Kızlar, sürekli kavga eden birini gördünüz mü?

Erdoğan’ın duygusal köpürüşü
Başbakan’ın Davos çıkışı, onun öfke kontrol sisteminde çoğu zaman gördüğümüz aksaklıkların bir örneğiydi bence...
Fevriydi.
Perez’in çelikten bir buz kalıbında, belli bir don ayarında tutup ortaya serdiği görüşlere, kaynar su dökerek karşılık verdi.
Ortalığı sel aldı.
Genelde çocuklarda rastlanan bu öfke patlamalarına kelime haznesinin yetersizliğinden kaynaklanan kendini ifade sorunu gerekçe gösterilir.
Erdoğan’ın böyle bir sorunu yok.
Onunki daha çok, içinde biriken tepkiye hakim olamama hali...
Bir tür duygusal köpürme...
Sinir sistemindeki ayarsızlık...
Ne bu şiddet, bu celal!
Aşırı öfkeli olmanın, coğrafyadan yetişme tarzına, genetikten sosyal statüye kadar türlü çeşit nedenleri var.
Mesela Akdenizliler çabuk celallenmeleriyle tanınıyorlar.
Karadenizlilerin de ruh hali, birlikte yaşadıkları denizin halini andırıyor; aniden hırçınlaşıp birden yatışabiliyorlar.
Uzmanlar, öfkeli insanların beyninin “meli-malı”larla dolu olduğunu söylüyor.
Bekledikleri şartlar karşılanmadığında asabileşiyorlar. Ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor. Başları sıkça derde giriyor. Pire için yorgan yakabiliyorlar. Yetkili bir mevkideler ise, kendileriyle birlikte şirketlerini, ordularını, ülkelerini de belaya sürükleme ihtimalleri doğuyor.
Bazıları doğuştan asabi iken, bazıları sonuç aldığı için öfkeli görünmeyi tercih ediyor.
Birinciler öfkesine esir düşerken, ikinciler öfkeyi yönetiyorlar.

Öfke kontrol programı
Ancak günümüz dünyasında öfkenin esiri olanlar da öfkelerini yönetmeyi öğrenebiliyorlar.
“Öfke kontrol programı” bunun için var.
Tabii tedavinin başarılı olabilmesi için önce niyet gerekiyor.
“Öfkem, aklıma hakim olmasın” niyeti varsa öfke kontrol programında asabi insanlara, biriktirdiği öfkeyi içine atmadan, başkasına yöneltmeden, sakin ve sağduyulu olmanın fiziksel ve zihinsel yolları öğretilebiliyor.
Asabiyet salgılayan düşünce biçimini kırmak için terapi uygulanıyor.
Duygu denetim yetenekleri artırılıyor. Mantık kontrol sistemleri güçlendiriliyor.
Batıda bu program trafikteki asabi sürücülere, ergenlik dönemindeki gençlere ve ailelerine sıkça uygulanıyor.
Bu programı bitirmeyenlere ehliyet verilmiyor.
Bazen, çalışanlarına küfretmiş bir holding patronu bebek bakma cezasına çarptırılabiliyor.
Öfkeyle kalkıp zararla oturmuş sanıklara ot yolma, fidan dikme, kitap okuma cezaları verilebiliyor.

Cem Uzan örneği
Hatırlayacaksınız, yıllar önce Erzincan’da bir çoban ile Rize’de bir alkoliğe “öfke kontrolü cezası” verilmişti. Çoban bir yıl boyunca dünya klasiklerini okumuş, eşini döven alkolik Rizeli ise içkinin zararlarına dair kitaplar okuma cezasına çarptırılmıştı.
Kitabın cezalandırma aracı olarak kullanılması yakışıksız tabii. Ama bazen ıslah edici olabiliyor.
Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan da bir mitingde Başbakan Erdoğan’a hakaret ettiği suçlamasıyla yargılandığı davada üç ay boyunca “öfke kontrol programına alınma ve kişisel gelişim ve öfke kontrolü konulu 5 kitap okuma” cezasına çarptırılmıştı.
Tavsiye kitaplar
Hiç unutmam, mahkemenin bu kararından sonra Doğan Hızlan üstadımız Uzan’a “Shakespeare’li bir reçete” yazmıştı.
“Öfkeli biri önce, dünyanın en büyük yazarı Shakespeare’in oyunlarını okuyup oradaki hikmetlere bakmalı; ne yaptığını, nereye gittiğini düşünmeli” demiş ve şunları saymıştı:
“Hamlet, Kral Lear, Macbeth, Othello...”
Belki bir de Yunus Emre...
Veya Mevlânâ’nın Mesnevi’si...

