- 14 Nisan 2018
- 236
- 618
- 18
- 31
Sınavdan çıktım kafam bulaşık teli.
Yine demlikçay demeyin, stres stres stres doldum. Gece bir vakit uyan, 2 3 gibi sabah sınava gir, yağmurda ıslan... Ruhuma yağıyor o yağmurlar. Hala nelerin peşinde...
Bazı sosyal mecralarda ben yoğum. Nitekim kardeşimin sosyal mecraları bilgisayarda sürekli açık vaziyette. Malum sosyal mecradan bir fotoğrafa tıkladım. Kendisi açılmış bulundu . O da ne , aman yarabbi. Arkadaş önerisi, o . Sanki ağzına zorla helva tıkmışlar gibi zorla gülümseyen hulk . Boğaza nazır daha doğrusu manzara itibariyle boğaz manzarası buna nazır gibi. Bana bu kilo vermiş dedilerdi. Devasa kafası, elma yanakları, o elinden alacaklarmış gibi tuttuğu kırılmak üzere olan bardak... Biri şu adamı oradan alabilir mi ? Hayır o ifadesi çirkin bir kere yani neden... Ve karşısında bir çay daha. Kimse de yok etrafta garsonlara çektirmiş fotoğrafı. Karşısında biri varmış gibi ama o biri yok
. Hayır o cimrilikle nasıl o boğaza karşı yerde çay içtin sen, hem de iki tane ? Soğumasın diye ikinci çay için nasıl da acele etmiştir... Ağzı yanmıştır, Allahın gargameli. Sürekli arıyor engelli yine arıyor. Nafakanın paranın derdinden başka hiçbir derdi yok eminim.. Bir de sevgilim var imajı çiziyor. Hayır çizerken de... Çiz de yani...Ben köprü olsam kendimi suya atardım 
DÜZENLEME: Özellikle içerik analizinde mükemmel arkadaşlara ve ünlemli,tepkili yazanlara söylüyorum. Hele bir de şöyle bir şey vardı en azından şu şekilde yani '' Sen arkadaşlarına da böyle derdini anlatıyorsan...'' Şöyle ki, arkadaşlarıma hiçbir şey anlatmam ben. Bu olayı bilen iki kişi var ,soranlara da boşanınca söyleyeceğim. Nadir durumlarda ,hatta ağlarken bile bir şey paylaştığım arkadaşlarıma bile anlatırken buraya nasıl yazdıysam öyle anlatırım. Hatta bu olayı anlatırken de çok yakın arkadaşımla bayağı güldük.
İkinci olarak benim geçirdiğim zor zamanları bilemezsiniz ve beynimin içine girip göremezsiniz. Görmek zorunda da değilsiniz. Yazdığım gibi sınavdan çıkmıştım, kafam çok karışıktı. Facebook açması bile bir ay önceymiş haberim bile yok. O adamı takip ederek onursuzca işlere girişmek şöyle dursun aramalarını görünce bile ne kadar sinirleniyorum, cüretine ve terbiyesizliğine şaşıyorum.
Ben hayatım için çırpınırken , benden çaldığı zamanı yerine koymaya uğraşırken şu gezip eğleniyorum havaları, karşımda biri var sana küçücük şeyleri layık görmedim ama şu karşımdaki şahıs ki nedensizce eminim kimse yok, bu ana layık ve çok iyi vakit geçiriyorum havası, stresten allak bullak olmuş zihnimi delik deşik etmeye yetiyor. Birileri için güzel dileklerde bulunabiliyorum, birilerini dinleyebiliyorum ve birilerinin derdiyle dertleniyorum ama kalbimdeki kırıkları yazı diline dökerken insanların yüzü gülsün istiyorum. Son derece itici bir şekilde dedikoduymuş, sen konuşuyorsun değişikmiş tarzı cümleler hiç hoş değildi. Ama dediğim gibi dedikodu mahiyeti taşımıyor yazılarım hanımlar. Özellikle belirteyim TAŞIMIYOR.
Kimse haysiyet katillerinin ne yaptığını merak etmemeli değil mi ? Ben de etmiyorum. Tamamen rastlantısal karşılaştığım bir manzara ama o an için boğazımda düğüm oldu kaldı. Ya beni evliyken de aldattıysa dedim. Öyleyse böyleyse diye diye aptalın dik alasıyım,safım, MALIM hatta dedim. Orada kadın içinde yüzse o insan önemli değil. Ve düşünüp sakinleşince beni aldatmış olması bile çok hafif ruhumdaki yaraların yanında.
Üçüncüsü. Kendisi Allah için boylu poslu, çok güzel bir insan.Yani gocam olarak nitelendirilen hulk. Bana belki gördüğüm herkes demiştir, eşin çok yakışıklı diye. Ama herşey görünüş değil. Ve benim gözümde çok çirkinleşti. Oysa ne kadar severdim ben onu. Şimdi gerçekten de koca kafalı ,basit bir pislik. Ondan ancak böyle bahsedilebilir.
