kıskançlık!

hastalık diyenlere kızmışsın ama şöyle söyleyeyim genel bir kontrol hakim sende...
nişanlının bakışlarının kontrolü, net hesaplarının kontrolü, yorum yazanların yazılarının kontrolü...
sorun kıskançlık değil de belki budur...

çok önceden bu tarz bir ilişkim de olmuştu ayrıca, bu şekilde başlayıp büyümüş çirkinleşmişti...
bir an önce kendine hakim ol, yöntem olarak bir şey söyleyemem fakat kıskançlık ya da kontrol mevzusunda da psikoloğa danışmanı öneririm; kendi rahatlığın açısından...
sonuçta psikoloğa gitmek hasta olmak anlamına da gelmiyor zaten...
 
bu tarz birini beğenir mi, bakar mı korkularının altındaki ana neden aldatılma korkusu sanırım.

bende de vardı zamanında, hem de senden daha fazla.

benimki hiç bakmazdı etrafına ama ne oldu, aldattı.

yani bakmayan aldatmıyor diye birşey yok.

bu aydınlanmaya ulaşınca bir rahatlık geldi ki bana, sorma

kendimi boşa yiyip bitirmişim diyorum
 

Saf değiller aslında, sadece ilgi alanları çok geniş olduğu için, bu meselelere kafa yoracak vakit bulamıyorlar bence.
Bir süre sonra hepsine alışıyorsun, hiç üzme kendini. Ona hiçbir şey belli etmemekle de çok iyi yapıyorsun.
Her daim cool olmak da fayda var .

Bir de ben şunu yapardım, duygularım beni çok rahatsız etmeye başladığında;
kendi arkadaşlarımla hafta sonu dışarı çıkardım, Beyoğlu'na filan, onsuz.
Tabii bunun da aklı bende kalırdı, ama o da güya hiç belli etmiyor, "nasılsın? demek için aradım" diye nameler.
Vay be, ne günlermiş! İkimiz de ölmüşüz cool'luktan.
 
Hem birşey yazıyorsun hem yorum yapanları tersliyorsun. Nasıl yorumlar yapalım o zaman ortaya bir menü hazırla ona göre yazalım.

Kıskançlık bir hastalığın belirtisi olabilir. Kendisi hastalık değildir ancak sağlıklı kabul edilmez. Kıskançlığın hafifi veya ağırı, yumuşağı veya haşini hepsi hayatın içinde vardır ve hayatı bir süre çekilmez kılar sevgiyide öldürür. Üzgünüm ama bende psikoloğa git. Yani başka ne diyelim ki tamama devam et mi diyelim. Eleştiriye bile kapalısın. O zaman kendi sorununu kendin çöz arkadaşım buraya yazma. Öz güven şart.
 

kıyamam ya sen bence çok seviyorsun ondan oluyor.baksana sebepsiz kıskandığına göre.hiç bir şüpheli davranışı yok çünkü adamın:)
 
Son düzenleme:

öncelikle konu içinde yazdığım cevapları okuma zahmetine katlanmak yerine birkaç yazıya bakmışsınız sanırım. ben sorunum olduğu için, çözüme ulaşmak için yazmadım bu konuyu. kıskançlığa genel bakış açısını merak ettim ve öncelikle kendimden örnek verdim.

siz hangi yetki ve hakla benim hastasın gibi bir yorumu kabul etmemi beklyorsunuz?
buna elbette cevap vereceğim. bahsettiğiniz öz güvene belli ki bir oranda sahibim ki bu şekilde bir yaklaşımı kabul etmiyorum. size de yorum yapmadan önce incelemenizi ve konuya yazdığım cevapları kontrol etmenizi öneririm.

konunun adı kıskançlık. psikolojik sorunlarım var yardımcı olun gibi bir isteğim ve talebim yok. görüş almak ve kendimden örnek vererek konuya başlamak istedim.
anlayabildiniz mi?

gerekiyorsa her sayfaya bu yorumumu yapıştırayım ki konu hakkında yorum yapmadan önce konu sahibi olarak görüş ve fikirlerimi siz zahmet etmeden her sayfada önünüze sunmuş olayım.

