Kurduğunuz hayali bir başkası yaşarsa?


ilk kısmı yaşadım yıllar önce ve ne kadar zor olduğunu bilirim ama o üzüntü ilk gün olduğu haliyle kalmıyor.
görmemek için elinizden geleni yapın.
ben de sorgularım çok yaşadıklarım seçim mi kader mi diye
isyan etmeyeye gayret ediyorum sadece
dilerim Rabbim çok güzel günler nasip eder size.



şu an zaten 25-26 yaşında yapmadıklarım için çok çok pişmanım. yaşım küçük olmadığı gibi aldı başını gidiyor ancak yaşıma uygun tavır göremeyişim hala sus küçüksün sen boşver denişi (evin en küçüğü olmam nedeniyle) hem komik hem güçsüz hissettiriyor.
düzeltmeye nereden başlayacağımı bilmiyorum.
çok teşekkür ederim tavsiyelerinize.
 
şoktayım. kısmen benzer yollardan geçtim diyebilirim. ortam değiştirmenizi öneririm.

bu odun arkadaşlarda size de mi denk geldi?
ortam değişimi için tayin şart devlet olduğu için başka türlü gidemiyorum.
tayinim de kurum amirine bağlı eh elindeki bu kadar sıkıntılı işi yıkacak kimse olmadığından göndermiyor.
 
yok odunlara soke oldum. kısmen benzer kısım ise küçük yer yeni aday yok vs kısmı. ben il değştirdim ve eşimi tanıdım. taze kan gerek size. her yolu deneyip cıkın yani rotasyon görevlendirme vs ne gerekirse 6 ay bile size iyi gelir. bir de önerim bekar arkadaşlarla takılmanız yönünde.
 
Çok detaylı düşünmüyormusunuz? Biraz daha basit düşünerek bu olumsuzlamalardan kurtulabilirsiniz. Başarının mantrası içinde bir kısaltma vardır KISS yani Keep it simple, stupid (Basit tut, aptal) biliyorum kulağa kaba geliyor ama benim kendime sıkça tekrarladığım bir söylemdir bu.(Lütfen üzerinize alınmayın bu kelimeyi ) Basit tutuyorum hedeflerimi, düşüncelerimi çoğu zaman. Böyle derinlemesine takılmıyorum. Bu kadar irdelemiyorum mesela.
Daha olumlu, daha mutlu bakıyorum hayata. Çünkü farkettim ki ne zaman böyle kıyaslamalar yapacak psikolojiye girsem, olumsuzluklar katlanarak artıyor. Ne zaman tam tersi olumlu yönünü bulup ordan hareketle davransam daha iyi hissediyorum. Sizde bir deneyin derim.
 

hayrlısı inşallah. inetrnette fellik fellik tayin duası arıyorum.
eh küçük yer buradaki beylere göre ben evde kalmış kızım, zaten fikren de anlaşamıyorum etrafımdakilerle.
ah taze kan taze kan, keşke becerebilsem.
bizde rotasyon, becayiş yok görevlendrimeler de en fazla 5 günlük.
saplanıp kalmış gibiyim.
teşekkürler yorumunuz için.
 

KISS'ı duymuştum ve estağfurullah alınmadım nihayetinde anlatım şekli böyle.

inanın keşke diye geçirdiklerim öyle büyük büyük arzular istekler değil. küçük bir hayatım var zaten ki şunlar şu küçük hayatın içinde olanlar.

çok detaycıyımdır işimde zaman zaman düşünme boşver diyorum ama bir şey oluyor ve kopuyor.
misal vereyim, farz edelim siz bir hastanede doktrosunuz sizden yapılması beklenen şey ve işiniz doktorluk. Ancak başhekiminiz sizi danışmaya oturtu ve gelenlere diğer doktorların odalarını göstermekten başka yapacak bir şeyiniz yok. ne yaparsınız? Aynı başhekim filanca doktoru yurtdışına göndereceğim harika bir ameliyat yaptı, falanca doktoru izmir'e kursa göndereceğim eğitilsin parlasın fikrindeyse ve siz ameliyathane kapısına dahi yanaştırılmıyorsanız ne yaparsınız?
benim iş hayatım şu anda böyle maalesef ve düzeltemiyorum. konuyu bir de bu açıdan düşünün yine çok fazla düşünüyorum gibi mi yoksa haklılık payım var mı?

insanlara gelince inanın elimden geleni yapmam beni sadece kötü insan yapıyorken kendimi çekmem çok daha kötü bir insan haline getiriyor. Ben içinden çıkamıyorum.
 