Cem Yılmaz ya da namaz
Öfkenin ilaçlarından biri de mizah...
Gülerken salgılanan serotonin insanı gevşetiyor.
Bir Cem Yılmaz gösterisi izlemek ciddi tedavi yerine geçiyor mesela...
Danışmanlar, davranış tedavisinde, zihinsel huzur veren gevşetici müziklerin yanı sıra iç sükuneti sağlayan namaz, yoga ve meditasyon gibi araçları da tavsiye ediyorlar.
Tatile çıkmak ve sakin dünya köşelerine seyahat etmek, terapi için birebir...
Bir de temrinler var:
“Karşımdaki bana bağırmış olabilir ama ben ne olursa olsun ona ‘Sen’ dememeliyim, hakaret etmemeliyim ve bağırmadan fikirlerimi söylemeyi öğrenmeliyim” gibi cümleleri içinden sürekli tekrarlayanlar, öfkelerinden arınabiliyorlar.
Vak’a direnmezse tedavi yüzde 90 başarılı oluyor.
İnfialin yerini bilgelik alabiliyor.
Ama öfke de alkol bağımlılığı gibi duygusal bir alışkanlık olarak, bitti sanırken bir süre sonra tekrar ortaya çıkabiliyor.
 
Öfke kontrolü ile öfke yok edilebilir mi?

‘Öfkenin inkar edilmesi ya da bastırılması kişi için sağlıklı yollar değildir. Çünkü öfkenin kişiyi uyarıcı, koruyucu veya harekete geçirici bir işlevi de vardır. Öfke, bir tehlike anında kişiyi uyarır ve kendisine zarar verici davranışlardan bireyin haberdar olmasını sağlar. Öfkenin sağlıklı şekilde yaşanıp, doğru şekilde kontrol edilebilmesi için öncelikle bu duygunun kabul edilmesi, nedenlerinin, sonuçlarının anlaşılması ve saldırgan şekilde ifade edilmesinin engellenmesi gerekir.

Öfke kontrolünde amaç öfkeyi tamamen yok etmek değildir. Öfkeyi kişinin normal ve sağlıklı sınırlarda hissetmesini sağlamak ve buna bağlı olarak davranışlarını daha kontrollü hale getirmektir. Öfke kontrol problemi üzerinde çalışırken, duygusal ve davranışsal düzeyde değişikliği amaçlıyoruz. Bu da bir uzman tarafından gerçekleştirilen psikoterapi yöntemiyle sağlanabiliyor. Uzmanlar tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda da öfke kontrolü, kişiye göre değişmiştir ve olumlu sonuçlar da ortaya çıkmıştır.’

Öfke kontrolünü sağlamak için neler yapılabilir?

‘Öncelikle kabul etmemiz gerekir ki; öfke bir problem çözme aracı, intikam alma yolu, haklı çıkma gerekçesi, başkalarını kontrol etme aracı, başkalarını suçlama unsuru, bir suç işleme nedeni değildir.

Öfkesini kontrol etmek isteyen kişi sinirlendiğinde tepki vermeden önce olayı hızlı bir şekilde değerlendirebilir. Ve bulunduğu ortamdan uzaklaşarak olayın büyümesini engelleyebilir.

Kişi olayları aslında olduğu gibi göremiyor, abartıyor ya da aşırı genelliyor olabilir. Bu çarpıtmayı fark ederek hadiseye daha net bakabilir ve ön yargısız değerlendirme yapabilir.

Aynı zamanda yaşanılan tüm olumsuz olaylar karşısında duygu ve isteklerini zamanında dile getirmelidir. Bu sayede bilinçaltında yatan olumsuz duygularında öfke patlamalarına yol açmasını engellemiş olur. Nefes terapileri yapabilir, içinizden belli bir süre sayarak kendinizi kontrol altında tutabilirsiniz.

Eğer kişi öfkesine tam anlamıyla hakim olamıyorsa mutlaka bir uzmandan yardım almalı ve psikoterapiye başlamalıdır.

