- 19 Ağustos 2014
- 1.770
- 5.229
- 208
siz iki arkadaş aranızda bir denge oluşturmuşsunuz. benim bahsettiğim şey bu değil.
misalen;
angel acilen yetiş yolda kaldım ıslandım gel beni al
angel yardım et iş yetişmedi müdür kesecek beni
....
değindiğiniz nokta çok doğru, çevre sıkıntım var evet o çevreyi bir türlü edinemedim. bahsettiğiniz kaliteli zaman geçirme olayı kesinlikle yaşayamadığım bir şey.
Neden bahsettiğinizi anladım.
Ama ben de arkadaşıma "sadece iyi zamanlarında beni arıyor diğer zamanlar oralı olmuyor" şeklinde baksaydım...
O denge hiç kurulamazdı.
Ben de ona aynı şekilde muamele edince arkadaşlığımız anlam kazandı.
Karşılıklı olarak birbirimize zor zamanlarda destek, dayanak olma noktasına geçtik.
Diğer zamanlarda da mümkün mertebe iletişim kurmaya başladık.
Çünkü ben de önceki mesajımda detaylı bahsettiğim gibi iyi kötü her anında yanında olmam arkadaşlarımın...
Her şeyi yapacağım insan farklıdır, hepsini birlikte yapacağım insan sevgilim ya da ailemden biridir.
Salt menfaatçi değillerse çevrenizdekiler de olaya böyle bakıyor olabilirler dedim.
Ama sonrasında ekledim, bunun için kaliteli bir çevre lazım, sizde de o yokmuş zaten.
Doğal olarak aynı pencereden bakmadığınız insanların arasında kendinizi kötü hissetmeniz çok doğal.
Bu durumda onlarla asgari oranda iletişim kuracak şartlarınızın olgunlaşıp hayatınızın düzene girmesini bekleyeceksiniz, başka çare yok.
hanımla merhaba,
biraz yüreğim kabardı da sizlerle konuşayım dedim. Hani dertler, sıkıntılar toplanıp birden gelirler ya şu an hayatım öyle. aslında çoğunlukla öyle ama ben bir süredir taşıyamıyorum. Sizleri fazla yormadan bahsedeceğim, inşallah çok uzamaz konunun girişi.
1. Sorum: Sizlere de hep hayalini kurduğunu şeyleri başka birileri hem de sahip olduğu şeye kıymet bile vermeden yaşıyor gibi geliyor mu?
örneğin;
aylardır tayinim çıksa diye ah ah çektiğim bir kuruma bir başkası gidiyor şimdi ve ben kalakaldım öylece. Giden görevli de "ayyy bir kaç ay en fazla orayı daha fazla çekemem" diyor.
ya da,
bir bebek sahibi olmak. evli değilim, adayım da yok ama hormonal midir yaratılış mıdır bilmem bebek sevgisi ve özlemi var. Anne olmak mükemmel bir şey diye düşünürüm hep ama akrabalardan biri ilk bebeğine hamile ve ağzından şöyle bir cümle duydum "istemiyorum ki ben bunu, milletin çenesi kapansın diye hamile kaldım. offf başıma bela nasıl büyüyecek bu?"
veya
iş yerinde istediğim çok basit bir pozisyon bir başkasına veriliyor. Verilen kişi yine "hiç uğraşamam, öfff bu ne yaa" derdinde ki ben o pozisyon için kendimi paralıyorum.
2. Sorum: Hiç çevrenizdekilerin çıkarları için yanınızda kaldığını ve size zerre tolerans göstermediklerini fark ediyor musunuz?
örneğin;
bir arkadaşınız ne zaman neye ihtiyacı olsa sizi arıyor ama eğlenceye yemeğe vs başka arkadaşlarıyla gidiyor ya da derdi sıkıntısı varsa sizinle paylaşıyor ama sorun çözüldükten sonra sizinle irtibatı minimuma indiriyor. Ne düşünürsünüz?
Ek olarak bu insanların size eyvallah etmediğini de hesaba katın. Ayağınız azıcık yan bassa, biraz moralsiz olsanız ya da bir konuda haklılığınızı savunsanız kırk kat beter tavırlarla üstünüze geldiklerini, sizi kırınca zerre oralı olmadıklarını, kırılacağınızı ya da üzüleceğinizi umursamadan pat pat lafları sıraladıklarını düşünün. nasıl hareket edersiniz?
3. Sorum: Sanki size ait bir hayatınız yokmuş ve yaprak gibi sağa sola savruluyorsunuz gibi bir düşünceye kapıldığınız olur mu?