İş hayatı böyle maalesef. Haksızlık, gerektiği kadar değer görememe, hakettiğini alamama vs daha uzar gider bu liste.
Ben sadece kendinizi bu kadar olumsuz düşüncenin icine çekmeyin diyorum aslında.
Hepimizin hayatında bir dönem böyle geciyor , önemli olan en az hasarla atlatmak bence.
Örneğin geçen gün, dışarda yiyecektik yemeği, eşim geldi çıktık. Kızım restorantta ağlamaya başladı hiç sebepsiz. Oturamadık eve dönerken öfkeliydim , üzülmüştüm biraz, eve gidip yemek hazırlayacağım için, sonra yolda çöpten aldığı kuru ekmeği çömelmiş yiyen adamı görünce, kendime kızdım. Adama üzüldüm, halime şükrettim. O adamın yerinde olabilirdim dedim. Neler neler düşündüm, ne kadar üzüldüm.
Yani demek istiyorumki bizden iyi durumda olanlar yada olduğunu sandıgımız insanlar muhakkak var. Ama birde şu yönden bakmak gerek bizden kat kat kötü durumda olanlarda var. Biraz olumlu düsünmek lazım. Yoksa siz gayette haklı olabilirsiniz ama inanın neler neler var bu hayatta. Biraz sebat etmek gerek. Hep böyle gitmez, bir zaman gelir herşey sizden yana döner olumlu anlamda.
 

çok şükür halime elbette insanlar ne yaşanmaz hayatlar yaşıyor görüyoruz.
ama dedim ya sanırım benim sabrımın sonu bu nokta.
çok teşekkürler yorumunuz için.
 
Ben basliga ve ilk sorunuza yorum yapmak istiyorum aslinda.
Size tavsiyem, kendi isteklerinizle, hayallerinizle, baskasinin hayatini bagdastirmayin. Bunun sonu suclamaya kadar gidiyor cunku. Burada az okumadim "ben cocugum olsun diye kac yildir ugrasiyorum, sen nasil sikayet edersin, nasil cocugundan yorulursun" tarzi hadsiz ve suclayici mesajlar. Yanlis anlamayin, hadsiz diye size demiyorum, sadece kendi sahip olamadiginla baskasinin sahip oldugunu bagdastirip uzulmek ve hatta isyan etmek bana gore normal bir psikoloji urunu degil. Sizin hayalinizi yasayamamaniz, bunlari yasayanin sucu degil. Bir de su var. Herkesin hayali ortak degil. Atiyorum siz atanmak istersiniz, o atanabilen insan da baska yere atanma hayali kurar, sadece "atanmis" olmasi onu tatmin etmez. Herkesin sahip oldugu bazi seyler, bir baskasinin hayali olabilir.
Ben bircok kisinin sahip olmak istedigi, hayalini kurdugu seylere sahibim. Bunu cevremde bizzat bana soylerler. Ama ben memnun degilim kardesim. Benim hayalim bu degil. Ve bir baskasinin bu tur mudahaleleri sinirimi bozmaktan baska bir ise yaramaz. Bu konuda bakis tarzinizi degistirmenizi oneririm. Degistiremiyorsaniz da baskasini sizin isteklerinize sahip olduklari halde mutsuzlar veya sukursuzler diye elestirmeyin. Bu kadar baskasinin hayatini da takip etmeyin bence, nacizane tavsiyem. Kim sizin hayalinizi yasiyor, ne hissediyor filan... Sadece kendi hayatiniza odaklanin. Kiyaslamalar mutsuzluk getirir.
 

