- 11 Mart 2016
- 148
- 143
- 33
- Konu Sahibi zeytinin annesi
- #1
Arkadaşlar merhaba,
Bir süre sonra konumla ilgili güncelleme yapacak enerjiyi nihayet toplayabildim. Burada amacım bir yorum yapmanız değil açıkçası. Boş yere sizi meşgul etmek istemiyorum. Sadece bu tür konularda benden başka o kadar çok kadın aynı dertten muzdarip ki, bir nebze de olsa rahatlamalarını istiyorum. Güncellememin amacı budur. Tabii isteyen yorumunu da yapsın.
Bazılarınızın bildiği gibi bir süredir (Kurban bayramından beri-yani 12 Eylül-eşimden gizli) psikoloğa gidiyorum. Bu arada merak eden illa olacak o yüzden şunu da yazayım o tarihten beri birlikte olmadık, eşim bir defa yaklaştı ancak ben istemedim (o an için reddetmem psikoloğun tavsiyesiydi). Terapilerim hala devam ediyor. Kırk takla atarak gidiyorum çünkü eşime gerçeği açıklayamadığım için bazen zor oluyor. Her neyse, psikoloğun söylediğine göre gelişme gösteriyoruz ve esas problemimiz iletişim. Eşim bu konularda (cinsellik) benimle konuşmaya cesaret edemiyor. Fakat ben de olanlardan sonra konuyu açma konusundaki eski cesaretime ne yazık ki sahip değilim. Aldığım tepkiler bende bir ürkeklik yarattı, daha da geri gider miyiz ilişkimizde diye. Aynı şeyi yaşayan kadınlara söylemek istediklerim:
Bu durum her ne kadar arap saçına dönse de içinden çıkılmaz bir durum değil. İmkanınız varsa psikoloğa gidin ben kafamı bayağı bir toparladım. Çok sabır istiyor. Gerçekten bazen boşanayım olsun bitsin diyorsun, derdin cinselliği geçeli yıl olmuş vs... Hepinizi anlıyorum arkadaşlar. Boşanmak da bir seçenek tabii ki, isteyen gitsin boşansın. Ben de bir süre sonra ne durumda olacağımı hala bilmiyorum. Ama psikoloğumun dediğine göre eşim benimle konuşmak istiyor (bunu ben de farkediyorum zaten) ancak çocukken kendisine hislerini anlatmak hiç öğretilmemiş, o da her şeyi alaya almış bu şekilde kendine bir duvar örmüş o yüzden açılamıyor. Korkuyor. Çocukluk, aile, yetişme şekli, inanç hepsi bir insanın karakterinde birleşen, onu bir bütün haline getiren şeyler. Daha burada sayamadığım, hatta yazarsam üzülürsünüz diye (tamamen eşimle ilgili olan detaylar) saymadığım şeyler var. Eşimle ben yaklaşık 1,5 yıldır evliyiz. Ailesi Balıkesir'de yaşıyor ve her fırsatta bizi çağırıyorlar ve çocuklarına değer veren bir aile değil. 1,5 yıl dolmak üzere, hala her fırsatta bizi çağırıyorlar. Biz İstanbul'da yaşayan 2 genç insanız. Kiradan başla zaten her şey diğer şehirlerden fazla masraflı. Ben 8 ay işsiz kaldım. Kayınpederimin kredi kartıyla zamanında mobilya vs almıştık hepsini ödemiştik ama öğrenim kredisi bitemedi ve bizim kartta limit kalmadığı için onu ordan ödüyorduk (iki ayda bir 521 tl) eşim arayıp bir kere, sadece bir kere için "Baba bu ay hiç paramız kalmadı ve kendi kartımıza yatırmam gerekiyor yoksa market alışverişini yapamayacağız. Bu ay için ödeme yapamayacağım ama önümüzdeki ay kesinlikle yapacağım." dedi diye çocuğun yaşamadığı pişmanlık kalmadı. Babası 2-3 gün sonra arayıp "Beni sürekli bankadan arıyorlar." falan demeye başladı eşim düzgünce tamam baba falan dedi yine de ödeyemedik ama morali yerle bir oldu telefonu attı kırdı sinirden.
Peki ben bunlarla esas neyi anlatmaya çalışıyorum?