şunu da belirtmek istiyorum; burada konu açmak için yardım alma veya çaresiz bir durumda olma zorunluluğu mu var?
mecbur muyum içinden çıkılmaz bir durumda olmaya hayırdır?
 

peki siz hangı yetkiye dayanarak yazma dıyebılıyorsunuz yetkiler sizemı verılıyor sadece


ınsan sevgilisini tvdeki kadından kıskanıyorsa psikolojik sorunludur ozaman bır doktora gıtmesı gerekir dahada ilerleyip dergide fotograflardakı kadınlardanda kıskanmasın dıye

hayır yanı burdan 10 kişide ewt bende kıskanıyorum dese bu durumu normalleştirecekmi
 

hiçbir dayanak sunmadan, kendini psikolog sanarak bir de dalga geçer uslupla gülerek hastasın derseniz bende yazmazsanız sevinirim derim. siz öncelikle saygılı bir yaklaşımla yorum yazmayı denemelisiniz. şöyle ki sizden sonra da doktora gitmekle ilgili fikir belirtenler oldu, kimseye yazmayın demedim farkettiyseniz.
buradaki fark konuyla ilgilenmek ve saygılı bir biçimde yorum yazmak. dilediğinizi yazın ancak dikkate alınması için bu dediklerime dikkat etmeniz gerek. yoksa konu sahibi olarak kusura bakmayın dikkate almıyorum.
 
bi drumun normal yada anormal olduğunu anlamak içi psikolog olamya gerek yok
baya almış oldunuz alamalısınızda çünkü bu konuşarak biikaç kişininde böyle bı durum yaşamasıyla geçecek bı durum değil kıksnaçlık bı hastalıktır bır erkeğin bunu yaptığını söyleseydın kıskanılan taraf olsaydın yorumlarda farklı olurdu ama bayan olunca tabı daha töleranslı olabılıyoruz

ben alaycı bişekilde yazmadım sizin söylediğinize göre yazdım bana doktora gıt demeyın demişsin durumu normal gördüğün için bende bu yönde yazdım

ayrıca doktor konusu sıze en faydalı olanıdır
 
Son düzenleme:
konu sahibi seni anlıyorum, benim de kıskançlığım vardı hala da var bu benim özelliğim yapım böyle çünkü akrep burcuyum ama artık görmezden gelmeye üzerinde durmamaya çalışıyorum çünkü bana faydası yok zararı var, sürekli bir şüphe ve tedirginlik hali insanı yıpratıyor gerçekten stres yapıyor. eşim çok kıskanç bir insan değil, kıskanılacak bir tip de değil açıkçası tersine bana çok iltifat gelir çevreden beğenilirim ona rağmen beyfendi beni hiç kıskanmaz, benim eşim de akademisyen ve o kadar samimi iş arkadaşları var ki birbirlerine hayatım tatlım diye hitap ediyorlar, başta bir kaç kez tartıştım bu yüzden ama baktım onun da yapısı böyle artık takmıyorum, umursamıyorum biliyorum hep çevresinde olacak kızlar falan artık alıştım, düşünmüyorum üzerinde. odak noktam o değil artık kendimim, kendimi düşünüyorum.
 

evet herkesin bir yerde kendini düşünmesi gerekiyor :) hiç kıskanmamak bence anormal olan, sevgiden geliyor paylaşmama dürtüsü bana göre :) zamanla ilişki oturdukça benim de kıskançlığım azaldı ama belirli bir seviyeden sonra sanırım karakter devreye giriyor :)
akademisyen olunca biraz daha farklı oluyor durum ya, nişanlıma güveniyorum da kızlar çok fena :) ben nişanlıma güvendiğim sürece bir problem de yok ama kkskançlık başka bir olay ya bir durum olması egolar veya güvensizlikle bağlantılı değil bence :) bunlar da faktör olabilir ama bunlar olmadan da varolabiliyor :)
 