dikkat ettiyseniz o şöyle neden ben böyleyim diye bir kıyasa girmedim ve asla onlar onu haketmediler benim hakkımdı, onlar o duruma layık değil demedim ve dahi kimsenin hayatını takip halinde değilim. O verilenler sanki benim hayallerimi bir başkası yaşıyor gibi hissiyatımın örneklendirilmesi çabasıydı.
ben zaten şu an kendi hayatımın beni mutlu etmediğinden söz ediyorum. olayların görünen hallerinden ve bendeki hissiyatından bahsediyorum.
elbette benim hayatıma da özenenler vardır ancak ben koşullarımdan memnun değilim.
bu ayşe'nin var benim de olsun, fatma'nın oldu benim niye olmuyor isyanı değil.
ilerleyen mesajlarda konuyu detaylandırmıştık zaten hanımlarla gözünüzden kaçtı sanırım.
çok teşekkürler yorumunuz için.
 
Vallahi ben de evim cocugum olsun cok isterdim , gorunuse gore benim hayalimi benden baska herkes yasiyor.
 
Allahu Tealanin verdikleri de vermedikleri de imtihandir. Yani yasadiginiz da yasamadiiginiz seyler de sizin imtihaninizdir. Uzulmeyin. Bir ve iki bana da cok oldu ama 3. Yu degistirmek sizin elinizde. Guclu durun su andaki imkanlarinizdan mutlu olmaya calisin. Ve inandiginiz seyler dogrultusunda birseyler yaparsaniz savruldugunuzu da dusunmezsiniz.
 

sabrın çoğu o yüzden zaten. bu bir sınav ve geçecek beklentisi de zaman zaman daha da artıyor sanki.
uğraşıyorum aslında ancak günün çoğusu işyerinde geçiyor ve ne yazık ki bu iş beni yiyip bitiren bir hale geldi. o yüzden gücüm kuvvetim kalmıyor mücadele anlamında.
uğraşıyorum bir şeyler yapmaya da inancım için verdiğim mücadele şahısların engeline takıldıkça gerilip duruyorum.
 
Ortam değiştirmek iyi gelebilir siz nasıl mutlu olacaksanız öyle yapın çünkü aileler her zaman çocuğunu yanında ister ama bu hayat çekilmez olduysa yer değiştirmeniz sizin için daha sağlıklı olabilir. Ailenizin sağlık problemi yoksa kendilerine yetebilirler bence hayatınıza bakın. Ben de aynı hislerle doluydum özellikle arkadaş konusunda. Gerçekten vefalı olan bir kaç tanesi hariç iletişimimi kestim çünkü dert dinleye dinleye şiştim ama onlar sadece mutlu zamanlarında yanımdalardı. Bence sıkı bir değişime ihtiyacınız var kişisel gelişimle veya spor pilates yoga vs ilgilenebilirsiniz bol bol kitap okuyun inanın bunlar özgüveni yükseltecek hayata başka gözlerle bakmanızı sağlayacak şeyler.
Aynılarını ben de yaşadığım için yazdıklarınızı okurken içim acıdı. Ben aylardır o haldeyim atamam olmadı iş yok sinirlerim bozuldu ama toparlamaya çalışıyorum hayat bi yerde değişim istiyor. Kendinizi düşünün biraz bencil olun. Bencillik bazen mutluluğu getirir ve sıkmayın canınızı inanın en sıkı düğümler bile zamanla çözülüyor
 
is sizii cok yipratmis anlasilan.Allah kolaylik versin
 

anne-baba zor da olsa ikna oldu onları da beraberimde götüreceğim gitme şansım olursa. aile içinde olup ev dışında olanlardan kaynaklı sorunlar devam ediyor ne yazık ki.
insanları anlamaya çalışmayı bıraktım, bıraktım diyorum bırakamıyorum. bir yerde hata yapıyorum ama tam nerde çözemedim henüz.

o sıkı değişime değil ihtiyaç şu an bildiğiniz muhtacım. kitaplarla aram iyi o kısım tamam ama spor, yoga vs için sosyal imkanları iyi bir şehir lazım. buradaki tesislerde tombiş teyzelerle spor yapıp spordan sonra su böreği tarifi paylaşımından öteye gidemedik. kafa dengi arkadaş yok olanlar da bahsettiğim gibi evde yapmaya çalışıyorum ama tek başına da çok sıkılıyor insan.

iş konusuna gelince, umudunuzu kesmeyin sakın ben mezun olduktan 9 sene sonra atandım ve hiç olmayacak bir yere 3 gün içinde atandım. bol bol ya rezzak çekin, rızk kapıları açılsın inşallah.


is sizii cok yipratmis anlasilan.Allah kolaylik versin

bu iş ortamı mahvetti beni anlatsam hak verirsiniz belki. çok yoruldum manen.
amin inşallah.
 