Bu çocuk değer görmemiş. En başta, en temel, en çekirdek kurumdan, ailesinden değer görmemiş. Normal bir şekilde yetiştirilmemiş. Kendini kapatıyor ve duvar örüyor. Ailelere çok ama çok dikkat etmek lazım, eşinizi seviyorsanız destek olmak kendisini açmasına yardımcı olmak lazım. İsterseniz boşanın yine dediğim gibi bu bir tercih. Ben psikoloğun teşviğiyle bu kafaya gelebildim. Pes etmek istediğim çok an oldu. Ama her seferinde eşimle ilgili, bu durumun onun suçu olmadığını ve (yine detaya girmeyeyim, özetle eşimin aslında beni sevdiğini, değer verdiğini gösterdiğini) boşanmanın çözüm olmadığını söyledi.
Artık çalıştığım için tabii kendimi de oyalayabiliyorum. Geçenlerde çoookkk uzun zaman sonra bir ağlama krizi geldi. Eşim yine uzun zamandır ağzından çıkmasını beklediğim şeyi sordu:"Neyin var?" bu soruyu çok kez duydum ondan tabii ki ama samimi sormak başka. Ben o an tabii konuşmak istemedim vs ama konuşacağım. Ben psikoloğun dediklerini yapıyorum ve bu benim hayatım için geçerli olan bir durum. Kimseye aynısını yap diye tavsiye vermek niyetinde değilim, tavsiye gibi algılarsanız da çok acayip bir şey yazdığımı düşünmüyorum. Esas sorunun ailesinden ve yetiştirilme şeklinden olduğunu, ki tabii ki toplumda cinsellikle ilgili hepimizin bildiği önyargılara hiç girmiyorum, söylüyor sürekli terapistim. Size önermek istediğim şey: İmkanınız varsa bir psikoloğa gidin, eşiniz gelmek istemeyebilir ama siz gidin, kendiniz için bunu yapın. Kendinizi, moralinizi aşağı değil yukarı çekmeye çalışın. Dünyada bu durumu yaşayan bir tek siz değilsiniz ve hiçbir duygu sonsuza kadar sürmüyor. Kendinize yazık etmeyin. Ben çabalıyorum inşallah çabalarım sonuç verir. Bu uzun ve hakikaten tam sabır işi gerektirir dediğimiz meşakkatli bir yol. Benim amacım elimden geleni yapıp olmuyorsa ondan sonra ipin ucunu bırakmak.
Ey kadınlar :) hepinizi seviyor ve hepinize huzur dolu bir yıl diliyorum.
Sevgiler..
Bir süre sonra konumla ilgili güncelleme yapacak enerjiyi nihayet toplayabildim. Burada amacım bir yorum yapmanız değil açıkçası. Boş yere sizi meşgul etmek istemiyorum. Sadece bu tür konularda benden başka o kadar çok kadın aynı dertten muzdarip ki, bir nebze de olsa rahatlamalarını istiyorum. Güncellememin amacı budur. Tabii isteyen yorumunu da yapsın.
Bazılarınızın bildiği gibi bir süredir (Kurban bayramından beri-yani 12 Eylül-eşimden gizli) psikoloğa gidiyorum. Bu arada merak eden illa olacak o yüzden şunu da yazayım o tarihten beri birlikte olmadık, eşim bir defa yaklaştı ancak ben istemedim (o an için reddetmem psikoloğun tavsiyesiydi). Terapilerim hala devam ediyor. Kırk takla atarak gidiyorum çünkü eşime gerçeği açıklayamadığım için bazen zor oluyor. Her neyse, psikoloğun söylediğine göre gelişme gösteriyoruz ve esas problemimiz iletişim. Eşim bu konularda (cinsellik) benimle konuşmaya cesaret edemiyor. Fakat ben de olanlardan sonra konuyu açma konusundaki eski cesaretime ne yazık ki sahip değilim. Aldığım tepkiler bende bir ürkeklik yarattı, daha da geri gider miyiz ilişkimizde diye. Aynı şeyi yaşayan kadınlara söylemek istediklerim:
Bu durum her ne kadar arap saçına dönse de içinden çıkılmaz bir durum değil. İmkanınız varsa psikoloğa gidin ben kafamı bayağı bir toparladım. Çok sabır istiyor. Gerçekten bazen boşanayım olsun bitsin diyorsun, derdin cinselliği geçeli yıl olmuş vs... Hepinizi anlıyorum arkadaşlar. Boşanmak da bir seçenek tabii ki, isteyen gitsin boşansın. Ben de bir süre sonra ne durumda olacağımı hala bilmiyorum. Ama psikoloğumun dediğine göre eşim benimle konuşmak istiyor (bunu ben de farkediyorum zaten) ancak çocukken kendisine hislerini anlatmak hiç öğretilmemiş, o da her şeyi alaya almış bu şekilde kendine bir duvar örmüş o yüzden açılamıyor. Korkuyor. Çocukluk, aile, yetişme şekli, inanç hepsi bir insanın karakterinde birleşen, onu bir bütün haline getiren şeyler. Daha burada sayamadığım, hatta yazarsam üzülürsünüz diye (tamamen eşimle ilgili olan detaylar) saymadığım şeyler var. Eşimle ben yaklaşık 1,5 yıldır evliyiz. Ailesi Balıkesir'de yaşıyor ve her fırsatta bizi çağırıyorlar ve çocuklarına değer veren bir aile değil. 1,5 yıl dolmak üzere, hala her fırsatta bizi çağırıyorlar. Biz İstanbul'da yaşayan 2 genç insanız. Kiradan başla zaten her şey diğer şehirlerden fazla masraflı. Ben 8 ay işsiz kaldım. Kayınpederimin kredi kartıyla zamanında mobilya vs almıştık hepsini ödemiştik ama öğrenim kredisi bitemedi ve bizim kartta limit kalmadığı için onu ordan ödüyorduk (iki ayda bir 521 tl) eşim arayıp bir kere, sadece bir kere için "Baba bu ay hiç paramız kalmadı ve kendi kartımıza yatırmam gerekiyor yoksa market alışverişini yapamayacağız. Bu ay için ödeme yapamayacağım ama önümüzdeki ay kesinlikle yapacağım." dedi diye çocuğun yaşamadığı pişmanlık kalmadı. Babası 2-3 gün sonra arayıp "Beni sürekli bankadan arıyorlar." falan demeye başladı eşim düzgünce tamam baba falan dedi yine de ödeyemedik ama morali yerle bir oldu telefonu attı kırdı sinirden.
Peki ben bunlarla esas neyi anlatmaya çalışıyorum?
Bu çocuk değer görmemiş. En başta, en temel, en çekirdek kurumdan, ailesinden değer görmemiş. Normal bir şekilde yetiştirilmemiş. Kendini kapatıyor ve duvar örüyor. Ailelere çok ama çok dikkat etmek lazım, eşinizi seviyorsanız destek olmak kendisini açmasına yardımcı olmak lazım. İsterseniz boşanın yine dediğim gibi bu bir tercih. Ben psikoloğun teşviğiyle bu kafaya gelebildim. Pes etmek istediğim çok an oldu. Ama her seferinde eşimle ilgili, bu durumun onun suçu olmadığını ve (yine detaya girmeyeyim, özetle eşimin aslında beni sevdiğini, değer verdiğini gösterdiğini) boşanmanın çözüm olmadığını söyledi.
Artık çalıştığım için tabii kendimi de oyalayabiliyorum. Geçenlerde çoookkk uzun zaman sonra bir ağlama krizi geldi. Eşim yine uzun zamandır ağzından çıkmasını beklediğim şeyi sordu:"Neyin var?" bu soruyu çok kez duydum ondan tabii ki ama samimi sormak başka. Ben o an tabii konuşmak istemedim vs ama konuşacağım. Ben psikoloğun dediklerini yapıyorum ve bu benim hayatım için geçerli olan bir durum. Kimseye aynısını yap diye tavsiye vermek niyetinde değilim, tavsiye gibi algılarsanız da çok acayip bir şey yazdığımı düşünmüyorum. Esas sorunun ailesinden ve yetiştirilme şeklinden olduğunu, ki tabii ki toplumda cinsellikle ilgili hepimizin bildiği önyargılara hiç girmiyorum, söylüyor sürekli terapistim. Size önermek istediğim şey: İmkanınız varsa bir psikoloğa gidin, eşiniz gelmek istemeyebilir ama siz gidin, kendiniz için bunu yapın. Kendinizi, moralinizi aşağı değil yukarı çekmeye çalışın. Dünyada bu durumu yaşayan bir tek siz değilsiniz ve hiçbir duygu sonsuza kadar sürmüyor. Kendinize yazık etmeyin. Ben çabalıyorum inşallah çabalarım sonuç verir. Bu uzun ve hakikaten tam sabır işi gerektirir dediğimiz meşakkatli bir yol. Benim amacım elimden geleni yapıp olmuyorsa ondan sonra ipin ucunu bırakmak.
Ey kadınlar :) hepinizi seviyor ve hepinize huzur dolu bir yıl diliyorum.
Sevgiler..