[h=1]Mazlumdan zalime evrim teorisi![/h]
Zalim nasıl mazlum olabiliyorsa, mazlum da zalim olabiliyor.
Yakın dönem tarihimizin bir özeti de bu.
“Zalimler”e karşı zafer kazandıklarını düşünen
“mazlumlar”şimdi birbirlerini
“zalim” ilan ediyor.
Bu kez, karşılarında birlikte muzaffer olduklarını sandıkları
“eskizalimler”i de
mazlum ilan ederek.
Kafanız karışmasın.
Türkiye hikâyesi bu.
Türkiye’nin özeti,
“zırhlı araba” verdiğin savcıyı şimdimenfaatçi ilan edip bir de, sıtma şu yana, ölümü bile göstermektir.
Türkiye’nin özeti, iktidarın, cemaatin, muhalefetin, medyalarının, tetikçilerinin,Ergenekon vesaire cemiyetinin yaptıkları slalomlar, danslardır.
Milyonlarca insanın yoksulluğu, yoksunluğu, acıları üzerinde; sadecekendi dertleri, sadece kendi çıkarları, sadece kendi hakları, sadece kendiözgürlükleri, sadece kendi korkuları için tepinmektir.
Milyonlarca insan, bu mahfillere gözü kara bağlanmayı az bırakıp biraz öteyeçekilerek
“Yuh hepinize” diyebilse, bu ülkede hakiki devrimolur!
***
Oysa olmuyor.
O yüzden, sadece evrim var.
Maymundan insana olana istersen inanma da,
mazlumdan zalime birevrim işte!
Bir tarafta
“çete” bir tarafta
“haramiler”.
Kendi polisleri, kendi savcıları, kendi yargıçları.
Sen, sıradan insansan, korkacaksın bu mülkiyet ilişkisinden.
Bir ötekine çarpan zaten arada seni ezer.
Mülkiyet ve tahakküm uğruna, fitne, fesat, yalan gırla.
Hakikaten neye inandıklarını, hakikaten
bunca kötülük, adilik içindenasıl bir temizlik, nasıl bir ruh, nasıl bir cennet umabildiklerinibilmiyorsun.
İktidar yalanı, cemaat yalanı, medya yalanı, yargı yalanı, polis yalanı,kurmay yalanı.
Dershanesine dokunulunca biriktirdiği yolsuzlukların defterini açanbir inanç ve hizmet topluluğu…
Kasasına dokunulunca yüzlerce polisi, savcıyı yerinden oynatıphukuku tamamen kendine bağlayan bir inanç ve adalet iktidarı.
Bizatihi kendi darbelerini artık kendileri örgütleyen, o yüzden
“kendidarbecileri”ni bulup ittifak arayan riya orduları.
“Zamanlama manidar” ama arsızlık, yüzsüzlük tüm zamanlarötesi!
***
Belki ağır kaçacak ama tükürdüğünü yalama ve yaladığına tükürmemevsimlerindeyiz.
Birileri neyi, kimi, hangi kurumu, hangi yöntemi övmüşse onu yerin dibinebatırıyor; kimi karalamışsa da onun çamurunda banyo yapmak için soyunuyor.
Kim kimi hangi göreve getirmişse .oklamaya; kimi yerin dine batırmışsaaklamaya, koklamaya koşuyor.
Bu ikiyüzlülükten siyasi ahlak, bu ikiyüzlülükten ahlaklı hizmet, buikiyüzlülükten adalet, emniyet, silahlı kuvvet filan bekliyorsun ya, kabahatinçoğu da sende.
İnşaat ve ifşaat bekleyebilirsin; ama itimat, zor!
***
Alttaki fotoğraf, o eski mutlu günlerden.
Birgün gazetesi yeniden yayınladı.
Bir inceleyin, bakın.
Fotoğraftakilere
“bir açıdan” bakarsanız, devrin başbakanyardımcısı; 28 Şubat mağduru ve Susurluk mağruru.
Devrin devlet bakanı, o partisini terk edip yeni parti kurduktan sonra, öncebiraz Başbakan, şimdi Cumhurbaşkanı.
Devrin belediye başkanı, önce yasaklı, sonra yeni partisiyle 11 yıldırBaşbakan.
Devrin ve bugünün Cemaat lideri epeydir yurtdışında.
Hep birlikte makas alıp güle oynaya açtıkları
“İslami banka”yaşimdi iktidar
“dolar fırsatçısı” damgası vurdu.
Cemaat liderine göre ise iktidar harami; Başbakan’a göre Cemaatçiler çete,casus, örgüt.
Soldaki gülün, gülüşün, unutuşun Cumhurbaşkanı ise iki arada bir derede,açıkça konuşamadan, gazeteciden elçi yaratıyor.
Hoca’nın yanında gülümseyen, eski Beşiktaşlı yönetici, yeni Kasımpaşalı
Kalkavan.
O günden geleceği gören tek eleman, yüzü olmadan, sol köşeden sağeliyle (yanılmıyorsam)
telsizi uzatan.
Kayda başlamış çoktan.
Ne olur ne olmaz diye!
Haklı.
Bir o fotoya bak bir de şu totoya!
Umur Talu
http://www.yazaroku.com/guncel/umur-talu/10-01-2014/mazlumdan-zalime-evrim-teorisi/661367.aspx