Cevabi biliyorsan konuyu niye actin diyesi geliyor insanin. Kusura bakma ama asiri bir guvenle ve guvensizlik arasinda gidip geliyorsun.
 

o bayan ben oluyorum:)

öncelikle konu sahibi arkadaş iyiki bu konuyu açtın yanlız değilim demek ki:)çünkü bende senin gibi çok kıskancım hatta senden daha fazla ve benim sevgilimde akademisyen,sen yine iyisin benim durumum daha kötü şimdi sınavlar başladı sınavlarda gözetmen oluyo.acaba gözetmen bayanlarla konuşuyo mu diye uyuyamıyorum geceleri daha önce bu yüzden kavga ettik..çok uyuz kızlar var okulda napiyim.ona birşey demiyorum tabi ama kendi kendimi yıpratıyorum işte..
 

Bende hatirladim seni. :) Erkek olsun, kadin olsun asiri kiskanc insani kimse sevmez. Hayatinin her noktasinda ona mudahale etmek insani bunaltir. Bende bogulurum, sevmem asiri kiskanc erkegi, zaten sogumama neden olur. Ayni sekilde duygusuz erkegi de sevmem. Herseyin bir ortasi olmali. Iliskinize zarar verirsin boyle yaptikca. Ona birsey olmaz. Belki senden ayrilir yoluna devam eder , ama sen degismedikce her zaman hep ayni sorunlarla karsi karsiya kalirsin.
 
Son düzenleme:
Bence karşındakine zarar vermiyorsan sorun yok. Ama çok içine atmak da iyi değil bir yerde patlar.

Ben de kıskancım, benim erkek arkadaşım da öyle her kızla hoş beş edemez, ha hiç kız arkadaşı yok mu var, ama bizi çift olarak tanıyan çok tatlı insanlar. İlk erkek arkadaşımla tanışsalar bile şu an benimla daha iyi ve yakındırlar. Ama benim sevmediğim, laçka uyuz kızların erkek arkadaşımın etrafında dolaşmasına asla müsadem olamaz, deliririm.

Öyle açık seçik kadın gördüğünde de bakamaz, çok fazla takip edemiyorum ama kırk yılda bir yakaladığımda sıkı bir ültimatom yetiyor.

Bazı dönemlerimde de deli kıskanç olurum. Ama bu aramızda hiç sorun olmadı. Belki hastayım ama bu şekilde mutluyum. Beğenmiyorsa, sıkıcı geliyorsam gitmekte özgürdür. Kimseyi bağlayacak değilim, hele de benim hassasiyetime saygı duyulmuyorsa asla.

Şu cıbıl rus kızlarından anladığım kadarıyla biraz kendine güven problemin var. Böyle düşünme. Dünyanın en güzel kadınında olan şeyler herkeste var, kaş,göz, göğüs, popo, kalça, dudak vs. Ama erkeklerin zevki farklı farklı. Senin yanında olan seni her şeyinle beğenmiş demektir ki öyle olmalı zaten. Senin yanında olup da adamın gözü dışardaysa yol ver gitsin, ama değilse de boşuna kendini sıkıntıya sokuyorsan ne gereği var? Nefsini iyi terbiye etmiş birisi karşısında dünyanın en seksi, en güzel kadını olsa bile(ki bu göreceli bir kavram) eşine, sevgilisine ihanet etmez. Kimseye imkansız gelmesin, böyleleri elbette vardır. Ben buldum da mı böyle konuşuyorum, hayır. Daha doğrusu bendeki nasıl bilmiyorum, tanıdıkça öğreniyorum. Ama bu konuda rahatım, kendimce prensiplerim var, uymayana yol veririm gider, ki yol verdim de zamanında. Neden kendimi paralayayım, yıpratayım ki? Sen neden kendini paralayasın, zaten sevgilin yanında, seni seviyor, bir yanlışını görmemişsin. Milletin gözüne bant çekecek değilsin, önemli olan başkalarının hareketleri değil sizin birbirinize olan tutumunuz. Sevip seviliyorken tadını çıkaracağına zevkinden kısıp hayatı zorlaştırıyorsun.
 