Yaklaşık on yıllık arkadaşım aynen böyle.

Derdi sıkıntısı varsa benimle paylaşır, sorun çözüldükten sonra irtibatı minimuma indirir.

Ama ben de ona karşı aynen böyleyim.

Ve ne zaman bir derdim olsa ilk aradığım kişilerdendir o, derdime çare bulmadığı da olmamıştır hiç.

Bunu "karşılıklı olarak birbirimizi kullanıyoruz" anlamında yazmadım.

İkimizin de işi ve aile hayatı yoğun olduğundan birbirimize zor zamanlarımızda destek oluruz.

Diğer zamanlar net ve telefon üzerinden sürdürürüz iletişimi.

Daha az samimi olduğum ve özelimi daha az paylaştığım arkadaşlarımla da dışarıda yemekler yer...

Gezer, alışveriş yapar, sinemaya gideriz.

Benim hayatım için böylesi ideal, diğer türlüsü sıkıyor beni.

Aynı kişiyle her şeyi yapmak, dertleşmek, gezmek, alışveriş yapmak için o kişi ya ailemden biri ya da sevgilim olmalı.

Belki sizin çevrenizdekiler de böyle düşünüyorlardır.












Vaktiyle aynen böyle düşünüyordum.

Benim gibi evliliği sıkıcı, aşırı sorumluluk gerektiren bir görev olarak gören...

Ve sürekli erteleyen hatta esasen hiç istemeyen biriyseniz zamanla sizin gibi insanlardan oluşan bir çevreniz oluyor.

Onlarla kaliteli, evli olan arkadaşlarınızla da kısıtlı ama nitelikli zaman geçirmeye başlıyorsunuz.

Doğal olarak evli insanların nefes almak için birlikte olduğu bir arkadaş haline geliyorsunuz.

Kafa dengi olanlarla alışverişe çıkıyor, şık bir mekanda yemek yiyorsunuz.

Günün sonunda o eşi ve çocuğunu da düşünerek evle ilgili işlerini halletmek için üzülerek aranızdan ayrılıyor...

Siz diğer arkadaşlarınızla günü değerlendirmeye devam ediyor ya da kişisel bakımınıza zaman ayırıyorsunuz.

Yani olaya nereden baktığınıza göre değişiyor bu durum.

Size göre onlar, sizi nereye çekerlerse oraya gidiyorsunuz onlara göre de siz, ağır sorumluluklarınız olmadığı için özgürce onlarla takılabiliyorsunuz.

Tabii bunun için evliliği kişisel gelişiminde en üst basamak olarak görmeyen...

Tek arzusu nasıl yetiştireceğine bile kafa yormadan çocuk sahibi olmak olmayan insanlardan oluşan bir çevre lazım.

Yoksa iki laflarından biri "ne zaman evleniyorsun", ikincisi de "benim kocam dünyanın sekizinci harikası" olur ve onlarla bir arada olmaktansa eve gidip kendinize hücre hapsi vermek daha hayırlıdır.

 
Sizden yaşça küçüğüm ama bu saydıklarınızı yeni atlatmış biri olarak tecrübelerimi sizinle paylaşabilirim.