Bekar olduğum için mi bilmiyorum ama yaşadığım hayat maalesef beni kim nereye çekerse oraya gitmeye zorluyor. Yaşım küçük olmamasına rağmen hala başkalarının kararlarına bağlıyım. Hem güçsüz hem de sıradan hissettiriyor bu beni. Önemli olanın evlilik değil dengini bulmak olduğuna inanıyorum ama bekar oluşum adam yerine koyulmamı engelliyor sanırım. Sizce de öyle mi?
Ve ben bu hayatı nasıl düzeltebilirim.
Tayin istiyorum amirim izin vermiyor.
Şehir değiştirmek istiyorum tayine ek olarak yaşadığım şehirde bana gitmemem için vicdanıma oynayan birileri var (aile içi).
Derdimi, sıkıntımı kimseye anlatamıyorum, insanlar muıtsuz olmama anlam veremiyor.
çok bunaldım.
Sizde söyle düsünün siz ''is yerinde istediğim pozisyon baskasına verildi üzgünüm'' diyorsunuz baskaları calısacak is yeri bile bulamıyor.Sizin isiniz var sadece istediğiniz pozisyonu alamıyorsunuz.Onlar olsa der ki ''Bir isim olsa da istediğim pozisyon olmasada olur'' belki.Peki siz neden sükretmiyorsunuz?Bahsettiğiniz insanlardan biride sizsiniz demek ki
Elindekinin kıymetini bilememe cogu insanda var.Suan tokuz oturuyoruz cok sükür ama asla ac insanları tam anlamıyla anlamayacagız veya onlar kadar göremeyeceğiz bu sansımızı.Onlar elinde olmadıgı icin özledigi icin böyle bir sansın varlığının farkındalar.Örnek verdim sadece en belirgin olanından.
Birde söyle düsünün sizin istediğiniz pozisyon sizin istediğinizdir baskasının değil.Herkesin zevki isteği hayali bakıs acısı baskadır.Evet üzülmeniz gayet normal haklısınız da.Ama bu pozisyon onun icin bu kadar değerli olmayabilir bu da en az sizin üzülmeniz kadar normal.
Kadın anne olmak istemiyordur olabilir herkes anne olmak isteyecek diye bir sey yok.Tek hatası milleti dinleyip bir bebeğe yazık etmek.Cünkü belkide cocuga hic sevgi veremeyecek.Bunu milletin çenesinden çok düsünmeliydi.Ama eminim bebeği olduğunda bunu unutacaktır onu cok sevecektir.Bosverin baskalarını.Halinize sükredin sadece.Herkes siz değil sizin istediğiniz seyleri baskaları istemiyor olabilir.Siz kimse değilsiniz kimsede siz değil.
2. soruda nasıl hareket ederim ona cıkarcı oldugunu söylerim bir daha da muhattap olmam bu kadar basit.
3. soruya tek cevabım sorunlarınızı kendi kendinize çözmeyi basınıza gelme sebeplerinin sadece kendiniz olduğunu çözümünüde sadece kendiniz getirmek zorunda olduğunuzu unutmayın.Bir ese bir sevgiliye ihtiyacınız olmasın veya baska herhangi birine.O zaman özgüven sahibi olursunuz bu daha önemli
Umarım yakın zamanda bir aile kurarsınız karsınıza iyi biri cıkar
Sevgiler
Yani bende diyorum ki evet elindekinin kıymetini bilememe çoğu insanda varteşekkürler zaman ayırıp yazdığınız ve değerlendirdiğiniz için.
elbette mevcut durumumun pek çoğu için keşke denilecek bir duru olduğunun farkındayım. ifadeleri kullanırken mi yanlış kullandım bilmiyorum. ilerleyen mesajlarda anlattım durumu ancak tekrarlayayım tekrar.
benim sorum içinde bulunduğum bu ruh halinin, sanki öyleymiş gibi gelmesinin başka insanlar tarafından da yaşanıp yaşanmadığı. açık bir şekilde size de öyle geliyor mu diye sormuşum zaten.
yazdıklarıma da örneğin demişim mesela şöyle oldu bu şekilde hisseder miydiniz? diye görüş almaya çalıştım hepsi bu.
ikinci durum için ben de onlarla muhatap olmam şeklindeki bir durum belki üniversite ortamında, sosyal arkadaşlıklarda söz konusu olabilir ancak nu insanlar benim işyerindeki insanlar ve anne babamdan çok onları görüyorum. bu durumda insanın kendini izole etmesi çok da kolay değil ve ara mesajlarda da bahsettiğim gibi kendimi çekince ciddi bir "hıh" olayı yaşıyorum.