Kendi kendine konuşuyorsun diyeceğinize, madem bir insana yorum yazıyorsunuz ötesine gerisine bakın. Çok zor değil bir göz gezdirince anlıyorsunuz insanları. Aksi halinde buraya yazdığınız şeyler de VEBAL dir.
Bütün bunları yazmak istedim. İçimi bu şekilde dökmeyi sevmiyorum.
Yine demlikçay demeyin, stres stres stres doldum. Gece bir vakit uyan, 2 3 gibi sabah sınava gir, yağmurda ıslan... Ruhuma yağıyor o yağmurlar. Hala nelerin peşinde...
Bazı sosyal mecralarda ben yoğum. Nitekim kardeşimin sosyal mecraları bilgisayarda sürekli açık vaziyette. Malum sosyal mecradan bir fotoğrafa tıkladım. Kendisi açılmış bulundu . O da ne , aman yarabbi. Arkadaş önerisi, o . Sanki ağzına zorla helva tıkmışlar gibi zorla gülümseyen hulk . Boğaza nazır daha doğrusu manzara itibariyle boğaz manzarası buna nazır gibi. Bana bu kilo vermiş dedilerdi. Devasa kafası, elma yanakları, o elinden alacaklarmış gibi tuttuğu kırılmak üzere olan bardak... Biri şu adamı oradan alabilir mi ? Hayır o ifadesi çirkin bir kere yani neden... Ve karşısında bir çay daha. Kimse de yok etrafta garsonlara çektirmiş fotoğrafı. Karşısında biri varmış gibi ama o biri yok


DÜZENLEME: Özellikle içerik analizinde mükemmel arkadaşlara ve ünlemli,tepkili yazanlara söylüyorum. Hele bir de şöyle bir şey vardı en azından şu şekilde yani '' Sen arkadaşlarına da böyle derdini anlatıyorsan...'' Şöyle ki, arkadaşlarıma hiçbir şey anlatmam ben. Bu olayı bilen iki kişi var ,soranlara da boşanınca söyleyeceğim. Nadir durumlarda ,hatta ağlarken bile bir şey paylaştığım arkadaşlarıma bile anlatırken buraya nasıl yazdıysam öyle anlatırım. Hatta bu olayı anlatırken de çok yakın arkadaşımla bayağı güldük.
İkinci olarak benim geçirdiğim zor zamanları bilemezsiniz ve beynimin içine girip göremezsiniz. Görmek zorunda da değilsiniz. Yazdığım gibi sınavdan çıkmıştım, kafam çok karışıktı. Facebook açması bile bir ay önceymiş haberim bile yok. O adamı takip ederek onursuzca işlere girişmek şöyle dursun aramalarını görünce bile ne kadar sinirleniyorum, cüretine ve terbiyesizliğine şaşıyorum.
Ben hayatım için çırpınırken , benden çaldığı zamanı yerine koymaya uğraşırken şu gezip eğleniyorum havaları, karşımda biri var sana küçücük şeyleri layık görmedim ama şu karşımdaki şahıs ki nedensizce eminim kimse yok, bu ana layık ve çok iyi vakit geçiriyorum havası, stresten allak bullak olmuş zihnimi delik deşik etmeye yetiyor. Birileri için güzel dileklerde bulunabiliyorum, birilerini dinleyebiliyorum ve birilerinin derdiyle dertleniyorum ama kalbimdeki kırıkları yazı diline dökerken insanların yüzü gülsün istiyorum. Son derece itici bir şekilde dedikoduymuş, sen konuşuyorsun değişikmiş tarzı cümleler hiç hoş değildi. Ama dediğim gibi dedikodu mahiyeti taşımıyor yazılarım hanımlar. Özellikle belirteyim TAŞIMIYOR.
Kimse haysiyet katillerinin ne yaptığını merak etmemeli değil mi ? Ben de etmiyorum. Tamamen rastlantısal karşılaştığım bir manzara ama o an için boğazımda düğüm oldu kaldı. Ya beni evliyken de aldattıysa dedim. Öyleyse böyleyse diye diye aptalın dik alasıyım,safım, MALIM hatta dedim. Orada kadın içinde yüzse o insan önemli değil. Ve düşünüp sakinleşince beni aldatmış olması bile çok hafif ruhumdaki yaraların yanında.
Üçüncüsü. Kendisi Allah için boylu poslu, çok güzel bir insan.Yani gocam olarak nitelendirilen hulk. Bana belki gördüğüm herkes demiştir, eşin çok yakışıklı diye. Ama herşey görünüş değil. Ve benim gözümde çok çirkinleşti. Oysa ne kadar severdim ben onu. Şimdi gerçekten de koca kafalı ,basit bir pislik. Ondan ancak böyle bahsedilebilir.
Kendi kendine konuşuyorsun diyeceğinize, madem bir insana yorum yazıyorsunuz ötesine gerisine bakın. Çok zor değil bir göz gezdirince anlıyorsunuz insanları. Aksi halinde buraya yazdığınız şeyler de VEBAL dir.
Bütün bunları yazmak istedim. İçimi bu şekilde dökmeyi sevmiyorum.
Son düzenleme: