canım seni en iyi ben anlarım. ama önce sakin ol.
ben senden daha kötü durumdayım. geçen sene mayısta sözlendim. haziranda nişanım oldu. geçen sene ekimde nikahtan evlenecektik ama eşimin ailesi bizi durdurdu. düğün ben yapıcam dedi. ekim geldi düğün yapamadı, nisana ertelendi. nisanda korona oldu şanssızsınız dedi. hazirana erteledik, haziranda salonlar açılmadı. sonra temmuzda açılınca yap dedik. yapamam kimse gelmez falan dedi. şimdi eylül sonu diyor, düğünü yaparım ama takı takamam diyor.
bende en son mayısta eşimle nikahtan evlendik (gelinlikle değil, elbisemle). nikahımda annem babam yoktu. eşimin şehrinde evlendik. onun ailesi vardı. bombok bir nikah oldu. sonra geldim evime yerleştim. ne annemi ne babamı gördüm. herkes evlendiğinde göbek atarken ben 3 gün 3 gece ağladım. eşimin ailesini hiçbir şekilde kabul etmiyorum. evime de ölene kadar sokmayacağım. bizi bu duruma getiren kendisidir ve bizim ona büyüğümüz diye bu kadar alttan alışımız eşimle ikimizi yordu. ailesi hakkında bir konu açıldığında sinir krizi geçiriyorum.
mesela bu hafta eşimin kuzeninin düğünü var (aynı zamanlarda sözlendik ama kızın gittiği yerde sıkıntı yok, ailede yani) eşimin annesi beni kınaya çağırıyor. ben kına yapamadım, düğün yapamadım. her şey içimde kaldı. yaptıkları saygısızlık dağı tepeyi aştı.
her neyse, çevreyi boşver. bence ikiniz yapın, güzel bir zamanda yapın. kimseye medet ummayın.