"1. Sorum: Sizlere de hep hayalini kurduğunu şeyleri başka birileri hem de sahip olduğu şeye kıymet bile vermeden yaşıyor gibi geliyor mu?"
Evet bu çok sıklıkla oldu bana hala bazen olur. İnancınız nedir bilmiyorum ama benim bakış açım şu. Hayaller, dualar hepimizde var. Ancak Allah'ın dualara cevap verme şekli biraz farklı. Ya evet diyor aynısını veriyor, ya evet diyor daha iyisini veriyor ya da bekle diyor en iyisini veriyor. Dolayısıyla benim bir hayalim gerçekleşmediğinde ben direkt olarak daha iyisinin geleceğini biliyorum. Başka insanlara gelince, örneğin yıllardır yurtdışında eğitm alabilmek hatta tr'yi terketmek gibi hayallerim vardır. Her denememde en sona kadar gelirim ve bir sıkıntı çıkar en başa dönerim. Bir arkadaşıma ise pat diye bir durum çıktı ve şu an kendisi hem eğitimine orada devam edecek, hem orada evlenecek hem de o ülke vatandaşlığına geçecek. İnsan üzülüyor tabi ki, AMA KENDİ ADINA. O kişi için büyük fırsat. Kıymetini bilir bilmez.. İlgilenmiyorum. Duayı arttırıyorum, sabrediyorum. En önemlisi elimdekine ŞÜKREDİYORUM.

"2. Sorum: Hiç çevrenizdekilerin çıkarları için yanınızda kaldığını ve size zerre tolerans göstermediklerini fark ediyor musunuz?"
Bunlardan çok vardı benim hayatımda. Her dertlerinde kucağıma yata yata ağlayanların beni dinlemediğini farkedince duruşum değişti. Baktım dert dinleyen benim, yardım eden benim, en mutlu günleri, eğlenceleri uzaktan izleyen yine benim. Dahası yalnız ağlayan da benim. Her halükarda yalnızkalacaksam ne manası var başkalarına güzin ablalık yapmaya. Böyle olan insanların hepsini çıkardım hayatımdan. Ama tamamen değil. Onların yaptıklarının aynısını şimdi ben yapıyorum. Önceden nasılsın sorusuna iyiyim derdim ki huzursuz olmasınlar. Benden iyiyim'i duyan da başlardı anlatmaya. Şimdi iyi bile olsam off moralim bozuk deyip herşeyi döküyorum. Sonra tam karşımdaki başlayınca ya canım özür dileri mgitmem lazım diyorum. Biraz da onlar düşünsün. Hatta kimse olmasa hayatımda yine de mutluyum, kendimi seviyorum. Ekstra sorumluluğa ihtiyacım yok.

"3. Sorum: Sanki size ait bir hayatınız yokmuş ve yaprak gibi sağa sola savruluyorsunuz gibi bir düşünceye kapıldığınız olur mu?"

Oldu, olur. Evlilik çok kutsal bir durum bence. Eş, aile, çocuk.. Benim hatta eski başlıklarımda da vardı yanılmıyorsam, evlenemediğim için üzüldüğümü filan yazdım buraya. İnsan sanki hayatını birine adayınca daha mutlu olacakmış gibi düşünüyor. YANLIŞ! Buna karakter bağımlı ilişki deniliyormuş yeni öğrendim. Yani mutluluğunu başkalarına bağlamak. Mutsuzken biri lişkiyle kendine geleceklerini düşünenlerin en yanıldığı nokta. Ben kendimi mutlu edemiyorken, bir başkası gelip beni nasıl mutlu edebilir? Eğer bir eş beni gerçekten mutluluğa götürebilecek olsaydı, annemden bir koca ile doğardım büyük ihtimalle :) Kendine birşey veremeyen kimseye birşey veremez, dahası karşısındakini de mutsuz eder. Çocuğu olur onu boğar, eşine sürekli beni sevmiyorsun der.


Biliyorum çok uzun yazdım ama sonuç olarak vardığım nokta şu benim. Verilene şükret, kendini sev ve unutma hayat başkalarının hayatlarını düşünerek geçirmek için oldukça kısa
 