Kıskançlık Nedir ? İnsanlar Neden Kıskanır

Bazen sevginin kanıtı olarak görülse de kıskançlık çoğu zaman ilişkileri yıpratan en önemli sorunlardan biridir. Peki kıskançlık ne zaman tehlikeli bir hal alır?”Kıskanan aşık seviyordur” cümlesi çoğu zaman ilişkilerdeki sorunları örtbas etmek için kullanılsa da kişinin hayatını kısıtlamaya kadar giden kıskançlık, ilişkilerin bitmesine, cinayetlere kadar gidebilecek ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle kıskançlığı ne zaman tehlikeli bir boyut aldığını bilmek gerekir. Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Aylin Sezer, kıskançlık ile ilgili soruları yanıtladı.

“Kıskançlık, aşkın gölgesidir”:Kıskançlık nasıl bir duygudur?

Kıskançlık, ilişkilerde, sosyal hayatta ve bilimde adı oldukça sık geçen bir konu. Kıskançlık, hem başkalarının sahip olduğuna sahip olma isteği, hem de sahip olduğunu, başkasına kaptırma korkusu, bir ilişkinin veya bir kişinin yitirileceği endişesidir. Günlük yaşamımızda, özellikle ikili yakın ilişkilerde kıskançlık kavramıyla sık sık karşı karşıya geliyoruz. “Kıskançlık, aşkın gölgesidir” diyor Ayala M. Pines. Kıskançlık için, yitirilmek istenmeyen bir kişinin ya da ilişkinin yitirileceği ya da tehdit altında olduğu sanısıyla yaşanan karmaşık bir ruhsal yaşantı, acı verici duygu diyebiliriz.

Kıskançlık insanın doğasında mıdır yoksa sonradan mı öğrenilir?
Kıskançlığın insanın doğasında mı olduğu, yoksa sonradan öğrenilen sosyo-kültürel bir kavram mı olduğu hala tartışılmaktadır. Evrim teorisine göre kıskançlık, kadın ve erkek için farklı evrimsel güçler tarafından şekillenmiş doğal bir tepkidir. Cinsiyet farklılıkları da insanın evrimsel tarihi boyunca karşılaştığı farklı üreme bedelleri ve uyum problemlerine bağlıdır. Evrim teorisine göre, döllenme kadın vücudunun içinde gerçekleştiği için anne çocuğun kendisinden olduğundan emindir, oysa baba bundan hiçbir zaman yüzde 100 emin olamaz. Bu yüzden de partnerinin onu cinsel anlamda aldatması erkeğin ilerde hem onun olmayan bir çocuğa imkanlarını sunması, hem de soyunu devam ettirememesi demektir.

Kadının böyle bir problemi olmamakla birlikte, insan yavrusu iki ebeveynin de bakımına ihtiyaç duyduğu için, kadının soyunu devam ettirmesi için o bebeğin yaşaması gerekmektedir. Kadın bunun için partnerinin imkanları ve olanaklarıyla desteğine ihtiyaç duyar. Evrimsel teoriye göre bu yüzden, partnerinin başka bir kadına aşık olup, zaman ve imkanlarını ona yönlendirmesi kadın için bir tehlikedir.

