Kitap okumaya var mısınız ? Kafe Kitap

Geçmişte yaşadıklarım bana şunu öğretti: Hepimiz bu dünyaya hayatımızı en iyi şekilde yaşamak için geliyoruz ve inanın bana, hayat saklanarak, umutsuzluklarla, pişmanlıklarla harcanamayacak kadar kısa. Dertler ve sıkıntılarla boğuşurken her gün, bir öncekinin aynısı gibi görünmeye başlıyor. Oysa ki her yeni gün kendi mucizlerini de beraberinde getiriyor. Hem de en beklenmedik anlarda..
 
Hiç farkettiniz mi? Katlanılmaz acı diye bir şey yoktur. Katlanılmaz acı yalnızca dilde varolabilir, her
acı katlanılabilirdir. Acı katlanılmaz olduğu an zaten baygın düşersiniz. Bilinç acıya katlanmanın bir
yoludur.
 
iyi geceler güzel bilgeler

keyifle okuyun kitaplarınızı sonra mışıl mışıl uyuyun hadi bakalım

görüşmek üzere
 
yarım mı bıraktın kitabını?
ben bazılarına kafamdan verdım süreyi taşınma işinden süreleri takıp etmemıstım de

yok yok tropikallerde şafak görünümü kitabımın adı,
yeni başlayacağım sör yarım bırakmadım.
yazmıştım da kaynadı arada demek ki
 

buna katılıyorum, Allah kimseye çekemeyeceğinden fazlasını yüklemezmiş ama biz büyütüyoruz hep sıkıntıları sorunları
içinden çıkılmaz bi hal alınca da acı çekiyorum diyoruz maalesef ki, keşke kontrol edebilsek şu huyumuzu
aslında katlanılamayacak acı diye bişey yok, gerçekten doğru
 
Tek yol her gün yirmidört saat boyunca olabildiğince bilinçli olmaktır. Otururken bilinçli oturun,
mekanik bir robot gibi değil, yürürken her hareketinize dikkat ederek bilinçli yürüyün, dinlerken her
sözcük size kristal berraklığında, saflığında ve açıklayıcılığında gelene dek daha dikkatle, daha dikkatle
dinleyin. Dinlerken sessiz olun ki bilinciniz düşüncelerle kaplanmasın.

Şu an bile sessiz ve uyanık bir bilinçle dinlediğinizde küçük böceklerin ağaçların üzerinde şarkılarını
söylemekte olduğunu duyabilirsiniz. Karanlık boş değildir, gecenin de kendine ait bir şarkısı vardır
ama düşüncelerle dolu olduğunuz zaman böceklerin şarkılarını dinleyemezsiniz. Bu yalnızca bir örnek.


Gitgide daha sessiz olabilirseniz, kendi kalp atışlarınızı, kendi kanınızın akışını dinleyebilirsiniz çünkü
kanınız sürekli olarak tüm bedeninizde akmaktadır. Siz daha bilinçli ve sessiz oldukça, daha fazla
netlik, daha fazla yaratıcılık ve zeka ortaya çıkacaktır.
 
Batı'nın büyük filozoflarından biri, C.E.M. Joad ölüm döşeğindeyken, George Gurdjieff'in izdeşçisi olan
bir arkadaşı onun ziyaretine gelmiş. Joad arkadaşına sormuş, "Bu tuhaf adamla, Gurdjieff'le neler yapıp
duruyorsun? Neden vaktini boşa harcıyorsun? Hem sırf senin değil, bir çok insanın vaktini böyle
harcadığını duydum."
Arkadaşı gülerek yanıt vermiş, "Ne tuhaftır ki Gurdjieff'in yanındaki birkaç kişi tüm dünyanın vaktini
boşa harcadığını düşünürken, sen de bizim vaktimizi boşa harcadığımızı düşünüyorsun."

Bunun üzerine Joad, "Fazla vaktim kalmadı, yoksa karşılaştırma yapabilmek için seninle gelirdim."
demiş.

Arkadaşı, "Birkaç saniyelik ömrün kalmış olsa bile, bunu hemen burada gerçekleştirebiliriz" diyerek
Joad'u ikna etmiş.
Adam ona, "Gözlerini kapayıp içeri bak, sonra gözlerini açıp orada ne bulduğunu bana söyle" demiş.
Joad gözlerini kapayıp açmış ve şöyle demiş, "Karanlıktan başka hiçbir şey yok."

Arkadaşı gülerek, "Şu an gülünecek zaman değil çünkü neredeyse ölmek üzeresin. Ama doğru
zamanda geldim."demiş. "İçeride yalnızca karanlığı gördüğünü söyledin, öyle değil mi?"
Joad, "Elbette." diye yanıt vermiş.

Bunun üzerine adam, "Böyle büyük bir filozof olduğun ve o kadar güzel kitaplar yazdığın halde yine de
bunu göremiyor musun? Aslında iki şey var; sen ve karanlık. Yoksa karanlığı kim görecekti? Karanlık
kendi kendisini göremez, bu kesin, ve karanlık 'yalnızca karanlık var' da diyemez." diye açıklamış.
Joad biraz düşündükten sonra, "Tanrım, belki de Gurdjieff'in yanındakiler vakitlerini boşa
harcamıyorlardır. Bu doğru. Karanlığı ben gördüm." demiş.
 

sör sanırım senin bu alıntılarından sonra kitabı listeme ekleyeceğim..
 
Ölüm hiç gelmeyebilir de, ölüm yoğunluk ve bütünlük dolu yaşayan insanlara dokunamaz. Ölüm gelse
bile böyle yaşamış olan insanlar onu sevinçle karşılar çünkü ölüm büyük bir rahatlamadır. Öyle tam ve
yoğun yaşadıkları için yorulduklarından, ölüm de bir dost gibi gelecektir. Tüm bir günün
yorgunluğundan sonra gece, dinlenmemiz, güzel bir uyku çekmemiz için nasıl geliyorsa, ölüm de öyle
gelecektir. Ölümün hiçbir çirkin tarafı yoktur; aslında ondan daha temiz bir şey bulamazsınız.
Eğer ölüm korkusu mevcutsa, bu yaşamla ilgili doldurulamamış bazı boşluklar olduğunu gösterir. Bu
yüzden bu korkular oldukça belirleyici ve yardımcıdır; dansınızın biraz daha hızlanması gerektiğini,
yaşam meşalenizi iki ucundan birden yakmanız gerektiğini gösterir
 
Eğer bütünüyle burada ve bu anın içindeyseniz, yarın kimin umurundadır? Yarın kendi başını
becerebilir. İsa Tanrıya, "Tanrım günlük ekmeğimi ver" diye dua ederken haklıdır. Yarından söz
etmemektedir çünkü bugün kendi başına yeterlidir. Ve her anın kendi içinde tamamlandığını bilmeniz
gerekir.
Tüm bunları bırakacak olmanın korkusu bütünüyle anın içinde yaşayamamaktan gelir; aksi taktirde ne
zaman, ne zihin ne de mekan kalır.


İnsanlık tarihi içinde çok özel bir konumda bulunmaktasınız. İnsanların her zaman bir şeyleri
erteleyecek zamanları olmuştur ama sizin artık böyle bir zamanınız yok. Sizin durumunuz özel bir
durumdur. Bunu endişelenmek için bir neden olarak kullanmayın çünkü bu zaten dünyayı sona
ermekten kurtaramaz. Ne kadar zaman kalmışsa kalsın, bunu öylesine derinlemesine yaşamak için
kullanın ki o kalan on yıl yüz yıl değerinde olsun.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…