üçüncü durum için de yine ifade edememişim. evlenmek, niye evlenmedim, ne zaman evleneceğim gibi bir ifade yok. adam yerine konulmak ve kendi bildiğimce yaşamak için illa evlenmek mi gerekiyor şeklinde bir isyan belirtmiştim.
teşekkürler tekrar.
hanımla merhaba,
biraz yüreğim kabardı da sizlerle konuşayım dedim. Hani dertler, sıkıntılar toplanıp birden gelirler ya şu an hayatım öyle. aslında çoğunlukla öyle ama ben bir süredir taşıyamıyorum. Sizleri fazla yormadan bahsedeceğim, inşallah çok uzamaz konunun girişi.
1. Sorum: Sizlere de hep hayalini kurduğunu şeyleri başka birileri hem de sahip olduğu şeye kıymet bile vermeden yaşıyor gibi geliyor mu?
örneğin;
aylardır tayinim çıksa diye ah ah çektiğim bir kuruma bir başkası gidiyor şimdi ve ben kalakaldım öylece. Giden görevli de "ayyy bir kaç ay en fazla orayı daha fazla çekemem" diyor.
ya da,
bir bebek sahibi olmak. evli değilim, adayım da yok ama hormonal midir yaratılış mıdır bilmem bebek sevgisi ve özlemi var. Anne olmak mükemmel bir şey diye düşünürüm hep ama akrabalardan biri ilk bebeğine hamile ve ağzından şöyle bir cümle duydum "istemiyorum ki ben bunu, milletin çenesi kapansın diye hamile kaldım. offf başıma bela nasıl büyüyecek bu?"
veya
iş yerinde istediğim çok basit bir pozisyon bir başkasına veriliyor. Verilen kişi yine "hiç uğraşamam, öfff bu ne yaa" derdinde ki ben o pozisyon için kendimi paralıyorum.
2. Sorum: Hiç çevrenizdekilerin çıkarları için yanınızda kaldığını ve size zerre tolerans göstermediklerini fark ediyor musunuz?
örneğin;
bir arkadaşınız ne zaman neye ihtiyacı olsa sizi arıyor ama eğlenceye yemeğe vs başka arkadaşlarıyla gidiyor ya da derdi sıkıntısı varsa sizinle paylaşıyor ama sorun çözüldükten sonra sizinle irtibatı minimuma indiriyor. Ne düşünürsünüz?
Ek olarak bu insanların size eyvallah etmediğini de hesaba katın. Ayağınız azıcık yan bassa, biraz moralsiz olsanız ya da bir konuda haklılığınızı savunsanız kırk kat beter tavırlarla üstünüze geldiklerini, sizi kırınca zerre oralı olmadıklarını, kırılacağınızı ya da üzüleceğinizi umursamadan pat pat lafları sıraladıklarını düşünün. nasıl hareket edersiniz?
3. Sorum: Sanki size ait bir hayatınız yokmuş ve yaprak gibi sağa sola savruluyorsunuz gibi bir düşünceye kapıldığınız olur mu?
Bekar olduğum için mi bilmiyorum ama yaşadığım hayat maalesef beni kim nereye çekerse oraya gitmeye zorluyor. Yaşım küçük olmamasına rağmen hala başkalarının kararlarına bağlıyım. Hem güçsüz hem de sıradan hissettiriyor bu beni. Önemli olanın evlilik değil dengini bulmak olduğuna inanıyorum ama bekar oluşum adam yerine koyulmamı engelliyor sanırım. Sizce de öyle mi?
Ve ben bu hayatı nasıl düzeltebilirim.
Tayin istiyorum amirim izin vermiyor.
Şehir değiştirmek istiyorum tayine ek olarak yaşadığım şehirde bana gitmemem için vicdanıma oynayan birileri var (aile içi).
Derdimi, sıkıntımı kimseye anlatamıyorum, insanlar muıtsuz olmama anlam veremiyor.
çok bunaldım.