siz iki arkadaş aranızda bir denge oluşturmuşsunuz. benim bahsettiğim şey bu değil.
misalen;
angel acilen yetiş yolda kaldım ıslandım gel beni al
angel yardım et iş yetişmedi müdür kesecek beni
angel koş, uç çabuk gel bankaya geciktim beni götür
hastaneye gitmeye korkuyorum benimle gel, çarşıya tek başıma gidemem (mutfak alışverişi) sen de gel
bu saatte eve dönemem beni götür
veya
kocam/ erkek arkadaşım şunu yaptı bunu yaptı şeklinde dertleşme içerikleri buraya kadar sıkıntı yok
ancakkkkkkkkk,
ben rica etsem ya şunu şöyle yapar mısın desem, işim çok yapamam
filanca yere gideceğim eşlik eder misin desem, ben orada sıkılırım
ya da işte şu sorunum var şöyle oldu demeye başlamadan ohooooo bak ben benimkini anlatayım şöyle de böyle şeklinde devam ediyor.
ve ortak plan yapıyoruz örneğin beraber kuföre gidelim de bir kesim yaptıralım diyoruz. çok geçmeden satılıyorum direkt bir bakıyorum bir başkasıyla gidilmiş gibi pek çok örnek.

bir yuva kurmak elbette zaman zaman çekici geliyor ancak sırf evlenmek için pataküte gözü kapalı dalmak bana göre değil. açıkçası eğer evliliğin sıkıntılı ve zor şartlarını göze alacaksam bu buna değer bir insanla olsun isterim. yoksa şu an maddi anlamda kendi ayaklarımın üzerinde duruyorum evlilik sebebim manevi tatmin olurdu sadece.
değindiğiniz nokta çok doğru, çevre sıkıntım var evet o çevreyi bir türlü edinemedim. bahsettiğiniz kaliteli zaman geçirme olayı kesinlikle yaşayamadığım bir şey. kısıtlı ve dar bir çevrem var ki içindeki insanların bir kısmı kendi hayatını sürdürmenin derdinde doğal olarak geri kalanlarla da maalesef uyumumuz yok.

şu son kısma fazlasıyla aşinayım ki çevremden duyduğum bir öneriyi paylaşayım. bana aynen şu şekilde bir cümle kuruldu. "seni bu saatten sonra düzgün birinin alması (evlenmek anlamında) zaten mümkün değil, artık kel-kör-topal önüne ne gelirse kabul etmek zorundasın. en kötü koca evi baba evinden iyidir"
şu kafada insanlarla çok mücadele ettim ancak yıprandığımla kaldım.
 

uzun uzun anlatmışsınız teşekkür ederim elinize sağlık.
ilk kısım için daha önce de açıklamaya çalıştım amacım kıyaslamak değildi yoksa herkes kendi kaderini yaşıyor kendi nasibini yiyor tek kelime edemem bu konuda.
anlatmak istediğim şey sanki öyleymiş gibi gelişi yani bunun hissiyatı.
hep bir çaba hep bir mücadele ve sonuçsuz işlerle karşılaşma sonucu acaba ben mi mücadeleyi bırakmalıyım yanlışım ısrar edişim mi? bu bakış açısını paylaştım sizlerle.
ve evet duanın hayatımdaki yeri çok çok büyük şu an ayakta tutuyorsa o tutuyor beni ve "bu olmadıysa daha iyisi olacak demek ki" şeklindeki bakış açınızı sevdim.

2. yorumunuza istinaden şu an için dinlememeye, oralı olmamaya çalışıyorum sadece ki bu da beraberinde bana küsülmesine sebep oluyor.

3. durum için sanırım kendimi biraz yanlış ifade etmişim. yakındığım nokta evlenememek değil kişilerin, kadınları birey olarak kabul etmesi için evlilik şartını dayatması ya da araması durumu.
-filanca şey yapılacak hadi
*ben gelemem başka planlarım var
- hadi hadi ne planın var bekar kızsın sanki kocan evde ekmek mi bekliyor
ya da
- ooh iyi para vardır sende
* yok yahu borç ödüyorum ay sonu zor bela geliyor
- hadi canım bekar kızsın nereye harcıyosun ki o kadar çoluğun yok çocuğun yok. sende para vardır
veya
bir toplantıya, gezmeye, güne bakımlı gittiğim zaman etrafımdan duyduğum söz "boşa süslen dolaş ersiz gelin"

eğer tüm bunlara rağmen sen çözebilirsin diyorsanız yolunu yöntemini bilmek isterim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…