Sosyo-kültürel yaklaşıma göre ise kıskançlık, sosyal ve kültürel bir olgudur. Kişi yaşadıkça, içinde bulunduğu toplumun yarattığı ilişki kurallarına göre kıskanmayı öğrenir. Kendi anne ve babasının ilişkisi o kişinin karşı cinsle ilişkisinde bir model olacaktır. Onların sevgi, saygı, sadakat, kıskançlık tanımlarını öğrenen çocuk, büyüdüğünde kendi ilişkisinde bu tanımlara uygun davranacaktır. Cinsiyet farklılıkları da kadın ve erkek için kıskançlık yaratan durumları ve uygun tepkileri tanımlayan sosyal kurallardan etkilenir.

Sahiplenme duygusunun aşkla alakası yoktur

Aşkın göstergesi midir?
Kıskançlık aşkın göstergesi değildir. Aşk, aşırı sevgi ve bağlılık duygusudur. Olağan sevmeden, kişinin duygularını yönetmede zorluk yaşaması durumuyla ayrıştırılabilir. Özellikle ilişkilerin başında yaşanan bu duygu, zamanla, ilişki olgunlaştıkça yerini daha kontrol edilebilir ve kalıcı duygular olan, sevgi, güven ve sadakate bırakır. İnsanın sahip olduğu bu değerli şeyi kaybetmekten endişe duyması beklenen bir durumdur. Bu sebeple, birbirini gerçekten seven iki insanın arasında bir miktar kıskançlık olması doğaldır, fakat sahiplenme duygusunun aşkla alakası yoktur. Kıskanç kişilerin, sevilmeye karşı aşırı bir ihtiyaçları vardır ve yaşadıkları güvensizlik ve yetersizlik duygularıyla baş edemedikleri için ilişkide bulundukları insanın sevgisini kimseyle paylaşmak istemezler.

Kıskançlık yaşayan kişiler bir yandan ilişkilerini sürdürmeye çalışırken, bir yandan da özgüvenlerini korumaya çalışırlar. İlişkiyi korumaktaki amaç daha fazla yaşantı paylaşmakken, aşırı kıskanç kişiler bunu ancak tehdit ederek, zor kullanarak ya da küserek sağlayabileceklerine inanırlar. İlişkinin bir rakip tarafından tehdit edildiğini hissettikleri zaman da bu rekabette kaybedeceklerini, sevilmediklerini, sayılmadıklarını düşünürler.

Kıskançlık, içerisinde hangi duyguları barındırır?
Kıskançlık, içerisinde özgüven eksikliği ve yetersizlik duygularını barındırır. Kişinin özgüveninde düşme olduğu zaman, kişi kendini yetersiz, değersiz hissetmeye başlar. Sahip olduğu sevgiyi hak etmediğini ve kaybedeceğini düşünür. Bu endişe de kıskançlık duygusuna ve onunla baş etmek için yapılan sağlıksız davranışlara sebep olur. Aşırı kıskanç kişi, eşini devamlı kontrol eder, takip eder, onun yaşantısını sınırlar ve üzerinde bir baskı oluşturarak onu kaybetmeyeceğini düşünür. Oysa sadakat, tehditle değil sevgiyle sağlanır. Kıskançlık sonucu yapılan hareketler (takip etme, baskı altında tutma, öfke, şüphecilik) karşı tarafı daha da uzaklaştırır.

Kadın ve erkeklerin kıskançlık göstergeleri farklı mıdır?
Sadakat kıskançlığı etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Eşlerin birbirlerini cinsel veya duygusal anlamda aldatması çoğu ilişkiyi derinden etkiler. Her iki cinste de kıskançlık görülse de, kadınlar ve erkeklerin kıskançlık bakımından farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Yapılan araştırmalar kadınların duygusal bir aldatma karşısında daha çok etkilenirken, erkeklerin cinsel bir aldatmada daha fazla kıskançlık yaşadığını göstermektedir.

Kıskançlığı engellemenin yolları

Çiftler, zarar verici kıskançlığın önüne nasıl geçebilirler?