1-evet gelıyor bazıları haketmedıklerı hayatları yaşıyor yada hakediyorlar bılmıyorum ama on numara 5 yıldız hayatı olan arkadaslarım var ama kımse kımsenın yarınını bılemez ne oldum degıl ne olucam dıyceksınhanımla merhaba,
biraz yüreğim kabardı da sizlerle konuşayım dedim. Hani dertler, sıkıntılar toplanıp birden gelirler ya şu an hayatım öyle. aslında çoğunlukla öyle ama ben bir süredir taşıyamıyorum. Sizleri fazla yormadan bahsedeceğim, inşallah çok uzamaz konunun girişi.
1. Sorum: Sizlere de hep hayalini kurduğunu şeyleri başka birileri hem de sahip olduğu şeye kıymet bile vermeden yaşıyor gibi geliyor mu?
örneğin;
aylardır tayinim çıksa diye ah ah çektiğim bir kuruma bir başkası gidiyor şimdi ve ben kalakaldım öylece. Giden görevli de "ayyy bir kaç ay en fazla orayı daha fazla çekemem" diyor.
ya da,
bir bebek sahibi olmak. evli değilim, adayım da yok ama hormonal midir yaratılış mıdır bilmem bebek sevgisi ve özlemi var. Anne olmak mükemmel bir şey diye düşünürüm hep ama akrabalardan biri ilk bebeğine hamile ve ağzından şöyle bir cümle duydum "istemiyorum ki ben bunu, milletin çenesi kapansın diye hamile kaldım. offf başıma bela nasıl büyüyecek bu?"
veya
iş yerinde istediğim çok basit bir pozisyon bir başkasına veriliyor. Verilen kişi yine "hiç uğraşamam, öfff bu ne yaa" derdinde ki ben o pozisyon için kendimi paralıyorum.
2. Sorum: Hiç çevrenizdekilerin çıkarları için yanınızda kaldığını ve size zerre tolerans göstermediklerini fark ediyor musunuz?
örneğin;
bir arkadaşınız ne zaman neye ihtiyacı olsa sizi arıyor ama eğlenceye yemeğe vs başka arkadaşlarıyla gidiyor ya da derdi sıkıntısı varsa sizinle paylaşıyor ama sorun çözüldükten sonra sizinle irtibatı minimuma indiriyor. Ne düşünürsünüz?
Ek olarak bu insanların size eyvallah etmediğini de hesaba katın. Ayağınız azıcık yan bassa, biraz moralsiz olsanız ya da bir konuda haklılığınızı savunsanız kırk kat beter tavırlarla üstünüze geldiklerini, sizi kırınca zerre oralı olmadıklarını, kırılacağınızı ya da üzüleceğinizi umursamadan pat pat lafları sıraladıklarını düşünün. nasıl hareket edersiniz?
3. Sorum: Sanki size ait bir hayatınız yokmuş ve yaprak gibi sağa sola savruluyorsunuz gibi bir düşünceye kapıldığınız olur mu?
Bekar olduğum için mi bilmiyorum ama yaşadığım hayat maalesef beni kim nereye çekerse oraya gitmeye zorluyor. Yaşım küçük olmamasına rağmen hala başkalarının kararlarına bağlıyım. Hem güçsüz hem de sıradan hissettiriyor bu beni. Önemli olanın evlilik değil dengini bulmak olduğuna inanıyorum ama bekar oluşum adam yerine koyulmamı engelliyor sanırım. Sizce de öyle mi?
Ve ben bu hayatı nasıl düzeltebilirim.
Tayin istiyorum amirim izin vermiyor.
Şehir değiştirmek istiyorum tayine ek olarak yaşadığım şehirde bana gitmemem için vicdanıma oynayan birileri var (aile içi).
Derdimi, sıkıntımı kimseye anlatamıyorum, insanlar muıtsuz olmama anlam veremiyor.
çok bunaldım.
Bu arada hepimizin kurduğu hayalleri yaşayan birileri var zaten çevremizde veya değil,onların da başka hayalleri var.
Kimbilir sizin hayatınızda başkasının hayalidir?
1-) arkadaşım inan senin istediğini bir çok kişi istiyor ve diğer insanlara karşı nedense hep " istemem yan cebime koy " havasındalar. ben karşıdakini sinir etme gayreti içinde olduklarını düşünüyorum.