Kişinin kendi öfkesini tanıması ve altta yatan nedenleri fark etmesi öfke kontrolünde önemli faktörlerdir. Yapılan psikoterapi çalışmalarında kişinin bilinçaltı duygu ve isteklerine iç görü kazanması, suçluluk, değersizlik, yetersizlik gibi duygularını, fark etmesi ve değiştirilmesi için çalışılır.’
 
Güveniyoruz sana canım. Sinirlendiğin zaman direkt sevgiline patlamak yerine gel burada bize anlat ilk önce. Bu da başka bir çözüm yolu olabilir.
 
ben de son zamanlarda böyleyim. ama ben bağırıp çağırmıyorum. sadece dert yanıyorum. bir bakmışım ki kavgaya dönüşmüş. anlamıyor beni ANLAMIYOR. öfke kontrolünden öte, gamsız bir insan olman lazım canım. hiçbir şeyi dert etmemen takmaman lazım. en azından kendim için öyle düşünüyorum.
 
Ben de eski nişanlımla Böyleydim... yerdik kedi köpek giBi BirBirimizi. ama o Beni zıvanadan çıkarırdı.. çook inattı.. çook ısrarcıydı.. çocuk giBi davranırdı.. sonra Ben sinir krizleri geçirirdim onun yüzünden.. kafasında Bardak Bile kırdım.. gözüm dönmüştü çünkü.. sonra ayrıldık.. çünkü çoook yipratiyoduk BirBirimizi.. o da Bana el kaldiriyordu öfkesine hakim olamıyodu.. Ben de ona saldıraBiliyodum.. ayrılmakla en iyisini ettik.. şuan Ben melek giBiyim.. 2 senedir sevgilimle tartişmalarımız çok güzeldir.. sakindir.. Bağirmayiz.. ses yükseltmeyiz.. o Bi laf söyler Ben susar küserim.. sonra geçer o Barişiriz.. öyle kavga etmeyiz hiç, sakince konuşuruz proBlem varsa da.. ya da kırgın mıyız BirBirimize, konuşmayız, trip atarız genelde Ben yaparm Bunu.. yani diyeceğim o ki, eğer sen Böyleysen, sevgilinin payı çooook Büyüktür.. o getirmiştir seni Bu hale.. Bi tıkanıklık vardır ilişkinizde, iletişim proBlemi vardir, o da seni zıvanadan çıkarıyodur... insanlar hamur giBidir, zamanla sevgilisine Benzer çünkü
 

böyle ilişkiler şiddete meyillidir.

evlilik olmaz,anlaşamadığın insanla birbirinize tapsanızda yürümez.
 

haklısın kesinlikle dediklerine katılıyorum gamsız olacaksın bu dünyada duymayacaksın görmeyeceksin umursamayaacaksın aman diyip geçeceksin ozaman seni kimse üzemiyor
 

bak şimdi dün köye gideceğini söyledi ve hiç mesaj atmadı sinirimimi ölçüyor ne anlamadım ama mesaj atmıyoru sinirlenmeyecem diye söz verdim onun mesaj atmasını bekliyorum ama kendime zor engel oluyorum kızlar benmi mesaj atayım yoksa onun atmasınımı bekleyeyim
 
beni sanki deniyor gibime geliyor hiç aramadı 24 saattir mesajda atmadı bende atmayacam dedim taki mesaj atana kadar
 
yok atmıyor mesaj delircem kendimi zor tutuyorum ya resmen kavga etmeye zorluyormuş gibime geliyor umursamasammı taki o beni arayana kadar
 
Allahım ayenn bnm gbi biri çıktı
bak henüz 7 ay oldu ama ne kadar kavga ettik hatırlamıyorum hepsinide bn çıkardım garibim her seferinde beni alttan alır tamam aşkım haklısın özür dilerim diye ama nereye kadar dayanır ki böyle bn olsam sürekli sorun çıkaran bi sevgilim olsa ayrılırdım heralde
bi telefonu geç açsın mesaj geç cevap versin evden çıkarken mesaj atmasın ya bak inanamazsınız kaç defa saçma sapan şeylerden huzursuzluk çıkarttım ve ufacık sebeblerden
hatta bayramı küs geçirdik dün ayrıldım ama bugün kaç defa aradı kıyamam ya
ama napim kaç defa kendi kendime söz verdim yemin ettim etmicem böyle diye yine aynı yine aynı
offfffffffff sinir oluyorum kendime yaa
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…