arabalarını oradan aldık, evlerine geçtik. ben bu durumu hiç anlamıyorum. bunların ikisi de otomatik vites, dizel, sıfır araba almışlardı kendilerine. 2 arabaları varken ve bizim araba onlarınkine göre çok eski ve konforsuzken, yeni arabalarımızda da öyle yapıyorlardı gerçi, çoğunluk böyle yaparlar. evlerine gittiğimizde yedirirler içirirler ama arabaları konusunda hep böyleler. bizi ararlar, kapılarının önünde 2 araba durur, kendilerini taşıtırlar. ha aynı yönden geliyor olsak, amenna. ya da adam eşimi arar, kendisini evden aldırtır, gece gezdirtir, evine bıraktırır, ben bu işi hiç anlamıyorum, arabalarına mı kıyamıyorlar, yoksa benzine mi. bizim yakıt masrafımız çok olur, ilçeden ile gidip gelirken, şehir içinde yakıt masrafları da olmaz, zaten memleketleri orası ama neden böyle yaparlar bilmiyorum.
kaynıma söz yapılacaktı biz bir gün ankaraya gidiyoruz, bu adamda geldi bizimle, arkadaslarını ziyaret edecek. oruçluyuz, aileden sürekli arıyorlar, geç kalıyorsunuz, nerdesin iftara yetişin falan diye. bu adam ankarada mesai bitiminde bizi trafiğe soktu ve gideceği yere kapının önüne kadar kendisini bıraktırdı, trafikten zor çıktık ve ezan okunurken eve girdik.
ben araba giderken boş gitmesi taraftarı değilim, minibüsçü kazanacagına, arkadasımın parası cebine kalsın diye düşünürüm, benim arkadaslarımda bu konuda çok incedir, onlara yük olmadıklarını hissettirmemeye çalışsam da uzun yola götürdüysek, onlarda bir kibarlık yaparlar. ama eşimin huyunu anlayan bazı uyanıklar kullanmaya götürüyorlar işi.