Descartes’e göre “Kıskançlık, sahip olduklarını koruma isteğinden kaynaklanan bir tür korkudur”. Kıskançlığa, öfke, değersizlik, çaresizlik, yetersizlik, yalnızlık gibi duygular eşlik eder. Birçok kişi geçmiş yaşantılarının yaralarını içinde taşır ve şimdiki ilişkisinde bu yaraları iyileştirmeye çalışır. Önemli olan, bu yaraları tanımak ve bugünkü ilişkiye taşımamaktır. Karşılıklı güven için iletişimin açık olması önemlidir. İmalı sözlerden, üstü kapalı eleştirilerden ve küskünlüklerden kaçınmak gerekir. Bu noktada, kıskançlığa ılımlı yaklaşmak ve eşleri karşılıklı konuşmaya teşvik etmek önemlidir.

Kadınlar mı daha kıskançtır erkekler mi?
Kadınlar ve erkekler arasında kıskaçlık derecesi bakımından bir fark aramak anlamlı olmasa da, kıskançlık, tepkileri farklılaşmaktadır. Kadınların, görece daha yapıcı davranıp, alttan alarak, kendi hak ve isteklerinden vazgeçtikleri, erkeklerin ise tehdit ve kaba kuvvetle kıskançlıklarıyla baş etmeye çalıştıkları görülmektedir.

Kıskançlık ne zaman tehlikeli boyuta ulaşır?
Eşin telefonlarını dinlemek, takip etmek, eve gelince perdeleri, banyoyu, yatak odasını kontrol etmek, eşi akrabalar dahil kimseyle görüştürmemek, her anlatılan olayın altında bir anlam aramak aşırı kıskançlığa girer ve tedavi edilmesi gereken bir davranış bozukluğudur.

Aşırı kıskançlık nasıl tedavi edilir?
Tedavide amaç, kişinin kıskançlık duygularının altında yatan duygu ve düşüncelere ulaşmaktır. Kişiden kıskançlık hissettiği anlardaki düşüncelerini incelemesi ve kıskançlıktan önce gelen duyguları fark etmesi istenir. Bu duygu ve düşüncelerin farkına varmak, onları ayrı ayrı ele almaya ve rasyonel (mantıklı) olup olmadıklarına daha tarafsız bakmaya olanak tanıyacaktır. Kişiye sevilemeye değer bir insan olduğu vurgulanmalı, kendi değersizlik hislerinin altında yatan nedenler araştırılmalıdır. Bu noktada önemli olan, hem kişinin geçmişten getirdiği olumsuz algı ve ihtiyaçları belirlemek, hem de bu olumsuz duygularla baş etmesi için daha sağlıklı yollar bulmasına yardım etmektir.

Kaynak: kadinca.net
 
Son düzenleme:
kızlar uzun uzun güzel bir kahvaltı yapıyorduk bugün nişanlımla, açtım biraz konuyu, dedim kıskanmamdan rahatsız mısın yada hiç seni kıracak bir hareket yaptım mı diye. yok hayır memnunum aşırı olmadıkça sorun yok, bende kıskanıyorum zaten dedi :)
sonra da bazı yorumlardan bahsettim buradaki, yorum yaptık konu hakkında :)
üzerine bir de kıskanırım seni ben şarkısını açtık bol bol güldük. şarkı sözlerini yazan kişi aramızda olsaydı kim bilir ne laflar işitecekti :)
belindeki kemerden kıskanmış adamı :)))
 

eşime soruyorum beni kıskanmıyor musun, bir başka erkeğin beni beğenmesi, bakması falan rahatsız etmiyor mu seni diyorum sana güveniyorum diyor ortada birşey yoksa niye kıskanayım diyor
bence kıskançlığın güvenle ilgisi yok, ben eşime güvenmediğim için kıskanmıyorum, güvenim var ama yine de oluyor işte bu başka birşey, aşırı sahiplenme sanırım ya da sevgiden geliyor, ama her seven de kıskanmıyor, kıskançlık çok başka birşey ya..
 

doğru söze ne denir
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…