2-) başıma gelir iyi niyetimden. çok mustaribim bu konudan. etrafımdaki bir kaç arkadaş dediğim şahıslardan baya şikayetçiyim. ben çözüm olarak görüşmemeyi ve mesafeyi seçtim. insanın evet arkadaşa ihtiyacı var ama nedense lisede ve üniversitede kurduğum arkadaşlıklarım artık yok, uzak illerdeler. bir kaç kişiyle görüşüyorum,
en yakın arkadaşım : canım eşim, kimseye güvenemiyorum
3-) yaşını bilmiyorum arkadaşım ama 30 üstüyse toplumumuz malesef aşırı hoşgörüsüz bu konuda. isteyen evlenir, isteyen bekar kalır bana göre. ne kadar acımasız olduğunu düşünebiliyorum etrafındakilerin. o çok medeni görünen insanlar bile yeri geldiğinde canını yakmaya bayılır. evlilik güzel bir şey ama dengini bulamadıysan neden saçma bir evlilik yapasın. zamanı gelince oda olur. acele teme ve takmamaya çalış. erken evlenen her çift mutlu mu yada evliliği her kes sonuna kadar götürüyor mu ? geç olsun güç olmasın. evlenince de çocuk diye seni rahatsız edecekler inan ki. hep yüzüne vuran birileri çıkacak.
sonuç , toplum olarak bizim katetmemiz gereken çoooookkk yol var. başkalarının hayatına müdahale etmemeyi, hoş görülü olmayı ve haset etmemeyi öğrenirsek ancak mutlu oluruz. yoksa böyle birbirini sevmeyen, insanlarla görüşmek istemeyen kişilere döneceğiz haklı olarak. kimse senden kıymetli değil, üzme canını :)
1-evet gelıyor bazıları haketmedıklerı hayatları yaşıyor yada hakediyorlar bılmıyorum ama on numara 5 yıldız hayatı olan arkadaslarım var ama kımse kımsenın yarınını bılemez ne oldum degıl ne olucam dıyceksın
2-oyle arkadaslarımı hayatımdan s...tir edıyorum gerek yok ıyı gununde yanında ıstemeyenın kotu gununde yanında olmam
3-evet savruluyorum muhendısım işim yok cok uzun zamandır hayatımda dogru duzgun kımse yok evlılık yok bı b.k yok depresyonun dıbıne vuryorum su sıralar ama genede ayaga kalkmaya calısıyorum en azından bir işin var maddi olarak kımseye baglı degılsın mutsuz olma demıyorum sana ama kendı elınden kendın tut ve toparlan bunları sana şu ara toparlanmaya calısan bırı olarak yazıyorum yanı uzaktan ahkam kesmıyorum
hepinize ayrı ayrı teşekkürler üşenmeyip fikirlerinizi paylaşıyorsunuz.
ben artık durumumu iyi niyet olarak değil bildiğiniz enaylik olarak adlandırıyorum. çünkü kişilerin zehri benimle içip balı başkasıyla yemelerinin ve benim buna sessiz kalışımın başka açıklaması olamaz.
evliliği çok da takmıyorum kafama esasında ancak, çevremden duyduğum bir öneriyi paylaşayım. bana aynen şu şekilde bir cümle kuruldu. "seni bu saatten sonra düzgün birinin alması (evlenmek anlamında) zaten mümkün değil, artık kel-kör-topal önüne ne gelirse kabul etmek zorundasın. en kötü koca evi baba evinden iyidir"
gerçekten üzülüyorum bekar olduğum için adam yerine konulmayışıma ve elbette senin bir düzenin yok sen bize uyacaksın beklentisine.
Ben de yazılarınız ve yorumlar çok uzun okuyamadım diye yorum yazmıştım o da sizin gözünüzden kaçtı sanırım. hayat küçük ayrıntıları takmak için kısa ,istekleriniz için mücadele etmeye devam edin.daha önce de olaya bakış tarzımı yazdım diğer mesajlarımdak kopyalayayım açıklayıcı olsun.
dikkat ettiyseniz o şöyle neden ben böyleyim diye bir kıyasa girmedim ve asla onlar onu haketmediler benim hakkımdı, onlar o duruma layık değil demedim ve dahi kimsenin hayatını takip halinde değilim. O verilenler sanki benim hayallerimi bir başkası yaşıyor gibi hissiyatımın örneklendirilmesi çabasıydı.
ben zaten şu an kendi hayatımın beni mutlu etmediğinden söz ediyorum. olayların görünen hallerinden ve bendeki hissiyatından bahsediyorum.
elbette benim hayatıma da özenenler vardır ancak ben koşullarımdan memnun değilim.
bu ayşe'nin var benim de olsun, fatma'nın oldu benim niye olmuyor isyanı değil.
ilerleyen mesajlarda konuyu detaylandırmıştık zaten hanımlarla gözünüzden kaçtı sanırım.
çok teşekkürler yorumunuz için.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?